Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/771 E. 2022/24 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/771 Esas
KARAR NO:2022/24

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/08/2018
KARAR TARİHİ:24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil … San. ve Tic. A.Ş. ile Sayram İnş. ve Tic. A.Ş. arasında 27/06/2016 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkil şirket davalı şirkete ilgili projede … … serisi iç kapılar, mutfak-vestiyer-banyo dolapları ve aksesuarlar ile ilgili eser sözleşmesi imzalandığını, üretmeyi, sevk etmeyi ve montajını sağlamayı taahhüt ettiğini, söz konusu projede müvekkil şirket 419 bağımsız dairenin sözleşme konusu işlerini tamamlayarak teslim ettiğini, ödeme planına göre 2.446.101,00-TL tutarındaki vadeli şekilde tahsil edilmesi gereken alacakların takip konusu miktar bazında eksik ödendiğini, yargılamanın esasını da bakiye alacağa yapılan itirazın iptali oluşturduğunu, davalı şirkete 186.518,68-TL tutarındaki alacak için defalarca bildirimde bulunulduğunu, üzerinden hakkaniyeti aşacak bir süre geçmesine rağmen ticari defterlerinde incelenmesiyle tescillenmiş olacağını, müvekkili şirketin ediminin ifası da gerçekleşmiş olup, mahkemenin yapacağı bir keşifle tespit edilebileceğini, müvekkil şirketin sözleşme borcunun ödenmemesinden kaynaklanan zararı faiz vb. karşılanabilecek durumda olmadığını, buna ilişkin tazminat haklarını da saklı tuttuklarını, davalı tarafın yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazların iptalini, haksız ve kötü niyetli itiraz karşısında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı şirket aleyhine başlatılan ilgili icra müdürlüğünün dosyasında takibe dayanan faturanın 27/06/2016 tarihli satış sözleşmesine binaen belirlenen sözleşme bedeli olan 2.446.101,00-TL bedelden bakiye 186.518,68-TL bedelli olduğu ikrar edilen takibin kabulü mümkün olmadığını, taraflar arasında münakit 27/06/2016 tarihli sözleşme incelendiğinde davacı tarafın satıcı, davalı şirketin alıcı konumunda olduğunun anlaşılacağını, toplam sözleşme bedelinin KDV dahil 2.446.101,00TL olduğunu ve devamla vadeleri belirlenmiş 8 adet çekin sözleşme tarihi olan 27/06/2016 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacıya teslim edilmesi neticesinde sözleşmenin geçerlilik kazanmış olduğunu, davacı tarafından üretim, sevkiyat ve montaj işlemlerine başlandığını, davacıya 02/08/2016 vadeli 305.762,00-TL bedelli çek, 30/0/2016 vadeli 305.762,00-TL bedelli çek, 27/09/2016 vadeli 305.762,00-TL bedelli çek, 25/10/2016 vadeli 305.763,00-TL bedelli çek, 29/11/2016 vadeli 305.763,00-TL bedelli çek, 27/12/2016 vadeli 305.763,00-TL bedelli çek, 24/01/2017 vadeli 305.763,00-TL bedelli çek, 28/02/2017 vadeli 305.763,00-TL bedelli çek tanzim olunarak teslim edildiğini, çek bedelleri davacı tarafından tahsil olunmuş olup, ilamsız takibin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı uhdesinde sözleşme bedeli olan 2.446.101,00-TL bedeli ihtiva eden çeklerin karşılığı ödenmesine rağmen davacı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız takibe başlanılmış olması bile davacının kötü niyetli olarak hareket ettiğini izah ettiğini, sözleşme konusu edim davacı tarafından yerine getirilirken eksik ifa söz konusu olması nedeniyle davalı şirket tarafından eksiklikler dava dışı şirketlere giderilmiş ve bedelinin davacı şirkete fatura edildiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya yapılan ara hak ediş ödemelerinde kesintiler yapılmadığını, kesintilere ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından 01/09/2017 tarihli Seri A … sıra numaralı 201.787,88-TL bedelli fatura, 01/09/2017 tarihli Seri A … sıra numaralı 60.180,00-TL bedelli fatura, 01/09/2017 tarihli Seri A … sıra numaralı 39.457,83-TL bedelli fatura, 01.09.2017 tarihli Seri A … sıra numaralı 50.368,34-TL bedelli faturaların tanzim edildiğini, sözleşmenin ifa ile sona ermesinden uzun süre sonra davacı tarafından kötü niyetli olarak fatura tanzim edildiğini ve 8 günlük yasal süresi içerisinde davalı tarafından iade edildiğini, davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2- Taraflar arasındaki sözleşme
3- Satış Teklif Formları, şantiye tutanakları
4-Tarafların ticari defter ve kayıtları
5- Taraflar arasındaki BA-BS formları
6- Taraflar arasındaki mail yazışmaları
7-Bilirkişi raporu
8-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
Ancak 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesi “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmü gereği müddeabihin miktarına göre senetle ispat etmek zorundadır.
Yapıldığı iddia ve ispat edilen işler yönünden, iş bedeli yapıldığı tarihteki mahalli rayiçlere göre belirleneceği temel ilkedir. Sözleşme ilişkisi kapsamında fatura düzenlenmesi, tek başına sözleşmenin varlığını ve faturadaki işlerin yapıldığını kanıtlamaya yetmez ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde veya ihtilafsız olması halinde, sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. Faturada belirtilen birim değerlerin fahiş olduğu iddia edilemez. Ancak faturada belirtilen işlerin yapılarak, iş sahibine teslim edildiği hususu yüklenici tarafça ayrıca ispatlanmak zorundadır. Faturada belirtilen işlerin bir kısmının yapılmadığı iddiası, eksik iş iddiasına dayalı olmakla, herhangi bir itirazı kayda veya öncesinde ihbar yükümlülüğü taşımaz ise de, ayıplı iş iddiası teslimden sonra makul sürede, yükleniciye ihbar edildiğinin kanıtlanması zorunluluğunu gerektirir. Ayıp iddiası tanıkla da ispatlanabilecektir.
Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Ayıplı iş ile eksik işi karıştırmamak gerekir. Ayıplı iş yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. TBK’nın 474-477. maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 186.518,68-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin 14/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 21/06/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mimar ve Mali bilirkişi heyetinin 02/06/2020 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı vekili müvekkilinin sözleşme dışı ek iş yaptığı ile ilgili dosya kapsamına sundukları davalı çalışanları ile yaptıkları e-posta yazışmalarından; davalı şirket tarafından sözleşme dışı …’un …’daki villasındaki imalatların davacı şirkete yaptırıldığı kanaatine varıldığını ancak …’un villasında yaptırılan imalatların toplam bedelinin sözü edilen mailler çerçevesinde tespit edilemediğini, davacının … villasında yapılacak imalatlar ile ilgili dosyaya sunmuş bulunduğu Satış Teklif Formlarılarında toplam fiyat KDV dahil 53.881,75 TL olup, davalının Satış Teklif Formlarında yer alan imalatlarda; yapılan eksik ya da ayıptan söz edilmediğinden, davalının davacıya 53.881,75-TL borçlu olduğunu, ancak sözleşme konusu şantiyede sözleşme dışı yapılan ek işlere ait davalıya mail yoluyla gönderilmiş ya da dosya kapsamına sunulmuş “Satış Teklif Formu” mevcut olmadığı gibi, mailleşme ortamında yapıldığı beyan edilen ek işlere ait kantlayıcı yazışma bulunmadığını, sözleşme konusu şantiyede, sözleşme dışı yapıldığı ifade edilen ek işler toplam bedeli olan 210.852,06-TL’nin, … …’un villasında yapılan imalatlar bedeli dikkate alınmasa dahi, talep edilen 186.518,68-TL’yi aştığından sözleşme konusu şantiyede sözleşme dışı yapıldığı ifade edilen ek işlerin yapıldığının ispata muhtaç olduğunu belirtmiştir.
Mimar ve Mali bilirkişi heyetinin 24/03/2021 tarihli 8 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; talep edilen ek işler ile … villasında imalat kalemlerinin davacı tarafından yapılmış olduğu davalı şirket çalışanları ile davacı şirket çalışanları arasında imzalanan “Şantiye Teslim Tutanağı” ile taraflar arasında gönderilmiş ve cevaplanmış bulunan e-postalar ile sabit olduğunu, …’un …’daki villasında yapılacak imalatların fiyatlandırması ile ilgili davacı şirket tarafından dosya kapsamına sunuları ve toplam tutarı 53.881,75 TL olan 2 adet “Satış Teklif Formları” tarihinin 21.12.2016 olduğu dikkate alındığında bu tarih sonrasında taraflar arasındaki mailleşmelerde yapılan incelemede; davalı tarafça yapımı onaylanan imalatların bedeli 51.619,10 TL tespit edilerek, … villasında davacı tarafça yapılan toplam imalat bedeli 108.500,85-TI olarak hesap edildiğini, …. … şantiyesinde davacı tarafça yapılan ek işlerin tutarı 6.904,50-TL olarak tespit edildiğini, taraflara ait dosyada mevcut BA-BS Formlarının birbiri ile örtüşmüş olduğunu, davacı ve davalının 2016 – 2017 – 2018 yıllarında beyan etmiş olduğu tüm faturaların tarafların BA – BS Formlarında kayıtlı olduğunu belirtmiştir.
Mimar ve Mali bilirkişi heyetinin 29/12/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret 2.ek raporunda özetle; mali yönden; kök ve ek rapordan sonra davacı tarafından 14/06/2021 tarihli dilekçesi ile sunulan faturalar ile yine dosyaya sunulan davacıya ait BA-BS Formları ile karşılaştırılması sonucunda davacı şirket tarafından davalıya düzenlenen faturaların BA- BS Formlarında ay ay olarak üst limitli faturaların toplam olarak kayıtlı olduğunu, ancak bu faturalardan hangilerinin dava konusu iş için yapıldığının BA-BS Formlarından tespit edilemediğini, yine davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalarında davacının BA-BS Formlarında kayıtlı olduğunu, davacı tarafından sunulan faturaların dava konusu ek iş için mi yoksa taraflar arasında akdedilen sözleşme konusu iş için mi olduğu konusunda muhasebesel yönden bir tespit yapmak mümkün okmayıp bu hususun uzmanlık alanı dışında kaldığını, yine faturalar ile birlikte dosyada posta gönderi belgeleri mevcut olup, gönderi belgelerinin teslim alan kısmında imzaların ve teslim tarihlerinin mevcut olduğu görüldüğünü, davacının söz konusu faturaların davalıya teslimine ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, teknik yönden; taraflar arasında tanzim edilen satış sözleşmesinin: 4.A maddesinde “Ürün Detayları” başlığı altında; İstanbul … Bölgesinde yapımı devam eden … … isimli 3 ayrı blokta toplam 419 adet bağımsız daireden oluşan projelerin; iç kapıları, çelik daire giriş kapıların kaçış kapıları, saç kapıları, mutfak- banyo-vestiyer dolapları ve ahşap süpürgelikleri ile aksesuarlarının temini ve montajı işinin tek tek malzeme cinsi, birimi, birim fiyatı ve tutarı olmak üzere, cetvel halinde düzenlenerek, nakliye ve montaj birim fiyata dahil olarak KDV dahil toplam sözleşme bedeli 2.446.101,00 TL olarak belirlendiğini, kök ve ek raporda belirtildiği üzere taraflar arasındaki ihtilafın, daya dilekçesinde belirtilen sözleşme kapsamında yapılan işleri kapsamadığını, davacının gerek sözleşme konusu şantiyede yapılan ek işlerin ve gerekse sözleşme dışı …’un …’daki villasında yapılan işlerin davalı adına yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığını, dosya kapsamında yer alan “şantiye teslim tutanağı” ve karşılıklı mailleşmeler dikkate alındığında; taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesi dışında; … 06 şantiyesindeki daireleri su basması sonucu meydana gelen zarar bedeli ile davalı şirket tarafından bu şantiye dışında bulunan ve sözleşme konusu işin sahibi bulunan 3, kişi … Gayrimenkul’ün sahibi …’un kız kardeşi …’un …’da bulunan evine yapılması talep edilen işleri oluşturduğunu, davacı tarafça, davalı şirkete Satış Teklif Formu gönderildiğini, bu satış formundaki bazı hususlar da davalı tarafın talebi doğrultusunda revize edilmiş olup, dolayısıyla talep edilen bu ek işler ile … villasında imalat kalemlerinin yapılmış olduğu davalı şirket çalışanları ile davacı şirket çalışanları arasında imzalanan şantiye teslim tutanağı ile taraflar arasında gönderilmiş ve cevaplanmış bulunan e-postalar ile sabit olduğunu, her ne kadar, davalılar vekili mimarın davalı şirketin çalışanı olmadığını beyan etmişlerse de, 1. Ek Teknik Raporunda da detaylı izah edildiği üzere Mimar …’nun davalı şirketin çalışanı olduğunu, …’un davalı şirketin iş sahibi …’un kardeşi olması sebebiyle; davalı şirketin bu imalatların bedelinden de sorumlu olduğu kanaâtine varıldığını, davacı vekili belirttikleri işlerin tamamı ilgili yapıların içinde mevcut olup, yapılacak keşif ile bu ürünlerin temin ve teslimi ortaya çıkacağını beyan etmişse de …’un …’daki villasında yapılacak imalatların fiyatlandırması ile ilgili davacı şirket tarafından dosya kapsamına 21.12.2916 tarihli 2 adet Satış Teklif Formları sunulmuş olup, Teklif Satış Formları tarihinin 21.12.2016 olduğu dikkate alındığında, bu tarih sonrasında taraflar arasındaki mailleşmelerde yapılan incelemede; toplam tutarı olan 53.881,75 TL sonrasında yapılan imalatlar tutarı ise 51.619,10 TL olmak üzere toplam 105.500,85 TL olarak hesap edildiğini, dosya kapsamında mevcut diğer maillerin; davalı çalışanının bazı imalat kalemlerinde revizyon yapılmasını talep ettiği mail tarihi dikkate alındığında, revizyon tarihinin mail tarihi sonrasını kapsamadığı, davacı tarafça dayalı yetkilisine gönderilen imalat kalemlerinin de davalı tarafça onandığına ilişkin mail mevcut olmadığından, diğer imalat kalemlerinin davacı tarafça yapılmadığını, neticeten kök ve 1.ek rapordaki kanaatin aynen devam ettiği belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; eser sözleşmesinde işin sözleşemeye uygun ifa edilerek teslim edildiğini ispat yükü yüklenici de, işin bedelinin ödendiğinin ispat yükü ise iş sahibindedir. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, meydana getirilen eserin bedeli ile davalı tarafından yapılan ödemelerin miktarı ile bu ödemelerin eser bedeline dahil olup olmadığı, davacının eksik ve ayıplı iş yapıp yapmadığı noktasında toplanmaktadır. Bir diğer anlatımla dava konusu konut projesine yapmış olduğu ek işler ile yine davalı şirketle bağlantılı dava dışı …’un … da bulunan taşınmazına yapılan iş bedellerinin ödenmediği hususlarındadır. Davalı ise bir kısım işin eksik ve ayıplı yapıldığı iddiasında bulunmuştur.
Mahkememizce 1. celse 3 ve 4 nolu ara kararlarla ile HMK md. 31 ve 194 kapsamında davacıya ek olarak yaptığı ve yeniden yaptığı işleri, davalı vekiline ise davacının sözleşme kapsamında eksik yaptığı işleri somutlaştırmak üzere süre verilmiştir.
Davacı vekili 08/07/2019 tarihli yazılı beyanı ile …’un taşınmazına yapılmasına rağmen ödemesi yapılmayan ve dava konusu sözleşme kapsamında konut projesine yapılan ek işleri kalem kalem belirtilmiş yargılamada inceleme bu kapsamda yapılmıştır.
Davalı vekili 08/07/2019 tarihli yazılı beyanı ile, şantiye kaynaklı giderlere ilişkin davacıya 39.457,83-TL ve 50.368,34-TL faturaların düzenlediği, yine davacı tarafından eksik yapılması nedeniyle dava dışı 3. kişilere yaptırılan işlere ilişkin 201.787,88-TL ve 60.180,00-TL bedelli faturaların davacıya düzenlendiği iddialarının bu faturalara ilişkin olduğu beyan edilmiş, yargılamada inceleme bu kapsamda yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan incelemelerde ilgili faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının borcunun düşüldüğü görülmüştür. Bu halde davalı eksik ve ayıplı iş iddiasını ispatlayamamıştır.
Mahkememizce tüm deliler toplanmış alanında uzman mali ve teknik bilirkişiye dosya tevdi edilmiştir. Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla taraflar lehine delil teşkil etmiştir. Davacının ticari defter ve belgelerine göre 186.518,68-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve belgelerine göre ise 51.663,98-TL davacıya borçlu olduğu tespit edilmiştir. Taraf defterleri arasındaki fark 134.854,70-TL’dir. Bu halde kendi ticari defter ve belgelerine göre borçlu olan davalının, bu miktar oranınca davacıya borçlu olduğu ispatlanmış olup aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği görülmüştür.
Davalının bir diğer iddiası ise dava dışı …’a ilişkin yapılan işlerden sorumluluğu bulunmadığı, emir ve talimatı olmadığı, yazışmaları yapan kişinin yetkili olmadığına dayanmaktadır. Oysa davalının defterlerinin incelenmesinde …’un taşınmazına ilişkin olan işler kapsamında davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların defterlerine kaydedildiği, bu halde davalının işbu iddiasının kabul edilmeyeceği …’a ilişkin yapılan işlerden sorumluluğu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bu halde ispat yükü üzerinde olan davacının yaptığı ek işleri ve …’un taşınmazına yaptığı işleri ispatlaması gerekmekte olup ispat halinde davalı hem ek işlerden hem …’un taşınmazına yapılan işlerden sorumlu olacaktır.
Davacı taraf …’un taşınmazına yapılan tüm işlerin faturalandırıldığı ve faturaların tebliğ edildiği, davalı tarafından da BA formlarında bulunduğunu iddia etmiş, mali yapılan inceleme de davalının BA-BS formları birbirlerini doğrulamakla beraber üst limitten beyan edilen ve birden çok faturayı içeren formların dava konusu sözleşmeye ilişkin mi yoksa ek işlere ilişkin mi yapılıp yapılmadığı tespit edilemediğinden, ispat yükü üzerinde olan davacının dava konusu faturaların tebliğ edildiğini ispatlayamamıştır.
Taraflar arasındaki mail yazışmalarının incelenmesinde satış teklif formlarında tarafların mail de ki onay ikrarları kapsamında …’un taşınmazına yapılan işlerin 105.500,85-TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacının ek iş yaptığı iddiası yönünden ise … projesine yapılan ek işler ise imzası inkar edilmeyen şantiye teslim formları ve taraflar arasındaki yazışmalar doğrultusunda bilirkişiler tarafından 6.548,80-TL olarak hesaplanmıştır. Davacı her ne kadar ek işlerin satış formu birim fiyatı üzerinden hesaplanması talep etmiş ise de dosyanın incelenmesinde ek işlere ilişkin satış formunun davalı tarafça onaylanmadığı görülmekle, sözleşmedeki birim fiyatı üzerinden hesaplanmıştır. Davacı taraf her ne kadar yeniden yapılan süpürgeliklerin 1.200 metre olduğunu iddia etmiş ise de tarafların imzalarının bulunduğu şantiye teslim tutanağının 800 metre yi kapsadığı görülmekle 800 metre üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bu talebin üstündeki işleri ise ispat yükü üzerinde olan davacı yazılı veya kesin delil ile ispatlayamamış olup davacının davasını tüm bu açıklamalarla davasını kısmen ispatladığı kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 112.405,35 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 22.481,07-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 7.678,40-TL harçtan, peşin alınan 2.252,69-TL harç mahsup edilerek kalan 5.425,71-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.252,69-TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.628,51-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.434,73-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.627,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.186,10-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır