Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/916 E. 2021/188 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/916 Esas
KARAR NO: 2021/188

DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/10/2018
KARAR TARİHİ: 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava 03/10/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile müvekkilinin, davalı şirket acentesi olarak faaliyete başladığını, bu kapsamda müvekkili tarafından davalının nam ve hesabına poliçelerin tanziminde aracılık yapıldığını, sözleşmenin feshine kadar davalıya portföy kazandırıldığını, …. Noterliği’nin 28/12/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı Fesihnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, davalı tarafından fesih sebebi olarak müvekkilinin hedeflere uymamasının gösterildiğini, ancak T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan genelge kapsamında davalının bu durumu gerekçe gösteremeyeceğini, sözleşme boyunca müvekkili tarafından davalıya kazandırılan sigortalılar sebebi ile TTK 122. maddesi uyarınca müvekkilinin denkleştirme tazminatı talep etme hakkının bulunduğunu beyanla neticeten fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL’lik denkleştirme tazminatının, acenteliğin fesih tarihinden itibaren reeskont faizi, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 15.11.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 16/06/2014 tarihinde bir Acentelik Sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme ile davacının, müvekkili acentesi olarak tayin edildiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğini, sözleşmenin sona ermesinin akabinde davacı tarafından kendine ait olduğu iddia edilen müşterilerden sadece 24 tanesinin toplamda 26 adet poliçe yaptırdığını, bir an için müvekkilinin davacı portföyünden yararlandığı düşünülse dahi davacının yalnızca işbu 26 poliçe yönünden talepte bulunabileceği, sözleşmenin feshinde, sözleşmede belirtilen 3 aylık fesih ihbar süresine uyulduğunu ve bu nedenle haksız fesih halinin söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki acentelik ilişkisi kapsamında taraflarca kararlaştırılan hedeflere davacı tarafından uyulmadığını ve davacının sürekli hedeflerin altında kaldığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin davacının kusuru sebebi ile haklı olarak feshedildiğini, bu nedenle davacı tarafından herhangi bir portföy tazminatında bulunulamayacağını, huzurdaki davada denkleştirme tazminatı şartlarının oluşmadığını, davacının iddiasının aksine sözleşmenin feshinin akabinde davacının müşterilerinden kaynaklı olarak müvekkilinin herhangi bir menfaat sağlamadığını, davacı tarafından talep edilen faizin de haksız olduğunu beyanla neticeten davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 23.12.2019 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı talebinin Sayın Mahkemece kabulü halinde, TTK.Md.122 ye göre Portföy Tazminatı tutarının 130.988,92.-TL olarak hesaplandığı, ancak davacı talebi 10.000.-TL olduğundan, taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği, fesih tarihinden dava tarihine kadar 10.000.-TL üzerinden İşlemiş faiz tutarının ise 714,86.-TL olarak hesaplandığı, yine davacının portföy tazminatı talebinin kabulü ve/fakat tazminat tutarının davalı yanın iddia ettiği üzere, sözleşme devam ederken davacı müşterisi olan şahıs veya kurumlar tarafından, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi sonrasında da davalı ana sigorta şirketi … Sigorta bünyesinde poliçe yenileyenler yönünden, davalının elde ettiği net prim tutarının 72.947,00.-TL olduğu, yine bu poliçeler doğrultusunda eğer sözleşme devam etse idi davacının bu primler üzerinden elde edeceği komisyon tutarının ise 10.135,00-TL olabileceğinin hesaplandığı, taleple bağlılık ilkesi gereği 10.000.-TL’nin dikkate alınması gerektiği, İşlemiş faiz tutarının da yine 714,86.-TL olarak hesaplandığı, buna karşılık delillerle doğrudan temas eden mahkemenin davalı savunmalarının bütününü kabul etmesi seçeneğinde, yüce Mahkemenin tamamen davalı istemleri yönünden hüküm kurmakta muhtar olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bilirkişi kurulunun raporuna itiraz edilmesi nedeniyle itirazlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilerek dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 28.12.2020 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davalı yanın itirazları gözetildikte şu hususların gündeme gelmesi bahis konusu olmaktadır: Acentelik ilişkisinin sona ermesi (erdirilmesi), belli ödeme yapılmasını gerektirebilir. Bu konu yasa ve öğretide ifade edilmiştir (hkz: TTKmd. 121/4, Sigortacılık Kanunu md. 23/16, TTK md. 122/ (1, a,b,c), (2), (3), (süre yönünden ve davalının ıslak ile ilgili beyanlarını dayanağı yönünden: 4) ve aynca (5); ayrıca bkz: TBK md. 112, ilmi izahat için bkz: Prof. Dr. Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, 24. tıpkıbasım, sh. 238 vd.). İlişkinin haklı sebeple sona erdirilip erdirilmediğine ilişkin somut çekişmede nihai belirlemeyi yapacak olan muhterem Mahkemedir. (HMK md.32 ve 33); bu meyanda davacının ıslahı ve bu ıslaha dair davalı yanın ıslahı red ile ilgili açıklamalarının takdir makamının da yüce Mahkeme olduğu izahtan varestedir (bkz: Prof. yr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul 2016 sh 591 vd., belirsiz alacak davasında durum için bkz. age. sh. 220 vd.). davalı yan, dosyanın yeni bir heyete şevkini talep etmiştir, HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşünün muhterem Mahkemeyi takyit etmediği de gözetildikte, yüce Mahkeme, bu isteme nazaran, dosyayı Bilirkişiliğimiz dışında bir başka Heyete göndermek konusunda da muhtardır. Arz ve izah edilen kapsamda, Bilirkişiliğimiz, Kök Rapor’da yer bulan seçenek anlatımı ve Kök Rapor’da yer bulan kanaatin özünü muhafaza etmektedir.” Kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava taraflar arasında 16/06/2014 tarihli bir ACENTELİK SÖZLEŞMESİ akdedildiği görülmektedir. Sözleşmenin konusu: “…’nın faaliyette bulunduğu ve vekâletname ile belirlenen sigorta dallarında Acentenin yapacağı sigorta aracılık işlemlerini düzenlemek.” şeklindedir.
Davalı tarafından davacıya …. Noterliğinin 20/09/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile FESHİH İHBARI’nda bulunulduğu ve: “taraflar arasında akdedilen 16/06/2014 tarihli acentelik sözleşmesinin, işbu ihtarnamenin tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren geçecek 3 ayın sonunda feshedileceği.” şeklinde ihtarnamede bulunulduğu görülmektedir.
3 aylık sürenin akabinde …. Noterliğinin 28/12/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı AZİLNAME’si ile davalı tarafından taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki süresince, davacı tarafından davalıdan kazanılan komisyon tutarlarının davacı defterlerindeki karşılığının aşağıdaki tablodaki gibi olduğu görülmektedir. Buna göre davacı, davalıdan toplam (58.487,13 + 105.231,66 + 179.504,14 + 49.203,80 =) 392.426,73-TL komisyon kazanmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki süresince, davacı tarafından davalıdan kazanılan komisyon tutarlarının davalının incelemede tarafımıza sunduğu USB içindeki e-defterlerindeki karşılığının aşağıdaki tablodaki gibi olduğu görülmektedir. Buna göre davacı, davalıdan toplam (92.034 + 117.941 + 175.807 + 39.932 =) 425.714,00-TL komisyon kazanmıştır.
TTK madde 122 ye göre son beş yıllık faaliyetin dikkate alınması gerektiği açıklanmış olup, taraflar arasındaki ilişkinin daha kısa süreli olması sebebi ile Acentelik Sözleşmesinin fesih tarihinden geriye dönük olarak davacının kazanmış olduğu komisyon tutarı toplamı 425.714,00-TL’dir. (Davalı tarafa ait ticari defterlerin daha kapsamlı ve daha detaylı olması sebebi ile yapılan hesaplamalarda davalı defter ve kayıtları esas alınmıştır.
Davacı şirketin portföy tazminatı talebinde bulunabileceğinin Sayın Mahkemece kabulü halinde; fesih tarihinden geriye dönük olarak davacı tarafça elde edilen net komisyon tutarı 425.714,00-TL olduğundan, denkleştirme bedelinin üst sınırı olarak talep edilebilecek tutar (425.714,00 / 39 AY * 12 =) 130.988,92-TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı tarafından 02/01/2020 tarihli dilekçesi ile raporda hesaplanan 139.988,32.-TL lik tutarı kabul ettiği 04/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 120.988,92.-TL arttırarak 130.988,92.-TL ye çıkarmış oldukları görülmektedir. Davalı vekili tarafından ise 09/03/2020 tarihli dilekçesi ile davacının ıslah talebine itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı yanın itirazları gözetildikte şu hususlanın gündeme gelmesi bahis konusu olmaktadır: Acentelik ilişkisinin sona ermesi (erdirilmesi), belli ödeme yapılmasını gerektirebilir. Bu konu yasa ve öğretide ifade edilmektedir. Mahkememizin kanaatide davalının sözleşmeyi süresinde önce fes ettiğinde bir miktar tazminat ödemek yükümlülüğündedir.
Bu durumda bilirkişi heyetimizin belirlediği ve davalının ıslah ettiği miktar olan 130.988,92 Tl üzerinden bu nedenlerle adalet ve hakkaniyet ilkelerine göre, bilirkişilerce hesaplanan zarar miktarından uygun bir miktar indirim yapılması gerektiğinden mahkememizce taktiren % 40 hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle bulunan rakam olan 78.593,35 Tl olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile %40 hakkaniyet indirimi uygulanmak sureti ile 78.593,35-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile %40 hakkaniyet indirimi uygulanmak sureti ile 78.593,35-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 5.368,71-TL nin peşin alınan 2.237,78-TL den düşümü ile kalan 3.130,93-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.273,68-TL peşin, ıslah ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.166,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.299,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 11.017,14-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 7.611,42-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 1.000,00-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 400-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza