Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/580 E. 2018/981 K. 08.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/580
KARAR NO : 2018/981

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ile müvekkili bankanın … Şubesi arasında kredi sözleşmesi akdedildiğini, borçlu tarafından kullanılan kredinin vadesinde düzenli olarak ödenmemesi sebebiyle davalıya … Noterliğinin 16/06/1998 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu hakkında … İcra Müd.nün 02/07/1998 tarihinde açılan … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibi açıldığını, iş bu dosyada 950.000 TL üzerinden 3. Kişiye temlik edilerek kredi riskine mahsup edildiğini, davalının kalan kredi borcu açısından … İcra Müd.nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının sözkonusu icra takibine yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine ve davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, dosyaya sunulan kredi sözleşmesinde tarih bulunmadığını, bu kredilerin 1995 yılında kullandırıldığını, bu kredilerin hesabının 1998 yılında kat edildiğini, davacı banka tarafından ihtarnameden sonra müvekkili aleyhine huzurdaki dava konusu alacaktan dolayı takip ve dava açılmadığını, alacağın temerrüde düştüğü tarihten itibaren 14 yıl geçtiğini, öncelikle zamanaşımına uğrayan alacak yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının alacağının zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketten alacağının kalmadığını, davacı bankanın 14 yıl sonra fahiş faiz oranı üzerinden faiz işleterek takip yapmasının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, bu faiz oranının yasaya aykırı olduğunu, … İcra Müd.nün … E. Sayılı dosyasına 950.000 TL ödendiğini, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere davalı müvekkiline kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacının davalıdan toplam 34.287,15 TL asıl alacağının bulunduğu, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar akdi faiz talep edilebileceği, ancak bilirkişi tarafından belirlenen % 110 faiz oranının, 6098 sayılı TBK’nın 7. maddesi gereğince görülmekte olan davalara da uygulanması gereken, 76, 88, 120. ve 198. maddelerine aykırı olduğu, mahkemece TBK’nın 88. maddesi uyarınca tespit edilen faiz oranlarına göre alacağın belirlendiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 34.287,15 TL asıl alacak, 41.501,70 TL işlemiş faiz, 2.075,08 TL BSMV olmak üzere toplam 77.863,93 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 35,5 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, % 40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının 21/06/2016 tarih … esas … karar sayılı ilamıyla “Davacı banka genel kredi sözleşmesi gereğince borçluya teminat mektubu verildiğini ve teminat mektubu komisyonlarının ödenmediğini ileri sürmüştür. Banka komisyon alacağının ödenmesi için hesabı kat ederek 16.06.1998 tarihli ihtarnameyi keşide etmiş ve ihtarname 19.06.1998 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş, verilen 1 günlük süre sonunda borçlu 21.06.1998 tarihinde temerrüde düşmüştür. Ancak, banka icra takibine 10.02.2012 tarihinde başlamış olup, kat tarihi itibariyle takip tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, davalı bu yönde itirazda bulunmuştur. Bu yön gözetilmeden bankanın komisyon alacakları yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Diğer yandan, itirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bir dava çeşitidir. Banka, icra takibinde alacağının dayanağı olarak genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarnamesini göstermiştir. Oysa, yargılama sırasında hüküm altına alınan alacağın davacı banka ile borçlu arasında düzenlenen Borç Tasfiye Protokolünün damga vergisinden doğduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, icra takibinde talep edilmeyen bir alacağın yargılama sırasında incelenerek hüküm altına alınması da kabul şekliyle isabetsizdir.” gerekçesine dayanılarak mahkememizce verilen karar bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı banka genel kredi sözleşmesi gereğince borçluya teminat mektubu verildiğini ve teminat mektubu komisyonlarının ödenmediğini ileri sürmüştür. Banka komisyon alacağının ödenmesi için hesabı kat ederek 16.06.1998 tarihli ihtarnameyi keşide etmiş ve ihtarname 19.06.1998 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş, verilen 1 günlük süre sonunda borçlu 21.06.1998 tarihinde temerrüde düşmüştür. Ancak, banka icra takibine 10.02.2012 tarihinde başlamış olup, kat tarihi itibariyle takip tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, davalının zamanaşımı itirazı da bulunmakla zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı nedeniyle davanın reddi esasa ilişkin olup usulden red kararı gibi değerlendirilemez ve dolayısıyla davalı lehine hükmedilecek red vekalet ücreti maktu değil AAÜT uyarınca hesaplanacak nispi vekalet ücretidir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Zamanaşımı nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 35,90 TL harcın, peşin alınan 596,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 560,10 TL harcın 492 sayılı Yasanın 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.286,86 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 18,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi.. 08/10/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.