Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/566 E. 2020/414 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/539 Esas
KARAR NO:2020/401

DAVA:Alacak (Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/06/2018
KARAR TARİHİ:08/07/2020

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında dava dışı … Ltd. Şti.’nin 200/400 hissesinin devir sözleşmesinden dolayı tanzim edilen senedin borçlu tarafından ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, senedin icra müdürlüğünden geri alındığı sırada kaybolduğunu ve bulunamadığını, bunun üzerine zayi nedeniyle TTK’nın 652 vd. hükümlerince iptaline karar verilen senet bedeli 35.000,00 TL’nin 15/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davacı ile yazılı pay devir sözleşmesindeki gibi 5.000 TL’ye anlaşıldığını, bunun bedelinin eksiksiz ödendiğini, başkaca borcun bulunmadığını, ayrıca söz konusu senedin tahrif edildiğini ve imzanın sahte olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, limited şirket hisse devir sözleşmesi uyarınca düzenlendiği iddia olunan zayi olmuş kambiyo senedi bedelinin tahsili isteminden ibarettir.
Uyuşmazlık, söz konusu zayi olmuş bononun şirket devir sözleşmesi kapsamında borcun tasfiyesi için düzenlenip düzenlenmediği konusunda toplanmaktadır. …. Noterliği tarafından tanzim edilmiş … günlü … yevmiye sayılı taraflar arasında münakit dava dışı … Ltd. Şti.’nin 200/400 hissesinin davalıya devri kapsamında 5.000 TL ödeme yapıldığı sabittir. Söz konusu noter senedi düzenleme biçiminde olup davacının hisse satım bedelinin 5.000 TL bedelde anlaşıldığı şeklinde davacının ikrarını içermektedir. Oysa ki, dava dilekçesinde hisse devir bedelinin 5.000 TL değil 70.000 TL olduğu iddia edilmektedir. Bir başka söyleyişle, davacı vekili taraf muvazaası iddiasına dayanmaktadır. Sözleşmenin tarafı olan kişinin muvazaa iddiasını aynı kuvvette yazılı belge ile ispat etmesi zorunludur. Davacı ise bu yönde herhangi bir yazılı ispat vasıtası sunamadığı gibi davalı yan da tutarlı olarak tüm aşamalarda senetteki imzayı inkar etmiştir. Söz konusu senet zayi nedeniyle iptaline karar verilmişse de, senetteki imzanın davalı eli ürünü olduğunu davacı lehtar ispat etmekle mükelleftir. Yani senedin zayi nedeniyle iptali kararı, senetteki keşideci imzasının davalı borçluya ait olduğuna dair karine yaratmamakta, sadece lehtara ya da hamile, hakkını senetsiz olarak dermeyan etme hakkı bahşetmektedir. TMK’nın 6. maddesi uyarınca senetteki imzanın sahteliği ileri sürüldüğü anda ispat külfeti kendi lehine hak iddia eden davacı lehtar üzerindedir. Ancak, senet aslı zayi olduğundan sunulamadığı için bu yönde inceleme yaptırmak mümkün olmamıştır.
Diğer yandan davacı vekili, davalının imzasını taşıyan senetler ile hisse devir sözleşmesinin aynı tarihli olması nedeniyle HMK’nın 202/2 maddesi anlamında delil başlangıcı teşkil edeceğini, bu nedenle de tanıklarının dinlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Ancak, davalı yan söz konusu senedi verdiğini kesin bir dille reddetmiştir. Yukarıda da izah edildiği üzere zayi olmuş senedin aslı sunulamadığından imza itirazı da karşılanamamıştır. Hal böyleyken aslı bulunamayan senedin salt devir sözleşmesi ile aynı tarihi taşıması gerekçesi ile delil başlangıcı olarak kabulü mümkün değildir. Sözleşmede ya da başka bir yazılı vesikada da işbu bonoya atıf yapılmadığından, delil başlangıcı seviyesine varacak ispat vasıtası bulunamadığından ispat edilemeyen işbu alacak davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 597,72 TL harcın mahsubu ile artan 543,32-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …

Hakim …