Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/803 E. 2020/152 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/803 Esas
KARAR NO : 2020/152
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 06.09.2016 tarihinde … Müdürlüğü hizmet sahası … Mah. … Sok no: … adresinde davalılardan yüklenici … yapı ekipleri tarafından başlatılan kanalizasyona atık su hattı kazı çalışmaları esnasında müvekkil şirkete ait alt yapı tesislerine zarar verildiğini, hasar nedeni ile şirketin 1.370,26 TL hasar kaybına uğradığını, hasarın … tarafından giderildiğini ve buna ilişkin evrakların dilekçe ekinde sunulduğunu, alacağın rızaen tahsilini mümkün olmadığını belirterek,1.370,26 TL hasar zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; adreste davalı firma … A.Ş tarafından kanalizasyon atık su hattı kazı çalışması yapıldığını, atık su veya içme suyu çalışmaları esnasında diğer yer altı hizmet tesislerinde meydana gelebilecek tahribat ve kazalardan tamamen yüklenicinin olacağını ve gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğunu belirterek,Yapım İşleri Genel Şartnamesi “iş ve iş yerlerinin korunması ve sigortalanması” madde 9(6) fıkrası hükmü gereğince hasar ve zararlardan yüklenicinin sorumlu olduğunu, İdare ile Yüklenici arasında imzalanan sözleşmenin 17 ve 33.6 maddelerine, inşaat işleri Genel Teknik Şartnamesinin 3,4,10.1 ve 10.2 maddelerine. Kanalizasyon Teknik Şartnamesinin 4.5 maddesine, Yapım İşleri Şartnamesinin 9,25,26 notu maddelerine ve birim fiyat tariflerine göre yüklenici yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar, şikayet zarar ve ziyandan dolayı maddi, manevi, hukuki ve cezai olarak sorumlu olduğunu, zarara neden olan müteahhit, ne ihale makamının istihdam ettiği kişi ne de Borçlar Kanunun 100. maddesi anlamında yardımcı kişi olduğundan, ihale makamı hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, … A.Ş.ye ait telefon iletişim hatlarına zarar verildiğine dair Müdürlüklerine tebligat yapılmadığından hasarla ilgili ödeme yapılmadığını, … Teknik Şartnamesi 2.4,1 maddesi yüklenicinin kazı çalışması nedeni ile her türlü tedbiri alması gerektiğini, Kazı sırasında bütün yer altı tesislerinin kazı nedeniyle oluşabilecek hasarlardan sorumlu olduğunu belirterek davanın idarenin hasar ile doğrudan ilgisi olmaması nedeni ile esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1- Hasar kayıtları
2-Bilirkişi raporu
3-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, tacir ya da tacir sayılan taraflar arasında haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Husumet itirazı yönünden; davalı ile diğer davalı zarar veren şirket arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı …’nin diğer davalı şirkete yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla taraflar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı …’nin de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Sözleşmedeki iç ilişkiyi düzenleyen hükümlerin zarar görene karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2012/8814 Esas 2014/8472 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, davalının husumet itirazı mahkememizin öninceleme duruşmasında reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerçek zarar ilkesi yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 E, 2010/636 K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Mal varlığına yönelik haksız eylemlerde gerçek zarar, mal varlığının haksız eylemden önceki durumuna gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmemiş olsa idi ne durumda olacak ise o duruma getirilmesi için gerekli olan tutardır. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez. Bu iş için davacı tarafından, özel olarak, işçi tutup çalıştırma ve araç kiralama durumu söz konusu ise, buna ilişkin giderlerin tahsili mümkün olabilecektir. Bu hususta ispat yükü ise davacıdadır. Mahkememizce öninceleme duruşmasının 4 nolu ara kararı ile bu hususta delillerini sunmak üzere davacıya kesin ve ihtaratlı süre verilmiş, davacı tarafından yazılı delillerini sunmuştur.
İşletme zararı yönünden; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2015/55 E. – 2015/15032 K. sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere; davacı, davalının haksız eylemi nedeniyle uğradığı ve gerçek zarar kalemi olan işletme zararının ödetilmesini isteme hakkı vardır. Görüşme kaybı, diğer bir deyişle konuşma gelir kaybı da işletme zararı kapsamındadır. Davacı şirket dava konusu hasar nedeniyle telefon hatlarını bir süre hizmete sunamamış ve bu nedenle zarara uğramış olabilecektir. O halde mahkemece yapılması gereken davacıya bu zarar kalemine esas belgeleri sunmaları için süre vermektir. Mahkememizce Mahkememizce 1. celse1 nolu ara kararı ile bu hususta delillerini sunmak üzere davacıya kesin ve ihtaratlı süre verilmiş, davacı tarafından sunulan yazılı delillerinin incelenmesinde hasara ilişkin belgeler olmakla işletme zararına esas veriler ile hesaplama yöntemine ilişkin delil sunmadığı görülmüştür.
Faiz yönünden; Dava konusu hasar haksız fiil şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Faiz bu tariten itibaren başlayacaktır. 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı vekilinin avans faizi talep ettiği görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Hasar Bedeli Formunun incelenmesinde; malzeme bedelinin 265,16-TL, işçilik bedelinin 396,24-TL işletme zararının 708,86-TL olduğu, dava dışı … … tarafından davacı adına hasar nedeniyle keşide edilen faturada malzeme ve işçilik bedelinin kdv dahil toplam 780,44-TL olduğu görülmüştür.
İnşaat Mühendisi bilirkişi, 26/11/2019 tarihli 4 sayfalık raporunda özetle; davacı … Şirketi ile davalılardan; … Genel Müdürlüğü, … Müdürlüğü hizmet sahası … Mah. … Sok. no: … adresinde kanalizasyon atık su inşaatı için anlaşma yapıldığını mahkeme dosyasına ayrıca bir belge sunulmadığı için, dosyadaki belgeler kapsamından anlaşılan şekli ile davalı … Genel Müdürlüğü tarafından işi yapmak üzere yüklenici … Arasında sözleşme yapıldığı ve bu şirketin yaptığı çalışma esnasında … Santrali Fiber KABLO VE GÜZERGAHINDA hasar oluştuğunu, bu hasar bedelinin 265,16 TL. Malzeme gideri + 396,24 TL işçilik gideri + 706,86 TL işletme zararı olmak üzere toplam 1370,26 TL. olduğunu, bu hasarın davacı şirket tarafından … … adlı kişiye taşere edilmek sureti ile giderildiğini, yapılan hasarın, mevcut belgeler ve fotoğraflar ile değerlendirip, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Malzeme ve İşçilik Birim Fiyatları ve gerekse piyasa fiyatları incelendiğinde giderlerin … olduğunu, Yargıtay İçtihatları doğrultusunda oluşan zarardan Yüklenici … A.Ş’nin sorumlu olduğunu, davacı tarafın sözleşme yaptığını ve itiraz olmadığına göre edimlerini yerine getirdiğini, davacı tarafın müteferrik bir kusuru olmadığı kanaatine vardığını bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının altyapı tesisatına 06/09/2016 tarihinde davalı … tarafından zarar verildiği, davalılar arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalının diğer davalı yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalılar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı …’nin de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Mahkememizce davacı tarafa hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırıldığı ve harcama yapıldığına ilişkin delillerini sunmak üzere öninceleme duruşmasında kesin süre verilmiş, süresinde delillerini ibraz etmiş olup, işcilik alacaklarını talep edebilecektir. Ancak davacı işletme zararına ilişkin verilen kesin sürede delil sunmamış olup bu halde işletme zararı talep edemeyecektir. Bu halde davalı sadece faturalandırılan malzeme ve kaleminden sorumlu olacak olup, davacının 661,40-TL+%18 KDV olmak üzere toplam 780,44-TL olduğu, işbu bedelin dava dışı işçi tarafından keşide edilen fatura bedeli ile uyumlu olduğu, bilirkişi raporda bedelin kadri maruf olduğunun belirlendiği, davacının hasarda kusuru bulunmaması nedeniyle, davanın bu alacak miktarı yönünden kabulü ile, işletme zararı talebi yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; 780,44-TL’nin hasar tarihi olan 06/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40-TL harçtan, peşin alınan 35,90-TL harç mahsup edilerek kalan 18,50 -TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 71,80 -TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 780,44-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 589,82-TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 714,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 406,70-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır