Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/587 E. 2019/30 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/587
KARAR NO : 2019/30
DAVA : Sözleşmenin Haksız Feshi Nedeniyle Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/03/2014
KARAR TARİHİ : 16/01/2019

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; taraflar arasında web sitesi tasarım sözleşmesi imzalandığını, sözlü olarak kararlaştırılan sitenin projesi ve fiyatını içeren yazılı iletinin davalıya iletildiğini, KDV dahil 15.694,00 TL fiyatı kabul eden davalının 3.000,00 TL avansı müvekkilinin hesabına yatırdıklarını, müvekkili tarafından davalıya gönderilen internet üzerinde yayın yapabilmesi için gerekli olan paket satın alındığında siteyi yayına açacağını bildiren iletinin davalıya gönderildiğini, bu gönderimden sonra davalının daha önce sözleşmede konuşulmayan bir takım yeni isteklerini müvekkiline 30/12/2013 tarihinde ilettiğini ve sitenin 31/12/2013 tarihine kadar bitirilmesini istediğini, ancak davalının isteklerinin bir günde tamamlanacak değişiklikler olmadığını, müvekkilinin 08/01/2014 tarihinde siteyi teslim almaları için davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının kendilerine ihtarname göndererek siteyi teslim almayacaklarını ve sözleşmeyi feshettiklerini ilettiklerini ileri sürerek sözleşmenin haksız feshi nedeniyle bakiye 12.964,00 TL’nin sözleşmede kararlaştırılan %12 gecikme faiziyle birlikte, ayrıca bakiye alacağın %50’si oranında cezai şartın ve %10 avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkili şirket tarafından talep edilen web sitesinin sözleşmede belirtilen sürede tamamlanmadığını, sözleşmenin başında bu sitenin forex işlemleri için kullanılacağının bildirilmesine rağmen tamamlandığı iddiasıyla müvekkili şirkete gönderilen web sitesinin müvekkili şirketin istek ve tercihlerine, kullanım amacına uygun olmadığını, bu nedenle feshin haklı olduğunu davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, web sitesi tasarım sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle sözleşme bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı ile; iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirlenen sürenin tarafların iradesi ile uzatıldığı, davalı tarafından davacıya verilen bir günlük sürenin makul olmadığı, davalıya gönderilen web tasarımının çalışmakta olduğunun belirlendiği, yine siteye içerik ekleme, silme, güncelleme işlemleri de yapılabildiğinden, ayrıca sözleşmede web sitesinin içeriğinin nasıl olacağının, hangi modülleri ve özellikleri taşıyacağının belirtilmemiş olması sebebiyle ve davacının hazırladığı web sitesi tasarımının içerik planının yapılmış olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenlerle davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu, ancak sözleşmede belirlenen süre sonunda işlemin gerçekleşmemesi nedeniyle verilen makul süreler sonunda işlem yapıldığı, bu sebeple temerrüt tarihinin net olmamasından dolayı da cezai şart uygulanmasının hakkaniyet kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.694,00 TL tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davacının sair taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı 08/01/2018 günlü ilamı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın 5846 sayılı FSEK 76. maddesi uyarınca, bu Kanun’da düzenlenen hukuki ilişkiden doğan bir dava niteliğinde olmadığı, anılan yasa hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durumun olmadığı, uyuşmazlığın web sitesi tasarım sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine ilişkin olduğu, 5846 sayılı FSEK 76. maddesi uyarınca kapsamında ve fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde görülmesi gereken bir dava ve uyuşmazlığın bulunmadığı, dava konusu web tasarımının FSEK kapsamında eser bulunmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle bozularak iade edilmiştir.
Bozma üzerine … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı, 08/05/2018 tarihli kararı uyarınca görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlık; web sitesi tasarım sözleşmesi ile kararlaştırılan edimin gerçekten kararlaştırıldığı gibi hazırlanıp hazırlanmadığı, ifanın vadesinde gerçekleşip gerçekleşmediği, davacının ifa için gerekli şartları yerine getirip getirmediği konularında toplanmaktadır.
Sözleşme metni detaylı olarak incelendiğinde; davalı tarafın nasıl bir hizmet alımını talep ettiği ve bu taleplerin web sitesinde nasıl yer almasını istediği yönünde soyut ibareler haricinde herhangi bir kural yoktur. Her ne kadar web sayfasının davalının talebine göre dizayn edileceği kararlaştırılmış ise de, detaylar somutlaştırılmamıştır. Böyle bir durumda, objektif ve işin özelliğine uygun olarak makul kalitede yapılması gereklidir. Dava konusu web sitesi tasarımı ve içerik yönetimi sisteminin çalışır hale getirilmiş olması itibarıyla sözleşmede kararlaştırılan çerçeveye uygun olarak edimin ifa edildiği söylenebilir. Zira, davalının talepleri somut kriterlere bağlanmamıştır. Ayrıntılı bir belirleme bulunmadığından, kullanacak sitenin kapsamı mahiyetine uygun olarak tasarlanmış web sayfası bulunduğuna, içerik yönetim sistemi çalıştığına göre davacının edimini ifa etmediğinden söz edilemez.
Tasarımın sözleşmeye aykırı olduğunun kabulü ihtimalinde bile davalının sözleşmeyi derhal fesih hakkı bulunmamaktadır. Sözleşmedeki vade kesin bile olsa taraflar zımnen teslim tarihini değiştirmişlerdir. Davacı tarafa 25/12/2013 ve 30/12/2013’te gönderilen e-postada belirttiği hususlardan anlaşılacağı üzere web sitesi tasarımının yakın bir süre içerisinde bitirilmesinin mümkün olmadığından bahsedilemez. Bir başka deyişle, davalı belirtmiş olduğu eksiklikleri gidermesi için uygun bir süre vermesi gereklirdi. Her ne kadar davalı taraf söz konusu e postayı 25 Aralık tarihinde davacıya yollamışsa da adres yanlış yazıldığından e-posta ulaşamamıştır. Ancak bu davalı taraftan kaynaklı bir kusur değildir. Aynı e-posta bu defa 30 Aralık tarihinde gönderilmiş ve 1 günlük süre verilmiştir. Ancak bu süre için kapsam ve mahiyetine uygun değildir.
Sözleşmenin 7. maddesinde davalının para borcunu ödemede mütemerrit duruma düşmesi halinde, dava ya da takip başlatılması durumunda gecikme faizi ile kalan bakiye miktarı %50’si kadar cezai şart ödeneceği öngörülmüştür. Bu sözleşme hükmü niteliği itibariyle ifaya eklenen cezai şart niteliğindedir. Somut olayda teslim ve bedel için ihtar çekildiği ve davalıya süre verildiği anlaşıldığından ihtarname ve tebliğ içeriği uyarınca 14/01/2014 itibarıyla davalının mütemerrit duruma düştüğü anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 4. maddesinde 13.300 TL + KDV olarak bedelin belirlendiği, davalı tarafından yapılan 3000 TL kısmi ödemenin çekişmesiz olduğu, buna göre bakiye 12.694,00 TL bedelin istenebileceği sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan davacı vekili 11/06/2014 havale tarihli replik dilekçesi ile talep sonucunun b bendinde maddi tazminat talebinin aylık %12 gecikme faizi, % 50’si kadar cezai şart ve %10’u kadar avukatlık ücreti ile birlikte sözleşme uyarınca davalıdan tahsilini talep etmiş ise de, buna ilişkin herhangi bir harca esas değer bildirilmediği, harç yatırılmadığı anlaşıldığından, bu kalemlere ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava söz konusu olmadığından bu yönde karar oluşturulmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Bakiye sözleşme bedeli 12.297,00-TL ‘nin 22/01/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı faiz kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre işleyecek ve hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 840,00 TL harçtan peşin alınan 216,80 TL harcın mahsubu ile, bakiye 623,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.725,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 245.80 TL harç gideri, 818 TL posta ve tebligat masrafı, 3.300 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 4.363,80 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.16/01/2019

Katip …

Hakim …

Düzeltme Şerhi: Her ne kadar duruşma kısa kararında sehven istinaf kanun yolu açık olduğu belirtilmişse de, dosya daha evvel Yargıtay temyiz incelemesinden geçtiğinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere düzeltilmiştir.

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*