Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/731 E. 2019/610 K. 24.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/602 Esas
KARAR NO: 2019/772 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/01/2016
KARAR TARİHİ: 16/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 20.01.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süregelen bir ticari ilişki mevcut olup, tarafların cari hesap usulü ile çalıştığını, müvekkili şirket tarafından yapılan cari hesap incelemelerinde davalı şirketin, 8.539,60 TL lik bakiye borcu kaldığının tespit edildiğini ve söz konusu borcun tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket, aleyhine başlatılan işbu takibe ilişkin borca, faize ve tüm fer’ilerine herhangi bir sebep göstermeksizin itiraz edildiğini, ancak söz konusu itirazın haksız ve mesnetsiz olup, ticari defterler ve sair kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile alacak iddialarının sübuta ereceğini, bu nedenlerle davalının haksız ve mesnetsiz olan borca itirazının kaldırılarak icra takibinin devamına, ayrıca likit ve tartışmasız, yargı karara ihtiyaç olamayan bir alacağa karşı haksız ve kötü niyetli itiraz edildiğinden borcun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmek gereği hasıl olunduğunu, tüm bu nedenlerle, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren işleyecek en yüksek oranda reeskont avans faizi uygulanmasına, davalı aleyhine borcun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde müvekkilinin davacıdan hizmet aldığını gösterir hiçbir belge tebliğ edilmediği gibi müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde bu nevi bir borç kaydına rastlanmadığını, anılan sebeple borca itiraz edildiğini, nihayetinde işbu davanın îkame edildiğini, davacının, müddei olarak iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davacının müvekkiline fatura keşide ettiğini, müvekkilinin de kendisinden faturaya konu bir mal ve hizmet almamış olması sebebiyle faturayı iade ettiğini, kayıtlarına almadığını, anılan hususun müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacının kaynağını açıklamaksızın bir fatura alacağı taleple hukukî işlem başlattığını, müvekkilinin davacıyla arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, davacıdan faturaya konu bir mal/hizmet satın alınmadığını, bu itibarla faturanın hangi mutabakat ve dayanakla keşide edilip müvekkiline gönderildiğini, davanın hangi hukukî mesnet altında açıldığını anlamanın mümkün olmadığını, davanın genişletilmesi ve yeni beyan-belge sunumuna muvafakatlarının bulunmadığını, dava dilekçesinin davacıya açıklattırılmasının akabinde fazlaya ilişkin talep, beyan ve delil sunma hakları mahfuz olmak kaydıyla; müvekkilinin tahmini, davanın evvelce satın almış olduğu araçlarla ilgili, bir önceki araç sahiplerinin branda siparişi üzerine, istisna adedinden kaynaklı olabileceğini, bu durumda da davanın ilgili ve asıl borçlu firmalara ihbarı gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız davanın külliyen reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekillere delillerini bildirmişler, takibe konu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklının … Şti, borçlunun … AŞ olduğu, cari hesap alacağından kaynaklı 8.539,60 Tl nin faiz, masraf ve vekalet ücretinin tahsili için yapılan ilamsız takipte borçlu tarafından takibe ve ferilere itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptaline dair davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacının cari hesap alacağının tahsili yönünden yaptığı icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi sebebiyle itirazın iptali yönünden açılan davada davacının davalıdan takibe konu cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, davalının takibe itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu görülmüş, sunulan deliller, fatura ve irsaliyeler, tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri incelenip davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla takibe konu fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, varsa asıl alacak ve ferileri yönünden tespit edilip hesaplama yapılması için dosyanın konusunda uzman resen seçilen mali müşavir …’e tevdi edilmiş olup bu bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonrasında 20/03/2014 havale tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete ait 2011 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, davaya konu edilen cari hesap muhteviyatı faturaların kayıtlı olduğu, incelemede ibraz edilen cari hesap ekstresine göre ticari ilişkinin 2012 yılında da devam ettiği, takip tarihi itibarıyla davacı yanın kedi ticari defter kayıtlarına nazaran davalı yandan 8.493,89 TL alacaklı olduğu, davalı şirkete ait 2011 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defterinin yılsonu kapanış tasdikinin yasal süresinde olduğu ancak, envanter defterinin yılsonu kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, davaya konu edilen cari hesap muhteviyatı faturaların kayıtlı olduğu, ticari ilişkinin 2012 yılında da devam ettiği, takip tarihi itibarıyla davalı yanın kedi ticari defter kayıtlarına nazaran davacı yana herhangi borcunun bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının, davalı yan tarafından davacı yana keşide edilen 30.12.2011 tarih, … numaralı, KDV dahil 8.493,87 TL tutarındaki ve açıklaması “… numaralı faturaların iadesi, hizmet satın alınmamıştır, böyle bir sipariş mevcut değildir” olarak belirlenen faturanın davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, dava dosyası içerisinde, gerek davacı yanın dava konusu ettiği faturalar muhteviyatı ürünleri davalıya fiilen teslim ettiğini, gerek ise davalı yanın, davacı yana anılan faturalara konu siparişinin olmadığı açıklaması ile düzenlediği iade faturasını davacı yana teslim ettiğini gösterir herhangi bir belgeye rastlanmadığından, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 25/11/2014 tarih, … esas ve … karar sayılı karar ile davacı vekiline dava konusu faturalara konu hizmetin davalıya verildiği yönünde davalı tarafa yemin teklifinde bulunma hakkı hatırlatılmış olup, davacı vekili buna yönelik beyan dilekçesini dosyaya sunarak tanık delillerine dayandıklarını, bunun dışında davalıya hizmet verdiklerini bildirerek yemin teklifinde bulunduklarına dair herhangi bir bildirimde bulunmadığı görülmüş, davanın mahiyeti gereği davacı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verildikten sonra davacı vekili yapılan hizmet konusunda davalıya yemin teklif etmediklerini ifade etmiş olup, dava konusu hizmetin yapıldığı davacı tarafça ispatlanamadığından davacının davasının reddine karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 16/10/2015 tarih, 2015/1251 esas ve 2015/5084 karar sayılı ilamı ile ” Mahkemece öncelikle davacının tanıklarının dinlenerek teslimin kanıtlanıp kanıtlanmadığının değerlendirilmesi, kanıtlanmadığı kabul edilirse yemin deliline başvurulması gerekirken, davanın mahiyeti gerekçe gösterilerek, tanık dinletme talebinin reddedilip davacıya yemin teklif hakkının hatırlatılması ve davanın yemine göre sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş teslim konusunda davacının tanıklarını dinlemek, tanık beyanları ile teslimin kanıtlanamaması halinde davacıya yemin teklif hakkını hatırlatmak ve sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Teslim konusunda davacı tanıkları dinlenmeden yemin deliline başvurularak yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamıştır” denilerek bozulmakla, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedildikten sonra bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Uyulan bozma ilamı kapsamında davacı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı vekili 13/12/2016 teslim tarihli yazılı beyanı ile vekil edenin davalıya brandalar üzerine logo çalışması yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve verilen siparişin onaylandığının mailler ile sabit olduğunu, vekil edenin logo hizmeti karşılığında ücrete hak kazandığını, brandalara logo çalışması işlenerek hizmet verilen ürünlerin vekil eden şirket tarafından OTOKAR firmasına teslim edildiğini ve bu firma tarafından da davalıya teslim edildiğini, davalının olur vermesinden sonra brandalar üzerine vekil edenin yaptığı logo çalışması ile davalının logosunun basıldığını, sunulan fotoğraflarla da bu durumun kanıtlandığını beyan etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davanın REDDİNE” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/2468 E, 2018/1855 K sayılı 09.05.2018 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “mahkemece bozma ilâmı doğrultusunda tanıklar dinlenmiş, ne var ki davacı teslim olgusunu kanıtlayamamıştır. Ancak bozma ilâmında açıkça teslimin tanık beyanları ile kanıtlanamaması halinde yemin hakkının hatırlatılmasına vurgu yapılmasına rağmen yemin hakkı hatırlatılmadan davanın karara bağlandığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere, mahkemece bozma ilâmına uyulduğuna göre bozma ilâmında belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulî kazanılmış hak oluşturduğundan, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmamıştır” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının yemin teklifi davalıya tebliğ edildiği halde davalı şirket temsilcisi mahkememize gelmemiş ve bu nedenle yemin etmekten kaçındığı anlaşılmıştır.
Dava cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalıya logo çalışması yaptığını ve ücrete hak kazandığını beyan etmiş davalı ise hizmet almadığını beyan etmiştir.
Yargıtay bozma ilamı teslim konusunda davacı tanıklarının dinlenmesi yönünde olup, Mahkememizce de bu kapsamda tanık dinlenmiştir. Dinlenen davacı tanıkları, davacı tarafından davalıya dava konusu hizmetin verildiğine dair tereddütten uzak beyanda bulunmuş değillerdir. Somut durumda davacı, takibe konu alacağa dayanak hizmetin verildiğini ispat edebilmiş değildir. Davacı vekili yazılı beyanı ile hizmet verilen ürünlerin kendileri tarafından dava dışı firmaya verildiğini ve dava dışı firma tarafından da davalıya teslim edildiğini iddia etmiş, ürünleri teslim ettiğine dair davalıya yemin teklifinde bulunmuş olup, davalı şirket temsiylcisi yemin teklifinin kendisine tebliğ edilmesine rağmen maazereti olmaksızın duruşmaya gelmediğinden yeminden kaçınmış sayılarak ispat edimi karşılanmıştır. Taraflar arasında, bozma ilamı kapsamında ve bu doğrultuda yapılan tahkikat sonrası, takip konusu alacağı doğuran akdi ilişki nedeni ile hizmetin ifa edilmediği iddiası davalı tarafından yeminden kaçınılmış olmakla ispat edildiğinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında mahkememizce bozma ilâmı doğrultusunda tanıklar dinlenmiş, ne var ki davacı teslim olgusunu kanıtlayamamıştır. Ancak bozma ilâmında açıkça teslimin tanık beyanları ile kanıtlanamaması halinde yemin hakkının hatırlatılmasına vurgu yapılmasına rağmen yemin hakkı hatırlatılmadan davanın karara bağlandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalıya TY 21 göre tebligat yapılarak yemin hakkı hatırlatılmasının ne kadar hukuki olduğu tartışılır ise de mahkememizce bozma ilâmına uyulduğuna göre bozma ilâmında belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulî kazanılmış hak oluşturduğundan, yeminden kaçınan davalı aleyhine hüküm kurmak gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2013/6036 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.539,60- Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi ile faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
%20 icra inkar tazminatı tutarı alacak likit olmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu asıl davanın Kısmen Kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.539,60-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi ile faiz uygulanmasına,
%20 icra inkar tazminatı tutarı alacak likit olmadığından reddine,
2- Karar ve ilam harcı 583,34-TL nin peşin alınan 75,10-TL den düşümü ile kalan 508,24-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 103,15-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 910,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim