Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/691 E. 2021/550 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/691 Esas
KARAR NO:2021/550

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:13/01/2011
KARAR TARİHİ:17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 13.01.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirket ile uzun süreli intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarihi… ve …sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumunun internet sitesinden 13.09.2009 duyurusu ile akaryakıt sözleşmesi ile bayilik sözleşmeleri ile bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman kredi kira gibi ayni ve şahsi hak içeren sözleşmelerin rekabet yasağının süresini fiilen uzatılacak şekilde kullanılamayacağı bu tür anlaşmaların varlığı halinde 5 yıl aşan süreler bakımından … tebliğde tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamu oyuna açıklandığı, söz edilen karar ve duyuruya göre akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleri ile bağlantılı olarak yapılan intifa kira ekipman ve benzeri etkiye sahip benzeri sözleşmelerden 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olupta anılan tarih itibariyle bakiye süreleri 5 yılı aşanların 18.09.2010 tarihe kadar tebliğde yer alan muafiyetten yararlanabileceği ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceği ve 5 yılı aşan süreler bakımından grup muafiyeti dışında kalarak 4054 Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4.madde aykırı olacağı , süreleri aşan kısım 4054 sayılı kanunun 4. maddesine aykırı hale gelen aynı kanunun 56 maddesi gereği geçersiz kaldığı, sözleşmelerin geçersiz kalan süresine ilişkin olarak edimlerin geri istenmesinde Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme halinde iadenin kapsamını belirleyen 63. 64. maddeleri uygulanacağı, iktisap edilen şeyin getirdiği semereler diğer yararlarda zenginleşmenin kapsamına dahil olduğu, iadeye karar verilirken verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşen iyi niyetli bile olsa sebepsiz zenginleşmesine konu olan parayı elinde bulundurduğu süre içinde ondan sağlanması beklenen medeni semereleri eksiksiz iade etme yükümlülüğünde olduğu gibi bu ek olarak sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih ile ana para borcunun ödediği tarih arasındaki dönem için temerrüt faizi ödemekle yükümlü bulunduğu, taraflar arasındaki dikey anlaşma 18.09.2010 tarihi itibariyle 2002/2 sayılı tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığı bu nedenle gerçekleşmeyen anlaşma sürelere ilişkin olarak ana paranın iktisap tarihlerinden itibaren avans faizi ve kdv birlikte müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiği ayrıca bu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede elde ettiği tüm semereleri ve müvekkili şirketin uğradığı ekonomik kayıplarının dava tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi ve kdv ile birlikte iadesi gerektiği. Rekabet Kurulunun tebliğ ve kararları doğrultusunda 34.543,42-TL tutarındaki terkin harcının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek tahsiline, istasyon zemin betonu istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça mütemmim cüz niteliğindeki yapılan ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye hesap edilen kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 88.323,37-TLnin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV ile birlikte 25.03.2005 tarihinde 39.701,70-TL intifa ivazı, 364.998,93-TL inkişaf bedeli ödendiği ancak müvekkilinin peşinen ödediği intifa süresinin tamamını kullanamamış intifa ivazı bakımından kıstelyevm usulu yapılan hesaplama sonunda intifa bedeli bakımından 20.778,98-TL, intifa bedeli, 30.805,41-TL intifa ivazı semeresi ile inkişaf bedelinden 191.035,26-TL, semere için 283.215,68-TL olmak üzere toplam alacağın 25.03.2005 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve kdv ile tahsili gerektiği ayrıca davanın elde ettiği intifa ivazı yönünden 30.805,41-TL inkişaf bedeli yönünde 283.215,08-TL olmak üzere toplam 314.020,49-TL’ semerenin kdv ile birlikte dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve kdv ile birlikte davalı şirket ile davalı şirkettin 300.000-TL ‘sine kadar borçlarının müteselsil kefili olan Davalı …’tan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin verdiği 07.03.2011 tarihli cevap dilekçesinde özetle davacı istemlerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirkete yapılan 364.998,93-TL bedelli 2005 yılında davacı ile akdedilmiş olan protokoller ile davacı tarafından ödendiği, protokol kapsamında akaryakıt satış ve servis istasyonun sürdürülecek ticari faaliyetinin gerçekleştirilmesi için inkişaf bedeli sözleşmenin veya intifa hakkının süresi ile bağlı olarak yapılmış bir ödeme olmayıp, ticari faaliyetinin sürdürüleceği satış yerinin inkişafında kullanılmak üzere müvekkili şirkete ödendiği, yapılan inkişaf bedeli ödemesi ile mamelekin de bir artış meydana gelmediği geri verme borcunun kapsamının zenginleşen kimse iyi niyetli ise yani mal varlığından gerçekleşmeyi zenginleşen geri vereceğini bilmiyorsa veya bilmesi gerekmiyorsa talep edildiği anda elinde kalan miktarı geri vermekle borcundan kurtulacağı, 2005 yılın da ödemiş olduğu 39.701,70-TL intifa ivazını 35.75.80-TL geri ödenmesi gerekebileceği davacının müvekkiline yapmış olduğu ödemenin tutarı yaklaşık 405.000-TL iken dava tarihinden itibaren faiz nazara alınmasa bile davacının talebinin 900.000-TL fazla bir tutara isabet ettiği, davacının kusurlu hareket ettiği, 2005 yılında dağıtıcı ve bayiler arasında tesis edilen dikey ilişkinin süresinin 5 yıl ile sınırlandırmasına yönelik 2002/2 dikey anlaşmalar grup muafiyet tebliği Rekabet Kurulu tarafından yayımlanarak yürürlüğe konulmuş olup 18.09.2003 tarihinde tebliğde yapılan değişiklik ile getirilen 2 yıllık uyum süresi sonu olan 18.09.2005 tarihi itibariyle sektördeki tüm sözleşmelerin süresini 5 yıl ile sınırlandırması gerektiği, davacının bu yasal zorunluluğa uymayıp tebliğin yürürlükte olan 12 yıl süreli olan intifa sözleşmesi akdetmek suretiyle kusurlu ve hukuka aykırı işlem tesis ettiği bununla da yetinmeyerek tanınan geçiş dönüm içerisinde yasaya uyumlu hale getirmediğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Davacı şirket kayıt ve defterleri üzerinde Bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu kök ve ek raporda; davalının maliki bulunduğu gayrımenkul üzerinde davacı şirket lehine 29.12.2004 tarihin de geçerli olmak üzere 12 yıl süreli 40.000-TL bedelle intifa hakkı tesis edildiği, intifa ve bayilik sözleşmelerinin tarafları arasında hukuki ve iktisadi ilişki bütünlüğü dikey ilişki, dikey ilişkiden kasıt taraflar arasında ki bayilik intifa hakkı, kira gibi kredi ve benzeri sözleşmelerden oluşan hukuki ve iktisadi ilişki bütünü olduğu, davalının tek taraflı olarak bu bayilik sözleşmesinin 17.6.2009 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini, ihtarname çekerek bildirmiştir. Hal böyle olduğundan dikey anlaşmanın başlangıç tarihinin 29.12.2004 olduğu grup muafiyetinden 18.9.2010 tarihine kadar yararlanabileceği bu tarih itibariyle intifa hakkının konusuz hale geldiği, geriye kalan sürenin 6 yıl 3 ay olduğu, 39.701,07-TL tutarındaki intifa bedelinin 1.3.2005 tarihinde borç kaydedilerek aktifleştirildiği 25.3.2005 tarihinde ise ödemenin yapıldığı, Davacı şirketin aktifleştirdiği 39.701,07- TL intifa bedeli üzerinden dava tarihine kadar ayırdığı toplam amortisman bedelinin 12 yıllık intifa bedeline göre hesapladığı 21.557,96-TL intifa bedeli kaldığı dava tarihi güncellenmiş değerinin 33.072,75-TL bulunduğu, 364.998,93 TL tutarındaki inkişaf bedelinin 25.3.2005 tarihinde ödendiği, toplam amortisman bedelinin 12 yıllık intifa bedeline göre hesaplandığı, geçersiz kılınan net inkişaf bedeli tutarının 198.197-TL bulunduğu güncellenmiş değerinin ise 304.060,27-TL bulunduğu, yatırım bedellerine ise dava tarihine kadar ayrılması gereken amortisman geçen süre güncellenen alt yapı değerinin 80.964,04-TL bulunduğu, geçersiz kalan süreye ilişkin olarak dava atrihi itibariyle güncellenmiş intifa dan 33.072,75-TL, inkişaf bedelinden 304.060,27-TL, altyapı bedelinden (dava tarihi itibariyle çıplak değer (58.150,73-TL + 3.825,02-TL + 6.108,08-TL = 68.083,83-TL) de 80.964,04-TL olmak üzere toplam 418.097,06-TL alacaklı bulunduğu yolunda rapor sunulmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra; “Davanın kısmen kabulüne, intifa terkin harcından 15.793,39-TL, intifa ivazından 20.778,98-TL, inkişaf bedelinden 191.035,26-TL, yatırım altyapı bedelinden de 68.083,83-TL olmak üzere toplam 295.691,46-TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/… E, 2016/… K sayılı 12.04.2016 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dosya kapsamından davacının 34.543,42 TL terkin harcı ödediği sabit olup, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle eksik miktara hükmedilmesi isabetsiz olduğu gibi, faize KDV talep edilmesi haklı olup, mahkemece bu yönün gözetilmemesi de doğru görülmemiştir” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı değerlendirilerek dosyamızda yanların tüm delilleri toplandığından dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 05.10.2020 tarihli 3 sayfadan ibaret hukukçu raporunda ve 1 sayfalık müşterek raporda özetle; “ alacak faizi mal ve hizmet tesliminden doğan her hangi bir alacağın vadesinde ödenmemesinden kaynaklanan, söz konusu mal ve hizmetin bedelinden ayrı olarak satıcılar tarafından istenilen paraya karşılık gelmektedir. Katma Değer Vergisi Kanununun 24/c maddesinde vade farkı, fiyat farkı, faiz, pirim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu hükme bağlanmış olduğundan faiz alacağına ilişkin olarak uygulanacak olan KDV oranının % 18 olan genel KDV oranının uygulanması gerekir” kanaati ile raporunu sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen deliller, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor bu raporlara dayanılarak verilen hüküm, bu hükmün bozulmasına ilişkin Yargıtay ilamı, bozma sonrası alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı ile davalılardan şirket arasında 12.12.2006 tarihinde 3 yıl süreli istasyonlu bayilik sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere bayilik sözleşmesi imzalanmıştır.
Yine davalı şirket ile davacı arasında 01.03.2005 tarihli protokol ile bayi adayının maliki olduğu Şanlıurfa ili Merkez 382 parselde kayıtlı 5577 metre kare yüzölçümlü gayri menkul ve burada inşa edilmiş ya da daha sonra inşaa edilecek satış yeri üzerinde PO lehine 12 yıllık süre için intifa hakkı tesis etmeyi ve satış yeri işletilmesi hususunda akaryakıt bayilik sözleşmesi akdetmeyi kabul ettiği, PO’nun satış yerinde kullanılmak üzere ariyet sözleşmesi çerçevesinde teslim ve tesellüm tutanakları tanzim suretiyle gerekli alet ve edevatın ariyeten vereceği, satış yerinde ek 1 de belirtilen ve gümüş prosesi kapsamın da giydirme öncesi inşaat ve tadilat işleri PO’nun hazırlayacağı işler için bayi adayı tarafından yapılacağı, ek-1 de PO tarafından infa edilen masraflarını PO tarafından diğerlerinin bayi tarafından karşılanacağını ve protokolün imzasından itibaren belirlenen süre içinde inşaat ve tadilat işlerini tamamlayarak satış yerini giydirmeye hazır hale getirmeyi taahhüt ettiği, iş bu ticari ilişki nedeniyle ödenmesi gereken tüm vergi resim ve harçları ile yapılacak tüm masrafların bayi tarafından karşılanacağı, sözleşmenin tanzimi ve uygulanması ile ilgili her türlü vergi harç vs masrafların PO tarafından ödeneceği ve bayi adayına yapılacak olan intifa ivazı, ticari inkişaf bedeli, kira bedeli ve borç ödemesinden mahsup edileceği veya ilk akaryakıt satın alması sırasında bayiden tahsil edileceği;
Bayi adayının 12 yıllık süre için intifa ivazı olarak 29.409-USD intifa, 270.570-USD inkişaf bedeli olarak tapuda intifa tesisi sonrası inşaat ruhsatını PO’ya ibrazını müteakiben intifa tesis tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden TL’ye çevirerek nakten bayiye ödeneceği, intifa hakkının bayinin iradesi dışında herhangi bir resmi makamın emir, karar ve müdahalesi veya kamulaştırma gibi nedenlerle intifa hakkının devamı ve mezkur satış yerini akaryakıt servis faaliyetinin yürütülmesinin imkansız hale gelmesi durumunda PO’nun intifa hakkını terkin etme yetkisini haiz bulunduğu, bayi adayının PO’nun tahsil hakkını kullanmaması durumunda mezkur satış yerinde akaryakıt satış faaliyetinin kesintiye uğradığı sürenin işlememiş olarak kabul edilmesi ve intifa uzatma hakkını verilmesi kabul ettiği PO ‘nun terkin hakkını kullanması durumunda PO kendisine ait olan ve bayiye ariyeten verilmiş olan malzeme ve teçhizatı alacak ancak sabit yatırımları bina, kanopi, saha betonu gibi o günkü değerlerle belirlenecek bir bedel karşılığından bayiye terk edecektir. “şeklindedir.
Davalı … tarihsiz bir taahhütname ile davalı şirket ile davacı arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki dolayısıyla şirketin davacıya doğmuş ve doğacak tüm borçlarına 300.000-TL bedelli müteselsil kefil olmuştur.
Şanlıurfa 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünce 24.12.2004 tarihinde davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde 40.000-TL bedelli 12 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, 01.03.2005 tarihinde davalı şirket tarafından KDV dahil 39.701,07-TL intifa ivazı bedeli 7.146,19-TL KDV olmak üzer 46.847,26-TL fatura düzenlenmiştir.
01.03.2005 tarihinde 364.998,93-TL KDV ile birlikte 430.698,74-TL 12 yıllık inkişaf bedeli faturası düzenlenmiştir.
17 Haziran 2009 tarihli ihtarname ile görülen lüzum üzerine bayilik sözleşmeni fesh ettiklerini davalı şirket tarafından davacıya bildirdiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili tarafından sunulan 07.09.2010 tarihi tescil istem belgesi ile Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurularak intifa hakkı 07.09.2010 tarihinde terkin ettirilmiştir.
Davacı vekilinden kalıcı yatırımların hesaplarının açıklanması için mehil verilmiş, davacı vekili 28.03.2011 tarihli dilekçesinde, davalı şirkete 31.8.2008 tarihinde dava konusu istasyonda satış hizmet binası inşaatı bedelinin 64.735-TL olduğunu, alt yapı ve betonlamanın 31.12.2005 tarihinde 2 ayrı kategori de dava konusu istasyonda yapıldığı bedellerinin 6.590,04-TL ve 10.523,47-TL tümünün toplamı 81.848,51-TL yaptığı açıklanmıştır.
Davalı vekili 25.05.2011 havale tarihli dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin 18.09.2010 tarihinden itibaren sonlandığına dair beyanlarının doğru olmadığı 2009 yılı itibariyle ticari ilişkinin sona erip bir başka şirket ile ilişkiye başladıkları, tesisin inşaatı ve tadilatı başlıklı 2005 tarihli protokolün 4. maddesinde müvekkili bayi tarafından istasyonda yapılacak işlerde müvekkili tarafından esaslı inşaat işlerinin yapıldığı davalı tarafından ise kurumsal kimlik giydirme, fiyat panosu, yönlendirme işaretleri, çöp kutuları, poster çerçeveleri gibi malzemeler ile LPG tankın 2 adet LPG dispenseri tank sahasının çevre koruma tel örgüsü gibi esas itibariyle fazla masraf gerektirmeyen tali nitelikte işler olduğu, kaldı ki davacı tarafından yapılacağı belirtilen işler ile işlerinin tamamının davacı tarafından istasyondan geri alınacak veya bayiye fatura edilerek satılacak menkul mal niteliğinde olduğu ,PO tarafından belirlenen projelere göre PO standartlarına göre PO onun onaylanacağı bir müteahhit tarafından yaptırılacağı, 13.08.2008 tarihi davalı şirket tarafından davacıya 55.000-usd karşılığı istasyon geliştirme ve iyileştirme bedeli olarak KDV dahil 76.300-TL tutarında fatura tahsil edildiği yapım işleri icmalin incelenmesine göre, bina elektrik işleri saha inşaat işleri saha elektrik tehsisatı, tank ve akaryakıt tehsisatı, işleri için KDV dahil 104.674,22-TL icmal sunulmuş ve ekinde 25.688-TL imalat bedeli bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekiline açıklama için mehil verilmiş, davacı vekili tadilatı davalının yaptığını beyan etmiştir.
8-Harçlar Kanunu 58.maddesine göre intifa terkin harcının mükellefi lehine terkin işlemi yapılan taşınmaz malikidir. Davacı Vekili intifa hakkının terkini için 07.09.2010 tarihi makbuz ile 34.543,42-TL tapu harcı ödediğini ileri sürmektedir. Bu miktarın tahsil edildiği 27.09.2010 tarihli tescil istem belgesinde yazılı ise de aynı tescil istem belgesinde 3 ayrı taşınmaz için işlem yapıldığı anlaşılmakla ,Tapu sicil müdürlüğü ile yapılan yazışmalar neticesinde davalı şirkete ait istasyon için 15.793,39-TL terkin harcı ödenmiş bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının istasyon inşaatı için yaptığı yatırım bedeli olarak 88.323,37-TL geçersiz süreye ilişkin yatırım bedeli olarak tahsilini talep ettiğinden ,istasyonun halen davalı şirket tarafından işletilip işletilmediği istasyonunun kalıcı yatırım bedelinin ne olabileecği hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması için Mahalline yazılarak bilirkişi incelemesi yaptırılması istenilmiş , istasyonun halihazırdaki değerinin hizmet binası ve altyapı ve betonlama işinin 88.992,71-TL bulunduğu tesbit edilmiş, davacı herne kadar yatırım bedelini de güncelleyerek talep etmiş ise de yatırım harcamaları kıstelyevm usule göre hesaplanan dava tarihi itibariyle amortismanlar düşülerek bilirkişi kurulu tarafından hesaplanan çıplak değer, (58.150,73-TL + 3.825,02-TL + 6.108,08-TL = )68.083,83-TL olarak iadeye esas alınmıştır.
Bilirkişi kurulu intifa ödemesinin 25.3.2005 tarihinde yapıldığını bildirerek bu tarihe göre hesaplama yapmış ise de aslında intifanın 29.12.2004 tarihinde tesis edilip 18.9.2010 tarihine kadar sürdüğü buna göre toplam 12 yıllık 4383 günlük tesis edilen intifa hakkının 2089 gününün kullanıldığı, geriye 2294 gün kaldığı buna göre kıstelyevm usule göre kullanılmayan gün sayısına isabet eden 39.701,07 : 4383= 9.057 x 20.778.,98-TL intifa bedeli olduğu ve davacı talebinin de bu olduğu, İnkişaf bedelinden ise yine 364 998. 93-TL 12 yıl karşılığı ödendiği 2089 gün kullanılıp geriye 2.294 gün kaldığı inkişaf bedelinden 8.9.2010 tarihi itibariyle 364 998. 93-TL : 4383= 83,27 x 2294= 191.035,26 TL kaldığı ve davacı tarafça bu miktarın talep edildiği anlaşılmaktadır.
Yatırım bedellerinden mahallinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesi halen akaryakıt istasyonu olarak kullanıldığı görüldüğünden dava tarihi itibariyle amortismanlar düşülerek belirlenen değerine göre kısmen kabulü gerektiği, Terkin harcı bakımından tapu sicil müdürlüğü yazısına göre kısmen kabulü gerektiği, davalı şirket ile ilgili olmayan bedeller davalıdan talep edilemeyeceğinden terkin harcı bedeli bakımından fazla istemin reddi gerektiği, mahallinde keşif yapılarak tesbit edilen kalıcı yatırımların bedelinin davacı tarafından ödenerek yaptırıldığı sunulan ve davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalar ile anlaşıldığı, akdin sona ermesinden sonra davalının aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiği, amortisman bedelinden sonra kalan değerin istenebileceği sonucuna varılmıştır.
İntifa ivazı ve inkişaf bedeli bakımından ödeme tarihleri esas alınarak bilirkişi kurulu tarafından dava tarihi itibariyle güncellenmiş değer hesabı yapılmış ise de bu hesaplamaya itibar edilmemiştir. Sebepsiz zenginleşmede davacının geri alma hakkının, buna karşın davalının geri verme borcunun doğması, bunların malvarlıklarının birbirinin zararına ve yararına olmak üzere karşılıklı yoksullaşma ve zenginleşmelerine bağlıdır ve bunun doğal sonucu olarak da, kural olarak, bu geri alma hak ve borcunun doğum anı, sebepsiz yoksullaşma ve zenginleşme olgularının gerçekleştikleri andır. O halde geri isteme hakkının kapsamı da kural olarak, anılan hak ve borcun doğdukları tarihten daha önce belirlenemez. Zira, geri alma, bu yoksullaşma ve zenginleşmenin sonucudur ve bu olgular gerçekleşmeksizin geri alma söz konusu değildir.
Açıklananlara göre Şu durumda; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir. 18.9.2010 tarihine kadar bu bedeller bayi tarafından haklı sebeble elinde bulundurulduğundan Rekabet Kurulu Kararı ile sözleşmelerin hükümsüz kaldığı 18.9.2010 tarihinden itibaren sebepsiz zenginleşme doğacaktır. Ancak 18.9.2010 tarihinden sonra davacının davalıya iade isteminde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesi toplanan tüm delillere göre davacı tarafından davalıya intifa ve bayilik sözleşmesi kapsamın da inkişaf bedeli, kalıcı alt yatırım ve intifa bedeli ödediği geçersiz kalan süreye ilişkin kullanılmayan süreye isabet eden miktarların davalılardan tahsili gerektiği, yapılan keşif sırasında taşınmazın halen bir başka benzin istasyonu olarak kullanılmakta bulunduğu, intifa hakkının sona erdiği tarih itibariyle boşa giden sürenin yapılan alt yatırımın da amortisman uygulanarak kalan bakiye sürenin hesaplandığı, davacı aynı zaman da semereleri de talep etmekte ise de intifa hakkının Rekabet Kurumu kararlarıyla 18.9.2010 tarihi itibariyle yasal zorunluluk nedeniyle sona erdiği, davacı taraf her ne kadar bayiye ödeme tarihinden itibaren sona erdiği tarihe kadar elde ettiği semereleri de talep etmekte ise de davalı şirketin bu bedelleri sözleşmenin sona erdiği tarihe kadar haklı bir sebeple elinde bulundurduğu sebepsiz zenginleşme doğmadan iade istenemeyeceği, her ne kadar bayilik sözleşmesi 2009 yılın da sona ermiş ise de davacının taleplerinin 18.9.2010 tarihi itibariyle tüm dikey anlaşmaların geçersiz sayıldığı tarihe göre yaptığı, sebepsiz zenginleşme doğmadan semere talep edilemeyeceği, dava tarihinden önce temerrüt ihtarı bulunmadığından davanın kısmen kabulüne, kefalet limiti yeterli bulunduğundan borcun davalılardan müteselsilen tahsiline karar vermek gerekilmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, intifa terkin harcından 15.793,39-TL nin, intifa ivazından 20.778,98-TL, inkişaf bedelinden 191.035,26-TL yatırım altyapı bedelinden de 68.083,83-TL olmak üzere toplam 295.691,46-TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi, faizin % 18 KDV si ile davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 20.198,68-TL ilam harcından peşin alınan 9.633,25 TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 10.565,43-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvuru harcı, 9.633,25 TL peşin harç olmak üzere toplam 9.651,65 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 29.148,40-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 33.160,70-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara müteselsilen verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.412,60-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.011,35-TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … … Şirketi tarafından yapılan 215,50-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 117,27-TL’nin davacıdan tahsili ile davalı … .. Şirketine verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kabil olmak üzere (kısa karar da her ne kadar sehven istinaf kanun yolu denilmiş ise) verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.17/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