Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/607 E. 2021/280 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/607 Esas
KARAR NO : 2021/280
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtarı … San. Tic. Ltd. Şti. Arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu, davalı şirkete taksitli ve diğer kredilerin kullandırıldığı, işbu kredi borcunun ödenmemesi üzerine …. Noterliğinin 04/05/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kesilip kat edildiğini, borcun verilen süre içinde ödenmemesi üzerine bu kez …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibi açıldığını, davalıların takibe ve tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının yegane delil olacağının taahhüt edildiği belirtilerek 2.635.007,54-TL alacak üzerinden itirazın iptalini, takibin devamını ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki borca itirazları üzerine davacı-alacaklı tarafından açılmış bulunan işbu itirazın iptali davası, usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 10/10/2019 tarihli celsesi 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 03/02/2020 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAAT:
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı/borçlusu … SA.TİC. LTD.ŞTİ .arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefillerin Kefalet limiti ve Sorumluluğu: Davalı kefilin/lerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 4.000.000,00TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam nakdi asıl alacak tutarının 2.519.756,87TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı borçlu KEFİLİN (Davalı/kefilin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun sonuçlarında sorumlu oldukları) borcun tamamından tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m.nin sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAĞI:
Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesap edilen
Talep edilmesi gereken
Asıl alacak
2.519.756,87
2.519.756.87
2.519.756.87
İşlemiş faiz
109.762,54
42.040,25
42.040,25
BSMV
5.488,13
2.102,01
2.102,01
TOPLAM ALACAK
2.635.007,54
2.563.899,13
2.563.899,13
4-Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 71.108.41TL (2.635.007,54-2.563.899.13=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 2.519.756,87TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %42 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
5-DAVA TARİHİNDEN (29.06.2018) SONRA OLMAK ÜZERE, toplam 2.315.028,33 TL’lık TAHSİLAT sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği düşünülmektedir.
6-İcra İnkar Tazminatı: Davalıların, takibe konu edilen kredi borçlarının ödeme günlerini ve miktarını bilebilecek durumda oldukları gözönüne alındığında, takibe konu edilen alacağın likit ve muayyen olduğu kuşkusuzdur. Kaldı ki hesap kat ihtarnamesiyle de en son borç miktarı zaten bildirilmiştir. Hesap kat ihtarına itirazda edilmiş değildir. Bu bakımdan yukarıda tespit edilen toplam 2.563.899,13 TL alacak üzerinden sayın mahkemece takdir edilebilecek bir nispi oran üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilebilineceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/C.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesine saygıyla arz ederim.” denilmiştir.
Mahkememizin 17/09/2020 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 24/10/2020 tarihli ek raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAAT:
KÖK RAPORDA SADECE YAPILAN TAHSİLATLARIN TASNİFİ BAKIMINDAN BİR REVİZYON YAPILMIŞTIR. BUNUN NEDENİ … KAYNAKLI TAZMİNATIN/TAHSİLATIN AYRIŞTIRILMASINA YÖNELİKTİR. KÖK RAPORUN REVİZE EDİLMİŞ EN SON HALİ AŞAĞIDA ARZ EDİLMİŞTİR.
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı/borçlusu … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefillerin Kefalet limiti ve Sorumluluğu: Davalı kefilin/lerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 4.000.000,00TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam nakdi asıl alacak tutarının 2.519.756,87TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı borçlu KEFİLİN (Davalı/kefilin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun sonuçlarında sorumlu oldukları) borcun tamamından tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m.nin sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAĞI:
Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesap edilen
Talep edilmesi gereken
Asıl alacak
2.519.756,87
2.519.756,87
2.519.756,87
İşlemiş faiz
109.762,54
42.040,25
42.040,25
BSMV
5.488,13
2.102,01
2.102,01
TOPLAM ALACAK
2.635.007,54
2.563.899,13
2.563.899,13
4-Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 71.108,41TL (2.635.007,54- 2.563.899,13=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 2.519.756,87-TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %42 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
5-DAVA TARİHİNDEN (29.06.2018) SONRA OLMAK ÜZERE, … kaynaklı TAZMİNAT/tahsilat miktarı 2.308.954,08 TL’dır. Diğer kanallardan sağlanan tahsilat miktarı ise 6.074,25 TL’dır.
İşbu 6.074,25TL’lık tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği düşünülmektedir.
6-İcra İnkar Tazminatı: Davalıların, takibe konu edilen kredi borçlarının ödeme günlerini ve miktarını bilebilecek durumda oldukları gözönüne alındığında, takibe konu edilen alacağın likit ve muayyen olduğu kuşkusuzdur. Kaldı ki hesap kat ihtarnamesiyle de en son borç miktarı zaten bildirilmiştir. Hesap kat ihtarına itirazda edilmiş değildir. Bu bakımdan yukarıda tespit edilen toplam 2.563.899,13 TL alacak üzerinden sayın mahkemece takdir edilebilecek bir nispi oran üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilebilineceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/C.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesine saygıyla arz ederim.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS’mesi, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı, kredi lehdarı davalı … açısından bila tebliğ iade edilmiş ise de İİK 68/b maddesi gereğince kredi lehdarı açısından tebliğ edilmiş sayılması gerektiği, bu nedenle kefile başvuru için TBK 586. Madde gereğince “ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması” koşullarının da gerçekleştiği; 17.05.2018 tarihi itibariyle davalıya tebliğ edilmiş olup, verilen 7 günlük sürenin sonu olan 25.05.2018 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
GKS 10.5. Maddesi gereğince temerrüt faizi oranı bankaca, borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranın 2 katı olarak kararlaştırılmış olup buna göre temerrüt faizi oranın % 42 olduğu ancak ödeme emrinde % 56 istenmiş olmakla % 42’yi aşan faiz oranın yersiz olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi kök raporda dava tarihinden sonra yapılan … kayaklı tahsilatların, kesin hesap sırasında icra dairesince dikkate alınması gerektiğini beyan etse de … ile yapılan sözleşme ve “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki” 2009/15197; 2015/73317; 2016/9538 ve 2017/9969 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarında;özellikle, 31.10.2016 tarih ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/4. Maddesine göre “ Kanuni Takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür. Ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükmü bulunmakta olup Neticeten … A.Ş. adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu, dava tarihinden sonra …’den yapılan tahsillar nedeniyle bu miktar kadar davanın konusuz kalmadığı anlaşılmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların … İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
2.519.756,87 TL asıl alacak,
42.040,25 TL işlemiş temerrüt faizi
2.102,01 TL BSMV olmak üzere
toplamda 2.563.899,13 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 42 sözleşmesel yıllık temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-2.563.899,11TL’nin % 20’si olan 512.779,82TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin 71.108,41 TL istemin reddine,
4-Kötü niyet ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 175.139,95-TL ilam harcından peşin alınan 31.824,31-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 143.315,64-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 31.824,31 TL peşin harç olmak üzere toplam 31.860,21-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 109.975,18-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 10.044,09-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 2.029,50-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.974,73-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.01/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”