Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/511 E. 2019/670 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/511
KARAR NO: 2019/670

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/06/2018
KARAR TARİHİ: 01/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiği ve takibin durduğunu, müvekkil ile davalının arkadaş olduğunu, davalı tarafın güzellik salonu açmak için müvekkilden 18.000,00 TL borç para istediğini, müvekkilin arkadaşı olan davalıya destek olmak için kendisinden talep edilen miktarı davalı borçluya verdiğini, borca teminat olarak bono aldığını, davalının müvekkile verdiği bonoda alacaklı kısmna davalı borçlunun adının yazıldığını, müvekkilin Türk vatandaşı olmamasından ve bononun nasıl düzenleneceğini bilmiyor olmasından faydalandığını, bononun alacaklı kısmına kendi adını yazarak kendisini garanti altına almaya çalıştığını ve ödeme niyeti olmadan borcu aldığını belli ettiğini, haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilin borcun ödenmesi için defalarca talepte bulunduğunu fakat davalı borçlunun müvekkili oyaladığını, müvekkil ile davalı borçlu arasındaki mesajlaşmaları ekte sunduğunu, yapılan konuşmalarda davalı borçlunun 18.000,00 TL borçlu olduğunu kabul etmekle birlikte ödemek için parası olmadığını da iddia ettiğini, HMK 202’ye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunması halinde tanık dinlenebilceğinin düzenlendiğini ve buradan yola çıkarak mahkemeye sundu alacaklı ve borçlusu aynı kişi olarak düzenlenmiş bononun ve telefon mesajlaşmalarının delil başlangıcı olarak kabulü ile HMK m. 202 gereği tanık dinletme talebinin bulunduğunu, itirazının iptalini ve takibin devamını, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalıdan % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile davacı tarafa borcu bulunmadığını, tam tersi davacının 17.000,00 TL borcu olduğunu, davacının yoğun israrı ile kendisi ile ortak (yarı yarıya) giderleri ödemek kaydı ile bayan kuaförü açmaya karar verdiğini, davacının dükkan açmak için 35.000,00 TL yi kendisinin vereceğini taahhüt ettiğini, kendisine de hisse vereceğini, davacının kendisini ikna etmek için nasıl davrandığına tanıkların şahit olduğunu, kendisinin dükkanı açmak için ikna olduktan sonra davacının kendi kullanacağı kuaför malzemelerini aldığını ve 18.000,00 TL verdiğini iddia ettiğini, resmi olarak dükkan davalı üzerine olduğundan kendisini garantiye almak için dükkanın masrafı için 17.000,00TL getirirse bu örneğe göre kendisine senet vereceğini söylediğini, 17.000,00TL yi davacının vermediğini, müvekkilin senet vermediğini ama davacı giderken senedi yanında götürdüğünü ve zaman zaman davalıyı tehdit ettiğini, haksız kazanç sağlamak için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davacının çok iyi Türkçe bildiğini ve 15 yıldan fazla Türkiyede ailesi ile birlikte yaşamakta olduğunu, daha önceden de davacının … ile çalıştığını, ticaret hayatını da gayet iyi bildiğini, davacının müvekkile karşı hileli davranışlarda bulunduğunu ve dava ile de haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, haksız davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
2-Tanık beyanları
3-Tarafların beyan ve delilleri,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava kambiyo senedinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiştir. Takip dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine 18.000,00-TL asıl alacak 754,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.754,52-TL ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 09/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14/05/2018 tarihinde süresi içerisinde itiraz ettiği görülmüştür.
Dava konusu senedin incelenmesinde keşidecisi ve lehtarının davacı … olduğu görülmüştür.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ nin 03/04/2014 tarih ve 2014/5149 Esas, 2014/10114 Karar sayılı ilamında belirtilidiği üzere; HMK’nun 199.maddesinde” Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.”şeklinde düzenleme ile mail, telefon mesajları da bu madde kapsamında belge olarak kabul edilmiştir. HMK’nun 202.maddesi hükmünde” (1)Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.(2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.”şeklinde düzenleme yapılarak bu tür belgeler yazılı delil başlangıcı yapılarak tanık deliline başvurma imkanı getirilmiştir. Mahkememizce tarafların sunmuş oldukları mesajlar esas alınarak tarafların bir kısım tanıkları dinlenilmiş, davalının dinlenilmeyen tanıklarına çıkarılan davetiyeye rağmen hazır olmadıkları görülmüş, mahkememizce yargılamanın gelmiş olduğu aşama da nazara alınarak tanık dinlenme ara kararından rücu edilerek tahkikata son verilmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “dava konusu senedi davalı borcuna karşılık davacıya imzaladı, düzenleyerek verdi. Ancak ben Azeriyim senette tam olarak ne yazıldığını bilmiyorum. Borç ilişkisinin kaynağını bilmiyorum. ” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” benim senede ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yoktur, sadece davacı bana böyle bir senet olduğunu ve davalının ödemediğini söyledi. ” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında; ” taraflar arasında bir ortaklık yapılacağı bu nedenle de davalı … davacıya senedi düzenleyerek verdiğini, davalının anlattığı kadarıyla biliyorum. Bu sırada davalının işyerinde çalışıyorum. ” demiştir.
Poliçeye ait hükümlerden hangilerinin bonoya uygulanacağını gösteren TTK’ nun 690.maddesinde (6102 sayılı yasanın 778. maddesi), poliçe ile ilgili 585.maddeye (6102 sayılı yasanın 673. maddesi) bir atıf yapılmadığından, genellikle, bir kimsenin “ kendi emrine” bono tanzim edemeyeceği kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, bono tanzim eden kendisini lehtar olarak gösteremez. Aynı şekilde, 690.maddede 585.maddeye atıf yapılmamış olduğu için bir bononun “üçüncü şahıs hesabına” düzenlenmesine de imkan yoktur (Öztan, F.:Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s. 987). Bonoda aynı kişinin hem keşideci hem de lehtar durumunda olması hukuken mümkün bulunmadığından, takibe konu senedin bono vasfında değildir. (Y.19.H.D. 2007/1724E-2007/5970K, 2008/9888E – 2008/10682)
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Mahkememizce her ne kadar tarafların bir kısım tanıkları dinlenilmiş olsa da, dava konusu takibin dayanağı olan bononun keşideci ve lehtarının aynı kişi olduğu, bunun hukuken mümkün olmadığı, o halde takip konusu senedin bono vasfı olmadığı, davacının alacaklı olamayacağı, davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 213,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 169,23 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır