Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/842 E. 2020/774 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/842 Esas
KARAR NO : 2020/774
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 13/12/2017 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile … Caddesi üzerinde seyir halinde iken müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın arka kısmına plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığını ve müvekkilin de çarpmanın etkisi ile cadde üzerinde park halindeki bir başka araca çarparak yaralandığını, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın karşılanması amacıyla davalı … Hesabına 12/04/2018 tarihinde başvurulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin net bir cevabın verilmediğini” belirterek; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybından doğan toplam 3.500,00 TL daimi sakatlık ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.600,00 TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı …’na usulüne uygun tebligat yapılmış olup süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER
1-… Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/… Soruşturma sayılı dosyası
2-Trafik Tescil Şube Müdürlüğü yazı cevabı
3-Hasar dosyası
4-Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastane evrakları
5-SGK yazı cevabı
6-Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu
7-Kusur aktüerya bilirkişi raporu
8-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava trafik kazası nedeni ile sürekli ve geçici iş göremezlik zararının tazmini istemine dairdir.
2918 sayılı KTK.nın 91. Maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabileceği, öngörülmüştür.
2918 sayılı KTK’nın 91.maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9.maddesinde; trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabileceği belirtilmiş, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nin 3.maddesinde; motorlu bisikletin, silindir hacmi 50 cc’yi geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km den az olan bisiklet olduğu düzenlenmiş, 2918 Sayılı KTK’nın 103. maddesinde ise; motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Mahkemece yapılması gereken dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan tedavilere ilişkin tüm evraklar toplanarak, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu almak, tarafların kusur oranları hususunda bilirkişi raporu almak ve tüm belgeler toplandıktan sonra aktüerya raporu almaktır.
Davalı tarafından davaya cevap verilmemekle birlikte başvuru dava şartı yönünden itirazda bulunmuştur. Bilindiği üzere 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Davacının tarafından 12/04/2018 tarihinde davalı …’na başvurulduğu hasar dosyasının incelenmesi ile görülmüştür.
Davalının başvurunun eksik belgeye ile yapıldığına ilişkin dava şartı itirazı ise Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafında yapılan ve 02/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik, (yani tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin hangi belgeler olduğuna ilişkin değişiklik) KTK’nın 99.maddesi hükmüne bağlı olarak getirilmiş bir düzenleme niteliğinde olup, dava şartı koşulu bakımından getirilmiş bir düzenleme olmadığından itiraz yerinde değildir.
(… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/ … E sas 2019/… Karar sayılı ilamı; … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamı )
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış ve incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra maluliyet, kusur ve aktüerya rapor alınmıştır.
… C.Başsavcılığı’nın 2018/… soruşturma nolu dosyasının incelenmesinde; mala zarar verme suçu kapsamında suçun şikayete tabi olması, müştekilerden … ‘ın şikayetçi olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, diğer müşteki … yönünden olayı gerçekleştiren şahısların tespit edilememesi nedeniyle daimi aramaya alınmasına karar verildiği görülmüştür.
… Müdürlüğü’nün cevabı yazısının incelenmesinde; davacının ekonomik sosyal durum araştırmasının yapıldığı, davacının kaza tarihi itibariyle çalışmadığının bildirildiği görülmüştür.
SGK yazı cevabının incelenmesinde; davacıya dava konusu trafik kazası nedeniyle ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Hasar dosyasının incelenmesinde; kazanın 13.12.2017 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle faili meçhul aracın karıştığı kaza nedeni ile davalının sorumluluğunun olduğu, davacı vekilinin 12/04/2018 tarihinde davalı kuruma başvurulduğu, davalı tarafından herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığı, …’nın … nolu hasar dosyası kapsamında 26/04/2018 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda; plakası saptanamayan otomobilin kimliği belirsiz sürücüsünün olayda % 75 oranında kusurunun bulunduğu, tescilsiz motosiklet sürücüsü zarar gören …’in % 25 oranında kusurunun bulunduğu kanaatinin belirtildiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu’ndan alınan maluliyet raporunda özetle; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre mesleği bildirilmeyen Grup1 kabul olunarak meslekte kazanma gücü kaybı oranının %30,2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Aktüer ve Makine Yüksek Mühendisi bilirkişi heyetinin 25.06.2020 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; trafik kazasına karışan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün olayda % 75 oranında kusuru olduğu, trafik kazasına karışan tescilsiz motosiklet sürücüsü zarar gören davacı …’in olayda % 25 oranında kusuru olduğu, plakası tespit edilemeyen kimliği meçhul araç sürücüsünün %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in Geçici İş Göremezlik dönemine ait maddi zararının 10.736.46 TL, Sürekli İş göremezlik dönemine ait %30,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 206.184.88 TL olduğu, davacının maddi zararlarının poliçe limitini aşmadığı, poliçe genel şartları ile KYTK’nun 99.maddesine uygun başvuru yapılmamış olması nedeniyle en erken temerrüdün 13.09.2018 dava tarihinde gerçekleşmiş olacağı kanaati bildirilmiştir.
Bedel artırım dilekçesi; davacı vekili 12.10.2020 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 216.921,34-TL’ye artırdığını bildirmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 13.12.2017 tarihinde davacı ile kimliği meçhul bir araç sürücüsü arasında trafik kazası meydana geldiği, …na başvurulabilineceği, davacının malul kaldığı, davalı … Hesabına başvuruda bulunduğu, davalı tarafından ödeme yapılmadığı, mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandığı, kusur raporu alınmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, alınan maluliyet raporunun yönetmeliğe uygun olduğu, davacının maluliyetinin %30,2 iyileşme süresinin 9 ay olarak belirlendiği, dosyanın aktüerya raporu alınmak üzere aktüerya ve makine yüksek mühendisi bilirkişilerine tevdii edildiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli kusur raporunda davacının %25 dava dışı kimliği meçhul sürücünün %.75 kusurlu olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporunun kaza tarihi esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre düzenlendiği, davacının gelir hesabının SGK kayıtları esas alınarak yapıldığı, davacı tarafından 12/04/2018 tarihinde başvuru yapıldığının hasar dosyasında davacının başvurusunun görüldüğü, bu tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle 26/04/2018 temerrüde düşmüş olacağı, davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı davasına bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 10.736,46-TL geçici ve 206.184,88-TL sürekli işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 26/04/2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
2-Alınması gereken 14.817,89-TL harcın, peşin alınan 765,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.051,99-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 35,90-TL peşin harç, 730,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 801,80-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 562,00-TL adli tıp faturası gideri ve 1.595,45-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.157,45-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 23.634,49TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT … ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır