Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/853 E. 2021/875 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/853 Esas
KARAR NO:2021/875

DAVA: Rücuen Tazminat (TTK 1472. md uyarınca KASKO Poliçesine Dayalı)
DAVA TARİHİ:17/09/2018
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 28/10/2016 tarihinde …’nin sevk ve idaresinde seyir halindeyken, sinyal verip dönüş yapacağı sırada davalı şirketlerin birlikte oluşturduğu … Adi Ortaklığı Tic. İşletmesi’ni oluşturan şirketlerin işleteni olduğu … sevk ve idaresindeki 32 kapı numaralı aracın, karşı şeritte seyir halindeyken sinyali gördüğü halde dikkate almayarak sigortalı aracın ön kısımlarıyla sigortalıya ait araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini karşı aracın tam kusurlu olduğunu, müvekkili tarafından sigortalısına poliçe kapsamında 17.089,00 TL ödemeler yapıldığını belirterek TTK’nın 1472 maddesi gereğince halefiyete hak kazandıklarından alacağın ödeme tarihli 19/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, kazanın meydana geldiği alanın şantiye sahası olması nedeniyle KTK hükümlerinin uygulanamayacağını, … Ortaklığı’nın sorumluluğu bulunmadığını, hasar tutarının sigorta hukuku temel prensipleri gereğince öncelikle sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, kazanın dava dışı referans altyapı çalışanı …’nin aceleci ve dikkatsiz davranışı neticesinde meydana gelmesi nedeniyle kusurlarının bulunmadığını, zarar tespit için bilirkişi incelemesi gerektiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, TTK’nın 1472.maddesi gereğince kasko poliçesi kapsamında ödenen maddi hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu sigortalı … plakalı kamyonun yüklü olduğu, 32 numaralı diğer kamyonun ise boş olduğu, davalı işletenlerin sorumlu olduğu aracın sürücüsünün karşı aracın sinyal yakmasına rağmen hızını azaltmadığı, kasko sigortalı aracın ise kamyonun şartlarına uygun olarak kontrollü geçiş sağlamadığı anlaşılmaktadır. İlk alınan 09/01/2020 tarihli raporda; bilirkişi heyetince davacının sigortalısına %60 davalı 32 numaralı kamyon sürücüsünün ise %40 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. İtirazen alınan ek raporda da bu görüş yinelenmiştir.
ATK tarafından alınan 28/12/2020 tarihli raporda da, kaza yerinin şantiye sahası olduğu dolayısıyla KTK hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığı belirtilmişse de alınan 02/07/2020 tarihli ek raporun üçüncü sayfasındaki kazanın olduğu İstanbul Havalimanı bağlantı yollarına ilişkin kroki incelendiğinde, Karayolu bağlantısının bulunduğu anlaşılmaktadır. (İst BAM 9. HD 2020/241 E. 2020/3636 03/11/2020) Dolayısıyla davalıların KTK hükmülerinin uygulanmayacağına ilişkin itirazları yerinde değildir. [“… şantiye sahası içerisinde meydana geldiği kabul edilse dahi, kazaya karışan araçların nitelikleri gözetildiğinde, şantiye sahasının karayolu ile bağlantısı olmayan bir alan olmasının mümkün bulunmamasına, bu durumda da kazanın karayolu sayılan yerde meydana geldiği ve trafik kazası niteliğinde bulunduğu şeklindeki değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine göre;” (İst BAM 8 HD 2017/1405 E. 2018/1628 K. 27/12/2018) ] Son alınan 13/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna ise, taraflara eşit kusur atfedilmiştir. Şöyle ki, sigortalı … plaka sayılı kamyon sürücüsü …; dolum bölgesinden dolu yükü ile yolda seyri sırasında sinyal vererek sola dönüş manevrasına başladığı, ancak diğer 32 numaralı kamyon sürücüsü …’in sinyalin verildiğini fark etmesine rağmen aracın seyir istikametinde manevra yaparak seyrettiği, bu hususun iş sağlığı ve güvenliği uzmanı tarafından da teyit edildiği, diğer taraftan … plakalı aracın sürücüsü …’nin de olay mahallinde sinyalini vererek dönüş yapmaya başlamadan önce, yaklaşmış olan araçların geçişine izin vermeden dönüşe başladığı dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün de eşdeğer oranda kusurlu gerekçelendirilmiştir. Önceki kök ve ek raporlarda bahsedilen sürücülerden … plakalı aracın sürücüsü …’nin kazanın meydana gelmesinde daha kusurlu olduğu yönündeki kanaat olayın oluş şekli, kaza olay yeri fotoğrafları, sürücülerin ifadeleri dikkate alındığında isabetsiz bulunmuştur.
Taraflarca raporlar arasında çelişki bulunduğu belirtilmekle birlikte son alınan raporda verilen kusur oranlarına neden itibar edilmediği tartışıldığı gibi raporlar arasında kusur oranları yönünden misli fark da bulunmadığı anlaşılmakla ayrıca maddi hasarlı olay trafik kazası olup iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı yönünden değerlendirilme gerektirir herhangi bir ek olgu mevcut olmadığından taraf vekillerinin yeni rapor alınmasına ilişkin talepleri yerinde görülmemiştir. Dolayısıyla her iki araç sürücüsünün kazanın meydana geliş biçimine nazaran eşit oranda kusurlu oldukları sonuç ve kanısına varılmıştır.
Kazanın kapsam ve mahiyetine nazaran yapılan masraflar ve ödenen tazminatın kazanın kapsamı ile uyumlu olduğu da alınan teknik raporlarla tevsik edilmiştir. … yönetimindeki 32 kapı numaralı ve davalı adi ortaklarının işleteni olduğu anlaşılan aracın %50 kusuruna denk gelen 17.089,94 x 0,50 TL = 8.544,97 TL (KDV dahil) tazminat tutarının rücusunun kabil olduğu kanaatine varılmış olup, sigortalı şirket ile davalıların tacir oldukları da nazara alınarak aşağıdaki şekilde halefiyet tarihinden itibaren avans faizi işletilmiştir. Fazlaya dair istemin de kusura ilişkin açıklanan gerekçelerle reddi gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Rücu edilebilir maddi tazminat tutarı 8.544,97-TL’nin halefiyet tarihi 19/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 583,70-TL harçtan peşin alınan 291,84-TL harcın mahsubu ile, bakiye 291,86-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yargılamanın başında davacı tarafından yatırılan; 35,90-TL başvuru harcı 291,84-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 332,94-TL’den ibaret harç masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen, 374,95-TL posta ve tebligat masrafı, 4.200,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 4,574,95 TL’den ibaret yargılama masraflarının haklılık oranları nazara alınarak 2,287,47-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır