Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/885 E. 2021/1078 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/885 Esas
KARAR NO:2021/1078

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :25/09/2018
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcunu bu güne kadar ödemediği gibi, icra takibine de itiraz etmek suretiyle takibin durmasına neden olduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup, icra takibini sürüncemede bırakarak borcun ertelenmesine sağlamak amaçlı olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasını talep ve dava ettiği;
Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşme ticari satım sözleşmesi olup, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davalı tarafa yapılan teslim üzerine gerekli kontrol ve testlerin yapıldığını, herhangi bir ayıba rastlanmadığını, üçüncü şahısların oluştuğu iddia edilen zararlarından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, haksız ve hukuka aykırı açılan karşı davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … 27. Noterliğinin 28/05/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı sayılı ihtarnamesi ile davalıya karşı borçlu bulunmadıklarını, satılan ürünlerden ignitör/ateşleyici içindeki … kondu entegrenin bozuk olduğunu, talep edilen meblağın bu bozuk malzemeden dolayı talep edilemez olduğunun bildirildiğini, davacının bu durumu malı ithal ettiği yabancı firmaya bildirdiğini, yabancı firmayla yapılan görüşmelerde ürünün kullanılamayacak derecede arızalı bir ürün olduğunun yabancı firmanın beyanlarından da anlaşıldığını, davacının müvekkiline 12 kalem mal sattığını, müvekkilinin davacıdan aldığı ürünün arızalı oluşundan dolayı mal alımını durdurduğunu ve bundan dolayı büyük zararların oluştuğunu, ayrıca davacıya arızalı üründen dolayı zararına karşılık fatura karşılığı 303.659,42 TL ödediğini, davacının zararlarını gidermeye çalışmak yerine alacak talep ettiğini, 303.659,42 TL zararlarının tahsiline karar verilmesi için başvuru zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle davacının davasının reddini, karşı davalanın kabulü ile 303.659,42 TL’nin davacıdan tahsilini, yargılama giderlerinin davacı yana bırakılmasını talep ettiği;
Davalı-karşı davacı vekili karşı davasında özetle; taraflar arasında 19/09/2017 tarihli sipariş teklifi 15/02/2017 tarihli kabul iletisi ile ticari ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişki 13/09/2017 tarihi olan arızalı ürün ihbarına değin aralıksız devam ettiğini, bu süre zarfında müvekkilinin hiçbir şekilde ödemeleri aksatmadan ticari ilişkiyi sürdürdüğünü, davacının bu tutumunun TBK bu konu ile ilgili hükümlerine uymadığını, bu hükümlerin bilindiği gibi satılan ürünün kullanılmaz olması karşısında bir takım yaptırımların getirildiğini, davacının bu yaptırımların hiçbirine uymadığı gibi dava dilekçesinde de bahsetmeyerek yok saymak istediğini, müvekkilinin bu ticari ilişki de 303.659,42-TL nakdi zararının olduğunu, ayrıca mal alımlarının durdurulması nedeniyle müspet ve menfi zararlarının oluştuğunu, bu nedenlerle belirsiz alacak kapsamında kabul edilerek müvekkilinin zararlarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, asıl dava yönünden dava konusu teslim edilen mal bedelinin tahsili istemine ilişkin itirazın iptali; karşı dava yönünden ise söz konusu malın ayıplı olarak teslimi iddiasına binaen uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 19/09/2019 tarihli celsesi, 2 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 07/09/2020 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ VE KANAAT:
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile “Hata Analiz Raporu” kapsamında yapılan incelemeler sonucunda:
a.Dava konusu … kodlu entegrelerin teslimatının Temmuz-Ağustos aylarına kadar devam ettiği, arıza ile ilgili karşılıklı yazışmaların 21.09.2017 tarihinde başladığı. davalının da 30.11.2017 vade tarihli faturaya kadar tüm faturalarını ödediği,
b…. firması tarafından düzenlenmiş olan 04.12.2017 tarihli “Hata Analizi Raporu”nda: hatanın nedeninin … kodlu entegre ile ürünün kullamldığı devre arasındaki uyumsuzluk olduğunun tespit edildiği. bu durumun giderilmesi için ateşleyici devresinde yapılması gereken değişikliklerin belirtildiği,
c.Her ne kadar Hata Analiz Raporu’nda söz konusu arızanın giderilmesi için ateşleyici devresinde yapılması gereken değişiklikler belirtilmiş olsa da değiştirilen devrede bulunan ilave dirençler ve yarı iletken elemanlar nedeniyle maliyelin artacağı, devrenin veriminin de belli bir miktar düşeceği, davalının sonradan ortaya çıkan bu durumu kabul etmek zorunda olmadığı,
d.Ateşleyici polyester kaplı bir bütün modül yapısında olduğundan … kodlu entegrelerin kullanıldığı ateşleyici modüllerinin de arızalı duruma geldiği,
e.Davalı tarafından davacıdan 254.990 adet … kodlu ürün satn alınmışken, davacı tarafından … firmasından bu üründen 85.000 adet alınmış olduğunun tespit edildiği, bu durumda 169.990 adet ürünün davacı tarafından nereden tedarik edilmiş olduğu anlaşılamadığı,
f. Sokak lambası ve davacı tarafın tarafımıza teslim ettiği … ye … kodlu numuneler üzerinde yapılan incelemede; PCB’nin üzerinde entegre soketi olmadığı için ve söz konusu entegrelerin devreye lehimlenmiş ve epoxy kaplanmış olması nedeniyle numunelerin takılıp çıkarılıp denenmesinin münkün olmadığı,
g.Davacı/K. Davalının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, bu defterlere göre takip tarihi (25.07.2018) itibariyle, Davalının Davalı/K. Davacıdan 231.314,22 TL alacağının bulunduğu.
h.Davalı/K. Davacının 2017 ve 2018 yılları Defteri Kebir ve Envanter defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2017 ve 2018 yılları Yevmiye defterinin kapanış tasdikleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği hususunda değerlendirme yapılamadığı ve Davalı/K. Davacının ticari defterlerine göre: takip tarihi (25.07.2018) itibariyle Davalı/K. Davacının Davacı/K. Davalıya 231.304,97 TL borcunun bulunduğu.
i.Taraf ticari defterlerinin 231 304,97 TL tutarı üzerinden ticari detterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, aradaki 9.25 TL tutarındaki farkın 01.08.2017 tarihli ödeme işlemindeki farklarından kaynaklı olduğu,
j.Davalı/K. Davacının arızalı ateşleyicilerin tespit edilmesine kadar Davacı/K. Davalıya tüm ödemelerini yapmış olduğu. Davalı/K. Davacının ödemediği 231.314,32 TL tutarındaki dava konusu borcun dava konusu arızanın ortaya çıkmasından sonraki faturalardan kaynaklandığı,
k.Söz konusu bu faturalar incelendiğinde. Davalı/K. Davacının 130.000 adet 4541 entegre, 350,000 adet 220nF değerli kondansatör, 300.000 adet 100nF değerli, kondansatör, 155.000 adet 47k değerli direnç ve 135.000 adet sigortanın bedelini ödememiş olduğu,
l.Ateşleyici polyester kaplı bir bütün modül yapısında olduğundan, modül devresi incelendiğinde, 130.000 adet entegre için 130.000 adet sigorta, 130.000 adet 47k’luk direnç, 390.000 adet 100nF (0.1uF) değerinde kondansatörün ve 130.000 adet 220nF (0.2uF) değerindeki kondansatörün kullanılması gerektiğinin ve bunların ortalama maliyetinin (KDV dahil) 212.193,58 TI. olduğunun tespit edildiği,
m.Ancak bu tespit yapılırken Daval/K. Davacının Davacı/K. Davalıdan yukarıda değerleri verilen kondansatör, sigorta ve dirençlerden yukarıda belirtilen faturalar haricinde daha önce ne kadar almış olduğu, elinde var olup olmadığının tespitinin yapılamamış olduğu, tespitin sadece ödenmeyen davaya konu 5 adet fatura üzerinden yapılabildiği,
n.Dava konusu arıza ortaya çıkana kadar tüm ödemelerini yapan, Davalı/K. Davacının, arıza ortaya çıktıktan sonra modül yapısında olan ve nereden temin edildiği anlaşılamayan arızalı ateşleyiciler için ödememiş olduğu 231.314,22 TL tutarındaki dava konusu borçtan sorumlu tutulmaması gerektiği,
o.Buna ilaveten, Davacı/K. Davalı tarafından nereden temin edilmiş olduğu anlaşılamayan ve arızalı çıkan aleşleyiçiler nedeniyle Davalı/K. Davacının fason çalıştığı firmaya 28.12.2017 tarih 043720 nolu fatura karşılığı 9.486,89 TL, 06.11.2017 tarih 045534 nolu fatura karşılığı 41.669,03 TL, 06.11.2017 tarih 043533 nolu fatura karşılığı 236.078,61 TL (61.319,12 USD) ve 31.01.2018 tarih 043800 nolu fatura karşılığı 16.424,89 TL olmak üzere toplam 303.659,42 TL ödediği tespit edildiğinden, bu bedelin Davacı/K. Davalı tarafından Davalı/K. Davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 03/12/2020 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 09/06/2021 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ:
a.Eserdeki bozukluğun davacı karşı davalının ürünlerinden kaynaklı bir eksiklik olduğunun açıkça tespiti halinde bu arızanın ayıp olarak nitelendirilmesinin söz konusu olabileceği,
b.Eğer davalı karşı davacının entegredeki arızayı ürünleri alır almaz muayeneyle tespit edebileceği nitelikte bir ayıbın söz konusu olmadığından ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu; ihbarın bu nedenle makul sürede yapıldığının kabul edilebileceği; davacı karşı davalının ayıbın varlığına itiraz etmeyip kendisinden kaynaklanmadığını iddia, bu yönde incelemeler yaptığı, bu davranışı karşısında ayıbın kendisinden kaynaklandığının ortaya konulması halinde sorumluluğu üstleneceği yönünde haklı bir beklentiye yol açtığı bu nedenle kanaatimizce ayıbın süresinde bildirilmediği savunmasının hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği,
c.Davalı karşı davacı, karşı dava dilekçesinde arızalı ürünlerden dolayı zararının bilirkişi marifetiyle tespiti ile eklenerek 303.659,42 TL’yi talep etmiş olduğu, bakiye borcunu ödemeyi reddettiği anlaşıldığı; bunların, davalı/karşı davacının TBK m. 475’te yer alan bedelde indirim seçimlik hakkı ile tazminat haklarını kullandığı anlamına geldiği,
d.Bedelde indirim hakkının kullanılabileceği, somut durumda ayıplı ürünlerin değerini tamamen yitireceği, bu nedenle ayıplı olduğu tespit edilen ürünlerin değerinin toplam bedelden düşülebileceği ve bu ayıplı ürünler nedeniyle (ayıp ile uygun illiyet bağı bulunan) üçüncü kişilere ödemek zorunda kaldığı bedelleri talep edebileceği kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, asıl dava da, taraflar arasındaki cari hesaba dayalı olarak yapılan …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali; karşı dava olarak da arızalı ürünler nedeniyle uğranılan müspet ve menfi zararların tahsili istemlerine ilişkindir.
Bilirkişi kök raporunda ayıplı parçalara ilişkin somut bir sayı tespiti bulunmamaktadır. İddia edilen ayıplar ortaya çıktıktan sonra o tarihten sonra ödenmeyen malzeme alımlarına ilişkin faturalardan yola çıkılarak söz konusu faturalardaki 130.000,00-TL entegreye göre modül yapıda olan parça için gerekli ayıplı olduğu iddia edilen tüm malzemelerin sayısı tespit edilip, bu malzemelerin hepsinin ayıplı olduğu kabul edilerek bu malzemelerin değeri olan 212.193,58-TL ayıplı mal bedeli hesaplanmıştır. Ancak ayıplı mal sayısına ilişkin bir tespit, davalı tarafından yerine getirilmiş bir ispat bulunmamaktadır. Tüm ürünlerin ayıplı olduğu da ispatlanamadığı, ayıplı olduğu iddiası ile davalı …’e ya iade edilen ürünlere ilişkin miktarın çok az olduğu, iadeye ilişkin davalı tarafın sunmuş olduğu iade faturalarına konu mallardaki davacı … tarafından satılan parçalardan kaynaklanıp karşılanmadığının belli olmadığı, davalı … tarafından ayıplı olduğu iddiasıyla 100.000 ateşleyicinin depoda bulunduğunun ispatının yapılamadığı gibi tam tersine mahkemeye sadece bir sokak lambasını sunabildiği, üzerinde lehimlenmiş ve epoxy ile kaplı bir bütün modül yapısı nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılamadığı, kaldı ki sadece tek bir ürün üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olsa dahi bunun satılan tüm ürünlerin ayıplı olmayacağını göstermeyeceği,
Taraflar arasındaki sözleşmenin satım sözleşmesi olup, eser sözleşmesi niteliğinde olmadığı, … firmasının Hata Analizi Raporunda ürünlerin düzgün çalıştığının tespit edildiği, bilirkişi raporunda sorunun entegre ile devre arasındaki uyumsuzluktan kaynakladığı görüşünün beyan edilidği, satım sözleşmesinde …’in kullanacağı entegrenin ne olduğu ve de bu entegreye uygunluk taahüdünün bulunmadığı, alınan ürünler öncesinde …’e numunelerin ve datasheetlerinin gönderildiği bu nedenle karşı davanın yerinde olmadığı, bilirkişi ek raporunda belirtildiği gibi Amerikan kaynaklı ürünlerde çalışan ilk tasarım devreye uygun olmayacağının esasında davacı …’ın bildiği anlamına gelebileceği kanaatine varılmış ise de yine aynı kanaatin davalı … açısından da bilirkişilerde oluştuğu, …’in kullanacağı entegrenin ne olduğu ve de bu entegreye uygunluk taahüdünün bulunmadığı sübutu ile davalı …’in bu hususu bildiği kanaati karşısında devre uyumluluğunun sağlanmasının maliyetinin yüksek olmasının somut olayımıza bir etkisinin bulunmadığı;
Asıl dava açısından ise tarafların ticari defterlerinin 231.304,97-TL açısından mutabakata olduğu, bu nedenle asıl dava da bu miktar açısından itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, asıl dava açısından temerrüt olgusunun ispatlanamadığı, davalının takip ile temerrüde düştüğü, işleyecek temerrüt faizi oranının da takip talebindeki gibi avans faizi olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-a-Asıl davada davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra Müdürülüğünün … sayılı takip dosyasında 231.304,97 TL asıl alacağa ve işleyecek faiz oranına itirazın iptaline, takibin 231.304,97TL ve işleyecek ticari temerrüt faizi üzerinden bunların dışında takibin ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
b-231.304,97’nin % 20’si olan 46.260,99 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karşı davanın reddine,
3-Asıl dava yönünden;
-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 15.800,44-TL karar ve ilam harcından 4.173,98-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 11.626,46-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 4.173,98-TL peşin harç olmak üzere toplam 4.209,88-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 24.641,35-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 7.195,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 6.809,11-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan 116,30-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 6,24-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Karşı dava yönünden;
-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın, 5.185,74-TL peşin harçtan düşümü ile artan 5.126,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
-Davalı-karşı davacı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 29.706,16-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine,
-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.09/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …