Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/537 E. 2020/151 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/537 Esas
KARAR NO : 2020/151
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 22.12.2017 tarihinde, davacının sürücüsü ve sahibi olduğu … plakalı araca davalı … Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortası teminatı altında olduğunu, sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı aracın çarparak hasar görmesine neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ün kusurlu olduğunu, …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/37 D.İş dosyası ile hasar tespitinin yapıldığını davalı sigorta şirketinden hasar tutarının ve değer kaybının talep edildiğini ancak ödenmediğini fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, … plakalı aracın hasar tutarı ile değer kaybının 1.000 TL kısmının kaza tarihi 22.12.2017 itibariyle yasal faizi ile tahsili talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazları bulunduğu, davacının usulüne uygun başvuruda bulunmadığı, kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortanın teminatları altında olduğunu, davalının sorumluluğunun sigorta limiti ve kusuru oranında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle tazminat ödenmediğini, kabul anlamına gelmemekle faizin yasal faiz olması gerektiği, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve temerrüde düşürülmediğinden faizin dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiği, davanın …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/37 D.İş dosyası nedeniyle belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davalının sadece ispatlanmış gerçek zarardan sorumlu olduğu, davacının ispatlayamadığı, kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/537 D.İş sayılı dosyası
2-Poliçe, hasar dosyası,
3-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tramer kayıtları
4-Trafik Tescil Şube Müdürlüğü cevap yazısı,
5-Bilirkişi raporu,
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan aracın hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Araç değer kaybından, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, değer kaybı alacağı sorumluların tamamından talep edebilecektir.
Sigortalı araçta meydana gelen değer kaybının, poliçenin tanzim tarihine göre, davaya konu poliçe 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan sonra ise yeni genel şartlara göre; bu tarihten önce ise yerleşik Yargıtay uygulamasında belirtildiği üzere aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekmektedir.
Zamaaşımı itirazı yönünden; 6098 sayılı TBK.’nın 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Bunun yanında, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda kaza tarihinin 22/12/2017 olduğu, dava tarihinin 11/06/2018 olduğu nazara alındığında zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Başvuru dava şartı yönünden; Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut olay da hasar dosyasının incelenmesinde davacının davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu görülmekle, dava şartı mevvuttur.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Makina Yüksek Mühendisi Bilirkişinin 20/11/2019 tarihli 7 sayfalık raporunda özetle; dava konusu olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken 2 tane kaza bulunduğu ve sadece 2. kazanın dava konusu olduğu; işbu raporda da sadece dava konusu 2. kaza ile ilgili değerlendirme yapıldığını, sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı otomobili ile sol şeritte seyrederken öndeki araçlarla emniyetli takip mesafesini korumadığını, hızını görüş, yol ve trafik şartlarına göre ayarlamadığını, kontrolsüzce sağ şeride geçerek sağ şeritte normal seyreden … plakalı otomobile sol yandan çarparak kontrolden çıkmasına ve öndeki … plakalı otomobile çarpmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 52/b – 56/c – 84/f ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/b -107 – 157/a16 maddelerinde açıklanan kusurları işlediğini, dava konusu 2. zincirleme trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, sürücü …’in yönetimindeki … plakalı otomobili ile sağ şeritte normal seyrederken kontrolsüzce şerit değiştiren … plakalı otomobilin sol yandan çarpması ile kontrolden çıkarak öndeki … plakalı otomobile arkadan çarptığı için dava konusu 2. zincirleme trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, sürücü … ’nun yönetimindeki … plakalı otomobili ile sağ şeritte normal seyrederken kontrolsüzce şerit değiştiren … plakalı otomobilin sol yandan çarpması ile kontrolden çıkan … plakalı otomobilin arkadan çarptığı sonucu kazaya karıştığı için dava konusu 2. zincirleme trafîk kazasının meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, tazminata konu … plakalı, … marka tipi, 05.12.2012 tarihinde trafiğe çıkmış, 2012 model, 22.12.2017 tarihinde, 5 yıl ve 69.039 km kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, … adma tescilli hususi otomobilin teknik ve ticari yönden pert durumunda ve hasar tutarının 16.000 TL olduğunu pert halinde otomobilin hasar tutarı belirlenirken kaza öncesindeki rayiç fiyatının ödenmesi esas alındığı için ilave değer kaybı olmayacağını, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … sayılı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası poliçesi ile … plakalı aracın 03.02.2017-03.02.2018 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 22.12.2017 tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altına alındığını ve kaza tarihinde maddî teminat limitinin 33.000 TL olduğunu, zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartların A.3 maddesi gereğince mağdur aracın onarım bedeli ile değer kaybının gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu 99 ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.2.a maddeleri gereğince temerrüt tarihi 15.01.2018 itibariyle yasal faiz talep edilebileceğini, … plakalı otomobilin 16.000 TL pert hasar tutarının temerrüt tarihi 15.01.2018 itibariyle yasal faizi ile talep edilebileceğini bildirmiştir.
Davacı vekili 05/12/2019 tarihinde talep sonucunu artırarak., 16.000,00-TL’ye yükseltmiş, bedel artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 22/12/2017 tarihinde çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında sorumludur. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere kaza tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığı gibi, davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuruda bulunulmuştur. Bu kapsamda mahkememizce tüm deliller toplanmış, alanında uzman bilirkişiden rapor alınmış, hüküm kurmaya ve denetime elverişle bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Davalının sigortalısının %.100 kusurlu olduğu, davalı sigortanın işbu değer kaybından sorumlu olduğu, kaza tarihinin 22/12/2017 olduğu, davacının aracındaki değer kaybının genel şartlara eklenen formüle göre hesaplandığında aracın ağır hasarlı olduğu, onarılmasının ekonomik olmadığı görülmekle aracın pert kabul edilmesi gerekmektedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2011/6558 Esas 2012/1313 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere sigortalı aracın tam hasara uğraması halinde hasar konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerden, sovtaj değerinin düşülmesi ve bakiyesine hükmedilmesi gerekir. Bilirkişi tarafından aracın rayiç değeri belirlenmiş, rayiç değerden sovtaj bedeli düşülmüştür. Tüm bu açıklamalarla davacının davasında haklı olduğu, davasını ispatladığı kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temerrüt tarihi yönünden; Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda Söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda davacının davalıya başvuruda bulunduğu tarih açıkça belirlenememekle birlikte, hasar dosyasında bulunan hasar ihbar fişinin incelenmesinde zarar görenin … olduğu eksper atama tarihinin 03/01/2018 olduğu görülmekle bu tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle 16/01/2018 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 16.000,00-TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 16/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 68,31-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL’den düşümü ile bakiye kalan 32,41-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 726,50-TL yargılama giderinın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır