Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/697 E. 2020/509 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/697
KARAR NO : 2020/509

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı arasında 14.12.2015 tarihinde … sabit beton santrali üretimi konusunda sözleşme yapıldığını, müvekkili tarafından davalı tarafa, 21.01.2016 tarihinde 67.955 Euro karşılığı 225.000,00TL havale, 28.10.2016 tarihli 14.780 Euro karşılığı 50.000,00TL bedelli çek, 25.11.2016 tarihli 13.748 Euro karşılığı 50.000,00TL bedelli çek verildiğini, toplam 96.483 Euro ödeme yapıldığını ancak davalı tarafça sözleşme konusu beton santralinin üretilip müvekkiline teslim edilmediğini, davalı taraf ile yapılan görüşmelerde sonuç alınamadığını, bir süre sonra davalı tarafta muhatap bulunamadığını, bu olaylar üzerine yatırımın faydası kalmadığı için yatırımın iptal edildiğini, davalı tarafa konuyu içeren Beyoğlu … Noterliğinin 16.03.2016 gün ve …yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, aralarındaki sözleşmenin feshi ile ödenen paranın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 günün sonunda ödenmesi, aksi halde 3 günün sonundan itibaren Euro üzerinden Euro faizinin de isteneceğinin ihtar edildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı taraf aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine işbu davanın ikame edildiğini açıklanan nedenlerle davalarının kabulünü, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamını, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetini, 96.483,00 Euro alacağın noter ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 21.03.2018’den sonraki 3 günün sonu olan 25.03.2018 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar belirtilen faiz oranı üzerinden tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacağın temelini oluşturan sözleşmenin ihtilafların halli başlıklı 9.1 maddesinde hakem koşulunun bulunduğunu, işbu suretle ön inceleme safhasında davanın hakemde görülmek üzere HMK 413/1 ve 116. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafça, sözleşmeye konu santralin bedeli ödendiği halde müvekkili tarafından imalatının yapılmadığını ve kendilerine teslim edilmediği iddiasının doğru olmadığını, sözleşmenin 4.maddesinde belirtildiği üzere davacı tarafça müvekkiline sözleşme bedelinin tamamının nakit ve firma çekleri olmak üzere sevkiyattan önce verilmesi gerekirken bu edimin yerine getirilmediğini, davacı tarafça müvekkili şirkete sadece 20.01.2016 tarihinde 225.000,00TL ödeme yapıldığını ve başka ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin Euro hesabına Euro cinsinden ödenen bir paranın söz konusu olmadığını, dilekçe ekinde sunulan … referans numaralı teklifte belirtildiği üzere sözleşmeye konu beton santralinin teslim yerinin müvekkili şirketin Ankara fabrikası olduğunu, sözleşmeye konu beton santralinin üretilip davacı tarafa teslim edilmediği iddiasının doğru olmadığını, söz konusu santralin üretilmiş ve fabrikada hazır olduğu halde davacı tarafça teslim alınmadığını, sözleşmeyi müteakip, santralin kurulacağı sahaya yapılan ziyaretler sonucu genel yerleşim ve temel projelerin tamamlandığını, statik hesapların yapılması için davacı tarafın kendi ayarladıkları firmaya (… İNŞAAT) Temel ve Ankraj projelerinin 25.12.2015 tarihinde gönderildiğini, saha seçimi konusunda kararsız kalmalarından dolayı 26.02.2016 tarihinde başka bir yerleşim yaptırıldığını ve davacı firma yetkilisi (dava dışı) …’a mail atıldığını, ortaklar arasında yer konusunda kararsız kalınınca müvekkili Şirket Genel Müdürü …’dan yardım istemek durumunda kalındığını ve başka bir yerin uygunluğu için 22.03.2016 tarihinde yer ziyareti yapıldığını ve yerle ilgili resimler çekilip, projelendirilmesi için fabrikaya gönderildiğini, son bakılan yere göre tekrar saha yerleşimi yapıldığı ve 23.03.2016 tarihinde davacı şirket yetkilisi (dava dışı) …’a mail ortamında gönderildiğini, tesisin kurulmasına karar verildiğini ve anlaşmaya vardıkları alt yapı müteahhit firması sahibi … dikkatine alt yapı ve temel inşaat işleri için 18.05.2016 tarihinde Alt Yapı Uygulama Projesinin mail olarak gönderildiğini, davacı tarafın sözleşmeye konu santrali teslim alabilmesi için öncelikle kendilerince tesisin kurulacağı yerin belirlenmesini, genel yerleşim ve temel projelerinin tamamlanmasını, statik hesaplarının yapılması ve tüm altyapı çalışmalarının bitirilmesi gerekmekte olduğunu, bu altyapının yapılmadan söz konusu beton santralinin teslim alınması ve faaliyete geçirilmesinin söz konusu olmayacağını, davacı taraf üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, müvekkil şirkete sözleşme şartları uyarınca yapması gereken ödemeleri yapmadığını ve müvekkilini mağduriyetine uğrattığını, taraflarına gecikme ile ilgili hiçbir şekilde yazılı veya sözlü olarak, resmi veya gayri resmi hiçbir bildirimde bulunulmadığını, sözleşmeye aykırı hareket ederek edimlerini yerine getirmeyen tarafın davacı olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafın takip konusu alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesi gerektiğini ve tüm yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin tahsili talepli takipte takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 28/03/2019 tarihli celsesi 5 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 08/10/2019 tarihli raporunda özetle;
”DEĞERLENDİRMELER
MALİ BİLİRKİŞİ İNCELEME ve DEĞERLENDİRMELERİ

Davacı Tarafın Ticari Defterlerine İlişkin Usul İncelemesi ve Tespitler
Sayın Mahkemenin 28.03.2019 tarihli ara kararı doğrultusunda, davacı tarafın ihtilaf dönemine ilişkin (2016 yılı) kanunen geçerli resmi defterleri ile dava konusu olayla ilgili bilgi ve belgeleri Sayın Mahkemeniz kalemi huzurunda tarafıma ibraz edilmiştir. Davacı şirket tarafından ibraz edilen defter bilgileri üzerinde gerekli incelemeler yapılarak Açılış ve Kapanış Tasdikleri ile Usul Hükümlerine ilişkin tespitlerim aşağıdaki şekilde tarafınıza sunulmaktadır; E-Defter uygulamasında Açılış ve Kapanış Onaylan aşağıdaki sürelerde yapılmalıdır; Açılış Onayı: 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunmaktadır. Kapanış Onayı:1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin son ayının beratının alınması kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunmaktadır.
Dosva kapsamındaki deliller ve Davacı tarafa ait Ticari Defterler üzerinde yapmış olduğum incelemeler neticesinde; Davacı Şirket Ticari Defterlerinin TTK. 64. Madde ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca yasal ve usulüne uygun tutulup işlendiği, – 2016 Yılı Ticari Defterlerine ait E-Defter Beratlarının TTK 64. Md. ve 213 sayılı VUK. Kanununun 220. Md. gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, – Yukarıdaki tespitler doğrultusunda; Davacı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu mütalaa olunmakla birlikte takdir ve değerlendirme Yüce Mahkemenize arz edilmiştir.(E-defter beratı görüntüleri rapor ekinde tarafınıza sunulmaktadır.)
Sayın Mahkemenin 28.03.2019 tarihli ara kararı doğrultusunda, davalı tarafın ihtilaf dönemine ilişkin (2016 Yılı) kanunen geçerli resmi defterleri ile dava konusu olayla ilgili bilgi ve belgeleri Sayın Mahkemeniz kalemi huzurunda tarafıma ibraz edilmiştir. Davacı şirket tarafından ibraz edilen defter bilgileri üzerinde gerekli incelemeler yapılarak Açılış ve Kapanış Tasdikleri ile Usul Hükümlerine ilişkin tespitlerim aşağıdaki şekilde tarafınıza sunulmaktadır;
Dosya kapsamındaki deliller ve Davalı tarafa ait Ticari Defterler üzerinde yapmış olduğum incelemeler neticesinde; Davalı Şirket Ticari Defterlerinin TTK. 64. Madde ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca yasal ve usulüne uygun tutulup işlendiği, – 2016 yılı Ticari Defterlerinin TTK 64. Md. ve 213 sayılı VUK. Kanununun 220. Md. gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, – Yukarıdaki tespitler doğrultusunda; Davalı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu mütalaa olunmakla birlikte takdir ve değerlendirme Yüce Mahkemenize ar; edilmiştir. (Defter noter tasdik görüntüleri rapor ekinde tarafınıza sunulmaktadır.
Dava Konusuna İlişkin İnceleme ve Değerlendirmeler
Dava konusuna ilişkin inceleme, tespit ve görüşlerim aşağıda detaylı olarak tarafınıza sunulmaktadır;
İnceleme 1 – Sözleşme İçeriği:
Yapmış olduğum incelemeler neticesinde Davacı ve Davalı taraflarca ticari nitelikteki iş ilişkisinin “…Beton Santrali konu başlıklı Sözleşme” ile 14.12.2015 tarihinde yazılı olarak kayıt altına alındığı ve ticari faaliyetin hayata geçirildiği görülmüştür.
İşbu mezkûr sözleşme ve anlaşma metinlerinin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kanuni sekil şartlarını haiz olduğu görülmüştür.
Sözleşmenin taraflar başlığında, davacı tarafın Alıcı, davalı tarafın ise Satıcı olarak belirlendiği görülmüştür.
İşbu Sözleşme konusunun; “14.12.2015 tarih … referans numaralı teklifimizde belirtilen … Sabit Beton Santrali” şeklinde olduğu görülmüştür.
Sözleşmenin satış bedeli başlıklı 3.maddesinde söz konusu beton santralinin satış bedelinin 195.000,00 Euro (kdv hariç) olarak belirlendiği görülmüştür.
Sözleşmenin ödeme koşulları başlıklı 4.maddesinde;satış bedelinin 65.000 Euro’sunun peşin, geri kalan kısmın ise aşağıda detayları belirtilen şirket çekleri ile ödeneceğinin belirlendiği görülmüştür.
-Şubat 2016 tarihinde 90.000TL
-Mart 2016 tarihinde 90.000TL
-Nisan 2016 tarihinde 90.000TL
-Mayıs 2016 tarihinde 90.000TL
-Haziran 2016 tarihinde 90.000TL
-Temmuz 2016 tarihinde 86.575TL
Söz konusu çeklerin “sevkiyattan önce verilecektir” ibaresinin mevcut olduğu görülmüştür.
Sözleşmenin teslim süresi başlıklı 6.maddesinde; “Ocak 2016 sonuna kadar İmalat tamamlanmış olacaktır” ibaresinin mevcut olduğu görülmüştür.
İnceleme 2 – Beton Santrali Teklifi ve Proforma Fatura İçeriği:
>Davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2.maddesinde izahat geçilen “14.12.2015 tarih … referans numaralı teklif” metni tarafımca incelenmiş olup;
-10. sayfasındaki ticari şartlar başlığı altında; satış bedelinin 195.000 Euro olarak belirtildiği ve bunun sözleşme ile mutabık olduğu, ilgili tutarın Ankara-Fabrika teslim fiyatı olduğu, imalatın Ocak 2016 sonuna kadar tamamlanarak, alıcının talep ettiği tarihte (2016 nisan ayına kadar) aynı hafta içerisinde sevk edileceği ibaresinin mevcut olduğu görülmüştür. İlgili teklif formu incelendiğinde davacı tarafın herhangi bir onay ve imzasının mevcut olmadığı görülmüştür. Ancak davacı tarafın teklif metni üzerinde belirtilen referans numaralı aynısı/benzeri bir teklif metnini görerek-teyit ederek, bu suretle sözleşmeyi imza altına aldığı sözleşmenin 2.maddesinde belirtilmiştir. Davacı tarafın, teklif formu üzerinde imzaları olmaması sebebiyle sıhhati konusunda çekincelerini belirttiği görülmüş olup, bu suretle mevcut ise sözleşmeyi imza etmeden önce onay vermiş olduğu teklif formunu Yüce Mahkemenize sunarak iddialarını ispatlar nitelikteki farkları ortaya koyması gerektiği kanaatine ulaşılarak nihai değerlendirme ve takdir Yüce Mahkemenize arz edilmektedir.
>Davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu,15.12.2015 tarih … referans numaralı proforma fatura tarafımca incelenmiş olup;
-Öncelikle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin referans numarası ile proforma fatura referans numaralarının birbirleri ile uyumlu olmadığı, ilgili proforma faturaya karşılık davacı tarafın herhangi bir onay imza ve bilgisinin mevcut olmadığı tespit edilmiş olup, dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler doğrultusunda davacı tarafa nasıl ulaştırıldığına ilişkin herhangi bir kanaate varılamamıştır. Bu suretle ilgili proforma faturanın herhangi bir zamanda düzenlenebileceği tespitine ulaşılarak, davalı lehine/aleyhine delil niteliği taşıyıp taşımadığı konusu Yüce Mahkemeniz takdirine arz edilmektedir.

İnceleme 3 – Sözleşme Teklif Formu ve Proforma Fatura İçeriklerinin Karşılaştırması:
>Taraflar arasında akdedilen Sözleşme ile davalı tarafın sunmuş olduğu Teklif Formu ve Proforma Fatura içeriğindeki “teslim yeri ve zamanı ile ödeme şekli” konuları karşılıklı olarak incelenmiş olup;
-Sözleşmede, 2016 ocak ayı sonuna kadar santral imalatının tamamlanacağının belirtildiği ancak teslimatın nerede ve ne şekilde yapılacağına İlişkin bilginin mevcut olmadığı, satış bedelinin 65.000 Euro’sunun peşin geri kalan bedelin ise 6 adet sıralı çekler ile yapılacağının belirtildiği, (detayları sözleşmede yazılı)
-Teklif metninde, 2016 ocak ayı sonuna kadar santral imalatının tamamlanacağının belirtildiği, alıcının talep ettiği tarihte (2016 nisan ayına kadar) aynı hafta içinde sevk edilecek bilgisinin mevcut olduğu, ödemenin sözleşmede belirtildiğinin yazılı olduğu,
-Proforma faturada ise belirlenen tutara karşılık teslim yerinin Ankara fabrika şeklinde belirtildiği, ödemenin %50 siparişte, %50 fabrika sevkiyatında peşin olarak ödeneceğinin belirtildiği, teslimatın ise siparişin alınmasını müteakip yaklaşık olarak ödeneceğinin belirtildiği,
…görülmüş olup, bu suretle 3 farklı metin arasında kurgusal olarak uyuşmazlıkların mevcut olduğu tespit edilerek hukuki değerlendirme ve takdir Yüce Mahkemenize arz edilmektedir.
İnceleme 4 – Cari Hesap (Cari İşlem Akışı) İlişkisi:
>Yapılan anlaşma doğrultusunda davacı tarafından toplamda 225.000,00TL’nin davalı hesabına aktarıldığı, bu hususta taraflar arasında herhangi bir husumetin olmadığı görülmüştür. Keza Sayın Mahkemenizce YKB yazılan müzekkere doğrultusunda bankanın cevap dilekçesi ekinde bu hususun teyit edildiği görülmüştür.
>Davanın konusunu oluşturan ödeme/tahsilata ilişkin tarafların sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan işlemler, kendi defter ve belgeleri ile karşılıklı olarak incelenmiştir.
>Davacı tarafın dava dilekçesinde beyan etmiş olduğu 225.000TL peşin ödeme ile 50.000TL’lik iki farklı vadeli çek ödemesi (toplam:100.000TL) defter kayıtlarından kontrol edilmiş olup, 225.000 TL’lik işlemin 21.01.2016 tarih … nolu yevmiye kaydı ile kayıtlarına alındığı tespit edilmiştir.
>Ancak davacı tarafın ödediğini iddia ettiği 28.10.2016 tarihli … nolu 14.780 Euro karşılığı 50.000TL bedelli çek ile, 28.11.2016 tarihli 8973681 nolu 13.748 Euro karşılığı 50.000 TL bedelli çeke ait herhangi bir yevmiye kaydına rastlanılmamıştır. Davacı vekili ile telefon ve mail yoluyla yapılan görüşmede 2 çekin davacı şirketin ilişkili olduğu dava dışı …A.Ş. tarafından davalıya verildiği öğrenilmiştir. Davacı taraf vekilince 26.08.2019 tarihinde tarafıma gönderilen aşağıdaki mailde de konu açıkça ifade edilmektedir. Diğer ilgili bilgi ve belgeler rapor ekinde tarafınıza arz edilmektedir.
>TTK 124 ve 125. maddelerinde ticaret şirketleri ve hukuki yapısı tari, ticaret şirketlerinin tüzel kişiliğe haiz oldukları ifade edilmektedir, şirketin başka bir şirketin borcunu ve alacağını üstlenebilmesi için temlik yapılması gerektiği ayrıca bu hususun ispatlanabilir nitelikte olması gerektiği aşikardır. Ancak dava dışı şirket eliyle yapılan ödemeler sebebiyle bu şirketin dava tarafı olarak gösterilmediği tespit edilmiştir. İşbu incelemeler neticesinde davacı tarafın 31.12.2016 tarihi sonu itibariyle (Kaydi Olarak) Davalı taraftan 225.000,00TL Alacaklı olduğu, dava konusu alacak talebinin ise Euro karşılığı olarak gösterildiği tespit edilmiş, ödemenin TL yapılması sebebiyle alacağın hangi döviz cinsinde olması gerektiği hususunun Sayın Mahkemeniz takdirinde olabileceği kanaatine varılarak nihai değerlendirme ve takdir Yüce Mahkemenize arz edilmektedir. (Cari hesap ekstresi ile defter kayıtları ekte tarafınıza sunulmaktadır.)
Davacı tarafından peşin ödeme kapsamında gönderilen 225.000TL’lik ödeme (tahsilat), davalı şirket ticari defterlerinde kontrol edilmiş olup, işlemin 31.01.2016 tarih …nolu yevmiye kaydı ile kayıtlarına alındığı tespit edilmiştir, (tahsilata ilişkin yevmiye defteri kaydı görüntüsü aşağıdaki gibidir)
İşbu incelemeler neticesinde davalı tarafın 31.12.2016 tarihi sonu itibariyle (Kaydi Olarak) davalı tarafa 225.000.00TL borçlu olduğu tespit edilmiş olup, nihai değerlendirme ve takdir Yüce Mahkemenize arz edilmektedir. (Cari hesap ekstresi ile defter kayıtları ekte tarafınıza sunulmaktadır.)
İnceleme 5 – Mamül – Hizmet Teslimi ile Sözleşme Fesih Süreci:
>Dava dilekçesinde davacının sözleşme ile anlaşma sağlanan beton santralinin kendilerine teslim edilmediğini beyan ettiği görülmektedir. Davalı tarafın ise cevaba cevap dilekçesi eklerinde beton santralinin hazır olduğunu ve teslim yeri olarak belirledikleri Ankara Fabrikalarında hazır durumda olduğunu beyan ettiği görülmüştür. Ayrıca sözleşmeye müteakip santralin kurulacağı sahaya yapılan ziyaretler sonucu genel yerleşim ve temel projelerin tamamlandığı, statik hesapların yapılması için davacı tarafın ayarlamış olduğu dava dışı…inşaat şirketine temel ve ankraj projelerinin 25.12.2015 tarihinde gönderildiği beyan edilmiştir. 26.02.2016 tarihinde davalı tarafça dava dışı … isimli şahsa yerleşim planlarına ilişkin mail ortamında bilgi verildiği, 23.03.2016 tarihinde ise tekrar yerleşim planına ilişkin mail gönderildiği görülmüştür. Ayrıca (davalının iddiası üzerine) davacının anlaşmaya vardığı müteahhit firması sahibi dava dışı … isimli şahsa alt yapı uygulama projesinin mail ortamında iletildiği görülmüştür, (kontroller dava dosyasına vaki belgelerden sağlanmıştır)
>Davalının şirketin yetkilisi olduğunu beyan ettiği dava dışı …’ın ticaret sicil kayıtlarında yetkili olarak gözükmediği, ortakların soy ismi ile aynı soy ismine sahip olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından beton santralinin üretilerek kendilerine teslim edilmediği iddiası doğrultusunda Beyoğlu …Noterliği vasıtasıyla 16.03.2018 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, iş bu ihtarname ile sözleşmenin feshi ve ödenen paranın geriye iadesinin talep edildiği görülmüştür. Davalı tarafça işbu ihtara yazılı olarak herhangi bir cevap verilmediği -dava dosyasında mevcut olmadığı- tespit edilmiş olup, sözleşme fesih sürecinin Sayın Teknik Bilirkişi incelemesi ile Sayın Hukukçu Bilirkişinin görüşüne izahat duyduğu görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.
>Sözleşme şartları incelendiğinde davacının peşin ödemesi gereken işlemi gerçekleştirdiği (225.000TL), geriye kalan bakiyeye ilişkin ödemenin sıralı çekler ile sevkıyattan önce teslim edileceğinin belirlendiği ancak davalının dava dosyasına sunmuş olduğu bilgi ve belgelerde söz konusu beton santralini hazır hale getirdiğine ilişkin herhangi bir bildirimin mevcut olmadığı, ayrıca hazır hale getirdi ise bu suretle kalan ödemeyi talep ettiğine dair herhangi bir bildirimin dava dosyasına sunulmadığı tespit edilmiştir. Davalının, cevap dilekçesi ekinde belirtilen davacı tarafa yapılan bildirimlerinin, ifa sorumluluğunu yerine getirdiğini gösteremeyeceği, beton santralini sözleşmede belirtilmiş olan Ocak 2016 tarihi sonuna kadar tamamladığını ispatlaması gerektiği görüş ve kanaatine varılarak nihai değerlendirme ve takdir Yüce Mahkemenize arz edilmektedir.
>Davalı tarafından tamamlandığı iddia edilen ilgili santralin mevcut oiup olmadığı, fabrika bünyesinde mevcut olan santralin davacı tarafından verilen sipariş ile birebir uygunluğu, tamamlanmadı İse tamamlanan kısmın bedelinin belirlenmesi faaliyetleri, bilgi alanım dışı olması sebebiyle Sayın Teknik Bilirkişinin görüşüne arz edilmektedir.
TEKNİK BİLİRKİŞİ İNCELEME ve DEĞERLENDİRMELERİ
>Davacı …Ltd. Ştİ. (ALICI) ile davalı … Ltd.Ştİ (SATICI) … sabit beton santrali satışı konusunda anlaşma sağlanmış olup, dava konusu olaya ilişkin tarihler aşağıda olduğu gibidir.
-Sözleşme tarihi: 14.12.2015
-İmalatın tamamlanması gerekli tarih: Ocak 2016 sonu
-Teslimat tarihi: Alıcının talebine göre Nisan 2016 ayına kadar
-Sözleşmeye göre peşinatın verilmesi
-Gereken tarih: 14.12.2015
-Peşinatın ödenme tarihi: 21.01.2016
-İhtarname tarihi: 16.03.2018
-Bilirkişi yerinde inceleme tarihi: 15.09.2019

Alıcı tarafından 28.10.2016 ve 28.11.2016 tarihlerinde ödemeler yapıldığı, Satıcı tarafından ise 25.12.2015, 26.02.2016, 23.03.2016 ve 18.05.2016 tarihlerinde dava dışı kişi/şirkete mail ortamında temel ve ankraj projeleri ya da yerleşim planlarının gönderildiği iddia edilmektedir. Dolayısıyla peşinatın ödenme (21.01.2016) tarihi ile ihtarname (16.03.2018) tarihleri arasında bahse konu iddia edilen hususlar haricinde tarafların karşılıklı olarak resmi/gayri resmi yazılı iletişim halinde bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sözleşmeye göre teslimat fabrikada yapılacak olup, verilecek projelere göre saha betonlarının dökülmesi ve vinç temini Alıcıya, yerinde montaj ise Satıcıya aittir.
Teknik bilirkişi olarak görevlendirilen İnş. Yük. Müh…. yetkilendirilmede belirtildiği üzere her iki tarafa da bilgi vermek ve katılımlarını sağlamak istemiş, 14.09.2019 tarihinde Ankara’ya gitmiş, 15.09.2019 tarihinde … Santrali Fabrikasına saat 10.30’da varmıştır. Taraftardan … fabrika yetkililerinden Yönt. Krl. Bşk. …, imalat Müdürü …, Proje Md. … ve şirket Ortağı Mak. Müh…. ile …Tic.Ltd.Şti. yetkilisi olarak Şirket Avukatı …tn yetkilendirdiği Av…katılmışlardır. Toplantıda önce evraklar incelenmiş, safahat projeler ve 14.12.2015 tarihli sözleşme gözden geçirilmiş ve taraflar notlarını almışlardır. Yapılan incelemede; dava konusu santralin imalatının tamamlanmış olduğu görülmüştür. İmalatı tamamlanan santrala ait fotoğraflar EK-A’da sunulmuştur.
Ayrıca, Satıcı tarafından mail ortamında gönderilen aplikasyon ve ankraj projeleri ile Beylikdüzü’ndeki ara2İnİn resimleri incelenmiş, imal edilen santralin bahse konu araziye uygun olarak yapıldığı tespit edilmiştir.
Sabit beton santralleri kapasitesine göre; 1 m3 (60 m3/saat), 2 m3 (100 m3/saat), 3 m3 (120 m3/saat), 4 m3 (160 m3/saat), 5 m3 (200 m3/saat) olarak adlandırılmaktadır. Piyasada genellikle 2m3ve3 m3 ‘lük sabit beton santralleri bulunmaktadır. Dava konusu santralin 4 m3 (160 m3/saat) kapasiteli olması nedeniyle özel olarak üretilen bir santraldir. Piyasada kolaylıkla satılabilecek ya da bulunabilecek bir santral değildir.
Bahse konu beton santralinin imalat tarihi tam olarak bilinmemektedir, Satıcı tarafından beton santralin hazır hale getirildiğine ilişkin karşı tarafa bildirmiş olduğu resmi bir yazı bulunmamaktadır, ancak dava dışı kişi/şirkete gönderilen mailler mevcuttur.
Söz konusu santralin fabrikadan teslim alınmasına yönelik olarak Alıcı tarafından sözleşmede belirtildiği üzere Nisan 2016 ayına kadar talepte bulunulmamıştır. Ayrıca, Alıcı tarafından 16.03.2018 tarihine kadar resmi bir yazı/ihtarname ya da mail yoluyla santralin durumuna ya da teslimine ilişkin bir bilgi talep edilmemiştir. Bu bağlamda; parasının bir kısmı ödenmiş olan beton santralinin durumunun yaklaşık 2 yıl boyunca öğrenilmemesi, beton santralinin teslim alınmasına yönelik hiçbir girişimde bulunulmaması ticari hayatın olağan akışına aykırıdır.
> Sonuç olarak;
-15 Eylül 2019 tarihinde… Organize Sanayi/Ankara’da…Makineye ait fabrikada yapılan incelemede santralin imalatının tamamlanmış olduğu,
-Dava konusu santralin 4 m3 (160 m3/saat) kapasiteli olması nedeniyle siparişe yönelik özel olarak üretildiği ve piyasada kolaylıkla satılabilecek ya da bulunabilecek bir santral olmadığı,
-Bahse konu beton santralinin imalat tarihinin tam olarak bilinmediği, Satıcı tarafından beton santralin hazır hale getirildiğine ilişkin karşı tarafa bildirilmiş dava dışı kişi/şirkete gönderilen mailler haricinde resmi bir yazı bulunmadığı,
-Söz konusu santralin fabrikadan teslim alınmasına yönelik olarak Alıcı tarafından sözleşmede belirtildiği üzere Nisan 2016 ayına kadar talepte bulunulmadığı,
-Alıcı tarafından, parasının bir kısmı ödenmiş olan beton santralinin durumunun yaklaşık 2 yıl boyunca öğrenilmemesinin ve beton santralinin teslim alınmasına yönelik hiçbir girişimde butunulmamasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tespit edilmiştir.
HUKUKÇU BİLİRKİŞİ İNCELEME ve DEĞERLENDİRMELERİ
Dava konusu somut olayda taraflar arasında 14.12.2015 tarihinde bir eser sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin konusu, bir beton santralinin davalı yüklenici tarafından bedel karşılığı inşa edilmesidir. Dava konusu somut olayda, davalı yüklenici, bir beton santral imal edip davacı iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Sözleşmede eserin Ocak 2016’da imal edileceği belirtilmiştir. Davacı iş sahibi, 16.03.2018 tarihinde davalı yükleniciye göndermiş olduğu bir ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, vermiş olduğu paranın iade edilmesini istediğini belirtmiştir. Buna karşılık olarak davafı yüklenici, beton santralin İmal edilmiş olduğunu ve beton santralin kendi işyeri olan Ankara Fabrikasında teslim edileceğini belirtmektedir. Teslim borcunun nerede ifa edileceğinin belirlenmesi sözleşmenin iş sahibi tarafından sona erdirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Zira ifa yerinin neresi olduğuna göre sözleşmenin sona erip ermeyeceği belirlenecektir. Dava konusu somut olayda yer alan birbirinden farklı metinlerde sözleşmelin ifa yerine ilişkin net bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmede iş görme borcunun nerede ifa edileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmuyorsa ifa yerine ilişkin TBK m. 89 hükmü devreye girmektedir. Bu maddenin 3. bendinde iş görme borçlarının doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir. Dava konusu somut olayda bu kural dikkate alındığında beton santralin teslim yerinin borçlunun yerleşim yeri olan Ankara’daki fabrika olduğu ortaya çıkmaktadır. Teslim yerinin bu şekilde belirlenmesi borçlu yüklenicinin teslim borcunu ifa etmesi bakımından önem taşımaktadır.
Somut olayda, davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin eseri teslimde borçlu temerrüdüne düştüğünü ileri sürerek sözleşmeden dönmüş ve vermiş olduğu paranın da iadesini istemiştir. Davalı yüklenici ise teslim yerinin Ankara olduğunu, beton santrali davacı iş sahibinin kendisinden teslim alması gerektiğini, ayrıca iş sahibinin bazı hazırlık faaliyetlerini yerine getirmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Bu noktada yukarıda yapılan açıklama dikkate alınarak teslim borcunun ifa yerine etkisi değerlendirildiğinde; yüklenicinin teslim borcunu Ankara’da ifa etmesi gerektiği ve esasen davacı iş sahibinin eser sözleşmesi konusu beton santrali Ankara’dan teslim alması gerektiği kanaatine varılmaktadır. Bunu yapmayan davacı iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düştüğü, yüklenicinin İse eseri teslim borcunda bu yönden temerrüde düşmemiş olduğu açıktır. Borçlu bu noktada temerrüde düşmemiş olduğuna göre, iş sahibi tarafından yapılan dönme beyanının geçersiz olduğu açıktır. Zira eser iş sahibi tarafından teslim alınmadıkça borçlu temerrüdü söz konusu olmayacaktır.
Eser sözleşmesinde her ne kadar imalatın Ocak 2016’da bitirileceği belirtilmişse de ne zaman teslim edileceği öngörülmemiştir, imalat tarihinden çok sonra 16.03.2018 tarihinde iş sahibi tarafından dönme beyanında bulunulmuştur. Davacı iş sahibine göre beton santralin Nisan 2016’da teslim edilmesi gerekmekle birlikte kendisinin sözleşme ile ilgili 16 Mart 2018 tarihli fesih (esasen dönme) beyanına kadar herhangi bir harekette bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yüklenici ise sözleşmede belirtilen İmalat tarihinden sonra işe devam etmiş ve beton santrali tamamlamıştır. Ama beton santralin ne zaman tamamlanmış olduğu net olarak tespit edilememektedir. Beton santralin fesih tarihinden önce mi sonra mı tamamlanmış olduğu net olarak belirlenememektedir.
Yapılan bu açıklamalardan taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan imalat bitim tarihinden sonra da taraflar arasındaki sözleşme İlişkisinin devam ettiği zira davacı iş sahibinin, davalı yüklenicinin eseri imal etmesine zımnen rıza gösterdiği sonucu çıkartabilmektedir. Yalnız somut olayda tartışmalı olan husus beton santralin ne zaman tamamlandığıdır. Yukarıda yapılan teknik açıklamalarda bu hususta net bir tarih saptanamadığı belirtilmektedir. Bu durumda yapılan feshin haksız olup olmadığı da değerlendirilmemektedir. Çünkü dönme beyanında bulunulduğu sırada eserin davalı tarafından bitirilip bitirilmediği, diğer bir deyişle eserin tesliminde temerrüde düşülüp düşülmediği net olarak anlaşılamamaktadır.
Dava konusu somut olay bakımından tartışmasız olarak anlaşılan eserin davacı İş sahibi tarafından borçlunun Ankara’daki fabrikasından teslim alması gerektiğidir. Bu noktada davacı iş sahibi alacaklı temerrüdüne düşmüş olmaktadır. Peşin olarak bir kısmı ödenmiş olan santralin alacaklı davacı iş sahibi tarafından teslim alınmaması ve yapılan keşifte santralin teslim alınmaya hazır bir şekilde bekletiliyor olması davalı yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılmış olan bedeli talep etmeye hak kazandığını düşündürtmektedir.
SONUÇ VE KANAAT:
Sayın Mahkemenin talebi doğrultusunda, dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve görüşmeler neticesinde, bu raporun önceki bölümlerinde ayrıntıları ile arz ve izah olduğu üzere;
i.Davacı ve Davalı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu,
ii.Ticari defter incelemeleri neticesinde; Davacı tarafın 31.12.2016 tarihi sonu itibariyle (Kaydi Olarak) Davalı taraftan 225.000,00TL Alacaklı olduğu, dava konusu alacak talebinin ise Euro karşılığı olarak gösterildiği, ödemenin TL yapılması sebebiyle alacağın hangi döviz cinsinde oiması gerektiği hususunun Sayın Mahkemeniz takdirinde olabileceği,
iii.İş sahibinin alacaklı temerrüdüne düşmüş olduğu,
iv.Yapılan feshin haksız olup olmadığının tespit edilemediği,
v.Taraflarca sözleşmede belirtilen imalat bitim tarihinden sonra da sözleşmenin devam ettirildiği,
vi.Yüklenicinin eserin tamamlanmasına göre kararlaştırılan bedeli talep edebileceği, tüm arz ve izah olunan hususların aiacak talebine ilişkin ödemeyi gerektirip gerektirmeyeceği, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin takdiri ile hukuki kanaat ve nihai değerlendirmenin Yüce Mahkemenize ait olduğu. Görüş ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 28/02/2020 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi …’tan ek inceleme yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi …’ın 20/03/2020 tarihli ek raporunda özetle;
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
1.15 Eylül 2019 tarihinde … Organize Sanayi/Ankara’da…Makineye ait fabrikada yapılan incelemenin tarafsız ve hassas yapılabilmesi açısından inceleme öncesinde her iki tarafa da bilgi verilmiş ve tarafların incelemeye katılması sağlanmıştır. Yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmede özellikleri belirtilen … Sabit Beton Santralinin imalatının tamamlanmış olduğu görülmüştür. Ayrıca, Satıcı tarafından mail ortamında gönderilen aplikasyon ve ankraj projeleri ile Beylikdüzü’ndeki arazinin resimleri incelenmiş, imal edilen santralin bahse konu araziye uygun olarak yapıldığı tespit edilmiştir.
2.Ayrıca, konuya ilişkin olarak sektörde yer alan … Makine (Gn.Md.Yrd…), … (Gn.Md….) ve…(Firma Sahibi …) firma yetkilileri ile görüşülmüş ve 4 m3’lük sabit beton santrallerinin sektördeki yeri hakkında fikir teatisinde bulunulmuştur. Yapılan görüşmelerde;
-Piyasada genellikle 2 m3 ve 3 m3’lük sabit beton santrallerin bulunduğu,
-4 m3’lük sabit beton santrallerinin kapasiteleri nedeniyle özel projelerde kullanıldığı,
-4 m3’lük sabit beton santrali imalat oranının, toplam (bütün sabit beton santraller arasında) imalattaki orana göre çok düşük olduğu,
-Sabit beton santrallerinin kapasitesi arttıkça fiyatlarının da yükseldiği,
-4 m3’lük sabit beton santrallerinin ikinci el satışlarının oldukça düşük seyrettiği ve yarı fiyatına satılabileceği,
-Piyasada kolaylıkla satılabilecek ya da bulunabilecek bir santral olmadığı teyid edilmiştir. Bu bağlamda; 4 m3’lük sabit beton santrallerinin özel üretim olduğu değerlendirilmiştir.
3.Tarafların itirazlarına ilişkin cevaplar müteakip maddelerde olduğu gibidir.
4.Sözleşme konusu beton santralinin imal edilip edilmediği konusuna ilişkin olarak; 15 Eylül 2019 tarihinde fabrikada yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmede özellikleri belirtilen … Sabit Beton Santralinin bulunduğu tespit edilmiş ve fotoğrafları 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporu ekinde sunulmuştur.
5.Dava konusu santral özel üretim bir santral olmasına ilişkin olarak;
-Özel üretimden kasıt, Kişiye/Alıcıya Özel bir santral olması değildir. Yukarıda madde 2’de belirtilen gerekçeler nedeniyle, bahse konu santral özel üretim olarak değerlendirilmiştir.
-… Sabit Beton Santralinin parçalan bellidir ve alıcı tarafından farklı talepte bulunulmadığı sürece standart özelliklerde imal edilir.
-Bu bağlamda, yanlış anlaşılmanın giderilmesi kapsamında sonuç kısmında yer alan özel üretim ifadesinin değiştirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
6.”Parasının bir kısmı ödenmiş olan beton santralinin durumunun yaklaşık 2 yıl boyunca öğrenilmemesi ve beton santralinin teslim alınmasına yönelik hiçbir girişimde bulunulmaması ticari hayatın olağan akışına aykırıdır” ibaresine ilişkin olarak;
-Davacı taraf neden hiçbir girişimde bulunmadığının gerekçesini belirtmemiş, bunun yerine beton santralinin imalatının bittiğinin Satıcı tarafça bildirilmemesinin ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı belirtilmiştir.
-Satıcı tarafından beton santralin hazır hale getirildiğine ilişkin karşı tarafa bildirmiş olduğu resmi bir yazı bulunmadığı, ancak dava dışı kişi/şirkete gönderilen mailler mevcut olduğu hususu 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporunun teknik inceleme ve değerlendirme kısmında da belirtilmiştir.
7.Beton santralinin süresinde teslim edilmemesine ilişkin olarak;
-Bahse konu beton santralinin imalat tarihi tam olarak bilinmediği, Satıcı tarafından beton santralin hazır hale getirildiğine ilişkin karşı tarafa bildirmiş olduğu resmi bir yazı bulunmadığı, ancak dava dışı kişi/şirkete gönderilen mailler mevcut olduğu,
-Söz konusu santralin fabrikadan teslim alınmasına yönelik olarak Alıcı tarafından sözleşmede belirtildiği üzere Nisan 2016 ayına kadar talepte bulunulmadığı,
-Ayrıca, Alıcı tarafından 16.03.2018 tarihine kadar resmi bir yazı/ihtarname ya da mail yoluyla santralin durumuna ya da teslimine ilişkin bir bilgi talep edilmediği,
hususları 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporunun teknik inceleme ve değerlendirme kısmında da belirtilmiştir.
8.”Sözleşme konusu beton santrali olduğuna dair bir tane dahi ispat vasıtası yokken sayın bilirkişinin dava konusu santralin imalatının tamamlanmış olduğu görülmüştür şeklindeki tespiti hangi delile dayanmaktadır” iddiasına ilişkin olarak;
-15 Eylül 2019 tarihinde fabrikada yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmede özellikleri belirtilen …Sabit Beton Santralinin bulunması nedeniyle bu tespit yapılmıştır.
-Tespit edilen… Sabit Beton Santraline ait fotoğraflar 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporu ekinde sunulmuştur.
9.Üretildiği iddia edilen santraldeki elektrik motorunun üzerinde yer alan fotoğrafta üretim tarihinin 2017 olmasına ilişkin olarak;
-Bu konuda farklı gerekçeler (Beton Santralinin zamanında üretilmemiş olması, Beton Santralinin zamanında üretilmiş olması durumunda ise daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek arıza onarımı ya da başka bir santral için yedek parça ihtiyacı kapsamında motorun değişimi vb.) olması ihtimal dâhilindedir.
-Bahse konu beton santralinin imalat tarihinin tam olarak bilinmediği 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporunun teknik inceleme ve değerlendirme kısmında da belirtilmiş olup, bu konuda mevcut bilgiler ışığında bir değerlendirmede bulunma imkânı bulunmamaktadır.
10.Bilirkişice beton santralinin süresinde hazır hale getirildiğine ilişkin karşı tarafa bildirilen resmi bir yazı bulunmamasına ilişkin tespiti gereksiz ve işlevsiz olduğu ve davalı tarafın bu hususu resmi bir yazı ile bildirme yükümlülüğü bulunmamasına ilişkin olarak; 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda durum tespiti yapılmıştır.
SONUÇ:
-15 Eylül 2019 tarihinde …Organize Sanayi/Ankara’da… Makineye ait fabrikada yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmede özellikleri belirtilen … Sabit Beton Santralinin imalatının tamamlanmış olduğu,
-Dava konusu santralin kişiye özel üretim olmadığı, yani alıcı için özel olarak imal edilmediği, ancak kapasitesi (4 m3 (160 m3 /saat)) ve maliyeti nedeniyle piyasada kolaylıkla satılabilecek ya da bulunabilecek bir santral olmadığı,
-Bahse konu beton santralinin imalat tarihinin tam olarak bilinmediği, Satıcı tarafından beton santralin hazır hale getirildiğine ilişkin karşı tarafa bildirilmiş dava dışı kişi/şirkete gönderilen mailler haricinde resmi bir yazı bulunmadığı,
-Satıcı tarafından mail ortamında gönderilen aplikasyon ve ankraj projeleri ile Beylikdüzü’ndeki arazinin resimlerinin incelenmesi neticesinde, imal edilen santralin bahse konu araziye uygun olarak yapıldığı,
-Söz konusu santralin fabrikadan teslim alınmasına yönelik olarak Alıcı tarafından sözleşmede belirtildiği üzere Nisan 2016 ayına kadar talepte bulunulmadığı,
-Alıcı tarafından, parasının bir kısmı ödenmiş olan beton santralinin durumunun yaklaşık 2 yıl boyunca öğrenilmemesinin ve beton santralinin teslim alınmasına yönelik hiçbir girişimde bulunulmamasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu,
-Santraldeki elektrik motorunun üzerinde yer alan fotoğrafta üretim tarihinin 2017 olmasına ilişkin olarak farklı gerekçeler (Beton Santralinin zamanında üretilmemiş olması, Beton Santralinin zamanında üretilmiş olması durumunda ise daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek arıza onarımı ya da başka bir santral için yedek parça ihtiyacı kapsamında motorun değişimi vb.) olmasının ihtimal dâhilinde olduğu,
-Bahse konu beton santralinin imalat tarihinin tam olarak bilinmemesi nedeniyle mevcut bilgiler ışığında bahse konu hususta bir değerlendirmede bulunma imkânı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Değerlendirme, delillerin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, görüş ve kanaatimizi içeren 5 sayfa 3 nüshadan ibaret iş bu bilirkişi heyet raporumuzu; Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımızla arz ederim.” denilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme, protokol, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriği hep birlikte değerlendirildiğinde ;
Taraflar arasındaki sözleşmede beton santralin teslim yerine ilişkin bir düzenleme bulunmasa da sözleşmenin 2. Maddesinde referans numaralı teklifte belirtilen beton santrali şeklinde bir atıf bulunmakta olup, teklif metninde ise 195.000 Euro bedelin Ankara fabrika teslim fiyatı olduğu yazılı olup, sözleşmede ifa yerine ilişkin açık bir hüküm olmasa da MK m. 2. Madde gereği atıf yapılan teklif metnindeki Ankara fabrika, teslim yeri olarak mahkememizce kabul edilmiştir.
Yine sözleşmede atıf yapılan teklif metnine göre tesisin kurulacağı yerin belirlenmesi, genel yerleşim ve temel projelerinin tamamlanması, statik hesaplamaların yapılması ve tüm alt yapı çalışmalarının bitirilmesi yükümlülüğü aksi sözleşme de yazılı olmamakla işin doğası gereği davacı taraftadır.
Sözleşme gereğince üretilmesi gereken beton santralin üretiminin yapıldığı, bu beton santralinin özel üretim olduğu, piyasada kolayca satılabilecek ya da bulunabilecek özel üretimlerden olmadığı, konu uzmanı bilirkişiler tarafından belirlenmiştir. Özel üretim olmadığı iddiasının geçerli , ikna edici bir dayanağı bulunmamaktadır. Sözleşme gereğince üretilmesi gereken beton santralin üretiminin yapılıp yapılmadığı hususunda tereddüt oluşturacak tek husus beton santralindeki motorun üretim tarihinin daha sonra olması ise de bu durumun bilirkişi ek raporu ile iş hayatının gereklerine uygun şekilde açıklanmıştır.
Sözleşme gereğince üretilmesi gereken beton santralin imalatının sözleşmenin 6. Maddesi gereğince Şubat 2016’dan önce üretilmiş olması şartı gereğince ispat külfeti davalıda ise de, beton santralin montojı için mutlak gereklilik olan alt yapı uygulama projesinin davacı tarafça 18.05.2016’da maille gönderilmiş olduğu mailin atıldığı aşamaya ve gerekse uyuşmazlık çıkana kadar beton santralin Şubat 2016’dan önce üretilip üretilmediğinin hiç sorun oluşturmadığı ve sonuçta tarihi tam bilinmemekle birlikte beton santralin imal edilmiş olduğu, 18.05.2016 tarihi itibariyle alt yapı uygulama projesinin bile ancak hazırlandığı, Şubat 2016’dan önce bitirilip bitirilmediğinin bir anlam da ifade etmediği, aksi iddianın MK 2. Maddeye aykılırık teşkil edeceği, kaldı ki imalattan önce ödenmesi gereken peşinatın da verilmediği anlaşılmıştır.
Alanında uzman bilirkişilerin sözleşme konusu eserin özel yapım eser olup, piyasada kolaylıkla satılabilecek bir santral olmadığı görüşü ve imalatın tamamlandığı olgusuna göre davacı tarafın haksız olarak feshedilen sözleşme gereğince davalı yüklenicinin feshin haksız olması halinde isteyebileceği zarar sözleşme bedeli olup, davacının imalatı alma hakkı bakidir, bu sonuç hakkaniyete uygundur.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken maktu 54,40-TL harcın, peşin alınan 6.953,15-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.898,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 44.529,32-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.24/09/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”