Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/509 E. 2022/84 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/509 Esas
KARAR NO : 2022/84
DAVA : Alacak ( Franchise Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile Nisan 2017 yılında franchise sözleşmesi yaparak kendilerine bayilik verdiğini, davalının satış yapmasına rağmen ödemesi gereken ücretleri ödemediğini, müvekkili şirketin ise davalıya ürün göndermeye devam ettiğini, bunun üzerine noter kanalıyla davalıya ihtarname göndererek alacak talep edilip aksi halde sözleşmenin sonlandırılacağının ihtar edildiğini, buna rağmen ve şifahi görüşmeler dışında hiçbir ödemede bulunulmadığını, sözleşmenin feshedildiğini ve durumun noter kanalıyla davalıya bildirildiğini, davalının sözleşmeyi feshetmeyeceklerini ve anahtar teslimi yapıp, malları bırakmayacaklarını bildirdiğini, bunun üzerine ödenmeyen kira borçlarını da içeren alacakları ve kiralanan tahliyesi için … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, söz konusu bayiliği kapatmak isteyen müvekkilinin işbu bayiliği kapatamamasından kaynaklı olarak müvekkili şirket her geçen gün zarar ettiğini, sözleşmenin iptalini ve davalının borcunun taraflarına ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, aylık yapılan kira ödemelerinin cari hesap adı altında ödemesinin yapıldığını bu nedenle davacının alacağının kalmadığını, kira borçlarının da bulunmadığını, davanın kötü niyetli olduğunu, ticari ilişki başlamadan önce davacıya 270.000 TL ödeme yapılarak mağazanın satın alındığını, akabinde ise, davacıya yapılacak ödemelerin, her ay satılan konsinye ürünlerden hak edişleri olan bölüm süresinde yapıldığını, ödemeler eksiksiz yapılmışken bazı zamanlarda davacı tarafından kendilerine ürün temin edilmediğini ve 10 aydır tek parça ürün dahi gönderilmediğini, bu nedenle mağdur edildiklerini ve mağazanın çalışamaz hale geldiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, franchise sözleşmesinin feshi ve sözleşmeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Talep sonucu ve içeriği yeteri kadar açık olmadığından davacı yana mahkememizin 11/11/2019 tarihli 3 nolu celse ara kararı gereğince talebi açıklattırılmıştır. Davacı vekilince 21/11/2019 havale tarihli beyan ve delil dilekçesi ile davanın dayanağı franchise ve alt kira sözleşmeleri sonucu kurulan ticari münasebet kapsamındaki bakiye cari hesap alacağı olarak açıklanmıştır.
Davacı tarafından … Noterliği’nin 07/05/2018 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ticari ilişkiye binaen edimlerin yerine getirilmediğinden bahisle bakiye borç miktarı 247.552,46 TL cari hesap borcunun ödenmesinin aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği; bilahare 24/05/2018 … yevmiye sayılı sözleşmenin 13.2.1.3. maddesine binaen feshinin davalıya ihbar edildiği görülmüştür. İşbu fesih beyanı ise 28/05/2017 tarihi itibariyle davalı yana tebliğ edilmiştir. Bilindiği üzere fesih beyanı sürekli edimli sözleşmesel ilişkilerde varmakla hüküm ve sonuçlarını ileriye etkili olarak doğuran bozucu yenilik doğuran işlemlerdendir. Bu minvalde fesih beyanı 28/05/2017 günü davalı yana tebliğ edilmekle fesih gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, fesih işleminin tespiti açısından iş bu davanın açılmasında hukuki yarar olduğu söylenemez.
Uyuşmazlık davalının edimlerini yerine getirmemesine bağlı olarak davacının haklı nedenlerle fesih işlemini gerçekleştirip gerçekleştirmediği, davalının mal ve ürün teslimine dayalı olarak herhangi bir yükümlülüğünün olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Noter ihtarnamelerinde davacı taraf davalının ihlallerinin dayanağını detaylı olarak açıklamadığı gibi hangi ürünlerin davalıya teslim ettiğini, hangi ürün ya da bedellerin iadesinin lazım geldiğini somut bir şekilde ortaya koyamamıştır.
Defter incelemesine de sadece davacı yan katılmıştır. Davacı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesinde, davalıdan dava tarihi 04/06/2018 itibariyle 306.157,20 TL cari hesap bakiye alacağının göründüğü anlaşılmıştır. Ancak davalı defter sunmadığından ötürü bu alacak miktarının ve dayanaklarının mukayese edilmesi mümkün olmamıştır. Nitekim cari hesaba borç kaydedilen faturaların davalı yana gönderildiği, fatura konusu edimlerin yerine getirildiği HMK’nın 200 vd. maddeleri gereğince davacı tarafından ispat edilememiştir. Maliyeden davalıya ait BA-BS formları getirtilmişse de, davalının maliyeye bildirdiği bir kısım alışların neye ve hangi faturalara binaen olduğu, alış bildirilen tutar ve fatura sayıları ile davacı defterlerinde görünen ve davacı tarafından maliyeye bildirilen cari alacak miktarı arasındaki farkların kaynağının ne olduğu ispata ve somutlaştırılmaya muhtaç kalmaktadır. Zira taraflar arasında öncesinde zaten süre gelen işleyen bir ticari ilişki ve alım satım işlemleri mevcuttur. Lakin bunların somutlaştırılarak ayıklanması gerekir idi. Bu minvalde gelen ek defter incelemesine karar verilmişse de davacı yan ücreti yatırmayacaklarını kendi defterlerine göre davanın ispatlandığını beyan etmiştir. Davacı yan alacağını somutlaştıramamıştır. Bunun üzerine davacı yana yemin hakkı da hatırlatılmakla, 18/06/2021 tarihli dilekçeleri ile yemin deliline de dayanmayacaklarını, davalarının ispatlandığını ısrarlı bir şekilde beyan etmişlerdir. Hal böyleyken mevcut delil durumu ve ileri sürülen vakıalara nazaran feshin haklı nedenlerle gerçekleştiği ve sözleşmesel ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın varlığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu ret harcından peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile, artan 90,08 TL’nin istek halinde yatıran davacıya iadesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*