Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/516 E. 2021/347 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/516 Esas
KARAR NO:2021/347

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/06/2018
KARAR TARİHİ:15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … kalkışması sonrası adı … soruşturması kapsamında anılan, … isimli şahsın %95 ortağı bulunduğunu, bu sebeple … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından şirket işlemlerini yürütmek üzere kayyum atanmasına ve kayyum olarak da …’nin atanmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin kayyuma devrinden yaklaşık bir yıl önce, … ile müvekkili şirketin arasında 30/09/2015 tarihli belgeye göre … Ltd. Şti. ile ….’nin 250.000,00 USD peşin, 15/10/2015 tarihinde 450.000,00 USD olmak üzere toplam 700.000,00 USD’nin ilgili tarihlerdeki TCMB kuru üzerinden Türk Lirası olarak ödemeyi, …’nun ise dolaylı hissedarı bulunduğu … A.Ş.’nin toplam sermayesinin 1,00035’ini temsil eden hisseleri veya doğrudan hissedarı bulunduğu … toplam sermayesini temsil eden hisselerin %48,05’ine sahip ….’nin toplam sermayesinin %2,082’sini temsil eden hisselerini müvekkili şirkete 01/10/2016 tarihine kadar devretmeyi, bahsedilen şirketlerin hisselerinin kısmen veya tamamen üçüncü kişilere satılması halinde 1.500.000,00 USD’nin müvekkili şirkete ödenmesi hususunda sözleşme tanzim edildiğini, diğer davalı …’ın da bu sözleşmeye şahsen kefil olduğunu, davacı ve davalı şirketler arasında düzenlenen bu anlaşmaya uygun olarak müvekkili şirket kayıtlarından gerekli ödemelerin belirtilen tarihte yapıldığının anlaşıldığını, … yetkilileri ile yapılan görüşmelerde ilk sözleşmeye karşılık teminat olarak 700.000,00 USD bedelli, 01/10/2016 vade tarihli bono senedinin …’a teslim edildiğini öğrenildiğini ancak bu evrakın aslının şirket kayıtlarında bulunmadığını, taraflarınca … A.Ş.’ne …. Noterliği vasıtası ile 09/01/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek sözleşmeden doğan alacağın … Ltd. Şti’ne ödenmesi gerektiğini bildirildiğini, ancak davalı şirket yetkililerinin borçlu olduklarını açıkça kabul ettikleri miktarı ödemek yerine sürekli müvekkil şirketi oyalayıp, talep edilen bedeli ödemekten kaçındığını, taraflarınca borçlu şirket hakkında davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra katibi yapıldığını, bu takibe de davalı borçluların itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirket ile … … A.Ş. ve … arasında sözleşmeden doğan alacağın tahsiline yönelik …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından borçlular hakkında yapılan ilamsız icra takibine haksız ve kötü niyetle yapılan itirazın iptalini, borçluların her türlü mal, hak ve alacaklarının üzerine müvekkil şirketin alacaklarının teminat altına alınması için ihtiyati haciz konulmasını, borçlular aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hisselerinin %94,58’inin halka açık olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 30/09/2015 tarihli bir Finansman Sözleşmesinin imza edildiğini, bu türden bir sözleşmenin sadece taraflara özgü bir işlem olmadığını, davacı şirkete …’nin kayyum olarak atandığını öğrenen müvekkilinin bizzat …’ye başvurduğunu, müvekkilinin …’ye başvurusunun üzerine kayyum sıfatını haiz …’nin kararı ile oluşturulan müdürler kurulu tarafından yönetilen davacı şirketin, müvekkili şirkete ….Noterliği’nin 13/01/2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiğini, … adına Av. … tarafından müvekkili şirkete ….Noterliği’nin 16/02/2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, …’nin ihtarını ve mevcut durumları gözeterek, müvekkili şirketin, alacağın temliğine rağmen, temlik alan sıfatı ile hareket eden ….’ye ödeme yapmadığını, … Inc. tarafından söz konusu alacağın temliği sözleşmesi tahtında … mahkemeleri nezdinde Mart 2017 tarihinde alacak davasının açıldığını ve bu davanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin … olaylarından itibaren alacak davasında müvekkiline destek olması için defalarca davacı şirket adına hareket eden kayyumlardan talepte ve …’ye ziyaretlerde bulunduğunu, … şirketinin …’nin devir sözleşmesini geçersiz olarak kabul etmesinin yasal olmadığını iddia ettiklerini, müvekkili şirketin aynı sözleşmeye dayalı aynı borçtan dolayı ve bu borcun temlik edilmesinden dolayı, hem temlik edene hem de temlik alana ödeme yapamayacağını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi … Inc. İsimli şirket ile müvekkili şirket arasında hiçbir ilişki bulunmadığını, aynı alacağa ilişkin olarak … mahkemeleri nezdinde dava açılmış olup, müvekkilinin hem temlik edene, hem temlik alana aynı tutarı ödemesinin hukuken söz konusu olamayacağını, bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, çekişmeli bir alacak karşısında müvekkili şirketin şayet bir ifa varsa, ifada bulunmaktan kaçınabileceğini, müvekkili şirketin muayyen bir ikametgahı bulunmasına ek olarak mallarını gizleme, kaçırma, kaçma kastı ve girişiminin bulunmadığını, bu nedenle … mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davanın bekletici mesele yapılmasını, haksız davanın tüm talepleriyle birlikte reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
6758 S.K. 20 maddesi “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun satış ve tasfiyeye ilişkin yetkileri
MADDE 20- (1) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler, bu Kanun ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. Bu madde kapsamında Fon tarafından atanan veya görevlendirilenler hakkında ve bu kapsamda icra edilen iş ve işlemler hakkında 25/7/2016 tarihli ve 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 37 nci ve 38 inci maddeleri uygulanır. Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere Fon Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahiptir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da bunların varlıklarının bu madde kapsamında satışından elde edilecek tutarlar yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılır.
(2) Şirket varlıklarının ticari iktisadi bütünlük yoluyla satışına karar verilmesi halinde Fon Kurulu, geçmiş dönem borçlarını, bu borçların … terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödettirmeye yetkilidir.
(3) Bu madde hükümleri, kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının veya bunların bağlı olduğu şirketlerin Hazine tarafından devralınan varlıklarının satış ve tasfiyesini teminen Maliye Bakanlığınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi durumunda da uygulanır. Devredilen varlıkların satışından elde edilen tutarlar Maliye Bakanlığına aktarılır.”şeklindedir.
5411 S.K’nun 134 maddesi
” Madde 134 — ….
Bu Kanunun 71 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükmü uyarınca faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen gerçek ve tüzel kişiler ile gerçek kişilerin kan ve kayın hısımlarının edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacakların banka kaynağı kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilir. Bu gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında bu madde hükümlerini uygulamaya Fon yetkilidir. Bu suretle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanıldığı tarihten sonra üçüncü kişilere yapılan satış, devir ve temlik, sınırlı aynî hak tesisi gibi işlemler ile üçüncü kişiler lehine tesis edilen aynî ve şahsi her türlü hak Fona karşı hüküm ifade etmez. Bu hukuki işlemlere taraf olan, küllî ve cüz’i halefleri dâhil tüm şahısların, yukarıda belirtilen işlemlerin gerçekleşmesinden sonra edindikleri ve/veya edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Yukarıda belirtilen işlemlere taraf olan üçüncü kişiler bankanın faaliyet izninin kaldırılması veya yönetim ve denetiminin Fona devrinden sonraki işlemler nedeniyle, bu maddenin birinci fıkrasında sayılan kişiler ise bankanın faaliyet izninin kaldırılması veya yönetim ve denetiminin Fona devrinden önceki ve/veya sonraki işlemler nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunamazlar. Bankanın faaliyet izninin kaldırılması veya yönetim ve denetiminin Fona devrinden önce satış, kira, devir ve temlik gibi işlemler ile aynî ve şahsi hak tesisine ilişkin işlemlere taraf olan üçüncü kişiler iyiniyetli olduklarını kanıtlamak zorundadırlar.
Bu maddenin birinci fıkrasında sayılan gerçek ve tüzel kişilerin yönetim ve/veya denetimindeki şirketlerde ve/veya işletmelerinde iş akdine bağlı ve/veya bağlı olmaksızın geçici veya sürekli olarak istihdam edilen şahısların kurucusu, ortağı, yöneticisi veya denetçisi olduğu şirketlerin; bir iş akdine bağlı olmaksızın, yukarıda sayılan şahısların vekâleten ve/veya ticarî mümessil ve/veya ticarî vekil sıfatıyla ve/veya vekâletsiz iş görme hükümleri gibi herhangi bir hukukî ilişkiye dayanarak geçici ve/veya sürekli olarak temsil eden şahıslar ile temsil ettikleri gerçek ve/veya tüzel kişilerin; bu fıkrada belirtilen şahıslar dışındaki ve/veya bunlar tarafından kurulan şirketlere bankacılık mevzuatına ve/veya teamüllerine uyulmadan ve/veya teminatsız ve/veya yetersiz teminat ile kredi kullandırılan ve/veya genellikle faaliyet yeri olarak aynı adresi kullanan ve/veya yapılan sözleşmelere cayma hakkı ve/veya borcun nakli gibi hükümler koymak suretiyle kullandıkları kredileri ve/veya banka kaynaklarını bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak tek başına ve/veya birlikte elinde bulunduran gerçek ve tüzel kişilere ve/veya bunların ve/veya bankanın iştiraklerine ve/veya doğrudan veyahut dolaylı bağı bulunan şahıs ve şirketlere yukarıdaki fıkralarda sayılan gerçek veya tüzel kişilere aktarılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin kullanmış oldukları krediler ve/veya banka kaynakları bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklar tarafından kullanılmış banka kaynağı sayılır ve bu şahıslar ile edindikleri ve/veya üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, alacak ve haklar hakkında bu madde hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun 71 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükmü uyarınca faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankanın hâkim ortakları, yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve bunların eş ve çocukları ile evlatlıklarının, bunların diğer kan ve kayın hısımlarının ve imzaya yetkili banka mensuplarının kendi aralarında veya üçüncü kişilerle yaptıkları taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeler mahsus siciline veya defterine kayıt ya da şerh edilmiş olsun veya olmasın her türlü şahsi haklar ve/veya zilyetliğin devrine dair sözleşmeler dâhil her türlü tasarrufları ile kara, hava ve deniz taşıtları gibi taşınır ve yalı, villa, ada, site, tüm eklentileri ile çiftlik gibi taşınmazlarla ilgili adi ve hasılat kira sözleşmeleri, taşınır veya taşınmaz mal, finansal kiralama sözleşmeleri, uydu ve kablolu yayın kanalı kullanma hakkı, televizyon kanalı ile gazetelerin yayım hakkı, marka ve lisansı devir ve kullanma hakkı veren sözleşmeleri, idare ve hizmet vekâleti ile Avrupa Birliği standartları üzerinde prim ödemek suretiyle yapılan hayat, bireysel emeklilik, ihtiyarlık ve sağlık sigorta sözleşmeleri ve limitli veya limitsiz kredi kartı ile ATM kartı sözleşmeleri ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller ile her türlü hisse devir sözleşmeleri Fon Kurulunun kararıyla geçersiz sayılır. Bu sözleşmelerin geçersizliğinden dolayı karşı tarafça açılacak tazminat davalarında sözleşmede muvazaa bulunmadığını ve sözleşmeyle ödenen bedelin muvazaalı olmayan rayiç bedel olduğunu ispat yükü davacıya aittir….” şeklindedir.
Alacağın devri işleminde yabancılık unsuru çoğunlukla borçlu, alacaklı (devreden) veya devralanın yabancı olmasından doğmaktadır. Bunun yanısıra, taraflar yabancı olmasa dahi, alacağın devri işleminin başka bir ülkede yapılması, devir işleminin sonuçlarının başka bir ülkede doğması gibi alacağın devri ile alakalı uyuşmazlığı bir şekilde mahkemenin hukuku (lex fori)’den başka bir devletin hukuku ile bağlantısını sağlayan öğelerin varlığı halinde de yabancılık unsuru söz konusu olabilecektir.
Alacağın devri işleminin temelde yer alan sözleşmeden ayrı olarak yapılması ve devir sözleşmesinde temeldeki sözleşmeye hiçbir atıf yapılmaması halinde ise, MÖHUK m.24/4’te yer verilen istisna kuralı kapsamında hal ve şartların temel sözleşmeyi işaret edip etmediğine bakılmalıdır. Devir sözleşmesini çevreleyen hal ve şartların, temel sözleşmedeki karakteristik edim borçlusunun mutad meskeni, işyeri veya yerleşim yeri hukukunu “daha sıkı ilişkili” hukuk olarak işaret etmesi halinde alacağın devri sözleşmesine, dolayısıyla da taraflar arasındaki ilişkiye, bu hukuk uygulanmalıdır. Alacağın devri sözleşmesini çevreleyen hal ve şartların herhangi bir temel sözleşmeye işaret etmemesi halinde ise, alacağın devrinin soyut olarak yapıldığı kabul edilmeli ve devir sözleşmesine devredenin mutad meskeni, işyeri veya yerleşim yeri hukuku uygulanmasının kabulü yerinde olacaktır. “(Bknz. Yabancı Unsurlu Alacağın Devri İşlemine Uygulanacak Hukuk Talat Kaya https://www.researchgate.net/publication/335431929_Yabanci_Unsurlu_Alacagin_Devri_Islemine_Uygulanacak_Hukuk)
Somut olayımızda da asıl borç ilişkisindeki alcaklı ve borçluların mutad meskeni/iş yeri Türkiye olup, davacı şirket ile … Inc arasında Atlanta Noterliğinde düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinin (30.09.2015 tarihli Finansman Sözleşmesinden kaynaklanan alacakların devrinin) Türk Hukukuna tabi olduğu, …’nin 05.02.2021 tarihli kararı ile bu temlik sözleşmesinin 6758 S.K.’nun 20. maddesi yollamasıyla 5411 S.K’nun 134 maddesi uyarınca geçersizliğine karar verildiği, temlik alacaklısının Türk Hukukuna göre 5411 S.K’nun 134 maddesi gereğince ancak “Bu sözleşmelerin geçersizliğinden dolayı karşı tarafça açılacak tazminat davalarında sözleşmede muvazaa bulunmadığını ve sözleşmeyle ödenen bedelin muvazaalı olmayan rayiç bedel olduğunu ispat yükü davacıya aittir.” düzenlemesi kapsamında dava açması gerektiği anlaşılmakla 12.11.2020 tarihli celsenin 1. ara kararı gereğince verilen Davacı tarafa …’e karşı 01.06.2016 tarihli devir ve temlik sözleşmenin muvazaa nedeniyle iptali için dava açmak için süre verilmesi ara kararından vazgeçilmiştir.
Taraflar arasında borca ve miktarına ilişkin bir ihtilaf bulunmayıp, bu borcun alacağın temliki sözleşmesi dikkate alındığında kime ödenmesi gerektiği ihtilaf konusudur.
…’nin 05.02.2021 tarihli kararı ile bu temlik sözleşmesinin 6758 S.K.’nun 20. maddesi yollamasıyla 5411 S.K’nun 134 maddesi uyarınca geçersizliğine karar verildiği dikkate alındığında bu ihtilaf konusu 5411 S.K’nun 134 maddesinin verdiği yetki uyarınca …’ce sonuca bağlandığı dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı …’nin 05.02.2021 tarihli kararı ile bu temlik sözleşmesinin 6758 S.K.’nun 20. maddesi yollamasıyla 5411 S.K’nun 134 maddesi uyarınca geçersizliğine kararının iptali için dava açtığını beyan edip bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de; davalı temlik sözleşmesinin tarafı olmadığı dikkate alındığında idari yargıda açılan davanın beklenilmesine gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı … mahkemelerinde açılan davanın bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de, temlik alanın açtığı söz konusu davanın “alacağın temliki işleminin muvazaalı olduğuna ilişkin davanın” bekletici mesele yapması gerektiği, somut olarak da … Mahkemesince bekletici mesele yapılması gereken söz konusu davanın 5411 S.K’nun 134 maddesinin verdiği yetki uyarınca …’ce sonuca bağlanarak çözüme ulaştığı, mahkemizdeki davanın sonuçlandırılması için … Mahkemesine açılan davanın sonuçlanmasının beklenilmesine gere olmadığı, davamızı etkileyecek nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş oması ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olması gerektiği ancak sözleşmedeki davalı …’un kefaleti, miktar tarih ve müteselsil kelimesinin el ile yazılmaması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmış ve bu davalı açısından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın davalı şirket açısından kısmen kabulüyle davalı şirketin …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
1.500.000 USD asıl alacak, üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
1.500.000 USD’nin takibin açılış tarihi olan 30.05.2017 tarihindeki Merkez Bankasının efektif satış kuru olan 3,5760 TL’ye göre çevrilen 5.364.000 TL’nin % 20’si olan 1.072.800 TL tazminatın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kötü niyet ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine,
2-Davanın davalı … açısından reddine,
Kötü niyet ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine,
3-Davalı şirket açısından;
a)Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 366.414,84-TL ilam harcı ve 59,30-TL başvuru harcı olmak toplam 366.474,14‬-TL harcın davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden,karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 142.265,00-TL vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davalı şirket, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 23.860,11-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
d)Davacı tarafından yapılan 609,90-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 585,86-TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … açısından;
a-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b)Davalı … tarafından yapılan 4,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
c)Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.15/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …