Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/841 E. 2020/895 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/841 Esas
KARAR NO : 2020/895
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 06.05.2018 tarihinde, sürücü … … idaresindeki … plakalı aracın D-160 Ambarlı köprü istikametinden gelip petrol ofisi caddesini takiben kontrolsüz, dikkatsiz ve hava şartlarını dikkate almadan bir şekilde seyir halindeyken aracının kayarak savrulmasıyla karşı şeride geçerek kullandığı kamyonetin sağ ön çamurluk ve ön kapı kısımlarıyla kendi şeridinde seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpmasıyla çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumun … plakalı araç sürücüsü … … ‘nın 2918 sayılı KTK’da yer alan kusurlardan şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak kuralını ihlal ettiği görüş kanaatine varıldığını, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, … Hastanesi’nde tedavi altına alındığını, ameliyat olduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlık neticesinde oluşan maddi zararın davalı … Hesabından karşılanması amacıyla doğrudan davalı …’na 25/07/2018 tarihinde başvurulduğunu, ödeme yapılması için tüm evrakların da kuruma teslim edildiğini, dosyanın maluliyet oranı belirlenmesi için davalı … tarafından medikal incelemeye alınması talebine rağmen davalı tarafça maluliyet anlamında bir değerlendirme yapılmadığını belirterek; fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla; davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 3.500,00-TL daimi maluliyet(sakatlık) ve 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.600,00-TL’nin davalı … Hesabına başvuru tarihi olan 06.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; başvuru sahibinin müvekkili kurumdan ödeme talep etmiş olmasına rağmen başvurunun değerlendirilmesi için gerekli belgeleri kuruma iletmediğini, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, davacının maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle maluliyet oranını ve malul kaldığını hastane raporu belgelendirmesi gerektiğini, davacının trafik kazası esnasında sevk ve idaresindeki motosiklette kasksız ve dizlik takmadan seyahat etmesi halinde müterafik kusurlu olacağını, kazaya sebebiyet veren … sevk idaresindeki … plakalı aracın kusurunun ispatlanması gerektiğini, davaya konu kaza ile ilgili kusur tespitinin yapılması gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi yazı cevabı
2-Trafik Tescil Şube Müdürlüğü yazı cevabı
3-Poliçe, hasar dosyası
4-Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastane evrakları
5-SGK yazı cevabı
6-Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu
7-Kusur ve aktüerya bilirkişi raporu
8-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 91.maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9.maddesinde; trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabileceği belirtilmiş, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nin 3.maddesinde; motorlu bisikletin, silindir hacmi 50 cc’yi geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km den az olan bisiklet olduğu düzenlenmiş, 2918 Sayılı KTK’nın 103. maddesinde ise; motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Mahkemece yapılması gereken dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan tedavilere ilişkin tüm evraklar toplanarak, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu almak, tarafların kusur oranları hususunda bilirkişi raporu almak ve tüm belgeler toplandıktan sonra aktüerya raporu almaktır.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış ve incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra maluliyet, kusur ve aktüerya rapor alınmıştır.
SGK yazı cevabının incelenmesinde; davacıya dava konusu 06/05/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle rücuya tabi 4.618,30-TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; poliçe tarihinin 06/05/2018-06/05/2019 tarihleri arasını kapsadığı, kazanın 06/05/2018 tarihinde saat 19:50 civarı meydana geldiği, poliçenin aynı gün saat 21:50’de akdedildiğini, kaza saati itibariyle dava dışı sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun olmadığı görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu’ndan alınan maluliyet raporunda özetle; 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’ne göre, maluliyet oranının %10 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Makine Mühendisi ve Aktüer bilirkişisinin 13.02.2020 tarihli 6 sayfadan ibaret rapordan özetle; Trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü … …’nın olayda %100 oranında kusuru olduğu, meydana gelen trafik kazasında yaralanan … plakalı araç sürücüsü davacı …’nun olayda kusurunun olmadığı, … plakalı aracın 06.05.2018 kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesinin bulunmaması nedeniyle; davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nun; geçici iş göremezlik dönemine alt maddi zararının 6.412,48-TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %10 maluliyet oranı ile ilgili maddi zarannın 64.614.90 TL olduğu, davacının maddi zararlarının poliçe limitini aşmadığı, başvuru tarihine göre temerrüdün 07.08.2018 tarihinde gerçekleşmiş olduğu, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Bedel artırım dilekçesi; davacı vekili 30/11/2020 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 66.409,08-TL olarak artırdığını bildirmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 06/05/2018 tarihinde davacı ile dava dışı aracın sürücüsü arasında trafik kazası meydana geldiği, dava dışı aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortasının olmadığı, bu halde davalı … Hesabının sorumluluğu bulunduğu, davacının malul kaldığı, davalı … Hesabına başvuruda bulunduğu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı, davacı taraından eldeki davayı açtığı, mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandığı, kusur raporu alınmak üzere Makine Mühendisi ve Aktüer bilirkişilerin hüküm kurmaya ve denetime elverişli kusur raporunda davacının kusursuz, dava dışı … plakalı araç sürücüsü … …’nın %100 kusurlu olduğunun bildirildiği, alınan maluliyet raporunun ise yönetmeliğe uygun olduğu, davacının maluliyetinin belirlendiği, dosyanın aktüerya raporu alınmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdii edildiği, bilirkişi raporunun kaza tarihi esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre düzenlendiği, davacının gelir hesabının SGK kayıtları esas alınarak yapıldığı asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, , alınan aktüerya raporuna itirazı olmadığı, rapor doğrultusunda talebini artırdığı, SGK tarafından davacı asile geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, bu halde hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından 4.618,30-TL tenzil edildiği, davacının beyanı da bu doğrultuda olduğu, davalı tarafından davacının kask takmaması nedeniyle her ne kadar müterafik kusur nedeni ile indirim yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de asıl olanın davacı tarafın koruyucu tertibatlarının bulunduğunun kabulü olup aksini yani müterafik kusurun varlığını ispat yükü bunu ileri süren davalıda olduğu, bu hususta dosyaya delil sunulmadığı gibi dosya kapsamında da bu yönde bir bilgi bulunmadığı, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılamayacağı davacı tarafından davalıya 25/07/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, başvurudan itibaren 8 iş günü eklenmek suretiyle davalının 07/08/2018 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü, davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı davasına bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 1.794,18 TL geçici iş göremezlik ve 64.614,90 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 66.409,08-TL iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 07/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
2-Alınması gereken 4,536,40-TL harcın, peşin alınan 262,90-TL harçtan (35,90-TL peşin harç+227,00-TL tamamlama harcı) mahsubu ile bakiye 4.273,50-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 35,90-TL peşin harç ve 227,00-TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.587,33-TL yargılama giderinin ve 687,00-TL Adli Tıp fatura giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 9.433,18-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır