Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/886 E. 2019/1160 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/886 Esas
KARAR NO : 2019/1160 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 23.10.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “Müvekkili … aleyhine Bakırköy … Noterliğinin 02.04.1999 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edildiği, müvekkiline tebliğ edilip edilmediğinin belli olmadığını, buna rağmen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığı, müvekkili adına itiraz edildiği, yapılan itiraz satış dışında kaldığı için davalı bankaca kabul edilmediği, takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, müvekkiline kat ihtarının tebliğ edilmediğini, takibe konu kredinin ticari nitelikli kredi olduğu, müvekkilinin kefil sıfatını taşımadığını, takibe konu anapara 6.234,35-TL iken, takip bedelinin 459.089,53-TL olduğunu, kefil sıfatıyla müvekkilinin borçtan sorumlu olmadığını, talep edilen %180 temerrüt faizine de itiraz edildiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını beyan etmiş, sonuç olarak, müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etimştir.
Davalı banka vekilinin vermiş olduğu 22.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkili banka tarafından kullandırılan ticari kredinin ödenmemesi üzerine Bakırköy … Noterliğinin 02.04.1999 tarih ve…yevmiye no.lu ihtarnamesi ile kredi hesabının kat edildiğini, kat ihtarının davalıya tebliğ edildiğini, kat ihtarına itiraz edilmediği için kat ihtarıyla istenilen alacağın kesinleştiğini, takip talebinde istenilen faizin mevzuata uygun olduğunu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde dava dışı…Ltd.Şti, T…Ltd.Şti ve davacı … hakkında 13.164,20 Tl asıl alacağa % 180 temerrüt faizi tutarı 424.691,33 Tl ve % 5 Gider Vergisi tutarı 21.234.-Tl ile birlikte toplam 459.089,53.-Tl için takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıya borçlu olup olmadığı borcu varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 07.03.2019 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı banka ile dava dışı asıl kredi borçlusu / kredi lehtarı E… Ltd.Şti. arasında Bireysel Kredi Borçlanma ve Rehin Sözleşmesi imzalanmıştır. İşbu sözleşmeyi davacı kefilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu her ne kadar görülmekte ise de, sözleşmede ne kefalet limiti ve nede sözleşme limiti açıkça gösterilmediği için, davacı kefilin mevcut delil durumuna göre takibe konu edilen borçtan sorumlu tutulamayacağı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davalı bankanın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu/lehtan…Ltd.Şti arasında 1 adet Bireysel Kredi Borçlanma ve Rehin Sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır.
Bahse konu bu sözleşmede davacı-borçlu/kefil …’ın her ne kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmakta ise de, herhangi bir kefalet limiti yazılmamıştır. Yine sözleşme limiti de yazılmamıştır.
Kefalet akdi, bilindiği üzere, asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olduğu düşünülmektedir. Davacının, Genel Kredi sözleşmesinde, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefalet imzasının bulunduğu açıkça görülmektedir.
Bilindiği üzere, kefaletin şartlan mülga BK. 484 – 485. maddelerinde düzenlenmiştir. Bir Kefaletin Geçerli Olabilmesi İçin, Yazılı şekilde yapılması, Kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, Kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması, olarak belirlenmiştir.
Emsal Yargıtay içtihat kararı: 19. HD 13.04.1999 T, 1999/1901 E ve 1999/2434 s. K. “ Yasaya göre kefalet akdinin geçerliliği için yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın açıkça gösterilmesi gerekir. “ denildiği,
Davacının kefil olarak imzaladığı Sözleşmenin incelenmesinde kefalet akdi bölümünde kefilin sorumlu olacağı kefalet limiti açıkça gösterilmemiştir. Yani kefalet limiti yazılı değildir. Sözleşmede kredi limiti de açıkça yazılı değildir.
Tüm bu nedenlerle davalı banka ile dava dışı asıl kredi borçlusu / kredi lehtarı … Ltd.Şti. arasında Bireysel Kredi Borçlanma ve Rehin Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeyi davacı kefilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu her ne kadar görülmekte ise de, sözleşmede ne kefalet limiti ve nede sözleşme limiti açıkça gösterilmediği için, davacı kefilin mevcut delil durumuna göre takibe konu edilen borçtan sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır. Belirlenen bu hususlar dikkate alınarak bu davanın kabulü ile İstanbul 26 İcra Müdürlüğünün 2017/20415 Esas sayılı dosyasında davalının borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının borçlu olmadığının tespitine,
2- 44,40-TL Karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan 900-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır