Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/525 E. 2019/103 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/525 Esas
KARAR NO : 2019/103
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/08/2002 (Bozma Öncesi 20 ATM 2011/10-2014/105)
KARAR TARİHİ : 06/02/2019

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı …’ın 13.06.2000 ile 11.03.2002 tarihleri arasında müvekkili şirkette çalıştığını, işten ayrılmasından sonra yapılan incelemelerde anılan davalının, bir takım sahte talimatlarla müvekkilinin, diğer davalı banka nezdinde bulunan hesaplarından usulsüz biçimde para çektiğinin tespit edildiğini, işten ayrılmadan önce başladığı usulsüz işlemlere işten ayrıldıktan sonra da devam ettiğinin anlaşıldığını, bu nedenle hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın hesaptan para ödenmesine ilişkin talimatlardaki imzaların gerçekten müvekkili şirket yetkilisine ait olup olmadığını kontrol etmeden ve müvekkilinden teyit etmeden söz konusu ödemeleri yapması nedeniyle kusurlu olduğunu, bu nedenle oluşan zarardan müvekkiline karşı sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 62.209 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı banka vekili, davaya konu edilen işlemlerin, davacı hesaplarının normal işleyişine dahil olduğunu, işlemlere dayanak talimatlar altındaki imzalar ile davacı şirketin imza sirküleri ve itiraz konusu edilmeyen işlemlerdeki imzalar arasında benzerlik bulunduğunu, usulsüz işlemleri gerçekleştirdiği ileri sürülen diğer davalı …’ın, söz konusu işlemlerden önce de benzer şekilde hesaplardan para çektiğini, anılan davalının işten çıkarıldığının müvekkiline bildirilmediğini, şirkete ait basılı evrak ve kaşenin güvenilir olmayan kişilerin eline geçmesine davacının yol açtığı, müvekkiline yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını, asıl davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, bir dönem davacı şirkette çalışan müvekkilinin, davacıya izafeten davalı bankadan para çektiğini, işten ayrıldıktan sonra da devam eden bu işlemlerin, davacı şirketin yetkilisi olan … ile olan samimiyetten kaynaklandığını, davaya konu olan tutarlardan hangilerinin müvekkili tarafından çekildiğinin ancak yapılacak bir imza incelemesinden sonra ortaya çıkacağını, müvekkilinin çektiği paraları şirket muhasebesine teslim ettiğini, ciddi bir şirkette banka hesaplarının aylarca kontrol edilmemesinin, kontrol edilmese dahi para kaybının fark edilmemesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı ilamı ile iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu para ödeme işlemlerine dayanak talimatlardaki imzaların, davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, ödemelerin yapılmasına ilişkin 12 adet dekonttaki imzaların davalı …’a ait olduğu, 5 adet dekonttaki imzaların ise adı geçen davalıya ait bulunmadığı, davalı …’ın imzası bulunan belgelerle çekilen paradan sorumlu tutulduğu, davalı bankanın sorumluğunun ise kusursuz sorumluluk olması sebebiyle sahte belgelere dayalı olarak yapılan ödemelerden kaynaklanan zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı …’ın 35.961 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla 62.209 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı banka vekili temyiz etmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiştir.
Davalı bankanın temyiz sebepleri yönünden ise, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı 11/06/2015 tarihli ilamı ile, davalı banka nezdindeki davacı hesabından usulsüz şekilde işlem yapan diğer davalının, davacı şirketin çalışanı olması nedeniyle iyi adam çalıştırmayan ve ayrıca daha önce de davalı bankada şirket adına işlem yapan bu kişinin davacı şirketteki işinden ayrıldığını davalı bankaya bildirmeyen davacının da olayda müterafik kusuru bulunmakta olup mahkemece davacı şirketin müterafik kusur oranı tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararımız bozularak mahalline iade edilmiştir.
Mahkememizce yöntemine uygun duruşma açılarak bozma ilamına karşı duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinden diyecekleri sorulduktan sonra bozmaya uyulmasına karar verilerek, bozma içeriği doğrultusunda takdiren %20 indirim yapılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı … yönünden temyiz olmadığından ona ilişkin kısım kesinleştiğinden bu yönde karar oluşturulmasına yer olmadığına,
2-Davalı banka yönünden tespit edilen 62.209,00-TL maddi zarardan yargıtay bozma ilamı uyarınca takdiren %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılarak 49.767,20-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Daha önceki kararda tespit edilen 4.249,50 TL harcın 3.399,59 TL kısmından 840,00 TL harcın mahsubu ile, bakiye 2.559,59 TL tutarındaki tutardan davalı banka da sorumlu tutularak müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ve daha önceden hükmedilen 7.142,99 TL vekalet ücretinin 5.824,39 TL kısmından davalı banka da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Müterafık kusur indirimi takdiri indirim sebebi olduğundan reddedilen kısım üzerinden davacı aleyhine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Bozma öncesi sarfedilen 5.665,90 TL yargılama giderinin davacı ile davalı bankanın haklılık durumları gözetilerek 4.532,72 TL’sinden davalı bankanın sorumlu tutulmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.06/02/2019

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*