Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/761 E. 2020/204 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/761 Esas
KARAR NO : 2020/204

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında 05.03.2012 tarihli ve … Tesisat numaralı Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi düzenlendiğini, davalının Maden Mahallesi … Sokak No:.. Sarıyer/İSTANBUL adresindeki işyerinde elektrik kullandığını, elektrik kullanımına bağlı borçlarını ödemediğini, ödenmeyen fatura borçlarının tahsili amacıyla davacı şirket tarafından 04.04.2016 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalı tarafından 18.04.2016 tarihinde takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve ilgili İcra Müdürlüğü tarafından takip durdurulduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama ve vekalet ücretlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; … Vergi Dairesinde kayıtlı olan …ile şahıs şirketi ortaklığı bulunduğunu, davacı şirketin kötü niyetli olarak borcun tamamını kendisinden talep ettiğini, ortağı olan …’ın da sorumluluğu olduğunu, ortağının da borçlu olması nedeniyle … Vergi Dairesinden kayıtların talep edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2- Abonelik sözleşmesi ve dosyası
3- Bilirkişi raporları
4-Davacı vekilinin ve davalının beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, abone tarafından ödenmeyen elektrik tüketim bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Abonelik sözleşmesini imzalayan abone, sözleşme sona erinceye kadar tahakkuk edecek olan tüketim bedelinden, dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Hemen belirtmek gerekir ki, burada kullanımın normal ya da kaçak kullanım olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Nitekim, aynı ilkeler HGK’nın 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı ilamında da benimsenmiştir.
25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24. maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.
01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı resmî gazete ile 24/2. maddesindeki “kesilebilir” ibaresi “kesilir” şeklinde değiştirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.
01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesi amir hükümdür.

Müterafik kusur yönünden; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları gereğince, davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Bu durumda müterafik kusur indirimi ancak uygulanacak faiz oranı üzerinden ve ancak yasal faize kadar indirim yapılabilecektir.
Gecikme zammı yönünden; Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 3. Hukuk Dainesi’nin yerleşmiş uygulamasına göre; abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanun da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre faiz istenebilir. Abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde; 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır. (HGK’nun 22/09/2010 tarih, 2010/13-466 Esas, 2010/410 Karar, 28/11/2012 tarih, 2012/13-624 Esas, 2012/915 Karar, 3. HD’nin 27/02/2014 tarih, 2013/18346 Esas, 2014/3079 Karar sayılı ilâmlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.)
Temerrüt ve işlemiş faiz yönünden; bilindiği üzere faiz; para borçlarında borcun zamanında ödenmemesi -borçlunun temerrüde düşmesi- halinde kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüt devam ettiği sürece varlığını koruyan, alacaklının zararın varlığını ve miktarını aynı zamanda borçlunun kusurunu ispat etmek zorunda kalmaksızın borçlunun ödemek durumunda olduğu ve miktarı yasalarca belirlenmiş asgari ve maktu bir tazminattır. Temerrüt faizinin miktarı yasalarca belirlenmiş olduğundan, alacaklının bir zararının olup olmadığı veya zararın temerrüt faizi oranından daha düşük olup olmadığı tartışmalarına meydan vermeksizin, borçlunun faiz ödemeye peşinen zorlanması yargı organlarını da büyük bir yükten kurtarmakta ayrıca borçluyu zamanında ödemede bulunmaya sevk etmektedir.
Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde kararlaştırılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğu kabul edilmektedir (HGK’nun 16.06.2004 gün ve 2004/19-357-360; 10.10.2012 gün ve 2012/7-502-707 sayılı kararları)
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. Maddesinde (6098 sayılı TBK’nun 117.maddesi) “borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur.” hükmü mevcuttur.
Buna göre, abonelik sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta her bir faturanın son ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre, abonelik sözleşmesinde faturanın zamanında ödenmemesi hakkındaki madde hükümlerine göre her bir fatura alacağına son ödeme tarihinden itibaren 818 sayılı BK’nun 101. maddesi (6098 sayılı TBK’nın madde 117) gereğince faiz (abonelik sözleşmesinde hüküm bulunması halinde gecikme zammı, aksi halde yasal faiz) işletilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/13741 Esas 2018/2639 Karar sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında tarafların oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında 5.486,60-TL asıl alacak 3.289,61-TL gecikmiş gün faizi 592,15-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 9.368,36-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 14/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 18/04/2016 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Abone dosyasının incelenmesinde; taraflar arasında 05/03/2012 tarihli Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 5/d faturaların 5 iş günü içerisinde ödenmemesi durumunda elektriğin kesileceği, yine sözleşmenin 5/f maddesine göre gecikme zammının düzenlendiği görülmektedir.
Dava konusu faturaları incelenmesinde; ilki 04/06/2012 Son ödeme tarihli en sonuncusunda 04/02/2013 Son Ödeme tarihli toplam 9 Adet fatura olduğu, faturaların tarihleri itibariyle Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Elektirik Mühendisi bilirkişinin 15/08/2019 tarihli 4 sayfalık raporundan özetle; davalı ve davacı şirket arasında 05.03.2012 tarihli ve … tesisat numaralı Elektrik Enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalandığı, davaya konu dönemler arasında toplamı 5.486,60 TL tutarında 9 adet endeks esaslı abonelik dönemine fatura tanzim edilmiş olduğu, davacı şirket fatura bedelleri ödenmediğinden dolayı 5.486,60 Tl asıl alacak 3.289,61 TL gecikme zammı, 592,15 TL KDV olmak üzere toplam 9.368,36 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı borçlu olmadığına dair herhangi bir belge ibraz etmediği, abonelik sözleşmesi davalı adına olduğundan elektirik tüketimlerinden sadece davalı sorumluluğu bulunduğu, 9 adet faturanın toplam bedeli 5.486,60 TL’nin hesaplanacak gecikme ceza ve KDV’leri ile birlikte davalının ödemekle yükümlü olduğu, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 24. Maddesine göre; tüketicinin, elektrik tüketimine ilişkin ödemelerini son ödeme tarihine kadar yapmaması durumunda tedarikçi tarafından tüketiciye yazılı olarak en az 5 iş günü süreyi içeren ikinci bildirimde bulacağı, ikinci bildirimde belirtilen süre içerisinde yapmaması halinde, bildirim tarihinden itibaren en geç beş iş günü içerisinde elektriği kesileceği, yasal tebligat süreleri dikkate alındığında, borçlunun ödenmeyen abonenin faturaları son ödeme tarihlerinden itibaren en geç 30 gün içinde elektriğinin kesilmesi gerektiği, davalının elektiriği kesmemesi nedeniyle borcunun aşırı derecede artmasında davacınını kusuru müterafik olduğu, elektrik piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliğinin 24. Maddesindeki, zamanında ödenmeyen borçlar için 6183 Amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanunun 51. Maddesine göre işletileceğini, davacı şirketin, tahakkuk ettirdiği 9 adet elektrik faturası davalının elektrik kullanımına ilişkin olup davalını gecikmek zamlarıyla birlikte ödeme yükümlülüğü bulunmakta olduğu, Yargıtay kararlarına göre, elektriğin kesilmesi gereken tarihlere kadar asıl alacağa %16,80 yıllık zam oranı üzerinden hesaplana gecikme zammı hesaplanması gerektiği, bu halde 5.486,50-TL asıl alacak 65.10-TL gecikme zammı, 11,72-TL gecikme zammı KDV’si olmak üzere davacının toplam takip tarihi itibariyle, davalı …’dan toplam alacağının 5.563,41 Tl olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Elektirik Mühendisi bilirkişinin 31/01/2020 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle;Yargıtay 3. HD’nin 17.10.2018 tarih ve 2018/6205 esas, 2018/10184 karar sayılı ilamındaki hükme göre hesaplanacağı, faturaların son ödeme tarihlerinden elektriğin kesilmesi gereken tarihe kadar 5 iş günü gecikme günü esasına göre %16,8 temerrüt faizi üzerinden gecikme faizi ve KDV’ye %18 yansıması 15.19 gecikme zammı, 2,73 Gecikme zammı KDV hesaplandığı, elektriğin kesilmesi gereken tarihten icra takibi tarihine kadar müterafik kusur nedeniyle %9 yıllık yasal faiz oranından gecikme faizi ve KDV’ye %18 yansıma 1.485,63 gecikme zammı, 267,41 Gecikme zammı KDV hesaplandığını, davacı şirketin asıl alacağı, icra takip tarihi itibariyle, davalı …’dan 5.486,60-TL asıl alcak 1.500,00-TL gecikme zammı 270,14-TL KDV olmak üzere toplam 7.257,56 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı davacının elektrik abonesi olup davacı kurum , 2012 İle 2013 yılları arası elektrik tüketim fatura bedellerinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalı aboneliğini iptal ettirmedikçe davacı kuruma karşı sorumludur. Dava konusu abonelik sözleşmesinin gecikme faizinin düzenlendiği 5/f maddesinde geciken ödemelerle ilgili olarak gecikme zammı alınacağına ilişkin oranların belirtilmediği, şartın açık ve anlaşılır olmadığı, sadece soyut olarak kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapıldığından ve talep edilen alacak amme alacağı da sayılmadığından davacının abonenin sıfatı da esas alınarak avans oranda faiz isteyebileceğinin kabulü gerekir. Bu kapsamda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin içtihatları doğrultusunda sözleşmenin 5/d maddesine göre davacının elektriği kesmesi gereken tarih son ödeme tarihinden 5 iş günü sonrasıdır. Davacının bu tarihten sonra elektriği kesmemesi müterafik kusur olduğundan ve asıl borçtan indirim gerektirmeyeceğinden, müterafik kusur indirimi faizden ve ancak yasal faize kadar olabileceğinden, elektriğin kesilmesi gereken tarihten icra takibine kadar ancak yasal faiz talep edebilecektir. Bu kapsamda mahkememizce alınan tarafların itirazı olmayan bilirkişi ek raporu da bu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 5.486,60-TL asıl alacak 1.500,82-TL işlemiş faiz 270,14-TL işlemiş faiz kdv si olmak üzere toplam 7.257,56-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 1.451,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 495,76-TL ilam harcından peşin alınan 159,99-TL’nin mahsubu ile bakiye 335,77-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 159,99-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 195,89-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 793,60-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 614,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2020
Katip …
¸

Hakim …
¸