Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/743 E. 2020/352 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/683 Esas
KARAR NO: 2020/424

DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 23/07/2018
KARAR TARİHİ: 13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı Şirkete Kasko Sigortası ile …. Tic. Ltd. Şti.’nin malik ve işleteni olduğu … Plakalı aracın 30/03/2018 tarihinde tek taraflı karıştığı kaza sonucunda hasar aldığını, … plakalı aracın 20.09.2017/2018 vade … Kasko Poliçe numarası davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, Kasko Sigortacısının, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimselerin kastı dışında kusurları ile meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde … Plakalı araçta KDV dahil 9.092,31 -TL hasar meydana geldiğini, davalının, Kasko poliçe genel şartları gereği KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olacağını, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 354,00-77, ekspertiz ücreti ödendiğini, Davalı Sigorta Şirketine, araçta meydana hasar bedelinin, alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak, ödenmesi için 04/06 2018 tarihinde başvuru yapıldığını, … Ltd. Şti., Davalı sigorta şirketinden alacağını BK. m. 183 vd. maddeleri gereği, hukuku uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla müvekkili … Tic Ltd.Şti’ye devrettiğini” belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 250,00-TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 14/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, yetkili mahkemenin … Mahkemesi’nin olduğunu dava dışı sigortalı ile davacı arasında yapılan temlik işlemi geçersiz olduğunu, bu nedenle davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunmadığını ve müvekkili şirketin davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tutardan sorumlu olmadığını, … plaka nolu araç müvekkili şirket nezdinde … nolu ve 20.09.2017 20.09.2018 vadeli Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, araçta meydana gelen 30.03.2018 tarihinde meydana gelen hasarın müvekkile ihbar edilmesine istinaden hasar dosyası oluşturulduğunu, ancak servis nedeni ile müvekkil şirket tarafından araç üzerinde inceleme yapılamadığını, davacının taleplerinin afaki ve fahiş olduğunu, aracın müvekkili şirkete gösterilmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin araç üzerinde ekspertiz yaptırma imkanının ortadan kaldırıldığını, müvekkili şirketin eksper ücretine ilişkin sorumluluğu bulunmadığı gibi eksper ücreti alacağı davacı tarafından asıl alacak kalemi gibi talep edilmiş olsa da eksper ücreti kaleminin bir yargılama gideri kalemi olduğunu, davacı tarafın kendiliğinden araç üzerinde ekspertiz yaptırmasının kanunda sayılan makul giderlerden olmadığını, bu nedenle ekspertiz ücretinin davacının katlanması gereken bir gider olduğunu” belirterek; davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebi nedeni ile usulden reddine, esasa girilmesi haline, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER
1-Poliçe, hasar dosyası,
2-Temlikname
3-Bilirkişi raporu,
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE:
Dava meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan aracın hasar bedeli ve hasar bedelinin belirlenmesi amacıyla yaptırılan ekspertiz ücretinin temlik alan davacının davalı sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır.
Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Y. 3. H.D. 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. Sayılı emsal ilamı).
Somut uyuşmazlıkta; dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği hasar bedeli alacağını davacıya temlik edilmiştir. Bu durumda dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacı, taraf sıfatını kazanmıştır. (İstanbul BAM 9.H.D. 2019/392E-2019/173K sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Temlik Sözleşmesinin incelenmesinde; dava dışı …. Ltd. Şti. Tarafından dava konusu … plakalı aracın 31/03/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı tüm alacaklarını davacıya 04/04/2018 tarihinde temlik ettiği görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; … plakalı arac maliki …. Ltd. Şti. ‘nin 20/09/2017 – 20/09/2018 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı görülmüştür.
Makine Mühendisi bilirkişinin 17/01/2020 tarihli ve 4 Sayfadan ibaret raporunda özetle; Trafik kazasında hasar gören … plakalı aracın hasar durumunu gösteren fotoğraflar incelendiğini, aracın ön tampon sağ kısmından hasar gördüğünü, araçta değişim gereken parçaların ön tampon ve sağ far olduğunu, ayrıca, değiştirilen ön tamponun boyanması gerekeceğini, bunun yanında da takma sökme işlemleri açısından mekanik işçilik maliyetleri ortaya çıkacağını, hasarın giderilmesi ile ilgili fatura ve diğer belgelerin incelendiğini, hasarın giderilmesi için düzenlenen fatura içeriğinin, araçta değişen parçalar ve hasarın giderilmesi için uygulanan onarım işlemi ile boya işlemlerinin, araçta oluşan hasar ile uyumlu olduğunu, ve araçta KDV dahil toplam 9.092,31 TL hasar oluştuğunu, meydana gelen hasarın oluşumu ve ortaya çıkan zarar ile ilgili olarak ruhsat sahibi beyanına göre olay değerlendirildiğinde, park halindeki aracın, bilinmeyen bir şekilde ve kimliği belirlenemeyen kişilerin etkisi ile zarar gördüğünü, ruhsat sahibinin olayda bir kusurunun olmadığını, araçtaki hasarın giderilmesi ile ilgili olarak dosyaya sunulan fatura ve benzeri belgelerdeki değerlendirmelerin, araçta oluşan hasar ile uyumlu olduğunu, oluşan hasar sebebiyle … plakalı araçta, değişen parçalar, onarım ve boya işlemleri için, yedek parça ve isçilik ücretleri toplamı olarak KDV dahil 9.092,31 TL hasar oluştuğunu, ruhsat sahibinin olayda kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın araçtaki hasar miktarının tespiti için ekspertiz ücreti olarak KDV dahil 250,00 TL ödeme yaptığını belirtmiştir.
Davacı vekili talep sonucunu artırarak 6.008,31-TL’ye yükseltmiş, bedel artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Davalının yetki itirazı yönünden; 6100 sayılı HMK’nun 19. maddesinde “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir” hükmü düzenlenmiştir. Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 16/2. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” esasını kabul etmiştir. Buna göre; sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğu nazara alınarak davalı sigortanın adresinin Beşiktaş/İstanbul olması nedeniyle Mahkememizce ilk celse arar karar ile davaya bakmaya İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı kasko sigortacısının sigortaladığı aracın hasar gördüğü, hasar tarihinin poliçe tarihleri arasında gerçekleştiği, davalının sigortalı olarak sorumlu bulunduğu, davacının usulüne uygun olarak dava konusu alacağı temlik aldığı, taraf sıfatı bulunduğu, davalıdan hasar bedeli alacağını talep edebileceği, poliçe kapsamında sigorta şirketine başvurunun yapıldığı ancak ödemenin yapılmadığı görülmüştür. Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi raporunda temlik edenin kusuru olmadığı, hasar onarım bedelinin 9.092,31-TL olduğunu bildirmiştir. Davacı dava değerini rapor doğrultusunda yükseltmiştir. Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olan işbu rapor mahkememizce hükme esas alınarak, davacının davasının kabulüne karar verilerek;
Temerrüt tarihi yönünden; Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik kaskocusunun Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.4 maddesine göre, sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesinden ve zararın ekspertiz vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 iş günü içinde genel ve özel şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Aynı zamanda Söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda davacı ihtarname keşide etmiş ihtarname tebliğ tarihi olan 04/06/2018 tarihine 10 iş günü eklenmek suretiyle (Ramazam bayramı hesaplamaya dahil edilmemiştir) 20/06/2018 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Kabule göre de eksper ücreti adı altında talep edilen bedel, tespit gideri gibi yargılama giderlerinden olup eksper ücretinin de yargılama giderine eklenerek davanın kabul edilen kısmına göre oranlama yapılması ve davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. (Y.17.H.D. 2016/966E-2016/5728K)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 6.008,31-TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 20/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
2-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 410,42-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL’den düşümü ile bakiye kalan 374,52-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 3.400,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 250,00-TL. Ekspertiz ücreti ve 668,50-TL yargılama giderinın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır