Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/483 Esas
KARAR NO : 2020/235
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/12/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
Mahkememizde görülen maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 31/08/2008 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin kalıcı maluliyete duçar olduğunu, tüm tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını ve daimi sakat kaldığını belirterek şimdilik 100,00 TL geçici, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere cem’an 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup, bilahare sunduğu 17/07/2018 ve 22/01/2020 havale tarihli dilekçeler ile talebini toplamda 148.658,61 TL olarak 2 kez ıslah etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, trafik kazalarından kaynaklı sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, kazazedenin kurum tarafından masrafları karşılanmış olması sebebiyle sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ile daimi maluliyete dair bedeni zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, özellikle ceza dosyası içeriği nazara alınarak yapılan incelemede; 31/08/2008 günü saat 23:00 sularında davacı sürücü … …’nın, idaresindeki … plakalı kamyonet ile bölünmüş ve refüj ile ayrılmış tek yönlü araç trafiği olan Sahil Caddesini takiben Giresun istikametinden gelerek Samsun yönüne devam ederken, Yenimahalle Dörtyol dönel kavşağına geldiğinde, kavşağa giriş yaptığı esnada aracın ön kısımları ile aynı kavşağa sol taraftan Samsun yönünden gelerek Yenimahalle kavşağından dönmek isteyen sürücü …’un idaresindeki … plakalı davalıya trafik sigortalı otomobilin ön sağ ve sağ arka kapı kısımlarına çarparak maddi hasarlı trafik kazası cereyan ettiği anlaşılmaktadır.
Olayın oluş şekli uyarınca, davalı sigortalı … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’un kavşak mahalline geldiğinde hızını azaltmaması, fren tedbirlerine başvurmaması, geçiş önceliği vermemesi nedeniyle KTK’nın 57/a-b maddesi uyarınca asli ve %75 nispetinde kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı … …’nın ise KTK’nın 52/1-a maddesi uyarınca kontrolsüz şekilde doğrudan kavşağa girdiği esnada geçiş önceliği kendisinde olsa da hızını azaltmadığından %25 kusurlu addedilmiştir. Mevcut kusur oranları kesinleşmiş ceza dosyasındaki tespitlerle de uyumlu olduğundan tazminat hesaplanırken kıstas alınmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Kaza tarihi 31/08/2008 itibariyle yürürlükte olan ve uygulanması gerekli Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre davacının mezkur kazaya bağlı olarak %40 nisbetinde kalıcı sakatlığının meydana geldiği, iyileşme süresinin ise kaza tarihinden itibaren azami 9 ay olabileceği tespit edilmiştir.
Davacının kaza tarihi itibariyle asgari ücreti aşar tutarda kazancının olduğu tespit edilememiş olup, bilinen asgari ücretlere göre 9 aylık geçici iş göremezlik süresi (%100 malul kabul edilerek) zararı hesap edilmiştir. Daimi maluliyet kalem yönünden ise, kaza tarihi itibariyle poliçe yeni genel şartları henüz yürürlükte olmadığından klasik metod olan PMF-1931 bakiye yaşam tablosu ile bilinmeyen aktif ve pasif dönem yönünden %10 arttırım ve iskonto uygulanmak suretiyle raporda tazminat hesabı yapılmasında isabetsizlik görülmemiştir. Aktif dönemde AGİ indirimi yapılmakla, pasif dönemde ise bilinen son net asgari ücret AGİ düşülmeksizin hesap edilmiştir.
Davalı sigortacı vekili geçici iş göremezlik zararının SGK’nın mesuliyetinde olduğu ileri sürmüştür. Ne var ki, SGK’nın sorumluluk kapsamı KTK’nın 98. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup kanunla çelişen ve SGK yönünden bağlayıcı olmayan trafik poliçesi genel şartları hükümleri uygulanamaz. Dolayısıyla, yukarıda belirtilen yasa maddesine aykırı genel şartların mahkememizi bağlayıcı yönü bulunmadığından geçici iş göremezlik zararından da ZMMS sigortacısının sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, somut olayda kaza tarihi itibariyle yeni genel şartlar da yürürlükte değildir.
Geçici ve kalıcı işgöremezlik zararları ZMMS poliçesi kapsamında olup kaza tarihi itibariyle davalı sigortacının teminat limiti kişi başı ölüm/sakatlanma ile sağlık gideri teminatı 125.000,00 TL’dir. Bu nedenle hesap olunan ve sağlık gideri teminatında olan 3.551,40 TL geçici iş göremezlik zararının tamamı, 145.107,21 TL daimi iş göremezlik zararının ise 125.000,00 TL kısmının poliçe limitinde kaldığının kabulü gerekir.
Davacı vekili kısmi dava olarak açtığı talebini 17/07/2018 ve 22/01/2020 tarihli dilekçeleri ile peyderpey ve aynı dava içerisinde kanuna aykırı olarak 2 kere ıslah etmiştir. Her iki ıslah dilekçesine karşı davalı vekilince süresi içerisinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. Kaza tarihi 31/08/2008 olup, eldeki dava ise 20/12/2016 tarihinde HMK’nın 109. maddesi uyarınca kısmi dava olarak ikame edilmiştir. İkinci ıslah dilekçesi değerlendirme dışı kalacağından 17/07/2018 havale tarihli ilk ıslah dilekçesinin değerlendirilmesi gerekir. Bilindiği üzere yaralanmalı trafik kazası nedeniyle açılan maddi tazminat davalarında zamanaşımı süresi sakatlıkta kazaya bağlı olarak gelişen durum varsa bunun rapor ile tevsik edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.(İstanbul BAM 9. HD 2017/2166 E. 2019/3983 K. 12/12/2019) Somut olayda ise, bu yönde herhangi bir iddia ve delil söz konusu değildir. Bir başka söyleyişle, dosyada davacının kaza tarihinden sonra mahkememizce ATK’dan alınan rapor tarihine değin tedavisinin devam ettiğine, sakatlığında “gelişen bir durum olduğuna” ve davacının bu nedenle zararını öğrenemediğine ilişkin savunması bulunmamakla birlikte, bu yönde bilgi, belge ve delil de bulunmamaktadır. Dolayısıyla 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin kaza tarihine nazaran 31/08/2016 tarihi itibariyle dolduğunun kabulü gerekir. Islah dilekçesi bu tarihten sonra verildiğinden davalı yanın (cevap dilekçesinde sürülmemişse de) ıslaha karşı zamanaşımı savunması yerinde görülmekle arttırılan kısım yönünden davanın reddine hükmedilerek aşağıdaki gibi davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Geçici iş göremezlik zararı 100,00-TL, kalıcı iş göremezlik zararı 100,00-TL olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin ve ıslah talebinin usulüne uygun zaman aşımı def’i nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 537,20 TL harcın mahsubu ile artan 482,80-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen, (29.20 TL peşin harç, 29.20 TL başvuru harcı ve 508,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 566,40 TL’den 482,80 TL harcın davacıya iadesine kararı verildiğinden) 54.40 TL peşin harç ve 29,20 başvuru harcı olmak üzere cem’an 86,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktara nazaran 200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen kısma göre 18.053,57 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacının sarfettiği; 153,90 TL posta masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi masrafı, 562,00 TL ATK gideri olmak üzere cem’an 2.315,90 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre 3,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 26/02/2020
Katip …
Hakim …
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*