Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/783 E. 2020/28 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/864 Esas
KARAR NO : 2019/1333 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 12.09.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davacı firma tarafından, davalı şirkete, 2016 yılı başından itibaren araç kiralama hizmeti verildiğini, anılan hizmete ilişkin 05.01.2016 – 03.08.2017 tarihleri arası muhtelif tarih ve tutarlı toplam 20 adet fatura düzenlenmiş olup davalıya gönderilmiş bulunan iş bu faturalar toplamı 254.016,83-TL olduğunu, davacı şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesi anılan faturalara istinaden davalı şirket tarafından 16.06.2017 tarihine kadar toplam 129.338,79-TL ödeme yapılmış olduğu tespit edildiğini, davalı şirket, icra dosyasındaki alacağın dayanağı olarak gösterilen faturalara süresi içinde itiraz ve iade etmediğinden, faturanın içeriğini kabul etmiş sayıldığını, kaldı ki, davalı şirket davacı şirkete, şimdiye kadar 129.338,79-TL ödeme yaptığını, bu durum da aralarındaki ticari ilişinin açık bir biçimde kanıtı olduğunu. bu nedenlerle davalının borca itirazının yersiz olduğunu, davalı, ayrıca borcu ödediğine dair bir belge de sunmadığını, bu da itirazının haksız ve yersiz olduğu gösterdiğini, Neticeten; Yukarıda kısaca arz edilen nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası ile yapılan takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20‘den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili tarafından verilen 04.10.2017 tarihli cevap dilekçesine özetle; “Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının doğru olduğunu, ancak davacı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkinin içeriğine ilişkin beyanları çelişkili ve doğru olmadığını, dolayısıyla icra takibi ile talep edilen alacak tutarı da gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında gerçekleşen mal ve hizmet alımına ilişkin gerçek ve doğruyu yansıtan ve davacı tarafça düzenlenerek davalı şirkete teslim edilen faturalar davalı şirketçe hesaplara olduğu gibi intikal ettirilmiş olup, davacı tarafça düzenlenip davalıya teslim edilen son fatura tarihi 05.07.2017 tarihli olduğunu, davacıdan bu faturada yazılı olandan başka hizmet alımı yapılmadığını, davacı tarafça icra takibi dosyasına dayanak yapıldığı ve ödeme emri ile birlikte gönderilen 03/08/2017 tarihli toplam 69.276,00-TL tutarlı 22.08.2018 tarihli toplam 3.184,84 TL tutarlı faturalardan davalı şirket habersiz olduğunu, kaldı ki bu faturaların içeriği ve tutarlarına ilişkin davacı taraftan herhangi bir mal ve hizmet alımı da söz konusu olmadığını, bu faturalar davalı şirkete tebliğ dahi edilmediğini, bu faturaları kabul etmediklerini bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini, tarafınca her ne kadar haciz baskısı ile borcun tamamına itiraz edilmiş ise de davalı şirketin davacı alacaklıya 59.150,46-TL asıl alacak borcu bulunduğunu fazlaya ilişkin alacak talebi ve dava haksız olup, yasal dayanağı da bulunmadığını beyan etmiş, Neticeten; Davacının davasının icra takibinde talep edilen 130.397,04-TL’ lik asıl alacak yönünden kabul ettiği 59.150,46-TL’ yi aşan 71.246,58-TL’ lik asıl alacak kısmının reddine, takip öncesi döneme ilişkin olarak icra takibinde talep edilen işlemiş faiz alacağı yönünden 2.304,51-TL lik işlemiş faiz alacağı talebinin reddine, reddedilen asıl alacak ve işlemiş faiz kısmı yönünden davacı tarafın haksız ve kötü niyetli takibi nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine, diğer tüm haksız taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini.” talep etmişlerdir.
… İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 130.397,04.-Tl asıl alacağa % 9 yasal faizi tutarı 2.304,51 Tl ile birlikte toplam 132.701,55.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 29.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 05.09.2017 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.09.2019 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Dava konusunun davacı yanın 23.08.2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile; 130.379,04-TL tutarlı fatura alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, Davacının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Mahkemenin tayin ettiği 21.06.2019 tarihli incelemeye katılmadığı ve ticari defter-belge ibraz etmediği, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 23.08.2017 takip tarihi itibariyle 59.152,05-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu tespit edilmiş olup bu borç tutarı davalının kabulünde olduğu, Davacı yanın icra takibine konu ettiği 03.08.2017 tarihli … no.lu Hizmet Bedeli açıklamalı 69.276,00 TL tutarlı ve 22.08.2017 tarihli … no.lu Vade Farkı açıklamalı 3.184,84 TL tutarlı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görüldüğünden İş bu faturalar dikkate alınmadığı, Davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 2.304,51-TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği, neticeten, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 23.08.2017 takip tarihi itibariyle 59.152,05 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi İtibariyle davalıdan olan 59.152,05 TL asıl alacağına takip tarihinden (23.08.2017) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada taraflar arasındaki ihtilaf davacı yanın, 23.08.2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile; 130.379,04-TL tutarlı fatura alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Davalı yan cevap dilekçesinde “icra takibi dosyasına dayanak yapıldığı ve ödeme emri ile birlikte gönderilen 03,08,2017 tarihli toplam 69.276,00 TL tutarlı 22.08.2018 tarihli toplam 3.184,84 TL tutarlı faturalardan davalı şirket habersiz olduğunu, davalı şirketin davacı alacaklıya 59.150,46 TL asıl alacak borcu bulunduğunu’’ beyan etmiştir.
Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 23.08.2017 takip tarihi İtibariyle 59.152.05 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu tespit edilmiş olup bu tutar davalının kabulünde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanın icra takibine konu ettiği 03.08.2017 tarihli … no.lu Hizmet bedeli açıklamalı 69.276,00 TL tutarlı ve 22.08.2017 tarihli … no.lu Vade Farkı açıklamalı 3.184,84 TL tutarlı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görüldüğünden iş bu faturalar hesaplamada dikkate alınmamıştır.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davacı yanın İncelenen ticarî defterlerinde davalı yandan 23.08.2017 takip tarihi itibarîyle 59.152,05 TL cari hesap bakîye alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 2.304,51 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur.
Yukarda belirlendiği üzere asıl davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 59.152,05-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 5.893.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu asıl davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 59.152,05-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine,
%20 icra inkar tazminatı tutarı 5.893.-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 4.040,67-TL nin peşin alınan 2.266,22-TL den düşümü ile kalan 1.774,45-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.302,22-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 1.042,70-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 464,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 6.856,73-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/12/2019

Katip …

Hakim …