Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/735 E. 2022/522 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/735 Esas
KARAR NO : 2022/522

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının grup şirketlerinden… Ltd Şti’nin davalı … A.Ş. ile gerçekleştirdiği akaryakıt dağıtım sözleşmesi etrafında kefil sıfatı ile yer aldığını, ticaretin güven ilişkisi içinde ahlak ve iyi niyet kuralları çerçevesinde yürümesine katkıda bulunmak için tarafların akdettikleri sözleşme kapsamında 600.000,00-TL değerinde… no.lu teminat mektubunun davalıya teslim edildiğini, ilgili sözleşmenin 06.12.2012-06.12.2017 aralığında toplam 5 yıl süre iLe gerçekleştirildiğini, sözleşmeye göre davalı …bayi … ve …’ın devri ile sözleşmeyi aynı süre ve koşullarda devralan… Ltd Şti bayisine akaryakıt tedarikini sağlayan, bayiler ise taahhüt ettikleri miktarda yakıt satımını gerçekleştiren ve tedarikçiden aldıkları yakıt bedelini aksatmadan ödeme yükümlülüğü ifa eden taraf olduğunu, sözleşme süresinin sona ermesine yakın kendiliğinden sone erme hükümleri doğmasına rağmen…Petrol, Kartepe Noterliği’nin 27.03.2018 tarih… yevmiye no.lu ihtarı ile sürenin sona ermesi ile sözleşmeyi yenilemeyeceğini karşı tarafa bildirdiğini, sözleşmenin sona ermesi ile davalı… 2018 Nisan ayında yakıt tedarikini sonlandırdığını, bayi …Petrol ise davalı yanın cari hesabında görünen hesap ekstresindeki 252.735,00-TL borcunu ödemiş, taraflar arasında ihtilaf olmadan tarafların ticari münasebetinin sona erdirildiğini, davalı ve dava dışı bayiler arasında akdedilen sözleşmenin sona ermesi ile davacının davalı yana kefil sıfatı ile teslim ettiği teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, davalının ise alelacele teminat mektubunu 29.06.2018 tarihinde tahsil ettiğini, davacının haksız tahsilin iadesi için davalı yana ihtarname gönderilmiş ise de temerrüde düşen davalı hakkında bu kez İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, tarafların birbirine karşı asıl borçları sona erdiğinde fer’i nitelikte olan teminatların da hükümsüz kalacağını, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin…Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptali ile talep edilen 670.788,38-TL alacağa 10.07.2018 tarihinden itibaren uygulanacak temerrüt faizi ile icra takibinin devamına, %20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı … arasında sair sözleşmelerle akaryakıt bayiliği ilişkisi kurulmakla iş bu sözleşmeler kapsamında …Petrol davacı şirketten sözleşmeler ile belirlenen miktarda akaryakıt alımı yapmayı ve müvekkil şirketin bayiisi olarak faaliyet göstermeyi taahhüt ettiğini, davacı şirket ile dava dışı … Petrol ve yine dava dışı … Petrol arasında akdedilmiş olan protokol uyarınca … Petrol ile müvekkili firma arasındaki tüm sözleşmeler, Borçlar Kanunu m.205 kapsamında, devir tarihine kadar doğmuş ve devir tarihinden sonra doğacak tüm hak ve borçları ile külliyen dava dışı … Petrol’e devredildiğini, iş bu sözleşmelerin devri protokolü ertesinde davacı şirket ayrı ayrı düzenlemiş ve imzalamış olduğu ‘”Kefaletname ve Taahhütname”ler ile hem … Petrol’ün hem de … Petrol’ün; müvekkili şirketten satın aldığı veya alacağı ürün, akaryakıt, mal ve hizmet bedelleri, sair hukuki ilişkilerden doğmuş veya doğacak alacakları, gecikme faizlerinin ödenmemesi ve/veya sözleşemelerde yazılı olan yükümlülüklerin getirilmemiş olması nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu her türlü zararı ile birlikte, müvekkil şirketin doğması muhtemel her türlü alacağı bakımından 600.000,00 TL bedelle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil ve borçlu olduğunu gayri kabili rücu olarak kabul beyan ve taahhüt ettiğini, davacı şirket açıkça dava dışı olan…Petrol ile… Petrol’ün müvekkili şirkette doğmuş ve doğması muhtemel her türlü borcuna 600.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere kefil olmuş, buna ilişkin olarak da dava konusu teminat mektubunu müvekkil şirkete teslim ettiğini, davacı tarafın kefili olduğu her iki şirketin taraflar arasındaki sözleşmeyle yükümlenmiş olduğu akaryakıt alım taahhütlerini yerine getirmediğini, bu nedenle ortaya çıkan cezai şart tutarının da davacının teslim etmiş olduğu teminat mektubunun paraya çevrilmesi suretiyle tahsil edildiğini, davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olmasından mütevellit %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraflara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının grup şirketlerinden…Petrol Ltd Şti ile davalı…Türkiye A.Ş. arasında akdedilen akaryakıt dağıtım sözleşmesinde kefil sıfatıyla yer alan davacıya ait haksız nakde çevrildiği iddia olunan teminat mektubu bedelinin tahsiline yönelik açılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ön rapor; Mahkememizin 30/05/2019 tarihli celsesi 4 no.lu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 11/11/2019 tarihli ön raporunda dosya kapsamında saptanan bir kısım eksik belgelerin ikmalinden sonra yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 19/12/2019 tarihli celsesi 1 no.lu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 12/08/2020 tarihli kök raporunda özetle; Davaya konu teminat senedinin davalı … tarafından nakde çevrilmesinin haklı olup olmadığının hukuki tavsifi Mahkemeye ait olmak üzere; hangi istasyonlu bayilik sözleşmesinin eki olduğu belli olmayan ve davalı … vekili tarafından dosyaya sunulan, …’in imzası ve kaşesi olmayan, eksik sayfaları olduğundan bir bütün olarak değerlendirilemeyen, ve geçerliliği tamamen Mahkemenin Hukuki tavsifine ait olan iş bu “sözleşme” başlıklı ticari şartları belirleyen metninde yazılı bulunan yıllık satış taahhütlerinin dava dışı Uluhan tarafından hiçbir dönem yerine getirilmediğinden hareketle;
Sözleşme süresi içinde ihtirazi kayıt dermeyan edilmeden uzun süre sözleşmeden doğan edimlerin ifasına devam edilmesi halinde, borçluda ceza koşulu istenemeyeceğine dair haklı bir güven oluştu ise, oluşan bu haklı güven ve TMK.m.2’den kaynaklanan dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekip gerekmeyeceği,
Davalı … tarafından, …’dan devir alan dava dışı… ve düzenlenen işbu cezai şart faturasının ise İlkkan şirketinin sadece 2. Dönem; 18.05.2017-13.12.2017 tarihleri arasında olan son döneme ilişkin satış taahhüdünden kaynaklı eksik alımlarından dolayı sorumlu olabileceği bununla birlikte dosya kapsamında, işbu cezai şart faturasına yönelik olarak dava dışı …tarafından yapılan bir itirazın ve/veya faturanın iade edildiğine yönelik bir ihtarnamenin bulunmadığını, bu doğrultuda Davalı … tarafından, 29.06.2018 tarih ve …nolu fatura ile 234.963,39-TL olarak Dava dışı… Şti’ne düzenlenen işbu cezai şart faturasının, dava dışı …’ın mali kayıtlarına alındığının tespit edildiğinden hareketle, dava dışı …’ın bu faturayı mali kayıtlarına almakla kabul etmiş sayılacağını,
Davalı …’in, peşin satış yaptığı halde nasıl ve neye göre hesaplandığı belli olmayan yersiz ve haksız olduğu kanaatine varılan “Vade Farkı” açıklamalı faturasında yazılı 321.159,64-TL bedelin, … tarafından … Ltd. Şti’den talep edilemeyeceği kanaatine varıldığını,
Davalı …tarafından düzenlenen 29.06.2018 tarihli ve…no’lu 321.159,64- TL bedelli faturanın dava dışı… tarafından mali kayıtlarına almakla işbu Vade Farkı faturasını kabul etmiş sayılacağını,
Ariyet faturası bedelinin, davalı Total tarafından dava dışı … Petrol Ltd. Şti’den talep edilemeyeceğini,
Davalı … tarafından 07.05.2018 tarih ve… no’lu fatura ile toplam 59.473,27 TL olarak dava dışı…Ltd. Şti. ne düzenlenen işbu ariyet faturasının …’ın mali kayıtlarına alındığının,
Dosya kapsamında, işbu faturaya yönelik … tarafından düzenlenen bir itirazın ve faturanın iade edildiğine yönelik bir ihtarnamenin bulunmadığını, bu doğrultuda dava dışı …’ın bu faturayı mali kayıtlarına almakla kabul etmiş sayılacağı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 02/12/2020 tarihli ek raporunda özetle; Sektörel değerlendirme sonucu olarak;
Davacının kefil olduğu …ve …şirketlerinin satış taahhüdüne uymadığı gerekçesi ile davalı …tarafından düzenlenen “Cezai Şart bedeli” açıklamalı toplam 234.963,39-TL’nın davalı …tarafından talep edilemeyeceğini, bununla birlikte Mahkeme, eksik sayfalı, bila tarihli ve hangi istasyonlu bayilik sözleşmesinin eki olduğu belli olamayan, davalı …’in imzası ve mührü bulunmayan “sözleşme” (protokol) başlıklı metinde yazılı “satış taahhüdünü”, dava dışı… ve… şirketlerinin satış taahhüdü olarak değerlendirmesi halinde, yıllık satış taahhütlerinin dava dışı …tarafından hiçbir dönem yerine getirilmediğinden hareketle, Sözleşme süresi içinde ihtirazi kayıt dermeyan edilmeden uzun süre sözleşmeden doğan edimlerin ifasına devamı edilmesi halinde, borçluda ceza koşulu istenemeyeceğine dair haklı bir güven oluştu ise, oluşan bu haklı güven ve TMK.m.2’den kaynaklanan dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekip gerekmeyeceği Mahkemeye ait olmak üzere; Davalı… tarafından, davacının kefil olduğu dava dışı… Ltd, Şti’ ne düzenlenen cezai şart faturasının ise, sadece 2. dönem 18.05.2017 – 13.12.2017 tarihleri arasındaki satış taahhüdünden kaynaklı cezai şarta yönelik değerlendirilmesi gerektiğini, işbu cezai şart miktarının mali bilirkişi tarafından tespitinin gerektiğini, Davalı …, peşin satış yaptığı halde nasıl ve neye göre hesaplandığı belli olmayan sektörel olarak da izah edilemeyen “Vade Farkı” açıklamalı faturasında yazılı 321.159,64- TL bedelin, davacının kefil olduğu dava dışı şirketlerden talep edilemeyeceğini, ariyet faturası bedeli olan 59.473,27 TL’sının, davalı Total tarafından davacının kefil olduğu dava dışı şirketlerden talep edilemeyeceğini,
Mali İnceleme ve Değerlendirme sonucu olarak;
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dava dışı …Ltd.Şti ve…Petrol Ltd. Şti.nin cari hesap ekstreleri ve defter-i kebir kayıtları ve yasal defterlerin vade kayıtları incelendiğinde davacı … A.Ş.’ne hiçbir borcu gözükmediğini, yukarıda bahsi edilen üç adet faturaları dava dışı ilgili firmalar noterden iade ettikleri için muhasebe kayıtlarına işlenmediğini ve de işlenmediği için borç tahhakuk etmediğini, BA ve BS formlarında mal alışları görüldüğünü, Davalı …firması düzenlediği faturaları (yukarıda bahsedilen faturalar kayıtlara, defterlere işlendiği noter yolu ile ihtarname ile iade edildiğinden yasal işlem yapılmamıştır) Borç olarak gözükmediğini, Davalı… AŞ. Firması vade farkı-cezai şart ve ariyet faturası olan 3 adet faturaları yasal defterlerine işlendiği görülmüş olup yukarıda tarih ve yevmiye maddeleri ile belirtildiğini, Cari hesap ve defteri kebir kayıtlarında da görüldüğü gibi ve yasal defterlerinde yukarıda bahsedilen faturaların kayıtlara işlendiği görüldüğünü, yasal defterlere kayıtlarına ve cari hesap ekstrelerine de …Ltd.Şti. den 30.06.2018 tarihi itibarı ile 16.341,30 ve…Petrol Ltd. Şti’den 30.06.2018 tarihi itibarı ile 59.00-TL olup toplam 16.400,30-TL’lik alacağı gözüktüğünü beyan etmişlerdir.
Mahkememizin 11/03/2021 tarihli celsesi 2 no.lu ara kararı gereğince, dosyamızda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 15/09/2021 tarihli kök raporunda özetle; Davalının ariyet olarak verilen mallara ve vade farkına ilişkin iddialarının ispata muhtaç olduğunu, heyette yer alan sektör bilirkişisinin görüşüne göre bayilik sözleşmesinin 1. yılında belirtilen eksik ürün alım miktarı ile ilgili cezai şart bedelinin ve de son yıla ilişkin eksik ürün miktarı için cezal şartın talep edilebileceğini, ancak bayilik sözleşmesinin 11.2 hükmü dikkate alındığında, davalının tüm yıllara ilişkin cezai şart tazminatını talep edebileceğini, dolayısıyla satın alma taahhüdünün ihlal edilmesinden kaynaklanan cezai şart tazminatı alacağının 1.607.734,48 TL olarak hesaplanabileceğini, hesaplanan cezai şart tazminatı alacağına karşılık davacının nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin 600.000,00-TL olduğu dikkate alındığında, davacının alacak talebinin, bayilik sözleşmesinin 11.2 hükmü uyarınca yerinde olmadığı kanaatleri beyan edilmiştir.
Mahkememizin 14/01/2022 tarihli ara karar evrakının 1 no.lu ara kararı gereğince ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 02/06/2022 tarihli ek raporunda özetle; kök rapordaki görüş ve kanaatte herhangi bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan 600.000,00-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 17.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 23/07/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Sözleşmelerin incelenmesinde; … ile … A.Ş. Arasında, 03.12.2012 tarihli akaryakıt istasyonlu bayilik sözleşmesi akdedildiği, … A.Ş.temsilen kefil …’un kefil olduğu, sözleşmenin 1-3 maddesinde akaryakıt ve madeni yağ programının aynen, itirazsız ve eksiksiz uygulanmasının kabul edildiği, ancak yıllık %5 eksi ya da artı tolerans kabul edildiği, programa uyulmaması halinde bayinin mutabık kalınan ceza-i şartı ödeyeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
… ve kefil… tarafından imzalı tarihi okunaksız “Sözleşme” başlıklı Sözleşmenin 7. Maddesinde bayilik sözleşmesi 1. Yılında 1.600 m3, 2. Yılında 1.800 m3, 3. Yılında 2.000 m3, ve 4. Yılından başlamak üzere her yıl bir önceki yıldaki taahhüt miktarının %2,4 oranında arttırılması ile ortaya çıkan miktar kadar akaryakıt alımı taahhüt edildiği, taahhüdün altında alım yapılması durumunda m3 başına 45-USD+KDV, eksik her madeni yağ tonu başına 500-USD+KDV tutarında cezai şart ödeneceği aks halde teminatların nakde çevrileceği hususunun taahhüt edildiği görülmüştür.
Sözleşmenin Devri; devreden … tarafından devralan… Ltd Şti, kefil…, şirket … A.Ş. olan 03.02.2013 tarihinde imzalanmış ve halen yürürlükte olan sözleşme ve fer’ilerinin devralan tarafa BK 205 kapsamında devir tarihine kadar doğmuş ve devir tarihinden sonra doğacak tüm hak ve borçları ile külliyen devredilmesine ilişkin sözleşmenin devri protokolü akdedildiği görülmüştür.
Kefaletname ve Taahhütname; 07/06/2016 tarihli kefaletname ve taahhütname evrakının incelenmesinde …A.Ş ile …Petrol arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca… Petrol’ün…’den aldığı ve alacağı ürünlere ilişkin doğmuş ve doğacak alacaklar ile gecikme faizlerinin ödenmemesi ve sözleşmede yer alan yükümlülüklerin … Petrol tarafından yerine getirilmemesi halinde …’in her türlü zararını tazmin amacıyla 600.000,00-TL bedelle kefil sıfatıyla nakden ödeneceğine ilişkin teminat mektubu verildiği, taahhütname ekinde el yazılı… A.Ş. imzalı 07/06/2016 tarihli taahhütname mektubu da bulunduğu görülmüştür.
İmza Sirküleri; …Noterliği 18/05/2016 tarihli … yevmiye numaralı imza sirkülerinin incelenmesinde sözleşme ve taahhütnamelerde kefil sıfatı ile imzası bulunan …’un …Ticaret Ltd Şti temsilen şirket müdürü olduğu görülmüştür.
İhtarnamelerin incelenmesinde; Beyoğlu … Noterliği’nin 17.12.2012 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile … tarafından … Petrol’ün alım taahhüdünü ihlal ettiği, 2011-2012 akaryakıt alım taahhüdünün 3250m3 iken 557 m3 satın alındığı, LPG alım taahüdü 1108m3 iken 0m3 olduğu, eksik tonajın 2013 sözleşme dönem sonuna kadar tamamlanmasının ihtar edildiği görülmüştür.
Beyoğlu … Noterliği’nin 15/12/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile…tarafından… Petrol’ün alım taahhüdünü ihlal ettiği, 2016-2017 akaryakıt alım taahhüdünün 1600m3 iken 763,75 m3 satın alındığı, madeni yağ tonajının 1 ton iken 0,13 ton alındığı, eksik tonajın 2018 sözleşme dönem sonuna kadar tamamlanmasının ihtar edildiği görülmüştür.
… Noterliği’nin 27.03.2018 tarih …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile … Petrol’ün…’i istasyonlu bayilik sözleşmenin 03.04.2018 tarihi itibari ile sona ereceği tekrar yenilenmeyeceğine ilişkin ihtar ettiği görülmüştür.
Kocaeli ….Noterliği’nin …yevmiye sayılı, tarihi okunaksız ihtarnamesi ile … Petrol ve … Petrol tarafından …’in 29.06.2018 tarihli 321.159,64-TL bedelli ve 04.07.2018 tarih 234.963,99-TL bedelli faturalara itiraz edildiğinin ihtar edildiği görülmüştür.
… Noterliği 27/06/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnemesi ile … A.Ş.’nin … A.Ş.’ne kefil sıfatı ile ibraz ettiği 600.000,00-TL tutarındaki teminat mektubunu asıl borçlu … Petrol’ün 27.06.2018 tarihinde borç bakiyesinin tamamını ödeyerek kapatmış olmasından ötürü hükümsüz kalması nedeni ile 3 gün içinde iade edilmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Kartal… Noterliği’nin 05/07/2018 tarih …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile … Gıda’nın …’e nakde çevrilen 600.000,00-TL bedeli teminat mektubu bedelinin iadesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Cezai Şart yönünden; Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir.
Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz.
Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i nitelikte olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli (bağımsız) bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. (Bkz.Tunçomağ Kenan; Türk Borçlar Hukuku I.Cilt Genel Hükümler İstanbul 1976 Sh.853 vd., Eren Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 5.Bası, Cilt 2 Sh.1169-1171; Kılıçoğlu M.Ahmet; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 4.Bası Sh.575-577; Reisoğlu Safa; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 12. Bası Sh. 362.)
Ürün Alım Taahhüdü yönünden; 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.
Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir.
TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK’nun 179/II. md. değil, 179/I. md. hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin ikinci fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK’nun 179/II. md. hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler. (Bkz. Tunçomağ Kenan; age sh. 875 vd.; Eren Fikret age sh. 1173 vd. ; Kılıçoğlu M. Ahmet age sh. 579 vd.; Günay Cevdet İlhan, Cezai Şart Ankara 2002 sh. 83 vd.; Uygur Turgut; Açıklamalı – İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, İkinci Cilt 1990 sh. 740)
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Örneğin; beş yıl süreli bir “akaryakıt bayilik sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, TBK’nun 179/II. md. uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayi mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayie noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma, mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Tekrarlamak gerekirse, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği ise kuşkusuzdur. TBK’nun 179/II. Maddesinde öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabilirler. Örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabilirler. Ancak sözleşmenin feshi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında 06/12/2012-06/12/2017 tarihleri aralığı için akaryakıt istasyonlu bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme süresi 5 yıl olup, İlkkan Petrol’ün davalıyı sözleşmenin 03.04.2018 tarihi itibari ile sona ereceği ve tekrar yenilenmeyeceğine ilişkin ihtar etmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf; teminat mektubunun haklı olarak nakde çevrilip çevrilmediği, bu bağlamda alım taahhütlerinden kaynaklanan bir borç bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki 03.12.2012 tarihli akaryakıt istasyonlu bayilik sözleşmesinin 1-3. maddesinde akaryakıt ve madeni yağ programına uyulmaması halinde bayinin mutabık kalınan ceza-i şartı ödeyeceğinin düzenlendiği, kefil ve davacı imzalı sözleşme eki sözleşmenin 7. Maddesinde taahhüdün altında alım yapılması durumunda belirtilen tutarlarda cezai şart ödeneceği aksi halde teminatların nakde çevrileceği hususu açık ve net şekilde düzenlenmiştir. Davacı yanın kefil olduğu sözleşmede dava dışı İlkkan Petrol tarafından taahhüt edilen alımların yapılmamak suretiyle sözleşmeyi ihlal ettiği mahkememizce benimsenmiştir. Bu genel kabul sonrası mahkememizce davalı yanın alacak kalemleri incelenmiş olup, bilirkişi tespiti ile dava dışı … Ltd.Şti ve … Petrol Ltd. Şti.nin ticari kayıtlarında 3 adet faturayı noterden iade ettikleri için muhasebe kayıtlarına işlenmediğinden borç tahakkuku bulunmadığı, davalı kayıtlarında ise … Petrol Ltd.Şti.’den 30.06.2018 tarihi itibarı ile 16.341,30-TL ve …Petrol Ltd. Şti’den 30.06.2018 tarihi itibarı ile 59.00-TL olup toplam 16.400,30-TL’lik alacaklı gözüktüğü, ayrıca satın alma taahhüdünün ihlal edilmesinden kaynaklanan cezai şart tazminatı alacağının 1.607.734,48 TL olarak tespit edildiği, hesaplanan cezai şart tazminatı alacağına karşılık davacının kefil sıfatıyla verdiği nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin 600.000,00-TL olduğu dikkate alındığında ve belirtilen bu sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde somut olay bakımından; TBK’nun 179/II. Maddesinde öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince somut olayımızda TBK 179/II. Maddesinin aksini taraflar arasındaki sözleşmenin 11.2 maddesi ile kararlaştırmış olmakla davalının bu cezai şartı isteyebilecceği, bu aşamadan sonda “ceza koşulu istenmeyeceğine dair haklı bir güven oluşup oluşmadığının tartışılması gerektiği, yukarıda özetlenen ihtarname içerikleri dikkate alındığında haklı güvenin oluşmadığının açık olduğu, mahkememizce tespit edilen cezai şart alacağının, dava değerinden fazla olması nedeniyle davalı tarafın ariyet ve vade farkı alacaklarına ilişkin tartışma ve kabule mahkememizce gidilmesinin gerekmediği anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
Tazminat talebi yönünden; İİK 72/4. Maddesi “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” şeklinde olup, menfi tespit davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine tazminata hükmedebilmek için öncelikle menfi tespit davası kapsamında bir tedbir kararı verilmesi gerektiği ancak somut olayımızda tedbir kararı verilmemiş olduğu için tazminat koşullarının da oluşmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tedbir kararı verilmemiş olmakla şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 11.455,39-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.374,69-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 5.500,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 84.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.22/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

i belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”