Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/861 E. 2019/717 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/861 Esas
KARAR NO: 2019/717

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/09/2018
KARAR TARİHİ: 08/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin davalının projesinde podyum terasların yükseltilmiş döşeme işini üstlendiğini ve işi tamamlayarak 03/01/2018 tarihinde davalıya teslim ettiğini, müvekkili tarafından proje için davalıya 33.433,08-TL’lik bir fatura düzenlendiğini, ancak işini gerçek maliyeti hak ediş raporu ile hesaplandığını anılan iş sebebiyle davalının müvekkiline 35.036,44-TL’lik ödeme yapması gerektiğini müvekkili şirketin davalıya daha öncede hizmet sunduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ilşikisinin sonucu olarak davalının müvekkiline 30.000,00-TL’lik borcu kaldığını ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığndan davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını beyanla neticeten davanın kabulü ile davalı şirket tarafından yetkiye borca ve tüm ferilerine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, alacaklı olarak takip başlatan şirkete muacelle olmuş herhangi bir borçlarının bulunmadığını beyanla yetkiye, takibe, borcun tamamına ve sair tüm ferilerine itiraz ettiklerini itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
2-Bilirkişi raporu,
3-Davacının ticari defter ve kayıtları,
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava; faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1978/11-1147).
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 30.000,00- TL asıl alacak, 2.227,80-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.227,80-TL faturaya dayalı takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 07/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 10/09/2018 tarihinde süresi içersinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mimar ve mali bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 28/02/2019 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; dava ve icra dosyası ile taraf ticari defterlerinin tetkiki sonucunda her ne kadar davacı takibe 30/12/2017 tarih … numaralı faturayı konu etmiş ise de aslında davalıdan hesap bakiyesini talep ettiği, davacının düzenlediği tüm faturaların ve buna karşılık yapmış olduğu tüm tahsilatlara ilişkin kayıtların, aynen davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, sonuç olarak yapılan mali incelemede, taraf defterlerinin, davacının davalıdan 30.000,00-TL alacaklı olduğu konusunda birbiri ile örtüştüğü, teknik olarak yapılan incelemede ise dosyada davalı yanın cevap dilekçesi sunulu olmadığından davalının şayet varsa (işin yapılıp yapılmadığı, eksik ya da ayıplı yapıldığı, veya hatalı malzeme kullanıldığı) herhangi bir itirazına rastlanmadığı, ancak gerek düzenlenen kesin hakediş gerek taraflarca imzalanmış olan iş teslim tutanağı ve gerekese de takibe konu edilen faturanın müşteri teklif ev sipariş formu ile içerik ve fiyat yönünden uyumlu olduğu, mevcut verilere göre söz konusu işin davacı tarafından fen ve saat kurallarına uygun şekilde tamamlanmış bulunduğu, bu tespitlere nazaran davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 30.000,00-TL alacaklı olduğu şartları oluşmadığından işlemiş faiz talebinin mümkün olmadığı yönünde kanaat bildirmişlerdir. İtirazın iptali davasının görülebilmesinin ön koşulu yetkili icra dairesinde takip yapılmasıdır. İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir. Somut olay da davalı ticari ilişkiyi inkar etmediğine göre davacının para alacağı yönünden 6098 TBK 89/1-1.maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine göre davacı alacaklının para alacağı yönünde yerleşim yerinde icra takibi yapması geçerli olup buna yönelik itiraz yerinde görülmeyerek mahkememizce tahkikat yapılarak yargılamaya son verilmiştir.(İstanbul BAM 13.H.D. 2018/434E-2019/163K,
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacı ve davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalının bu faturaya ilişkin işin yapıldığının kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, taraf defterleri arasındaki borç farkının bulunmadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1037Esas 2019/2322 Karar, 2017/3150 Esas 2019/647 Karar sayılı ilamlarının da bu doğrultuda olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline, takibin 30.000,00-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takipten sonra avans faizi işletilmesine, işlemiş faize dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likitle belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan inkar tazminatı 6.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 550,38 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.498,2 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.227,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 550,38 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 586,28 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.374,50 TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.279,50 TL lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza