Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/855 E. 2020/625 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/855
KARAR NO : 2020/625
DAVA : Tespit, Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … AŞ.’nin 05.09.2018 tarihinde şirket merkezinde yapılan 2015-2016-2017 yılları Olağan Genel Kurul Toplantısına müvekkilin ortaklığını ispatlayamadığı iddia edilerek genel kurul toplantısına katılımlarının engellendiğini, … A.Ş. bir anonim şirket olmakla birlikte ortakları … aile bireylerinden oluştuğundan, müvekkili, ailesine duyduğu güven sebebiyle hiçbir zaman hamiline yazılı pay senetlerini teslim almamış ise de şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilerek incelendiğinde, müvekkilinin şirket ortağı olduğu açıkça görüleceğini, yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından … A.Ş.’ye ait pay defteri uhdesinde tutularak 19.08.2015 ile 19.08.2018 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanı olan müvekkilinin incelemesinin engellendiğini, müvekkili, 2015 yılından bu yana paylarını ve/veya pay senetlerini hiç kimseye devretmediğini, yine … A.Ş.’nin, 16 Aralık 2010 tarihli, 7709 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 381. ve 382. sayfaları incelendiğinde, 08.12.2010 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan karar ile şirketin sermayesinin 15.000.000,00-TL’den 30.000.000,00TL’ye çıkartılmasına karar verildiğinin görüleceğini, hisselerin hamiline yazılı olduğunu, ancak sermayenin tamamı ödenmeden hamiline hisse senetleri çıkarılamayacağını, kolaylık olmak üzere idare meclisi kararı ile birden fazla hisseyi temsil eden hisse senetlerinin birleştirilmesi mümkün olduğunu, alınan bu karar sonrasında 13.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 14 Şubat 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmiş ve 6762 sayılı Ticaret Kanunu yürürlükten kaldırıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 483. maddesinin 2. fıkrasında; “Paylar hamiline vazıh ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır” denilerek hamiline yazılı pay senetlerinin çıkartılması için öncelikle sermayenin tamamının ödenmiş olmasının gerektiği ve yönetim kurulunca pay senedi çıkartılmasına ilişkin alınacak kararın tescil ve ilan edilmesi gerektiği hükmolunduğunu, sermaye artırım kararının verildiği tarih ve sermayenin üç (3) yıl içerisinde ödeneceğinin belirtilmiş olduğu nazara alındığında pay senedi çıkartılacağı zaman işbu işlemlerin 6102 sayılı Kanuna göre yapılması gerektiğini, taahhüt edilen sermaye miktarının ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığını, öncelikle, Sayın Mahkemenizce … A.Ş.’nin ticari defterlerinin istenilerek taahhüt edilen sermayenin ödenip ödenmediği hususunun tespit edilmesini, … A.Ş.’nin ortaklar pay defterinin kânuna, yönetmeliğe ve usulüne uygun tutulup tutulmadığının, pay defterinde üyelerinin imzalarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesini, bunun yanı sıra; Türkiye Ticaret Sicil Gazeteleri incelendiğinde pay senedinin çıkarılmasına ilişkin herhangi bir yönetim kurulu kararının tescil ve ilan edilmediği de görüleceğini, bu sebeple de müvekkiline herhangi bir pay senedi teslim edilmediğini, ayrıca, … A.Ş’nin usulüne uygun çıkarılmayan hamiline yazılı pay senetlerinin şirket ortaklarına teslim edildiği ve/veya bu senetlerin ortaklığı gösterdiğinin düşünülmesinin mümkün olmadığını, şirket ortağı …, 23.12.2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılık belgesi uyarınca muris …’in şirkette sahip olduğu payların mirasçılarına intikalinin yapılması için yönetim kurulu üyelerine … Noterliğinin 14 Ağustos 2018 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, buna rağmen, yönetim kurulu kararı alınmamış, pay devrinin yapılıp yapılmadığı hususu belirsiz bırakıldığını, ayrıca, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde …’in pay oranlarının mirasçılarına intikal edilmesi sebebiyle hamiline yazılı pay senetlerinin mirasçılarına teslimi konusunda da bir yönetim kurulu kararının tescil ve ilan edilmediğinin görüleceğini, müvekkili …’in sağ kalan eşi sıfatıyla mirasçısı olduğundan şirketteki payı da mirasçı olduğu oranda arttığını, bu artışa ilişkin hamiline yazılı pay senetleri müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin …’in mirasçısı olduğu hususu da nazara alınarak şirketteki payının tespiti gerektiğini, yukarıda açıklanan sebeplerle; müvekkili …’in, … San. ve Dış Tic. A.Ş.’de ortak olduğunun ve pay oranının tespiti ile ortak olduğunun pay defterine kaydedilmesini ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın delil listesi ekinde bulunan … Noterliğinin 03/07/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde açıkça kabul ettiği 12.01.2009 ve 07.01.2011 tarihli “İnançlı Temlik (Hisse Devri) ve İnşaat Sözleşmeleri” kapsamında % 88,5 hissesi müvekkili şirket yetkilisi …’e ait olan … San. ve Dış Ticaret A.Ş. hisselerinin tamamının, bu şirketin aktifinde yer alan … Malı. … ada, …. pafta, …parsel sayılı taşınmazda, … tarafından tüm maliyeti kendisine ait olmak üzere yapılacak inşaatta (“… ) bağımsız bir şekilde hareket etmesi ve idari süreçleri kolaylıkla tamamlaması amacıyla devredileceğini (12.01.2009 tarihli Protokol m.2), inançlı temlik mahiyetindeki bu hisse devrinin hiçbir şekilde …’in şirket hisselerinin tamamına sahip olduğu anlamına gelmeyeceğini (12.01.2009 tarihli Protokol m.3), inşaatın tüm iskan ve ruhsatları alınarak, en geç 31.12.2012 tarihinde teslime hazır olması ile birlikte “… Petrol” ve/veya “… Petrol’ün … tarafından başka bir grup şirkete (“…”) devredilmesi halinde bu şirketin %40’ına tekabül eden hisselerin müvekkili …’e kayıtsız ve şartsız bir şekilde iade edileceğini, işbu inançlı devrin temin ve garantisi için daha sonra “… Petrol’ü devralan “…” unvanlı şirket hisselerinin %40’ına tekabül eden hisse senetlerinin …’e iade ve teslim edilmek üzere … ve … ‘e yediemin olarak teslim edildiğini(07.01.2011 tarihli Protokol m.6), taraflar arasında doğacak her türlü ihtilafın yedieminler tarafından çözüme kavuşturulacağı (07.01.2011 tarihli Protokol m.8) kararlaştırılacak, sözleşme şartlarının tamamı yediemin/şahitler huzurunda imzalandığın, işbu protokollerin gereği olarak müvekkili şirket yetkilisi …’e ait “… Petroldeki hisselerin tamamı karşılıklı güven ve inanç çerçevesinde davacı babası … devredildiğini (Hamiline Yazılı Pay Senetleri ile birlikte) daha sonra bu şirket hisselerinin “… A.Ş” unvanlı şirkete devri nedeniyle …’in “… Petrol/Gayrimenkul A.Ş”deki hisselerinin %40’ına tekabül eden 1.000.000,00TL tutarındaki hamiline yazılı hisse senetleri 07.01.2011 tarihli protokolün 6. maddesi kapsamında ileride müvekkil …’e iade ve teslim edilmek üzere yedieminlere teslim edildiğini, Ancak ne var ki, davacı tarafından inşasına başlanılan “… ” projesi, bizzat davacının ağır kusuru/kastı nedeniyle ruhsat ve eklerine tamamen aykırı ve kaçak bir şekilde inşa edildiğini, ilgili belediye tarafından inşaat defalarca mühürlendiğini, taşınmaz ile ilgili yıkım kararları alındığını ve hatta … hakkında “İmar Kanununa Muhalefet vb.” suçlardan birçok kamu davası açıldığını ve bu davaların mahkumiyet ile sonuçlandığını, buna benzer birçok nedenle yukarıda bahsi geçen protokoller ile taahhüt edilen teslim süresine uyulmadığı gibi, yaklaşık 8 yıllık süre zarfında müvekkili şirketin gerçek sahibi ve yetkilisi …’e ait olan taşınmaz ve/veya şirket hisseleri müvekkiline iade ve teslim edilmediğini, şirket, bankalardan alınan yüksek miktardaki (çoğunlukla döviz cinsinden) krediler nedeniyle iflasa sürüklenmeye başlamış ve davacının yaşının ilerlemesinin de etkileri ile basiretsiz yönetim günden güne