Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/930 E. 2020/407 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/930
KARAR NO:2020/407

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/10/2018
KARAR TARİHİ:09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketten kargo taşıma hizmeti aldığı ve bedelini ödemediği hususunun açık olduğunu, müvekkili şirket yurt çapında, kargo taşımacılığı yapan ve bu alanda haklı bir unvana sahip köklü bir kuruluş olduğunu, davalı da kargo taşımacılığı konusunda müvekkili şirketi tercih ettiğini ancak verilen hizmet karşılığında müvekkili şirketçe herhangi bir ödeme alınamadığını, söz konusu taşıma hizmetlerine ilişkin faturaların davalı tarafa e-fatura olarak gönderildiğini, davalı tarafın her ne kadar borcun ferilerine itiraz etmiş olsa da itiraza konu icra takibinde, ticari işlerdeki reeskont avans faizi istendiğini, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiğini ancak bu itirazında da haksız olduğunu, davalı ile müvekkili arasında yapılan taşıma sözleşmesinde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu hususunda anlaşmaya varıldığını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmakla davalarının kabulü ile davalının yetki itirazının reddini, davalı-borçlunun ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ve takibin devamını, davalının alacaklarının %20’ından az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetini,yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı borçludan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişki olmadığını, davacı ile müvekkili arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirkete herhangi bir fatura tebliği yapılmadığını, ortada davacı taraf ile müvekkili şirketin yapmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı veya mutabakat olmamasına rağmen davacı tarafın müvekkiline ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalıştığını, davacı yanın iddia ve beyanlarının asılsız olduğunu, davacı yanın müvekkili şirketle aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu -yazılı cari hesap sözleşmesi- sunmak sureti ile ispat etmesi gerekmekte iken salt cari hesap ilişkisinin var olduğunu iddia etmek bu cari hesap alacağının doğduğunu ispata yetmediğini, TTK’nın emredici hükümleri gereği davacı tarafın müvekkili şirkete akdedilmiş yazılı bir cari hesap sözleşmesini dosyaya sunması gerektiği ve ortada davacı ile müvekkili şirket tarafından yapılmış bir cari hesap sözleşmesi yok iken davacı tarafın bu cari hesap ilişkisine dayanarak kendine bir alacak yaratmasının hukuken mümkün olmamakla birlikte dava konusu bir borcun oluşmayacağının da en açık göstergesi olduğunu, müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişki mevcut olmadığını, nitekim davacı taraf da ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz edememekte, bu sebeple iddiasını ispatlayamadığını, dava konusu borcun müvekkili tarafından ödendiği ve davacı taraf ile ticari ilişki bitirildiğini, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediği, ticari defterlerinde yer almadığını, müvekkili şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, bu bağlamda davacının müvekkili adına fatura düzenlemek suretiyle alacaklı olduğu iddiasının müvekkili açısından herhangi bir bağlayıcılığı olmadığını, açıklanan nedenlerle davacı tarafından ispat edilemeyen işbu haksız ve dayanaksız davanın reddini, haksız ve kötü niyetli davacının aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 21/11/2019 tarihli celsesi 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 27/03/2020 tarihli raporunda özetle;
”TİCARİ DEFTER İNCELEMELERİ;
Davacı ticari defterleri; Davacı yanın aşağıda noter tasdik/berat bilgileri belirtilen 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defterleri incelemeye tabi tutulmuştur.
İncelenen davacı şirkete ait 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/ beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
Davacı ticari defterlerinde tespit edilenler; Davacı şirket ticari defterlerinde, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin 120 numaralı “alıcılar” hesabında takip edildiği, 2016 yılından 2.617.542,11 TL borç bakiyesinin 2017 yılına devrettiği, icra dosyası ekinde sunulan tabloda yer alan faturaların bu hesap altında kayıtlı olduğu, takip tarihinden önce davalı yanın kısmi ödemeler yaptığı, davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran 04.08.2017 takip tarihi itibariyle davalı yandan 2.716,585.41 TL alacaklı olduğu görülmekle davacı yanın 779.389,44 TL’lik bakiyeyi takibe konu ettiği, anılan hesap bakiyesinin 128 numaralı “şüpheli ticari alacaklar” hesabına virman yapıldığı görülmüştür.
Bununla birlikte taraflar arasında takip tarihi sonrasında başkaca işlem olmadığı, takip dışında tutulan diğer fatura alacaklarına istinaden dönem dönem 128 numaralı hesaba virmanların yapılmış olduğu ve 31.12.2017 tarihi itibarıyla davacı yanın tüm alacağını şüpheli alacaklar hesabına virman ettiği müşahede edilmiştir.
Davalı ticari defterleri; Davalı yan incelemeye gelmemiş, ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Takdir Sayın Mahkemeye aittir.
Dava dosyasında taraflar arasında imzalanan 15.02.2011 tarihli “Kargo taşıma sözleşmesinin” sunulu olduğu, sözleşmenin 2.12 maddesinde “ Taşıma Hizmetine ilişkin tanzim edilen fatura/faturalar, … kargo’nun … şubesince … BiLgi İşlem ya teslim edilecek olup, … bilgi işlem taşıma bedelini/bedellerini, fatura tarihinden itibaren 70 gün içerisinde ödemekle yükümlü olduğunu ve ödemenin süresinde yapılmaması durumunda … Kargo’ya aylık %6 vade farkı ödemekle mükellef olduğunu kabul ve taahhüt eder ” şekline belirlendiği görülmüştür. Bu anlamda taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşmeye dayalı bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır.
İcra dosyası içerisinde, takibe konu edilen 22.12.2016-25.05.2017 tarihleri arasında taşıma hizmetine ilişkin düzenlenmiş e-faturalara ilişkin listenin yer aldığı,listedeki faturaların davacı ticari defterlerine kayıtlı olduğu görülmektedir. Ancak, tahsilatların hangi faturalara ilişkin olarak yapıldığına dair kayıtlarda herhangi bir açıklamaya rastlanmadığından, cari hesap işleyiş mantığına göre, takibe konu edilen tutarı oluşturan faturaların, bu bakiyenin oluştuğu tarihten geriye doğru, takip tutarını oluşturan faturalar olabileceği değerlendirilmiş olmakla, bu faturaların, davacı yanın alacağının dayanağı olarak ibraz etmiş olduğu listedeki faturalarla uyumlu olmadığı müşahede edilmiştir.
Davacı yan takipte cari hesap alacağı ile birlikte, bu alacağı oluşturan faturalara ait liste sunduğundan, alacağın bu faturalara münhasıran kaynaklandığını ispat etmesi gerekmektedir. Kaldı ki dava dosyasında, listesi yapılan faturalar da sunulu değildir. Davalı yan da ticari defterlerini ibraz etmediğinden, cari hesap hareketleri ve bakiyelerinin karşılaştırılması mümkün olmamıştır. Bu anlamda davacı yanın davalı yana keşide ettiği faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamıştır. Bunun için davacı yanın e-fatura teslim bilgisi dökümünü ibraz etmesi ve faturaları muhatabına teslim ettiğini ispat etmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte davacı yanın davalı yana, faturalara konu taşıma hizmetini verip vermediği hususu da dava dosyasına sunulu belgelerden anlaşılamadığı gibi, bu hususun ispatı için belge sunulması halinde de, sunulacak belgelerin incelenmesi uzmanlık alanımız dışında olduğundan, taşıma konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle değerlendirilebileceği hususunda takdir Sayın Mahkemeye aittir.
4) SONUÇ
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlerle;
•İncelenen davacı şirkete ait 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu,
•Davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran 04.08.2017 takip tarihi itibariyle davalı yandan 2.716.585,41 TL alacaklı olduğu ancak, davacı yanın 779.389,44 TL lik bakiyeyi takibe konu ettiği, bu anlamda talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın takip alacağının 779.389,44 TL ile sınırlı olacağı,
•Davalı yan incelemeye gelmeyip, ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davacı yan alacağının davalı defterlerindeki durumu yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılma imkanının bulunmadığı, bu hususta takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
•Davacı yan takipte cari hesap alacağı ile birlikte, bu alacağı oluşturan faturalara ait liste sunduğundan, alacağın bu faturalara münhasıran kaynaklandığını ispat etmesi gerektiği, ayrıca davacı yanın davalı yana keşide ettiği faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği hususunun tespit edilemediği, bunun için davacı yanın e-fatura teslim bilgisi dökümünü ibraz etmesi ve faturaları muhatabına teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği,
•Bununla birlikte davacı yanın davalı yana, faturalara konu taşıma hizmetini verip vermediği hususu da dava dosyasına sunulu belgelerden anlaşılamadığı gibi, bu hususun ispatı için belge sunulması halinde de, sunulacak belgelerin incelenmesi uzmanlık alanımız dışında olduğundan, taşıma konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle değerlendirilebileceği hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmelerimi Mahkemenize arz edilmiştir.” denilmiştir.
Dava fatura alacağına dayalı takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Sözleşme gereğince yetkili icra dairesi … anbul İcra Daireleridir.
Davacı vekili 5. Celsedeki beyanında “dosya tekemmül etmiştir, dosya bu haliyle karar verilmesini talep ederim, bilirkişi raporunda aleyhe hususları kabul etmiyoruz” demiştir.
Faturaların e-fatura olduğu beyan edilmiş ise de -6102 sayılı TTK’nın m. 21/2 maddesindeki karineden davacının faydalanabilmesi için faturaların tebliğini ispatlaması gerekmekte olan davacı – e-faturaların tebliğine ilişkin belgeler ibraz edilmemiştir.
Tebliğ edildiği ispatlanmayan faturalara dayalı alacak açısından davacı, kargo hizmeti sözleşmesi gereğince ifada bulunduğunu ispatlaması gerekmekte olup, bu ispata yönelik bir belge ibraz edilememiş, dava esas açısından ispatlanamamıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken maktu 54,40-TL harcın, peşin alınan 9.413,08-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.358,68-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.09/07/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …