Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/811 E. 2019/973 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/811
KARAR NO : 2019/973
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtarı … A.Ş. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, diğer davalı kefillerinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, bahse konu sözleşmeye istinaden kredili mevduat hesabı kredisi, taksitli kredi ve rotatif kredi kullandırıldığı, kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle …. Noterliğinin 09.07.2018 tarihli ve 20173 yevmiye no.lu ihtarnameleri keşide edilmesine rağmen 1.870.366,91 TL nakdi kredi borcunun ödenmediği, hesap kat İhtarnamesi ile verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/25478 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, davalı/borçluların asıl borca ve takibin tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğu, taleple edilen faizin sözleşmenin 22 m ile TMK 2. m. uygun olduğu, Genel Kredi Sözleşmesinin 41 m. delil anlaşması mahiyetinde olduğu, bu nedenle müvekkil bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı beyan edilerek, itirazın takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu ileri sürülüp, 1.902.888,73 TL nakdi kredi üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı, davaya cevap verilmediği görüldü.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibine davalıların itirazın sonucu takibin durması nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 28/03/2019 tarihli celsesi 6 ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 19/07/2019 tarihli raporunda özetle;
”İNCELEME, TARTIŞMA ve DEĞERLENDİRME:
Takip ve Davanın Dayanağı Delillerin İncelenmesi:
Sayın mahkemenin HMK 218 m. ile 278/son m. uyarınca vermiş olduğu yetki çerçevesinde davacı bankadan bizzat temin edilen hesap ekstresi ve kayıtlar ile dosya içeriğinde toplanan delillere göre aşağıda hesap ve değerlendirme yapılmıştır.
Davalı yan ise ticari defter ve kayıtlarını 29.05.2019 inceleme günü saat 14:55’de ibraz etmemiştir. Takdiri sayın mahkemeye aittir.
A)Genel Kredi Sözleşmesi: davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı … A.Ş. arasında toplam 5.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir. İşbu sözleşme tarihi nazara alındığında 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra akdedilmiş olduğu görülmektedir. (İLİŞİK-1),
İşbu sözleşmeleri davalı kefillerinde (yukarıdaki tablonun 1, 4 ve 5. sırasındaki kefiller) toplam 5.000.000,00 TL kefalet limiti tahtında “müteselsil kefil “ sıfatıyla imzalamış oldukları açıkça görülmektedir.
B)Kefilin Sorumlu Olduğu Miktar ve Yükümlülükleri:
1-Kefalet Sözleşmesi: Kefalet akdi bilindiği üzere, asıl akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olduğu düşünülmektedir. Davalı/kefilin/lerin Genel Kredi sözleşmesinde, müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunmaktadır. (TBK 586.m / mülga:B.K 487. M.) Bilindiği üzere, kefaletin şartları TBK 583 m.(Mülga:BK. 484. ve 485. M) etraflıca düzenlenmiştir.
Bir Kefaletin Geçerli Olabilmesi için,
1)Yazılı şekilde yapılması,
2)Kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi,
3)Kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması,
4)Kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması icap
eder,
5)Yeni TBK’nun 583 m. göre kefalet türü, tarihi, kefalet limiti ve diğer hususlar kefilin kendLel vazısı ile yazılmış olduğu, diğer yandan gerçek kişi kefil yönünden (… ) BK’nun 584 m. hükmü uyarınca eş, muvafakati tesis edilmiştir.
TBK’nun 584 m. eklenen ilave bir fıkra ile; Ek fıkra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77) “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.”; hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 16.03.2017 ve 30.03.2017 tarihli sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013 ‘den SONRA akdedilmiş olup, işbu sözleşmede gerçek kişi kefiller yönünden eş muvafakati tesis edilmemiştir. ANCAK yasal değişiklik tarihinden daha sonra akdedilmiş olan sözleşmeler için, davalı/kefilin şirket ortağı ve/veva yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine davacı banka ihtiyaç duyulmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda arz edildiği üzere, kefilin sorumlu olacağı “muayyen kefalet limitinin “ sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. ve 583. M (mülga:BK 484 ve 485.m) öngörülen “ diğer şekli yasal unsurlarında “ açıkça teşekkül etmiş olduğu her ne kadar anlaşılmakta ise de, geçerli bir kefaletin mevcut olup olmadığının nihai takdiri sayın mahkemeye aittir.
2-Kefilin Sorumluluğu: TBK’nun 589 ve 590. Maddesi (Mülga:BK 490. m) ; Yeni TBK göre; * Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur / Eski BK göre; Kefil, kefil olduğu miktar ile bu miktara ilaveten kendi temerrüdünün (direniminin) kanuni sonuçlarından sorumludur.”; denildiği,
Y. 19.HD.09.1.21993 T.92/9781 Es. 93/8447s.K “…… Kefilin temerrüdü, kredi hesabını kat eden bankanın, müteselsil kefile TBK’nun 117 m /mülga B.K. 101/2. maddesi hükmünce temerrüt ihtarında bulunması ile gerçekleşir.” denildiği, görülebileceği üzere kefilin temerrüdü, cari hesabın kesilmesi ve kat edilecek ihtarnamenin kefile tebliği ile doğabileceği hem yasa ve hem de emsal Yargıtay Kararları ile sabittir. Bu husus aşağıda (VI) başlığı altında irdelenmiştir.(TBK 590 m./ mülga: B.K 491 .m)
Bu durumda davalı/kefilin, sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve fecilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacaklarının kabulü gerektiği ifade edilebilir.
Y.19.HD. 11.6.2001 T. 736/4536 s.K: “…Bu nedenle mahkemece, davalı bankanın defter ve belgeleri üzerinde kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle inceleme yaptırılarak, hesabın kat edildiği tarihe kadar alacağın ulaştığı miktar ve bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar ayrıca uygulanacak akdi faiz hesaplanarak temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak saptanmalı, temerrüt tarihi ile bulunan asıl alacak kefillerin kefalet limitlerinden az ise borcun tamamından fazla ise, sorumluluğun kefalet limiti ve kendi temenvtlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı bulunduğu dikkate alınıp icra takip tarihinden sorumlu oldukları miktar bulunmalı ve uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır” Denildiği, Emsal Yargıtay Kararı: 19.HD 03.05.2002 T, 2001/9490 E ve 2002/3356 s. K. “ ….sözleşmedeki kefalet limitinin 2.500.000.000.-TL olduğu gözetilip yukarıda açıklanan kural dikkate alınarak, takip tarihine kadar sözleşme hükümlerine göre belirlenen temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak, takipten sonra B.K’nun 104/son mad. uyarınca asıl alacağa temerrüt faizi ve BSMV uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde icradaki kabulde dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. denildiği
3-Kefilin Sözleşme İle Düzenlenen Sorumluluğu:
Genel kredi sözleşmesinin 49-54.sayfasında kefalet akdi bölümünde davalı/kefillerin kefalet imzaları bulunmaktadır. Davalı/kefilin kefaletlerinin TBK’nun 583 m. hükmüne göre irdelendiğinde, kefalet akdi bölümünde kefalet limiti, kefalet türü, kefalet tarihi, açık adres ve kefalet imzaları mevcuttur.
C)Kullandırılan Krediler:
Dosya içeriğine göre davalı kredi lehtarı … A.Ş.ne kredili mevduat hesabı, taksitli kredi, iskonto ve rotatif kredi kullandırılmıştır.
Cari Hesabın Kat’ı ve Temerrüt Tarihinin Tespiti:
a)Hesabın Kat’ı: Sözleşmenin 20.mad. hükmü uyarınca özetle; ….Noterliğinin 09.07.2018 tarihli 20173 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cari hesabın 09.07.2018 tarihi itibariyle kesildiği ve kat edildiği toplam 1.870.366,91 TL NAKDİ alacağın (24) saat içinde ödenmesi, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiği, (İLİŞİK-2)
Kat İhtarı İle İstenilen Alacağın Banka Kayıtları İle Uyumu:
… no.lu kredili mevduat hesabı: Davacı bankadan temin edilen hesap ekstresine göre KMH anapara tutarı 125.702,99 TL’dır. Tahsil edilemeyen devre faizi 5.318,90 TL ve BSMV 265,94 TL olmak üzere toplam alacak 131.287,83 TL baliğ olmuştur.
-… no.lu taksitli kredi: Davacı bankadan temin edilen hesap ekstresine göre, davalı kredi lehtarı şirkete 2.000.000,00 TL tutarında 48 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandırılmıştır. İşbu kredinin 14 adet taksiti ödenmiştir. Kalan 34 adet taksit içindeki anapara miktarı 1.545.367,44 TL’dır. Sözkonusu kredinin en son taksit ödeme tarihi 04.06.2018 ile hesap kat tarihi 09.07.2018 aralığında işlemiş faiz ve fer’ileri 48.462,71 TL (1.545.367,44x35x30,72 (TTK’nun 10 m uyarınca tem.f) / 36000=46.154,96 TL+%5 BSMV 2.307,75 TL=48.462,71 TL) dahil edildiğinde toplam alacak 1.593.830,15 TL baliğ olmuştur. Davacı banka ise kat ihtarıyla 1.581.425,44 TL alacak talep etmiştir. Bu durumda taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
-… no.lu rotatif kredi: Davacı bankadan temin edilen hesap ekstresine göre rotatif kredi anapara tutarı 115.100,00 TL’dır tahsil edilemeyen birikmiş devre faizi 11.839,46 TL ve bunun BSMV 61,83 TL olmak üzere toplam 127.001,29 TL baliğ olmuştur. Yukarıda belirtilen 3 adet kredi dışında kalan diğer kredilerin anaparaları tamamen ödenmiş olup, sadece tahsil edilemeyen işlemiş faiz ve fer’ileri kalmıştır.(İLİŞİK-3)
c)İhtarnamenin Tebliği:
-Davalı kredi lehtarı-… A.Ş: Muhatabın gösterilen adresinde daimi çalışan …’a 12/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil …: Muhatabın gösterilen adresinde tevziat sırasında bulunmaması üzerine daimi çalışan …’a 12.07.2018 tarihinde tebliğ Edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil- … A.Ş.: Muhatabın gösterilen adresinde daimi çalışan …’a 12.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil-… San. ve Tic. Ltd. Şti.:Muhatabın gösterilen adresinde daimi çalışan …’a 12.07.2018 tarihinde tebliğ Edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere sözleşmenin 28 m. (yasal ikametgah taahhüdü) İİK’nun 68/b m. ve T.K’nun 20 m. hükmü uyarınca geçerli birer tebligatın yapılmış sayılabileceği düşünülmektedir.
D)Temerrüt: Davalı kredi lehtarı ve şirket ve kefillerine kat ihtarıyla ödeme için verilen (1) günlük mehil müddeti bitimine müteakip 14/07/2018 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluşmuş olduğu kanısına varılmıştır.
Davalıların Hesap Kat İhtarına ve Hesap Özetlerine İtirazlarının Olup Olmadığı:
Davacı bankanın daha önce 3’er aylık dönem sonlarında göndermiş olduğu hesap özetlerine; İİK’nun 68/b mad. 2. fıkrasına göre yasal 1 aylık itiraz süresi içerisinde itiraz edildiğini gösteren herhangi bir belge dosya içeriğinde görülemediğinden, davalı kredi lehtarı şirket bakımından hesap özetlerine itirazda bulunmamış oldukları ifade edilebilir.Bu durumda, 3’er aylık dönem sonları itibariyle gönderilen hesap özetleri ile istenilen alacağın davalı kredi lehtarı şirket bakımından kesinleşmiş sayılabileceği düşünülebilinir (İİK 68/b-Ek fıkra 17.07.2003 tarih-4949/18 m.)
Öte yandan davacı bankanın …. Noterliğinin 09.07.2018 tarih ve 20173 yevmiye no.lu kat ihtarına, davalı yanın itiraz ettiklerine ilişkin herhangi bir karşı ihtarın dosya içeriğinde bulunmadığı nazara alındığında, bu durumda en son keşide edilen hesap kat ihtarı ile istenilen alacağın kesinleşip kesinleşmediği sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
Sözleşmenin İhtilafa İlişkin Hükümlerinin İrdelenmesi:
1-Delil Sözleşmesi: Genel Kredi Sözleşmesinin 27.maddesi: “Taraflar, Banka ile Müşteri/Borçlu taraf arasında kullanılan kredi miktarı, ödemeler, faiz ve faiz oranları, muacceliyet ve temerrüt faiz oranı gibi krediye ilişkin konularda çıkan uyuşmazlıklarda bankanın defter, kayıt ve belgelerinin HMK 193. m gereği yazılı delil anlaşması niteliğinde olduğunu kabul eder. ” ; denildiği, O halde, gerek sözleşme ile gerekse de yerleşik Yargıtay Kararlarına göre, davacı bankanın defter ve kayıtları esas alınarak hesap ve değerlendirme yapılması gündeme alınabilecektir.(Y: 19. HD.23.02.2000 T, 1999/7576 E ve 2000/1284 s.K /11.HD 09.12.2004 T, 2004/903 E ve 2004/12097 s. K)
Öte yandan, 12.01.2011 tarihinde kabul edilip, 04.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 6100 Sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu”nun, 193.ncü maddesi, 222.nci maddesi, 448.nci maddesi, Geçici l.nci ve 2.nci maddesi hükümleri, Sayın mahkemenizin takdirlerindedir. Ancak, buna mukabil davalı yan herhangi bir ticari defter, kayıt ve ödeme belgesi sunmamışlardır. Sadece soyut beyanlarla borca itirazda bulunulmuştur. Sözleşmedeki kefalet imzasına itirazda edilmiş değildir. Bu durumda yanlar arasında akdedilen delil anlaşması uyarınca davacı bankanın ticari defter ve kayıtları esas alınmak durumunda kalınmıştır.
2-Temerrüt Faizi: Sözleşmenin 22. maddesi: “ Müşteri, muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmeden farklı bir oran belirlenmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan Bankanın TCMB’na uygulanacağını bildirdiği en yüksek kredi fazi oranına yüzde yüzünün (%100) ilavesiyle bulunacak oran> üzerinden hesaplanacak oran olduğunu,ödeyeceği bu faizlerin töri, vergi, harç vb mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerini mevzuat değişikliği ile sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerini, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.”; denildiği
3-Temerrüt faiz oranlarının belirlenmesi:
Davacı bankanın, dönemsel olarak 24.01.2017 ve 27.03.2017 tarih ve 30 sayılı yazı ile TC Merkez Bankasına bildirdiği faiz oranları aşağıda sunulduğu gibidir.
En Yüksek Faiz Oranı…………………:
TL Cinsi krediler için TCMB’na bildirilen en yüksek faiz oranının %30 olduğu,
3.1-Taksitli ve Rotatif Kredi Temerrüt Faiz Oranı Yönünden: Sözleşmenin 22 m. hükmü uyarınca TCMB bildirilen %30 oranındaki faizin 2 katı mertebesinde %60 oranında temerrüt faizi belirlenmiştir. Davacı banka ise takip talebinde %50 onanında temerrüt faizi talep etmiştir.
3.2-Kredili Mevduat Hesabı Tem. Faizi Yönünden: TC Merkez Bankasının 2006/1 sayılı TEBLİG’İ 25.05.2013 tarih ve 28657 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2013/8 sayılı TEBLİĞİ ile KMH kredileri faizi yönünden değişikliğe gidilmiştir. Başka bir deyişle Kredili Mevduat Hesaplarında (KMH) uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları kredi kartlarına uygulanan akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla KMH kredilerine uygulanan faizlere SINIRLAMA getirilmiştir. Bu TCMB’nın 2013/8 sayılı TEBLİĞİ 27.05.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bir üstte belirtilen TCMB yayınladığı 2013/8 sayılı TEBLİĞ hükümleri nazara alındığında, KREDİLİ MEVDUAT HESABI (KMH) KREDİLERİNE SÖZLEŞME İLE BELİRLENEN FAİZLERİN DEĞİL, kredi kartları için TCMB yayınladığı akdi ve gecikme faiz oranlarının aynen KMH kredilerine de uygulanacağı anlaşılmaktadır.
TCMB Tebliğlerine göre 01.07.2018 tarihinde (Kat tarihini kapsayan dönem için) kredi kartlarına uygulanan akdi faizin %24,24 oranında ve temerrüt faizini ise %30,24 oranında olduğu, O halde, yukarıda tespit edilen %50 (Taksitli ve rotatif kredi için) ve %30,24 (Kredili mevduat hesabı için) oranındaki temerrüt faizinin, bankaların faiz oranlarını kaynak maliyeti ve piyasa koşulları içinde serbestçe (SÖZLEŞME SERBESTTİĞİ) tayin ve tespit etme yetkisi bulunduğu dikkate alındığında, tespit edilen temerrüt faiz oranının yerinde olduğu ifade edilebilir. ANCAK Sözleşme serbestisi nazara alındığında TBK’nun 26. ve 27. m. (mülga: B.K. 19. ve 20.m) ile TMK. 2. m. göre de aykırılık teşkil edip etmediği hususları sayın Mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır. (Y.19. HD. 10.11.2003 T. 2002/9329 E. Ve 2003/11272 s.K / 22.09.2005 T. 2004/12567 E. ve 2005/9001 s.K)
Öte yandan faiz oranlarının fahiş olup olmadığı, sayın mahkemenin takdir yetkisinde olmakla birlikte, biz belirlenen oranın geçerli olduğu varsayımından hareketle hesaplama yapmış bulunuyoruz. Zira fahişlik iddiası o dönem itibariyle bulunacak ortalamaya göre (en az 3 ayrı bankanın emsal kredilere uyguladığı faiz oranları ortalaması) saptanabilecektir.
Ayırca, gider vergisi (BSMV): Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 22. mad. hükmü uyarınca, davacı bankanın kredi lehtarı/borçlusu ve kefillerinden temerrüt faizi ile birlikte BSMV’sini de isteme hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. (Temerrüt Faizine İlişkin Emsal Yargıtay Kararları: Y.19. HD. 10.11.2003 T. 2002/9329 E. ve 2003/11272 s.K / 22.09.2005 T. 2004/12567 E. Ve 2005/9001 s.K)
Ayrıca, somut olayda Yargıtay 19. HD 05.06.2013 T. 2013/7303 E. ve 2013/10391 s. K. ile yine 16.05.2013 T. 2013/8556 E. ve 2013/12306 s.K. uyarınca TİCARİ KREDİ SÖZLEŞMELERİNE yeni TBK’nun 88. ve 120.m uygulanamayacağı belirtilmektedir. O halde yeni TTK’nun 8. m. göre ticari kredilere (ticari işlerde) serbestçe belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının uygulanıp uygulanamayacağı sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
TMK 1 m. (3) bendi kapsamına göre;
Emsal Yargıtay Kararı: 19.HD 01.10.2012 T. 2012/5456 E. Ve 2012/13988 s.K. “Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporundaki davacı bankanın akdi faiz oranının %84, temerrüt faizi oranın da %50 ilavesi ile %126 oranının talep edilmesinin mesleki etik açısından uygun bir davranış olmayacağı gibi, B.K‘nun 19 ve 20. M. aykırılık teşkil ettiğinden, akdi faizin %30, temerrüt faizinin %45 olabileceği görüşünün yerinde görüldüğü gerekçesiyle, anılan faiz oranları uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamalar doğrultusunda belirlenen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %45 temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından takip talebinde %126 temerrüt faizi talep edilmiş olup, talep edilen faiz oranının taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davacının sözleşmeden kaynaklanan alacakla ilgili olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanmasını istemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denildiği,
Temerrüt Tarihi İtibariyle Asıl Alacağın Hesabı: Tarafların sözleşmeyi özgür iradeleriyle imzaladıkları, TBK m. 28 anlamında aşırı yararlanma hali ya da TBK m. 20 anlamında sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliğinde olmadığı farz edilerek aşağıda inceleme ve hesaplama yapılmıştır. Takdir Sayın Mahkemenizindir.
Kat tarihi itibariyle asıl alacak.:1.870.366,91
Kat tarihi………………….: 09.07.2018
Temerrüt tarihi……………. : 14.07.2018
Akdi faiz………………….:%19 (diğer k.) ve 24,24 (KMH)
Temerrüt tarihi itibariyle 1.874.593,15 TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 1.870.366,91 TL asıl alacak talep etmiştir. Takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
Yüksek Yargıtay 19.ncu Hukuk Dairesi Başkanlığının 97/5055 Esas, 97/10599 Karar sayılı emsal kararında;”….Bankanın kullandırmış olduğu krediye temerrüt tarihine kadar uygulamış olduğu akdi faiz kapital faizi olup, asıl alacak olarak kabulü gerekir. Bir başka deyişle temerrüt tarihine kadar kullandırılan kredinin aslı ile bunun akdi faizi asıl borcu oluşturur. Bunun sonucu olarak da temerrüt tarihinden itibaren bu toplam borç üzerinden temerrüt faizi uygulaması BK’nun 104/son maddesine aykırılık teşkil etmez……….” Görüşü de nazara alınarak yukarıda ASIL ALACAK hesaplaması yapılmıştır.
İcra Takibi: …. İcra Müdürlüğü’nün 25.07.2018 tarih ve 2018/25478 E. sayılı dosyası ile “Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibi “ açıldığı, Asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere %50 oranında temerrüt faizi %5 gider vergisi, icra masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte TBK’nun 100. m. hükmü uyarınca tansın talebidir.
TAKİP TARİHİ 25.07.2018 İtibariyle Toplam Alacağın Tespiti:
Tem. tarihi itibariyle asıl alacak.:1.870.366,91
Temerrüt tarihi…………….: 14.07.2018
Takip tarihi……………… : 25.07.2018
Temerrüt faizi……………: %50 (Diğer krediler) ve %30,24 (KMH)
TAKİP TARİHİ itibariyle yukarıda yapılan hesaplamada toplam 1.905.119,37 TL alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 1.902.888,73 TL alacak talep etmiştir. Bu durumda takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
DAVA TARİHİNDEN (07.09.2018) SONRA YAPILAN KISMİ TAHSİLATLAR
Tahsilat tarihi: Açıklama_____ : Tahsilat miktarı:
02.10.2018 Yatırılan 125.452.00
TOPLAM TAHSİLAT TUTARI…………: 125.452,00 TL’dır.
Dava tarihinden SONRA yapılan 125.452,00 TL’lık tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … A.Ş. Arasında Genel Kredi sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davacı bankanın takip tarihi itibariyle toplam talep edilmesi gereken alacak miktarı 1.902.888,73-TL’dir.
3-Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, TAKİP Tarihinden itibaren asıl alacak tutarı (kredili mevduat hesabı için) 131.287,83 TL’na %30,24 oranında; asıl alacak tutarı (taksitli ve rotatif kredi hesapları için) 1.739.079,08 TL’na %50 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
4-Sayın mahkemece hesaplanan toplam 1.902.888,73 TL alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi halinde, bu miktar üzerinde %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gündeme getirilebilinir. Çünkü davalılar açısından alacak likit ve muayyendir.
5-DAVA TARİHİNDEN (07.09.2018) SONRA olmak üzere, yapılan 125.452,00-TL’lık tahsilatların dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Gerçek kişi kefiller şirket ortağı ve/veva yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakatine gerek bulunmayıp, diğer gerekli şekli koşullarda mevcut bulunduğundan kefaletlerin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Bir günlük verilen süre ve ihtarnamelerin tebliğ tarihine göre temerrüt tarihinin 14.07.2018 tarihi olduğu, müteselsil kefillere başvurabilmek için BK 586. Madde gereğince gerekli olan borçluya kat ihtarı tebliğinin yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Kredi mevduat hesabı açısından temerrüt faizi orana sınırı Merkez Bankasının 2013/8 sayılı tebliğine uygun olarak hesaplanmıştır.
Temerrüt faizi oranı diğer krediler açısından ise sözleşmenin 22. maddesi: “ Müşteri, muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmeden farklı bir oran belirlenmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan Bankanın TCMB’na uygulanacağını bildirdiği en yüksek kredi fazi oranına yüzde yüzünün (%100) ilavesiyle bulunacak oran üzerinden hesaplanacak oran olup, bilirkişi de bu orana göre hesaplama yapmıştır.
Tüm bu hususlara göre bilirkişi tarafından yapılıp teknik ayrıntısı bilirkişi raporunda anlatıldığı üzere davalıların aşağıdaki şekilde itirazlarının iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile davalıların … İcra Müdürlüğünün 2018/25478 sayılı takip dosyasına yapmış oldukları tüm itirazların iptali ile takibin ödeme emrindeki koşullarla devamına,
2-1.902.888,73-TL’nin %20si olan 380.577,74-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 129.986,32-TL ilam harcından peşin alınan 22.982,15-TL’nin mahsubu ile bakiye 107.004,17-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 22.982,15-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 23.018,05-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 78.743,33-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.448-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.10/10/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”