Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/716 E. 2019/352 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/716 Esas
KARAR NO : 2019/352 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 01.08.2018 tarihli dilekçesinde özetle; “Maliki …, sürücüsü … ve sigortacısı … Sigorta A.Ş. olan … plaka sayılı aracın 27.07.2014 tarihinde… Gişelerinde karıştığı kaza sonucunda, … sistem ve donanımlarında hasar oluşmuş olup hasarın giderilmesi için müvekkili kuruluş tarafından 5.268,70-TL harcanmak zorunda kalındığını, bu zararın giderilmesi için araç maliki/işleteni …, sürücü … ve aracın sigortacısı … Sigorta şirketine başvurulmuş ise de tahsilat sağlanamadığını, bu nedenle araç maliki …, sürücü … ve aracın sigortacısı … Sigorta şirketi aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili icra takibine davalılar tarafından itirazda bulunulduğunu ve takibin durduğunu beyan etmiş, sonuç olarak; davalılar taralından …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden açılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin vermiş olduğu davaya cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu olan kaza 27.07.2014 tarihinde gerçekleşmiş olup, huzurdaki dava ise 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 01.08.2018 tarihinde ikame edildiğini, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini, Sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın oluşmasında tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını beyan etmiş, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, kusur oranlarının ve değer kaybının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … verdiği 28.08.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 2014 yılında meydana gelen kazanın olduğu döneminde aracının … sigorta tarafından sigortalı olduğunu, sigorta şirketine kazayı bildirdiğini, sigorta şirketinin zararını ve karşı tarafın zararını karşılamakla yükümlü olduğunu, kazanın 2014 yılında meydana geldiğinden zaman aşımına uğradığını beyan etmiş sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini
Davalılardan …’a usulüne uygun tebligat yapıldığı, …’ın süresinde davaya cevap vermediği, 09.04.2019 tarihli duruşmadaki beyanında, dava konusu kazaya karışan aracın kendi üzerine kayıtlı olduğunu, kazayı yapan …’ın kardeşi olduğunu, aracın sigortası olduğunu, zararı sigortanın karşılaması gerektiğini, kazanın 2014 yılında meydana geldiğini, bu nedenle zamanaşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın davacı yanın, davalı tarafından hasarlanan aracın hasar bedelinin tahsili için yaptığı takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 5.268,70-TL asıl alacağa % 9 yasal faizi tutarı 1.574,55-TL ile birlikte toplam 6.843,25-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin … Sigortaya 31.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu … Sigorta da süresi içersinde 31.01.2018 tarihinde, diğer borçlulara ödeme emrinin 31.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içersinde 05.02.2018 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada …’a ait aracın sürücüsü … ve sigortacısı … Sigorta A.Ş. olan … plaka sayılı aracın 27.07.2014 tarihinde … Köprüsü … Gişelerinde karıştığı kaza sonucunda, … sistem ve donanımlarında hasar verir şekilde kazaya karıştığı anlaşılmaktadır.
Davacının hasarın giderilmesi için 5.268,70-TL harcanmak zorunda kalındığını, bu zararın giderilmesi için araç maliki/işleteni …, sürücü … ve aracın sigortacısı … Sigorta şirketine başvurulmuş ise de tahsilat sağlanamadığı için icra takibi yapıldığını. Davalıların haksız itiraz ettiğinden itirazın iptali için bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Davamıza konu tüm dosya kapsamına göre; zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında hasar gören … sistem ve donanımlarında hasarın giderilmesi için davacı kuruluş tarafından 5.268,70-TL harcanmak zorunda kalındığını, tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 133.maddesine göre; “1 – Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde, 2 – Alacaklıdava veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde” zamanaşımı süresinin kesileceği öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/IV. maddesine göre, motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar. Yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere rücu hakkı, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiği tarihte doğmakta olup zamanaşımı da bu tarihte işlemeye başlayacaktır.
Somut olayda; 27.07.2014 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı tarafından tamirat için 5.268,70-TL harcanmak zorunda kalınmış olup bu tazminatın tahsili için 26.01.2018 tarihinde icra takibi başlatılmıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken, icra takibi ile kesilmiş olan KTK 109.maddesinde belirlenen zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başlamış olduğu ve herhangi bir zamanaşımı süresinin durması durumunun söz konusu olmadığıdır. Buna göre; davacı tarafından başlatılan icra takibi ile yeniden başlamış ve işlemekte olan zamanaşımı olan 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından zanaşımı süresi dolmuştur. O halde, davalının zamanaşımı defi yerinde bulunarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın zamanaşımından Reddine,
2- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 82,65-TL den düşümü ile kalan 38,25-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı …Ş. kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 1.362,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı asillerin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/04/2019…

Katip …

Hakim …