Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/542 E. 2019/423 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/542 Esas
KARAR NO : 2019/423 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 29.01.2015 tarihli dilekçesinde özetle; “müvekkilinin 2011 yılı ile 2014 yılları arasında davalıdan elektrik aldığını, müvekkilinin davalıdan elektrik aldığı dönemlerde müvekkilinden fazla olarak kayıp kaçak bedeli, enerji fonu, Trt payı, belediye vergisi, %18 kdv adı altında haksız olarak bir çok bedelin alındığını, davalı şirketin işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu, tahakkuk ettirilen bu kayıp kaçak bedellerinin geri ödenmesi gerektiğini, kaçak elektrik kullanımının suç olmasına rağmen suçu işleyenlerin giderinin normal abonelere yüklenmesinin hak ve nesafete uygun olmadığını, müvekkilinden alınan fazla tutarın toplamda 93.194,25 TL olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinden fazladan alınan 93.194,25 TL’nin ( KDV’li) avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bulunan şirketin kayıp kaçak bedelini belirlerken Elektrik Enerjisi piyasası kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amacına uygun şekilde belirlendiğini, bu bedellerin tahsilinde müvekkilinin bir kusurunun veya kastının olmadığı, Enerji Piyasası Kanunun dava hakkı başlıklı 12. maddesinde görevli yargı merciinin Danıştay olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının dava konusu kayıp kaçak vs bedelleri ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin bu bedelleri ilgili dağıtım şirketine ödediğini, davacının dava konusu yaptığı bedellerin müvekkili bulunan şirkette kalmadığını, davacının davasının haksız olduğunru bu nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Taraf vekilleri delillerini bildirmişler, davacının elektrik abone dosyası ile iade talep ettiği dönemlere ilişkin kayıtlar celp edilmiş, uyuşmazlığın taraflar arasındaki abonelik ilişkisi sebebiyle davalının 01/05/2011 tarihinden 30/11/2014 tarihine kadar kayıp kaçak bedeli ve bedel üzerinden enerji fonu, TRT payı, belediye vergisi ile KDV içindeki kayıp kaçak bedelinin kalemleri olarak davacıdan tahsil ettiği tutarların faiziyle iadesine dair davacı tarafça açılan davada davacının davalıdan talebe konu dönemler yönünden kayıp kaçak bedeli kaynaklı iade alacaklarının bulunup bulunmadığı davalının itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu görülmüş olup mahkememiz yetkili olduğundan davalının yargı yolu itirazı ile yerinde olmayan husumet itirazlarının reddine karar verildikten sonra Sunulu deliller, tarafların ve davalının ilişki dönemine dair ticari defter kayıt ve belgeleri,faturalar incelenerek davacının davalıdan takibe konu kayıp kaçak bedeli kaynaklı davaya ve iadeye konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti yönünden dosyanın resen seçilen elektrik müh bilirkişi Dr. … (İTÜ) ile mali müşavir bilirkişi … ‘e tevdii ile rapor ibrazı istenilmiş, bu bilirkişilerce yapılan inceleme sonrası 02-03-2016 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; teknik olmayan kaçak elektrik ile yüksek hat kmayıpları ile birlikte uygun güçte seçilmeyen trafolar ve 3.kişilerin dağıtım hatlarına verdikleri zaarlara nedeni ile luşan teknik kayıp maliyetlerinde kaçak elektrik önlenmedikçe teknik ve teknik olmayan kayıtların kendi içinde ayrıştırılamayacağı, bu kayıp ve kaçak maliyetlerin davacının talep ettiği maliyetlerden ayrıştırılarak davacıya gei ödenmesi gerektiği, bu açıdan ilgili Yargıtay kararları baz alınarak davacının KDV dahil edilmemiş 73.179,56 TL kayıp kaçak bedeli ve bu bedelin EF, TRT payı ve BTV üzerindeki yükseltici etkisi olan 5.854,22 TL ile bilikte 79.033,78 TL davacının iade alacağının bulunduğunun hesaplandığı ayrıca davalı tarafından tahsil edilen faturalarda KDV içine kayıp kaçak ve kayıp kaçağın EF, TRT payı ve BTV üzerindeki yükseltici etkiside dahil olduğundan davacı tarafından ödenen KDV miktarı 0,18×79.033,78 TL= 14.226,08 TL hesaplanan KDV ile birlikte kayıp kaçakla ilgili toplam tutarın 79.033,78 TL+14.226,08 TL= 93.259,86 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra; “Davacının davasının kısmen kabulü ile; 79.033,78-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Fazla talebin reddine” karar verilmiştir.
Bu karar davalı taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 14.06.2017 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, PSH, iletim, okuma ve dağıtım bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay Bozma ilamındaki sözü edilen tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 18.02.2019 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; ” davacının KDV tayin edilmemiş mükerrer tahsil edilen 53.336,56 -TL kayıp kaçak bedeli ve bu bedelin EF, TRT payı ve BTV üzerindeki yükseltici etkisi olan 5.854,00-TL ile birlikte Marmara Elektriğin uyguladığı EF, TRT Payı ve BTV içindeki kayıp kaçak bedeli tutarı olan 10.121,38 -TL den dağıtım şirketinin uyguladığı EF, TRT Payı ve BTV içindeki kayıp kaçak bedeli tutarı olan 5.854,36-TL nin çıkartılması sonucu bakiye 4.267,02-TL nin ilavesi sonucu 57.603,02-TL belirlenmiştir. Bu miktara % 18 KDV alacağının ilavesi sonucu belirlenen rakam olan 10.368,54-TL nin ilavesi ile 67.971,56-TL olarak belirlenmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince bilirkişi raporuna beyan ve itirazlar sunulmuş olup, alınan bilirkişi raporu hükme dayanak yapılacak yeterlilikte bulunduğundan yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması ve ek rapor alınmasına yönelik davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden mükerrrer tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı talebine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması ve tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gibi hallerde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; … kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır. Konusuz kalan bu kısımla ilgili olarak fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Ancak bilirkişi raporunda davacının KDV tayin edilmemiş MÜKERRER tahsil edilen 53.336,56-TL kayıp kaçak bedeli ve bu bedelin EF, TRT payı ve BTV üzerindeki yükseltici etkisi olan 5.854,-TL ile birlikte Marmara Elektriğin uyguladığı EF, TRT Payı ve BTV içindeki kayıp kaçak bedeli tutarı olan 10.121,38-TL den dağıtım şirketinin uyguladığı EF, TRT Payı ve BTV içindeki kayıp kaçak bedeli tutarı olan 5.854,36-TL nin çıkartılması sonucu bakiye 4.267,02 TL nin ilavesi sonucu 57.603,02-TL belirlenmiştir. Bu miktara % 18 KDV alacağının ilavesi sonucu belirlenen rakam olan 10.368,54-TL nin ilavesi ile 67.971,56-TL nin davalıdan istirdadı gerekmiştir.
Ayrıca davacının ödeme tarihlerinden itibaren dava tarihine kadar işlemiş faiz taleplerinin de yerinde olmadığı, temerrüdün dava tarihi itibarı ile oluştuğu gözönüne alınarak davacının davalıdan toplamda 67.971,56-TL iade olarak alacaklı olduğu ispatlandığından davacının davasının kısmen kabulü ile; 67.971,56-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Kısmen Kabulü ile 67.971,56-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazla istemin reddine,
Yasanın daha sonra değişmiş olması nedeniyle reddedilen kısım için davalı lehine mahkeme masrafı ve ücreti vekalet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına ,
2- Karar ve ilam harcı 4.643,13-TL nin peşin alınan 1.591,53-TL den düşümü ile kalan 3.051,60-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.623,33-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.937,60-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.413,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 7.826,87-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2019

Katip …

Hakim …