Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/802 E. 2020/71 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/802 Esas
KARAR NO : 2020/71

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının Bahçeşehir 1. Kısım, … Cad. adresindeki … A.Ş. Tarafından alt yapı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait tesislere zarar verdiğini, bu hasar bedelinin giderilmesi için 1.325,12 TL. Hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, bu paranın ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine bu miktarın gecikme faizi ile birlikte icra takibi yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, borçlu vekilinin de itiraz ederek icra takibinin durdurulmasını talep ettiğini, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasına yapmış oluğu haksız ve yersiz itirazın iptaliyle takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili İcra dairesinde açılmadığını, bu davanın şirket merkezinin bulunduğu Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, hasarın varlığı halinde davanın müvekkil şirkete değil, çalışmayı yapan …Limidet Şirketine açılması gerektiğini, … İle aralarındaki sözleşme uyarınca üçüncü kişilere verilecek zararlardan sorumlu olmadıklarını, husumet itirazları bulunduğunu, gerçek zarar ilkesi zararın hesaplanması gerektiğini, kusur incelemesi yapılmasını, bu davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte faize itiraz ettiklerini, davanın …Ltd.Şti.’ne ihbar edilmesine, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avuktalık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
2-Hasar Dosyası
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, tacir ya da tacir sayılan taraflar arasında haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yetki itirazı yönünden; yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir.İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Zarar gören davacı tüzel kişinin yerleşim yeri mahkememiz yetki sınırları içinde olup, davalının icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itirazı öninceleme duruşması ile reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Husumet itirazı yönünden; davalı ile dava dışı zarar veren şirket arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı …Telekominikasyon’nun dava dışı şirkete yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla taraflar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı …Telekominikasyon’nun de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Sözleşmedeki iç ilişkiyi düzenleyen hükümlerin zarar görene karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2012/8814 Esas 2014/8472 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, davalının husumet itirazı mahkememizin öninceleme duruşmasında reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerçek zarar ilkesi yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 E, 2010/636 K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Mal varlığına yönelik haksız eylemlerde gerçek zarar, mal varlığının haksız eylemden önceki durumuna gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmemiş olsa idi ne durumda olacak ise o duruma getirilmesi için gerekli olan tutardır. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez. Bu iş için davacı idare tarafından, özel olarak, işçi tutup çalıştırma ve araç kiralama durumu söz konusu ise, buna ilişkin giderlerin tahsili mümkün olabilecektir. Bu hususta ispat yükü ise davacıdadır. Mahkememizce öninceleme duruşmasının 7 nolu ara kararı ile bu hususta delillerini sunmak üzere davalıya kesin ve ihtaratlı süre verilmiştir.
Faiz yönünden; Dava konusu hasar haksız fiil şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Faiz bu tariten itibaren başlayacaktır. 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı vekilinin avans faizi talep ettiği görülmüştür.
Davalı davanın yüklenici firma olan…Ltd. Şti.’ ye ihbar edilmesini talep etmiş, dava ihbar edilmiş, ihbar olunan feri müdahele talebinde bulunmuş, mahkememizce 18/10/2019 tarihinde gerekçesi açıklanmak üzere feri müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra dosyasının incelenmesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 1.325,12-TL asıl alacak, 165,82-TL işlemiş faiz, olmak üzere toplam 1.490,94-TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 14/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 15.12.2016 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Hasar Bedeli Formunun incelenmesinde; malzeme bedelinin 124,3-TL, montaj bedelinin 825,73-TL, araç ve eleman bedelinin 172,95-TL olmak üzere 1.1122,98-TL ve 202,1364-TL KDV olmak üzere toplam .1.325,12-TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
İnşaat Mühendisi bilirkişinin 26/11/2019 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; hasarın davalı şirket tarafından yetkilendirilen yüklenici firma tarafından oluşturulduğu, toplam hasar bedelinin 287,90 TL. olduğunu, işin yapılması için belirlenen yüklenici firma seçimi ve değerlendirme yetkisinin davalı … Telekomünikasyon A.Ş’de olduğundan kusurun davalı şirkete ait olduğunu, davacı tarafın mütefferrik bir kusurunun olmadığı ancak arıza işlerinin kendi işçileri dışında adam tutup çalıştırılmadığı göz önüne alındığında, işçilik birim fiyatı, eleman bedeli, araç bedeli, harcamalarının davacının genel idare giderleri olduğundan hasar bedeline yansıtılmaması gerektiği kanaatine varmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının altyapı tesisatına 10/09/2015 tarihinde feri müdahil tarafından zarar verildiği, davalı ile feri müdahil arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalının feri müdahil yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalı ile feri müdahil arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının da meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Mahkememizce davacı tarafa hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırıldığı ve harcama yapıldığına ilişkin delillerini sunmak üzere öninceleme duruşmasında kesin süre verilmiş, süresinde delillerini ibraz etmediği gibi 09/12/2019 tarihli dilekçesi ile masraf kalemlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını açıkca beyan etmiştir. Bu halde davacı sadece faturalandırılan malzeme kaleminden sorumlu olacaktır. Bilirkişi raporunda davacının talep ettiği malzeme bedelinden daha yüksek hesaplama yapmakla, davacının malzeme bedeli talebinin kadri maruf olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda her ne kadar daha yüksek bir bedel hesaplamış ise de davacının malzeme talebi ile bağlı kalınarak 124,3-TL malzeme bedeli 22,3-TL KDV olmak üzere toplam 146,6-TL asıl alacak, hasar tarihinden takip tarihine kadar hesaplanan 18,28-TL işlemiş avans faizi üzerinden davacının hasarda kusuru bulunmaması nedeniyle takibin devamına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı talebi yönünden; alacak likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmekte olduğundan davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 146,6-TL asıl alacak 18,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 164,88 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, avans faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatının reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40-TL harçtan, peşin alınan 35,90-TL harç mahsup edilerek kalan 18,50 -TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 71,80 -TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 164,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 164,88TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 689,80-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 76,30-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/01/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır