Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/944 E. 2020/742 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/944 Esas
KARAR NO : 2020/742
DAVA : Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülen iptal davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, davalı şirketin yaklaşık %25 hissedarı olan müvekkilinin 28/03/2018 günü yapılan olağan genel kurul toplantısında 7. maddesinde kar dağıtım talebinin reddedildiğini, oysa ki şirketin karlarını tümüyle yedek akçelere eklemesi ve sadece belli ortaklara huzur hakkı ve ikramiye ödeyerek pay sahibinin kardan mahrum bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu, gündemin 8. maddesinde ise şirketin sermayesinin ihtiyaç olmadığı halde 17.580.000,00 TL’den 25.000.000,00 TL’ye çıkarıldığını, yapılan sermaye artırımı ile müvekkilin şirketteki etkisinin azaltılmasının amaçlandığını, yine gündemin 9. maddesinde yönetim kurulu üyelerine aylık 20.000,00 TL net huzur hakkı ödenmesi kararlaştırılmışsa da yöneticilerin yoğun mesai harcamadıklarını ve tespit edilen huzur hakkı bedelinin fahiş olduğunu belirterek, 28/03/2018 günlü davalı şirket genel kurul kararının 7, 8 ve 9. maddelerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, huzur hakkının yönetim kurulu üyelerinin kanundan doğan hakkı olduğunu, bunun için şirketin kar etmesine dahi gerek olmadığını, fahişlik iddiasının gerçeği yansıtmadığını, zira 2012 ile 2018 yılları arasında 10.000,00 TL net huzur hakkı ödemesi yapılırken 2018 yılına ilişkin olağan toplantıda enflasyon farkı nazara alınarak miktarın 20.000,00 TL’ye çıkarılmasının normal olduğunu, şirketin borçlanmasını önlemek ve karlılığı sağlamak adına kar payı dağıtımının yapılmamasının şirketin menfaatine olduğunu, öte yandan bankalara kredi borcu altına girmektense sermaye artırımına gidilmesinin şirketin sermaye yapısını güçlendirdiğini, kaldı ki mevcut banka borçlarının tamamına yönetim kurulu üyelerinin kefil olması nedeniyle şahsi mal varlıklarının riske girdiğini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu belirterek reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Toplantının 8 numaralı gündem maddesinde şirketin sermayesinin oy çokluğuyla 17.580.000,00 TL’den 25.000.000,00 TL’ye çıkarıldığı davacı …’nın ise karara muhalif kaldığı anlaşılmaktadır. Davalı şirketin TTK’nın 376. maddesi kapsamında öz kaynak yapısı incelenmekle 2014-2017 yılları arasında hiçbir dönemde iflas riskinin bulunmadığı görülmüştür. Şirketin nakit sermaye artırımını gerektirecek herhangi bir yatırım veya işletme projesinin varlığına dair herhangi bir delil ve savunmada getirilmiş değildir.
Davalı vekili, mali yapının güçlendirilmesi adına bankalara borçlanmak yerine ortakların şirkete sermaye getirmesinin daha uygun olduğunu savunmuştur. Ancak şirketin mali tabloları muhasebeci bilirkişi tarafından tetkik edilmiş olup, sürekli artan miktarda kredi kullanımının söz konusu olduğu ve bu kredi borçlarının çevrilebilmesi için yeterli nakdin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Artırılması istenen sermaye bedelinin tahsili beklenen şirket alacakları ile sair alacaklara binaen kredi bakiyeleri içerisinde çok küçük bir etkisinin olacağı anlaşılmaktadır. Diğer yandan ise davacının hissesinin artırıma bağlı olarak %25’ten %18’e düştüğü tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacı hissedarın şirketteki gücünün etkisizleştirilmeye çalışıldığı, TTK’nın 445. maddesi bağlamında sermaye arttırımının afaki iyi niyet kuralına aykırı olduğu sabit görüldüğünden toplantıda alınan 8 nolu kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödemelerinin 2012 yılından bu yana 10.000,00 TL iken 2018 yılına ilişkin olağan toplantıda 20.000,00 TL’ye çıkarılmasında ortaklığın mali durumu, yöneticilerin yapmış olduğu işin kapsam ve mahiyeti dikkate alınarak herhangi bir usulsüzlük, ana sözleşmeye ve afaki iyi niyet kurallarına aykırılık görülmediğinden 9. madde yönünden davanın reddi gerekmiştir.
Gündemin 7. maddesi ise kar dağıtımının yapılmamasına ilişkindir. Kar dağıtımının temel şartı TTK’nın 509/2. maddesi gereğince şirketin net dönem karı ya da önceki yıllara ilişkin karlardan yedek akçe bulunmasıdır. TTK’nın 523/1 maddesine göre kanuni ve sözleşmesel ihtiyari yedek akçeler ayrılmadan kar dağıtımı yapılamaz. Somut olayda şirketin 2017 dönemi net karı 2016 yılına nazaran %14,02 oranında azaldığı görülmüş olup bir önceki yıla nazaran karlılığın azalış göstermesi karşısında şirketin olağan üstü yedek akçelere ayrılarak önlem alması özellikle sektörde devam eden ekonomik durgunluk da nazara alınarak şirketin ekonomik açıdan daha güçlü olmasını teminen herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir. Kar payı dağıtımı zorunlu olmamakla birlikte kar payı dağıtılmaması dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etse de, yukarıda belirtildiği üzere şirketin bir önceki yıla göre karlılığının düşmesi karşısında önlem olarak kar dağıtımı yapılmamasında herhangi bir beis görülmemiş olup 7. maddeye ilişkin talebin de reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-İş bu davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı … Ticaret A.Ş nin 27.03.2018 tarihinde yapılmış olan 2017 yılı Genel Kurul Toplantısında alınan 8 maddenin İPTALİNE,
2-Genel Kurulun 7 ve 9. maddeye ilişkin iptal davasının reddine,
3-Alınması gereken 54,40-TL maktu ilam harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50-TL’nin miktar itibariyle tahsiline yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı ve 35,90-TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 8.100,00 TL bilirkişi gideri, 1,259,85 TL posta ve sair giderler olmak üzere toplam 9.359,85-TL yargılama giderinin red ve kabul oranlamasına göre 3.119,95‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.12/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*