Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/942 E. 2019/1282 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/942
KARAR NO : 2019/1282
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı firma, 06/07/2018 tarihinde, aralarında Hazır Beton Sözleşmesi ile 100.000 TL. Bedel mukabilinde 500 m3 beton satın almak üzere sözleşme yapıldığını, bu sözleşme üzerine davacının, davalıya 20.000 TL değerinde 5 ayrı çek verdiğini, anılan sözleşme uyarınca, davalıca 17/08/2018 tarihine kadar 105 m3 kısmı teslim edildiğini, fakat kalan 395 m3 lük kısmı sözleşmede kararlaştırılan vade tarihi geçmesine ve bu yolda davalı tarafa … Noterliği tarafnıdan 2 adet ihtarname ile yapılan uyarıya rağmen ödenmediğini, yasa gereğince, bu şekilde açılan menfi tespit davası açılacak icra takibini tek başına durdurmaya yeterli olmadığı, söz konusu çek bedelinin davacı tarafından teminat gösterilmesi karşılığında, ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ederek davalı tarafa elden teslim etmiş olunan söz konusu çekin, belirtilen kısım dışında bedelsiz kaldığının tespiti ile davalı tarafa kalan miktar bakımından borçlu olmadığının tespitine, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının davalı yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-… Bankasına yazılan müzekkere cevabı,
2- İhtarname
3-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava; çeklerin avans olarak verildiği bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı icra takibinden önce açılmış menfi tespit davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Menfi tespit davası, davalının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin, mevcut olmadığının tespiti için, açılan davadır. Menfi tespit davası, borçlunun, borcu henüz ödenmeden açabileceği bir davadır. Borç ödendikten sonra artık menfi tespit davası değil ,istirdat davası açılabilir. Aslında menfi tespit davası ile istirdat davasında asıl amaç aynıdır. Her iki davada, davacı öncelikle ,borçlu olmadığının tesbitini ister Somut olay da davacı taraf icra takibinden önce borçsuzluğunun tesptini talep etmiştir.
Mahkememizce … Bank’a müzekkere yazılarak dava konusu çeklerin ibraz edilip edilmediği, edilmiş ise ibraz eden bilgileri sorulmuş, müzekkere yazı cevabında dava konusu çeklerden … numaralı çekin 10/10/2018 tarihinde ibraz edildiği, diğer çeklerin ise ibraz edilmediği, çekler üzerinde ödeme yasağı şerhi bulunduğu bildirilmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesi ile çekler üzerine ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkememizce 10/10/2018 tarihli ara kararı ile 3. Kişileri etkileyecek şekilde ödeme yasağı konularak ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davadışı … Tic. Ve San. Ltd. Şti.’nin 20/12/2018 tarihli dilekçesi ile dava konusu çeklerden … Bankası … Şubesi’nin 10/11/2018 keşide tarihli 20.000,00-TL bedelli, 10/10/2018 keşide tarihli 20.000,00-TL bedelli, 10/12/2018 keşide tarihli 20.000,00-TL bedelli 3 adet çekin uhdesinde olduğunu, iyi niyetli hamil olduğunu, tedbir kararının müvekkil şirketi açısından değiştirilmesini talep etmiştir. Dava dışı şirketin itirazı öninceleme duruşmasında değerlendirilmiş, talep konusunun çek olduğu, üçüncü kişileri etkileyecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceği kanaatiyle talebin kabulü ile ödeme yasağının üçüncü kişilere etkili olmamak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında belirttiği üzere çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. İspat yükü üzerinde olan davacının bu karinenin aksini, yani dava konusu çeklerin satın alınan mal bedeline karşılık avans olarak verildiğini ve malın da teslim edilmediğini HMK.’nun 200.maddesi hükmü uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerekir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında Hazır Beton Satış Sözleşmesi 06/07/2018 tarihinde imzalandığı, sözleşme de dava dışı … Sanayi Tic. Ltd. Şti.’nin satıcı, davalının alıcı, davacının ise müşterek borçlu olarak belirlendiği, sözleşmenin 3. Maddesinde ” İşbu sözleşme altına imza koyan ve alıcıdan beton alan şahıs veya şirket sözleşme konusu satış bedelinin ödenmesinden sorumludur. Alıcı satış bedelini ödemediği takdirde müşterek borçlu hiçbir ihtara gerek kalmaksızın işbu sözleşme konusu bedeli satıcıya ödeyecektir.” düzenlemesi karşısında davacının davalının yanında borcun ödenmemesinden sorumlu olduğu, alacaklının dava dışı satıcı … Beton olduğu anlaşılmaktadır. Oysa davacı işbu sözleşmeye dayanarak davalıdan beton satın alındığı, betonun bir kısmının teslim edildiği, kalan kısmının teslim edilmediği ve davaya konu çeklerin avans olarak verildiğini ve bu çeklerden borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Bu hali ile davacının davasının dayanağı sözleşme ile davadaki iddiaları çelişmektedir. Ayrıca sözleşmenin 6. Maddesinde ödemelerin çek ile yapılacağı karşılaştırılmakla birlikte, avans çekine ilişkin düzenleme olmadığı gibi çeklere açıkça atıfta da bulunulmamıştır. Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sözleşme, ihtarnameler, sözleşme tarihi olan 06/07/2018 tarihli tahsilat makbuzu sunulmuş, makbuzun incelenmesinde dava konusu çeklerin yazılı olduğu, davalı tarafından kaşe ve imzası bulunduğu görülmüştür. Ancak bu çeklerin dava konusu mal alımı için verildiği belli değildir. Kural olarak çek, bir ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiği yönünde bir karine mevcuttur. Bu karinenin aksini iddia eden davacı, çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal alınmadığını yazılı delille ispatlamakla yükümlüdür. Başka bir anlatımla somut olayda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkememizce 04/11/2019 tarihli ön inceleme duruşmasının 4 nolu ara kararı ile davacı yana çeklerin davalıya avans olarak verildiğine dair yazılı delillerini sunmak üzere 2 hafta kesin süre verilmiş, aksi halde mevcut dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiştir. Davacı vekili verilen kesin süre içerisinde delillerini sunmamıştır. Bu halde ispat yükü kendisine düşen davacı tarafından davasının ispatlanamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 44,40-TL harcın, peşin alınan 1.366,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.321,80-TL harcın karar kesinleştikten sonra istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır