Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/879 E. 2022/249 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/879 Esas
KARAR NO : 2022/249

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2022

Mahkememizde görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkil davacının 17/12/2015 tarihinde askerlik şubesinden askere sevk edildiğini, 18/12/2016 tarihinde de terhis edildiğini, sürücü belgesini 2016 yılı kasım ayı başında kaybettiğini, müvekkilin zayi ettiği ehliyetini…Emniyet Müdürlüğünden yeniden çıkarttığını, aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ancak takibe dayanak kambiyo senedindeki imzanın sahte olduğunu müvekkilinin böyle bir bono imzalamadığını belirterek borçlu olmadığının tespiti ile takibin durdurulmasına, %20’den az olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkili aleyhine açılan yasal süresinde imza itirazında bulunulmadığından açılan davanın kötü niyetli olduğunu, takibe dayanak senedin araç kirası kapsamında teminat olarak davacıdan alındığını, davacının kazaya karışması neticesinde hasarın tazmini için işbu teminat senedinin icraya konulduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 72. maddesi gereğince kambiyo senedindeki imza sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Adı geçen bono üzerinde nakden kaydı bulunmakta olup, davalı yan bononun araç kiralama sözleşmesi kapsamında olası zararları teminat için alındığını ve maddi hasarlı kaza nedeniyle senedin icraya konduğunu ileri sürerek senedin veriliş sebebini talil etmiş, ispat külfetini üzerine almıştır. Bir başka söyleyişle teminat ve kira ilişkisi kapsamında bononun verildiğini, davacı ile aralarında araç kiralama ilişkisi olduğunu davalı yan HMK’nın 200 vd maddeleri uyarınca yasal delillerle ispat etmelidir. Ancak bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunulmuş olmadığı gibi davacının kira sözleşmesini inkar etmesi kapsamında yanlar arasındaki akdi münasebet dahi ispata muhtaç kalmıştır. Kaldı ki senedin teminat maksatlı verildiğinin kabulü için de sözleşmede bu bonoya atıf yapılması gerekir. Zira takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK’nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir (Yargıtay HGK’nın 06/03/2013 tarih ve 2012/12-768 E. , 2013/312 K. ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları). Ne var ki bu yönde de herhangi delil mevcut değildir.
Bonodaki imzaların sıhhatinin araştırılması için davacının imza örnekleri alınarak dosyamıza kazandırılmıştır. Ayrıca keşide tarihi 08/11/2016 tarihi itibariyle 2015 yılı kasım ayından itibaren askerlik görevinin ifasına başladığına dair belge de dosyaya celp edilmiştir.
ATK’nın 07/04/2021 tarihli grafoloji inceleme raporuna göre söz konusu bonodaki basit tersimli borçlu imzaları ile …’nin sınırlı sayıdaki karşılaştırma imzaları arasında ilgi ve alaka tespit edilememiştir. İmza inkarı kapsamındaki Adli Tıp Grafolojik incelemelerinde kuvvetli ihtimal dahi olsa, ihtimale dayalı sonuç bildiren ya da imzanın tam olarak kime ait olduğu anlaşılamayan, ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilen raporlar karşı tarafı bağlamaz, aleyhine değerlendirilemez. ( Yargıtay 19. HD 2018/1294 Esas, 2019/4362 Karar, 16/09/2019 günlü kararı ) Bir başka söyleyişle, bu tarz muallak raporlar sonucu şüpheden karşı taraf (somut olayda davacı-borçlu) yararlanır ve imzanın ona ait olmadığı yönünde sonuç meydana gelir. Belgedeki imzanın davacının eli ürünü olduğu konusunda ispat külfeti, TMK’nın 6. maddesi gereğince bu belgeden lehine hak çıkaran davalı alacaklı lehtar hamil üzerindedir. Dolayısıyla kambiyo hukuku yönünden davacının söz konusu bonodan ötürü sorumlu olmadığı sabit hale gelmiştir. İmzanın sahteliği senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak def’ilerinden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek askerlik şubesinden gelen yazı cevapları gerekse de imza inceleme raporu bir arada değerlendirildiğinde bonodaki keşideci imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edildiği gibi davalı yan araç kiralama ilişkisini de ispat edememiştir. Davacıdan alınan bir karşılık edime dair ne ödeme belgesi ne de aracı teslim alındığına dair başkaca imzalı evrak sunulamamıştır. Kaldı ki 2 günlük araç kirası için 35.000 TL tutarında senedin teminat amaçlı dahi verilmiş olması ticari hayatın olağan akışına ve genel hayat deneyimlerine aykırıdır. Bu nedenle davalının kötü niyetli olduğu aşikardır. Toplanan belgelere göre davacının imza tarihinde askerde olduğu sabit olup, lehtar olan davalının senedin huzurunda imzalandığı karinesi uyarınca imzanın sıhhatini bilmemesi mümkün değildir. Dolayısıyla davalı takipte haksız olmanın yanı sıra aynı zamanda kötü niyetli görülmüştür. Hal böyleyken, sonradan ödeme nedeniyle kanunen istirdata dönüşen işbu davada talep uyarınca % 20 kötü niyet tazminatına da hükmedilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takibe konu 08/11/2016 tarihli, 22/11/2016 vadeli 35.000,00 TL bedelli lehtarı davalı … olan bir adet bono nedeniyle davacının İİK’nın 72. maddesi gereğince davalıya borçlu olmadığının tespiti ile cebri icra tehdidi altında ödenen 47.272,60 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davalının takipte haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olduğu anlaşıldığından bono bedeli üzerinden %20 kötü niyet tazminatı 7.000,00 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.390,85-TL harçtan peşin alınan 597,72-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.793,13-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.250,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 35,90-TL başvurma harcı, 597,72-TL peşin harç, 666,96-TL posta masrafı olmak üzere cem’an 1.300,58‬-TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-ATK imza inceleme giderine ilişkin 960,00 TL fatura bedelinin tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile kuruma aktarılmak üzere hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*