artarak, müvekkili şirketin ekonomik mahvına neden olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket yetkilisi …, 07.01.2011 tarihli protokolün 8. maddesi uyarınca tarafların müşterek hakem/yediemin olarak seçtikleri … ve …’a müracaat ederek, daha sonra iade edilmek üzere kendilerinde bulunan “… Petrol” ve “…” şirketinin hamiline yazılı hisse senetlerini talep ettiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığı başından bu yana bilen yedieminler, protokoller ile kendilerine tanınan hakemlik yetkisine dayanarak yediemin sıfatıyla zilyet oldukları (bu aşamada şirket hisselerinin sadece %40’ına zilyettirler) hamiline yazılı hisse senetlerini müvekkile iade ve teslim ettiklerini, tüm bu sürecin sonunda, müvekkili şirket yetkilisi … 12.01.2009 ve 07.01.2011 tarihli “İnançlı Temlik (Hisse Devri) ve İnşaat Sözleşmeleri” ile babası davacıya emanet olarak verdiği %88,5 oranındaki ortaklık paylarının %40’ını (hamiline yazılı hisse senetlerini) iade ve teslim aldığını, şirketlere ibraz ettiğini ve ortaklık haklarını elde ederek şirketi iflastan kurtarmak için kollarını sıvadığını, dava dışı …, … Petrol ile bu şirketin hakim ortağı olan …’ün ve dolayısıyla şirketlere ait taşınmazların gerçekte %88,5’inin sahibi olmakla birlikte, tüm yönetim kurulu üyeleri en son gerçekleştirilen olağan genel kurulda ibra edildiğini, davacı tarafından ortaya atılan iddialar, sayın mahkemenin bilgisine sunulmayan açıklamalar ışığı altında haksız ve kötü niyetli olduğunu, hamiline yazılı hisse senetleri davacı tarafa imzası karşılığında teslim edilmiş olmakla birlikte, gerek “teslim tutanakları” gerek “ihraç kararları” gerekse 08.12.2010 tarihli genel kurulda taahhüt edilen sermayenin ödendiğine yeminli mali müşavirlik tasdik raporları bilgilerine sunulduğunu, Bakanlık Temsilcisinin denetim ve gözetiminde gerçekleştirilen 04.09.2018 tarihli genel kurulda,hazır bulunanlar listesinin birinci sırasında bulunan … Anonim Şirketi’ni temsilen …, toplantıya katıldığını,yönetim kurulu tarafından onaylı temsil belgesinin sunulduğunu, hazır bulunanlar listesinin tetkikinde, hamiline yazılı şirket paylarının 30.000.000,00TL toplam itibari değerinden ve 30.000.000 adedinden (6102 sayılı TTK. m. 484 vd.) mülga T.T.K nın 415 ve 417. maddeleri 28.11.2012 tarih ve 28481 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu toplantılarda bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri hakkındaki Yönetmelik’in 16 ve 18. maddeleri uyarınca hamiline yazılı pay senedi sahiplerinden giriş kartı alanlara göre yönetim kurulu tarafından hazırlanan hazır bulunanlar listesine göre; toplam itibari değeri 28.875.000TL olan, 28.875.000 adet payın temsilen, toplam itibari değeri 219.300,00TL olan 219.300 adet payın asaleten, toplam itibari değeri 95.400,00TL olan 95.400 adet payın ise vekaleten olmak üzere toplam itibari değeri 29.189.700,00TL olan 29.189.700 adet payın toplantıda olduğu tespit edildiğini, diğer muhataplarca, hamiline yazılı başkaca bir hisse senetleri ve giriş kartları ibraz edilmediğini, hamiline yazılı hisse senetlerinin ihracına yönelik Yönetim Kurulu Kararları ekte olup, işbu kararlarda bizzat bu senetlere itiraz eden davacının imzasının bulunduğu dikkatlerden kaçmaması gereken önemli bir tespit olduğunu, keza hamiline yazılı hisse senetleri tertip tarihlerine uygun bir şekilde yine bizzat davacının imzası karşılığında kendisine teslim edildiğini, sermayenin 15.000.000,00TL’den 30.000.000,00TL’ye arttırılmasına yönelik YK kararından sonra taahhüt edilen 15.000.000,00TL de müvekkili şirkete ödendiğini, tüm bu konulara açıklık getiren 2011 ve 2012 yıllarına ait Yemin Mali Müşavirlik Tasdik Raporlarının ekte olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin 04.09.2018 tarihli genel kurul toplantısında tutanağa geçen beyanlarından anlaşılacağı üzere; 04.09.2018 tarihli Genel Kurul toplantısından önce (6102 sayılı TTK. m. 484 vd. ve yönetmeliğin 18. maddesi uyarınca) yasal sürelere uyulmak suretiyle pay sahipliğinin ispatı açısından genel kurul toplantı tarihinden önce payların temsil edildiği hamiline yazılı pay senetlerinin ibrazı için tüm muhataplara yazılı bildirimde bulunulmuş ancak toplantıya katılma talebinde bulunanlar tarafından paylarının temsil edildiği hamiline yazılı hisse senetleri hiçbir şekilde ibraz edilmediğini, dolayısıyla katılma talebinde bulunanlar pay sahipliğini ispat edemedikleri gibi toplantıya giriş kartı da almadıklarını, pay sahibi olmamaları nedeniyle … vekilinin toplantıya katılma ve oy kullanma hakkı söz konusu olmadığını, yönetim kurulu başkan sıfatıyla vekaleten katılma yetkisi de kanunen mümkün olmadığını, toplantıya katılım listesinde tüm hisseler 30.000.000TL tutarındaki ödenmiş sermaye üzerinden temsil edilmediğini, hamiline yazılı hisse senetleri TTK. 486 maddesine tamamen uygun olarak çıkarıldığını ve ortaklara teslim edildiğini, bu durum hamiline yazılı senetleri ibraz edemeyen ortağın sorumluluğunda olup, hamiline yazılı hisse senetleri listesi ticaret odası kayıtları ile sabit olduğundan artık pay defterinin pay sahipliğinin tespiti konusunda hiçbir önemi bulunmadığını, …’in hamiline yazılı pay senetleri, … hanım’ın vefatından önce davacı tarafa devir ve teslim edildiğini, dolayısıyla davacı tarafa eşinden intikal eden herhangi bir payı da söz konusu olmadığını, davacı tarafından müvekkil şirkete ibraz edilen 04.10.2016 tarihli A.Ş. hisse devir sözleşmesinden görüleceği üzere, …’in payları vefatından bir süre önce …’e hamiline yazılı senetlerin teslimi ve satışı ile devredildiğini, müteveffa …, aynı tarihli dilekçesi ile YK üyeliğinden de istifa etmediğini, keza davacının bizzat katılarak imzasının bulunduğu müvekkili şirketin 20 Ocak 2017 tarihli YK toplantısında “…’in şirketteki hisselerini temsilen davacıya intikal eden hamiline yazılı hisse senetleri yine davacı tarafından şirkete ibraz edildiğini, payların hamiline yazılı hisse senetleri ile temsil edildiği anonim şirketlerde ortaklık durumunun sadece pay defteri ile belirlenmesi fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, giriş kartı olmayan ve hamiline yazılı senetleri ibraz edemeyen vekillerin toplantıya katılmalarına bu nedenle ve haklı olarak muvafakat edilmediğini, davacı taraf, ek 1 ve 2’de gösterilen protokollere aykırı davrandığını, şirketi adeta iflasa sürüklediği ve belki de elindeki pay senetlerini 3. kişilere devir, rehin ettiğini, bu muhtemel riskler göz önüne alındığında hamiline yazılı pay senetleri elinde bulunmayan davacı tarafın şirket ortaklığının tespiti, ileride şirketin ekonomik mahvına neden olacağı izahtan vareste olduğunu,bu konuda davacı tarafça şirket yönetim kurulu aleyhine açılan tazminat davası … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, tüm resmi delillerin bu dosyada bulunduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü, hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, pay sahibi olunduğunun tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 23/12/2019 tarihli celsesi 3 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 09/07/2020 tarihli raporunda özetle;
”İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
Davaya konu, 05.09.2018 tarihli, 2015-2016-2017 yılları Olağan Genel Kurul Toplantısına katılanlar listesinin aşağıdaki gibi olduğu, davacı yanın söz konusu Genel Kurul Toplantısına katılmadığı görülmektedir. Şirketin sermayesi 30.000.000,00TL olup, toplantıda teslim edilen sermaye miktarının 29.189.700,00TL olduğu,bu anlamda 810.300,00TL’lik sermayesinin toplantıda temsil edilmediği, bu hisse payının da davacı yanın kendisine ait olduğunu beyan ve iddia ettiği hisse payına isabet ettiği müşahede edilmiştir.
Davalı şirketin 19.08.2015 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında ise sermaye tutarının yine 30.000.000,00TL olduğu,toplantıda tüm sermaye miktarının temsil edildiği,toplantıya katılanlar listesinde davacı yan
sermaye payının 681.150,00TL, eşi müteveffa … sermaye payının 129.150,00TL olduğu, davacı yan ve müteveffa eşinin bu toplantıya katıldığı, toplantıdan sonra 04.10.2016 tarihli hisse devir sözleşmesi marifeti ile müteveffa …’in 129.150,00TL tutarındaki sermayesini davacı yana devir ettiği ve bu tarihten itibaren davacı yan sermaye payının 810.300,00TL olduğu müşahede edilmiştir.
Davalı şirketin, 08.12.2010 tarihli genel kurulda alınan sermaye artışı kararı doğrultusunda şirket sermayesinin 15.000.000,00TL’den 30.000.000,00TL’ye artırılmasına karar verildiği görülmekle, şirket hisse ve sermaye yapısının, artırımdan önceki hali ile mukayeseli tablosunda yer verilmiştir.
Artırılacak yeni sermaye karşılığında davacı yanın 340.575,00TL taahhüdünün bulunduğu, davacı yanın taahhüt ettiği sermayeyi ödediğine dair, şirketin tam tasdik sözleşmesi kapsamında, 2011 yılı vergilendirme dönemine ilişkin olarak düzenlenen 14.06.2012 tarihli YMM raporunda, şirketin 31.12.2011 tarihi itibarıyla toplam sermayesinin 30.000.000,00TL olduğu ve tamamının ödendiğinin tespit edildiği görülmektedir. Bununla birlikte davalı şirket kayıtları üzerinde, davacı yanın taahhüt ettiği sermayeyi şirkete ödediğini gösteren kayıtlar tetkik edilmiş olup, davacının Aralık 2010 tarihinde yapılan 15 milyon TL tutarındaki sermaye artışından hissesine isabet eden 340.575,00TL tutarındaki sermaye taahhüdünün, 122.600,00TL’sini 21 Şubat 2011 tarihinde, 17.975,00TL’sini 18 Mayıs 2011 tarihinde ve 200.000,00TL’sini 15 Ağustos 2011 tarihinde banka havalesi yolu ile ödemiş olduğu görülmüştür.
Şirketin 14.03.1990 tarihinde tescil ve ilan edilen ana sözleşmesinde, hisselerin tamamının nama yazılı olduğu, nama yazılı hisse senetlerinin devri için yönetim kurulunun muvafakatinin şart olduğu, sermayenin tamamı ödenmedikçe hamiline yazılı hisse senedi çıkarılamayacağı, ifadelerinin yer aldığı görülmüştür. Davalı yanın cevap dilekçesi ekinde dava dosyasına sunmuş olduğu, ilmühaber çıkarılması ve hisse senedi bastırılmasına ilişkin yönetim kurulu kararlarının özetine tabloda yer verilmiştir.
04.06.2010 tarihli 2.tertip hamiline senet ihracı kararı alınmıştır.
30.06.2010 tarihli ilmühaber çıkarma ve yine aynı tarihli 3.tertip hamiline senet ihracı kararı alınmıştır.
28.07.2010 tarihli ilmühaber çıkarma ve yine aynı tarihli 4.tertip hamiline senet ihracı kararı alınmıştır.
08.12.2010 tarihli ilmühaber çıkarma ve yine aynı tarihli 5.tertip hamiline senet ihracı kararı alınmıştır.
Görülmekle, alınan tüm kararlarda yönetim kurulu başkanı sıfatı ile davacı …’in imzasının yer aldığı müşahede edilmiştir.
6762 sayılı ETTK’nun 409. maddesi:
Madde 409 – Hisse senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Esas mukavelede aksine hüküm bulunmadıkça hisse senetlerinin nama yazılı olması lazımdır. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamile vazıh hisse senetleri veya ilmühaberler çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar hükümsüzdür. Hüsnüniyet sahiplerinin tazminat hakları mahfuzdur.
Her ne kadar yukarıda yer verildiği şekli ile davalı şirketin ilmühaber ve hisse senedi ihraç kararlarının, 3, 4 ve 5.tertipler için usulüne uygun olmadığı (tüm sermaye ödenmeden basım kararı alınmış olması) görülmüşse de yine davalı yanın cevap dilekçesi ekinde dava dosyasına sunmuş olduğu, davacı yanın imzasını havi hisse senedi teslim tutanaklarının incelenmesinde, davacı yanın aşağıdaki tabloda yer alan hisse senetlerini teslim aldığı anlaşılmaktadır;
Yukarıdaki tabloda davacı yana teslim edilen hisse senetlerinin tarihleri, bağlı bulundukları yönetim kurulu karar tarihleri, teslim edilen senet bedeli ve hangi sermaye artırımından doğan işlem (tertip) olduğuna ilişkin bilgilere yer verilmiş olmakla, davacı yanın, 2010 yılı içerisinde hissesinin büyük kısmını dava dışı … A.Ş’ye devrederek, 18.164,00TL tutarında hisse payının kaldığı, sonrasında yapılan sermaye artırımları neticesinde hisse payındaki artışların sırasıyla 163.476,00TL,158.935,00TL ve 340.575,00TL olduğu ve bunlara ilişkin hisse senetlerinin tamamını teslim almış olduğu müşahede edilmiştir. Nitekim davacı yanın … ATM nin 2019/… Esas sayılı dosyasında ikame ettiği davada, meşru hamili olduğu hamiline yazılı hisse senetlerini evinde ve bürosunda yapmış olduğu tüm aramalara rağmen bulamadığından bahisle, kendisine ait olan 810.300.00TL (müteveffa … tarafından kendisine teslim edilen 129.150,00TL tutanndaki hamiline hisse senedi dahil) ye tekabül eden hamiline yazılı hisse senedinin iptalini ve bu oranda kendisine teslim edilmek üzere yeniden hisse senedi düzenlenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
6102 sayılı TTK nun 13.01.2011 tarihli olduğu dikkate alındığında, davalı şirketin hiçbir sermaye artırımı ve buna dayalı hisse senedi bastırıp, tescil ve ilan etme zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK nun 486. Maddesi:
Madde 486/(2) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.
Pay defterinin incelenmesi:İstanbul Ticaret İl Müdürlüğünün, davaya konu genel kurul toplantısına ilişkin tüm belgelerin birer suretini sunduğu cevap yazısı ekinde yer alan pay defteri sayfalarının incelenmesinde, pay defterinde davacıya ait kayıtların yer aldığı, pay defterindeki kayıtları, davacı yanın yapmış olduğu hisse satış ve hisse alışları ile sermaye artırımından doğan farklılıkları doğru olarak yansıttığı, ancak ilgili sayfalarda, işlem bazında yapılan kayıtlar için ayrılan imza bölümünde davacı yan imzalarının yer almadığı görülmekle,pay defterindeki davacıya ait son kayıt itibarıyla, davacı yanın müteveffa …’den almış olduğu hisseler dahil olmak üzere toplamda 810.300,00TL değerinde 810.300 adet hisseye sahip olduğu müşahede edilmiştir. Sunulan pay defteri sayfaları, davalı şirketten talep edilerek tarafımıza ibraz edilen, … Noterinin 01.06.2010 tarih, … yevmiye numarası ile onaylanmış orijinal pay defteri ile karşılaştırılmış, davacı yan hisselerine ilişkin yapılan, defterin 1 ve 2. Sayfasındaki kayıtların, dava dosyasına sunulu pay defteri sayfa fotokopileri ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Özetle;Tüm dosya münderecatı incelenmiş şu hususlar tespit edilmiştir:
1.Davalı şirketin,08.12.2010 tarihli genel kurulda şirket sermayesinin 15.000.000,00TL’den 30.000.000,00TL’ye artırılmasına karar verilmiştir; 16 Aralık 2010 tarihli ve 7709 s. TTSG’de ilan edilmiş olan toplantı tutanağı ve esas sözleşmenin “Sermaye” başlıklı 6. maddesi uyarınca şirket hisseleri hamiline yazılıdır.
2.14.06.2012 tarihli YMM raporunda, şirketin 31.12.2011 tarihi itibarıyla toplam sermayesinin 30.000.000,00TL olduğu ve tamamının ödendiği anlaşılmaktadır.
3.Keza Davacının da 8 Aralık 2010 tarihinde yapılan 15 milyon TL tutarındaki sermaye artışından hissesine isabet eden 340.575,00 TL tutarındaki sermaye taahhüdünü 122.600,00 TL’sini 21 Şubat 2011 tarihinde, 17.975,00 TL’sini 18 Mayıs 2011 tarihinde ve 200.000,00 TL’sini 15 Ağustos 2011 tarihinde Banka havalesi yolu ile ödemiş olduğu anlaşılmaktadır.
4.Davalı şirket yönetim kurulunun:
-04.06.2010 tarihli 2. tertip hamiline senet ihracı kararının,
-30.06.2010 tarihli ilmühaber çıkarma ve yine aynı tarihli 3. tertip hamiline senet ihracı kararının,
-28.07.2010 tarihli ilmühaber çıkarma ve yine aynı tarihli 4. tertip hamiline senet ihracı kararının,
-08.12.2010 tarihli ilmühaber çıkarma ve yine aynı tarihli 5. tertip hamiline senet ihracı kararının bulunduğu; tüm yönetim kurulu kararlarında yönetim kurulu başkanı sıfatı ile davacı …’in imzasının bulunduğu görülmüştür.
5.10.6.2011,10.5.2011, 10.5.2011, 1.9.2010, 25.6.2009 tarihli toplam 5 adet teslim tutanağı ile davacı …’e hisse senedi tesliminin yapıldığı ve ilmühaberlerin iptal edildiği görülmektedir.
6.4.6.2016 tarihli yönetim kurulu kararında …’in şirketteki sahibi bulunduğu 129.150 payı karşılığı hamiline hisse senetlerini …’e devrettiği ve …’in hisse senetlerini ibraz ettiği beyan edilmiştir. Bu tarih itibariyle …’in 810.300 adet hamiline yazılı hisse senedine sahip olduğu anlaşılmaktadır.
7.Keza Şirket Yönetim Kurulunun “1.1.2015-31.12.2015, 1.1.2016-31.12.2016, 1.1.2017-31.12.2017 dönemleri Yıllık Faaliyet Raporunda” verilen tablolarda, önce …’in 129.150 adet hissesi bulunduğu, ancak sonradan bunları devretmiş olduğu; meydana gelen değişiklikler neticesinde …’in hisse adedinin 810.300 adete (810.300,00TL) ulaştığı ifade edilmektedir. Adı geçen Yıllık Faaliyet Raporunda …’in de yönetim kurulu başkanı sıfatı ile imzası bulunmaktadır.
8.Dolayısıyla (yönetim kurulu karan tarihi olan) 4.6.2016 tarihi itibariyle davacı …’in davalı şirkette 810.300,00TL itibari değeri haiz 810.300 adet hamiline yazılı hisseye sahip olduğu anlaşılmaktadır.
9.Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri için, senetlerin zilyetliğinin devri yeterli ve gerekli olup, devir şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder (TTK m.489). Keza hamiline yazılı hisse senetlerinin devrinin hüküm ifade etmesi için şirketin onayına ihtiyaç bulunmadığı gibi, devrin yönetim kuruluna bildirilmesine de gerek bulunmamaktadır. Pay defterine hamiline yazılı hisse senedi sahiplerinin yazılması da söz konusu değildir (TTK m.499).
10.Hamiline yazılı hisse senetlerinin, senet zilyetliğinin devri yoluyla üçüncü kişilere devrinin mümkün bulunması, hamiline yazılı hisse senetlerinin sahiplerinin pay defterinde görünmesinin söz konusu olmaması karşısında, -kendisine bildirimde bulunulmadıkça şirket tarafından hamiline yazılı hisse senedi sahibinin kim olduğunu bilinmesi de mümkün değildir.
11.Bu sebepledir ki; TTK m.415/3 uyarınca; hamiline yazılı pay senedi sahipleri, genel kurulun toplantı gününden en geç bir gün önce bu senetlere zilyet olduklarını ispatlayarak giriş kartı alırlar ve bu kartları ibraz ederek genel kurul toplantısına katılabilirler. Ancak, giriş kartının verilmesinden sonraki bir tarihte hamiline yazılı pay senedini devraldığını ispatlayan pay sahipleri de genel kurula katılabilirler.
12.Netice itibariyle; 4.6.2016 tarihi itibariyle davacı …’in davalı şirkette 810.300,00TL itibari değeri haiz 810.300 adet hamiline yazılı hisseye sahip olduğu anlaşılmış olmakla birlikte; hamiline yazılı hisse senetlerinin devir şekli dikkate alındığında, 4.6.2016 tarihinden sonra senetleri uhdesinde bulundurmaya devam edip etmediği veya devredip etmediği ya da dava tarihi itibariyle hamiline yazılı hisse senetlerinin sahibi bulunup bulunmadığı konusunda bir kanaat oluşturulması mümkün görünmemektedir.
SONUÇ:
Takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere;
1.a)Davalı şirketin, 08.12.2010 tarihli genel kurulda şirket sermayesinin 15.000.000,00TL den 30.000.000,00TL’ye artırılmasına karar verildiği;
b)Davacının sermaye artışından hissesine isabet eden 340.575,00TL tutarındaki sermaye taahhüdünü 122.600,00TL’sini 21 Şubat 2011 tarihinde, 17.975,00TL’sini 18 Mayıs 2011 tarihinde ve 200.000,00TL’sini 15 Ağustos 2011 tarihinde Banka havalesi yolu ile ödemiş olduğu;
2.a)Davalı … Oto. Taş. S. Ve D. T. AŞ’nin paylarının hamiline yazılı hisse senedine bağlandığı;
b)Hamiline yazılı hisse senedi ihraçlarının yapıldığı;Davacı’nın hamiline yazılı hisse senetlerini teslim aldığı;
3….’in 129.150 payı karşılığı hamiline hisse senedi bulunduğu; ancak 4.6.2016 tarihli yönetim kurulu kararında bu payların tamamını …’e devrettiği hususunun beyan edildiği; keza Yönetim Kurulunun “1.1.2015-31.12.2015, 1.1.2016-31.12.2016, 1.1.2017-31.12.2017 dönemleri Yıllık Faaliyet Raporunda” bu hususu teyit eden tablolara yer verildiği;
4.4.6.2016 tarihi itibariyle …’in davalı şirkette payının bulunmadığı ve fakat aynı tarih itibariyle …’in davalı şirkette 810.300,00TL itibari değeri haiz 810.300 adet hamiline yazılı hisseye sahip olduğu;
5.Hamiline yazılı hisse senetlerinin devir şeklinin senedin zilyetliğinin tesliminden ibaret olması, şirketin onayına tâbi bulunmaması ve pay defterine hamiline yazılı hisse senedi sahibinin yazılmasının söz konusu olmaması dikkate alındığında, dosya münderecatı çerçevesinde 4.6.2016 tarihinden sonra …’in hamiline yazılı hisse senetlerini uhdesinde bulundurmaya devam edip etmediği veya 3. kişiye devretmiş olup olmadığı hususunun tarafımızca tespitinin mümkün bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.” denilmiştir.
Davalı tarafın kayıtları, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı ailesine duyduğu güven nedeniyle hamiline pay senedini hiç bir zaman almadığını, hisselerin hamiline yazılı olup, sermayenin tamamı ödenmeden hamiline hisse senetleri çıkartılamayacağını iddia etse de yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu ve yukarıda özetlendiği üzere bilirkişi raporunun 7,8 ve 9. Sayfalarında yapılan tespitler doğrultusunda şirketin ilmuhaber ve hisse senedi ihraç kararlarının 3,4. Tertipler için -tüm sermaye ödenmeden basım kararı alınması nedeniyle- usulüne uygun olmasa da davacı tarafın hisse senetlerini hisse senedi teslim tutanakları ile teslim aldığının sabit olduğu, aksinin yazılı delil ile ispatlanamadığı, sonuçta sonrasında da olsa tüm sermayenin ödenmiş olduğu, hamiline hisse senetlerinin teslim alındığı hususu da dikkate alındığında, sonradan tamamlanan bu eksikliğin davacı tarafından ileri sürülmesinin MK 2. Maddeye uygun olmayıp, hamiline hisse senetlerinin iptalini gerektirmediği, …’e ait 129.150 pay hisse senetlerinin 04.06.2016 tarihli yönetim kurulu kararında …’e devrettiği hususunun beyan edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Hamiline hisse senetlerinin basılmasının sonuçta geçerliliği ve bu hisse senetlerinin davacıya teslim edildiği olgusu karşısında, hamiline hisse senetlerinin devir şekilleri de dikkate alındığında davacının halen ortak olduğunun tespitinin mümkün olmadığı, bu hususun ancak bu hamiline hisse senetlerini elinde bulundurana karşı davacının açacağı dava ile çözülmesi gerektiği, açılacak bu davanın da elimizdeki dava ile irtibatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… karar sayılı ilamı ibraz edilmiş ise de dava hasımsız olarak açılmış zayi nedeniyle iptal kararı olup, davalı şirketi bağlayıcı bir özelliği bulunmamaktadır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken maktu 54,40-TL harcın, peşin alınan 13.874,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.819,85-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 57.565,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.15/10/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”