Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/501 E. 2021/795 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/501 Esas
KARAR NO:2021/795

DAVA:Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:01/06/2018
KARAR TARİHİ:23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından …’da fuarda sergilenecek olan 110.000,00 Euro değerindeki kompozit otoklavının, müvekkilinin … … … Bölgesi 14. Cad. No:8 …/… adresinden, … Mah. … Sok. No:1/3 …/… adresine taşınması için nakliyeci … … (…) ait … plaka sayılı kamyona yüklendiğini, taşımaya ilişkin olarak nakliyeci … … tarafından 15.02.2018 tarih ve 4932 sayılı taşıma irsaliyesi düzenlendiğini, taşıması yapılacak kompozit otolavın taşıma esnasında uğrayabileceği tüm hasarların davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi ile teminat alınması üzerine, ürünün sürücü … …’in kullandığı … plaka sayılı araç ile yola çıktığını, 15/02/2018 tarihinde saat 21:00 sıralarında … …’in idaresindeki … plakalı çekici ve … plaka sayılı yarı römorkun direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın demir bariyerlere çarptığını ve üzerindeki otoklavın şeride düşerek hasarlandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, yapılan inceleme sonucu … …’in kazaya tek başına ve kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, meydana gelen hasar ile ilgili sigorta şirketi tarafından … nolu hasar dosyası açıldığını, müvekkilinin uğradığı zarardan davalı sürücünün ve taşıyıcı … …’in birlikte sorumlu olduğunun açık olduğunu, sigorta şirketinin müvekkilinin talebinin reddine dair kararı yasaya ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin bulunduğunu, bu nedenle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sigorta poliçesinde yer alan hükümlere ve teminat şartlarına aykırı olarak taşıma işlemi yaptırıldığını ve emtianın trafik kazası sonucu hasarlandığını, dava dosyasına sunulan taşıma faturasına göre taşıma işinin gerçek bir kişi tarafından yapıldığı anlaşıldığından sigorta poliçesi şartına göre hasar teminat dışı kaldığını, dava konusu emtianın 110.000,00 Euro bedelli olduğu iddiasında bulunan davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin işinin gereği olduğunu, ancak dava dosyası içerisinde prim ödemesi yapıldığını gösterir herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davacının taleplerinin müvekkili şirket yönünden reddinin gerektiğini, emtiada meydan gelen gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini, sigorta poliçesi teminat şartlarına aykırı olarak gerçek kişi taşıma işi yaptırıldığından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket yönünden işbu davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu kazanın …’te meydana geldiğini, zarar görenin ikamet yerinin ise … olduğunu, davaya konu olay nedeniyle vekil edenin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu olayda yükleme ve istiflemenin tamamen göndericinin sorumluluğunda yapıldığını, müvekkilinin çalışanlarından hiç kimsenin yükleme ve istiflemeye herhangi bir iştirakinin olmadığını, bu nedenle müvekkilinin dava konusu hasar sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, sigorta alacağı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 13/12/2018 tarihli celsesi, 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/11/2019 tarihli ön raporunda özetle;
“AÇIKLAMA:
Davacı tarafından sunuları belgelerin fotokopi olduğu; özellikle hasar nedeninin tespiti yönünden önemli olan trafik kazası tespit tutanağının okunaklı tüm sayfalarının sunulması gerekmektedir. Sunulan belgelerin birçoğu okunaksızdır. Sigorta şirketinin sunduğu hasar dosyası içindeki birçok belgeler de silik ve okunaksızdır. Davalı nakliyeciye gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhi dosyada yoktur. Sunuları fotoğrafların renkli kopyalarının sunulması hasarın kavranması ve değerlendirilmesi yönünden önemlidir. Okunur kalitede belgelerin sunulmasından ve eksik belgelerin tamamlanmasından sonra rapor sunulmasının mümkün olabileceğini takdirlerinize arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 13/12/2018 tarihli celsesi, 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 15/09/2020 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ: Hukuki değerlendirmeler ve ispat hukukuna yönelik hususların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, gerekçeleri yukarıda açıklandığı şekliyle;
1-Davacı … San. Ve Tic. AŞ’ne ait kompozit otoklavı’nın … … nakli sırasında oluşacak nakliye rizikolarına karşı, davalı … Sigorta AŞ tarafından düzenlenen … numaralı Nakliyat … Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, poliçede all Risks teminatı verildiği, 15.02.2018 tarihinde meydana gelen hasarın sigorta poliçesinde verilen risk sonucu oluştuğu,
2-Taşımanın … plakalı kamyon ile yapıldığı, davalı … …’ın nakliyeci sorumluluğunu üstlendiği, davalı … … nakliyeci yardımcısı sıfatına sahip araç sürücüsü olduğu,
3-Hasar sebebinin, araca gönderen davacı tarafından yapılan yükleme sonrasında makinenin gereği gibi sabitleme yapılmaması olduğu, bu durumda nakliyecinin ancak müterafik kusurunun söz konusu olabileceği, Yargıtay uygulamalarına göre nakliyeciye %25 kusur verilebilecek ise de TBK 51. Md. gereği müterafik kusurun takdirinin Sayın Mahkemede olacağı,
4-Meydana gelen hasarın 363.617,73 TL = 76.964,27.- Euro olarak hesaplandığı,
5-… Sigorta AŞ yönünden düzenlenen poliçede yer alan 61 muafiyet oranı düşüldükten sonra, sigorta şirketinin bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğüne uygun davranmaması nedeniyle hasarın 358.445,31 TL – 75.869,46 EURO kısmının poliçe teminatı kapsamında olacağı, Poliçe Türk lirası üzerinde düzenlendiği ve primin Türk Lirası olarak ödendiği, bu sebeple poliçe kapsamında değerlendirilen zararın Türk Lirası olarak dikkate alınabileceği, Sigorta şirketi yönünden 16.03.2018 tarihinin temerrüt tarihi olarak tespit edilebileceği,
6-Davalı nakliyecinin TTK 863/1. Md. gereğince yüklemeye nezaret görevi olduğu, TBK 52. Md. gereğince müterafik kusurunun sözkonusu olduğu, TBK 52. Md. gereğince kusur oranının takdiri Sayın Mahkemeye ait olacağı, Yargıtay uygulamalarına göre %25 oranın kabulü halinde nakliyecinin sorumluluğuna isabet edecek hasar miktarının 90.904,43 TL (19.241,06 EURO) olarak hesaplandığı, Davalı araç sürücüsü nakliyeci yardımcısı sıfatıyla 90.904,43 TL (19.241,06 EURO)’den davalı … … ile birlikte müşterek müteselsil sorumluluğu söz konusu olabileceği, Davalı nakliyeci için temerrüt tarihinin 05.03.2018 tarihi olarak tespit edilebileceği,
7-Davalı taşıyıcının TTK 882. Md. gereğince sınırlı sorumluluğu söz konusu olup, TTK 880. Md. ve TTK 881. Md. düzenlemelerine göre sınırlı sorumluluk azami limitinin 451.882,47 TL olacağı, tespit edilen 363.617,73 TL zararın üst sorumluluk sınırı içinde kaldığı, bu nedenle hesaplamalarda gerçek zararın (363.617,73 TL) dikkate alındığı, kanaat ve mütalaasıyla heyet görüşümüzü saygılarımızla Sayın Mahkemeye arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 06/11/2020 tarihli ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 12/04/2021 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ; Hukuki değerlendirmeler ve ıspat hukukuna yönelik hususların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, gerekçeleri yukarıda açıklandığı şekliyle;
1-Tarafların ayrı ayrı gerekçeler ileri sürerek sundukları kök rapora itirazları, bilirkişi heyetimizce başlıklar halinde yukarıdaki şekilde incelenmiş ve gerekçelendirilmiştir.
2- Sayın mahkemeye sunmuş olduğumuz 15.09.2020 tarihli kök bilirkişi heyet raporumuzda belirttiğimiz kanaatleri değiştiracek itiraz dilekçeleri ekinde belge, bilgi ve yeni delil sunulmamış olmakla görüşümüzün korunduğu,
3-Meydana gelen hasarın 363.617,73 TL = 76.964,27.- Euro olarak hesaplandığı,
4-… Sigorta AŞ yönünden düzenlenen poliçede yer alan %1 muafiyet oranı düşüldükten sonra, sigorta şirketinin bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğüne uygun davranmaması nedeniyle hasarın 358.445,31 TL = 75.869,46 EURO kısmının poliçe teminatı kapsamında olacağı,
Poliçe priminin Türk Lirası olarak tahsil edildiği dikkate alındığında sigorta şirketini hasar giderme yükümlülüğünün Türk Lirası üzerinden olacağı, nihai takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere bilirkişi heyeti olarak zararın EURO olarak karşılığının da raporda gösterildiği,
5-Davalı nakliyecinin TTK 863/1. Md. gereğince yüklemeye nezaret görevi olduğu, TBK 52. Md. gereğince müterafik kusurunun sözkonusu olduğu, TBK 51. Md. gereğince kusur oranının takdiri Sayın Mahkemeye ait olacağı, Yargıtay uygulamalarına göre 9025 oranın kabulü halinde nakliyecinin sorumluluğuna isabet edecek hasar miktarının 90.904,43 TL (19.241,06 EURO) olarak hesaplandığı, (oranlamada 363.617,73 TL gerçek zarar dikkate alınmıştır)
6-Davalı araç sürücüsü nakliyeci yardımcısı sıfatıyla 90.904,43 TL (19.241,06 EURO) den davalı … … ile müşterek müteselsil sorumluluğu söz konusu olabileceği,
7-Sigorta şirketi yönünden 16.03.2018 tarihinin temerrüt tarihi olarak tespit edilebileceği,
Davalı nakliyeci için temerrüt tarihinin 05.03.2018 tarihi olarak tespit edilebileceği, kanaat ve mütalaasıyla heyet görüşümüzü saygılarımızla Sayın Mahkemeye arz ederiz.” denilmiştir.
Uyuşmazlık : Zararın taşıcı sürücüsünün kusurundan mı yoksa yükün istiflenmesinden mi kaynaklandığı buna göre kimin sorumlu olduğu , basınçlı gövdenin kullanılıp kullanılamayacağına göre zarar miktarının ne olduğu, poliçedeki tüzel kişi ve sözleşme şartının sigorta bilgi formu, TTK 1425/2, 1447, 1423, maddelerine göre geçerli olup olmadığı buna göre zararın poliçe kapsamında olup olmadığı hususlarının tartışılmasını gerektiren tazminat/sigorta alacağı davasıdır.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğine ilişkin HMK 7. madde gereğince yetki itirazının reddine reddine karar verilmiştir.
Davalı … taşıyan , davalı … ise taşıyan yardımcısı (araç şoförü) konumundadır. Kamyon kasasında bulunan oklatavın aracın sol bariyerlere çarpması sonrası araçtan oklatavın düşmesi olgusuna göre 5-6 ton ağırlığındaki oklatavın çarpma sonucu oluşan yanal kuvvetle düşmüş olması ispatladığı üzere oklatavın araç üzerine sabitlenmesinin gerektiği gibi yapılmadığı, hasarın birinci derecede yükleme (sabitleme) hatasından kaynaklandığı, virajda aracın yüksek hızının zararın meydana gelmesinde tali derecede etkili olduğu, TTK 863/1. Madde gereğince sözleşmede aksine bir hüküm bulunmamakla eşyayı gönderen davacının, eşyayı taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak bağlayıp, sabitlemesi gerekliliğine ve taşıyıcının yine TTK 863/1 maddesi gereğince yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlama yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalı nakliyeci …’nın bu nedenlerle % 25 oranında kusurlu olduğu, TTK 887. Maddesi gereğince taşıyıcı yardımcısı olarak davalı …’ün taşıyıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, taşıyanın TTK 882 maddesindeki sınırlı sorumluluk miktarının 451.882,47 TL olup tespit edilen sorumluluğunun bu miktarın altında olduğu, kusur oranına göre sorumlu olduğu miktarın 90.904,43 TL olup, taşıma sözleşmesinde taşınan eşyanın değerinin Euro olarak belirtilmemesi ve teslim alınan ve teslim edilecek yerlerin Türkiye sınırları içinde olmasına göre zararın taşıyan ve yardımcısı açısından TL olarak takdir edilmesi gerektiği, bu davalılar açısından temerrüt tarihinin ihtarname ile verilen sürenin bitim tarihi olduğu;
Davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki Nakliyat … Nakliyat Sigorta Poliçesi, … Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve … (A) klozunun karayolu nakliyatına uygulanabilen hükümleri çerçevesinde belirlenen geniş teminat (all risks) verilmiş olduğu, … (A) klozunun A.4,3. Maddesine göre sigorta şirketinin sorumsuzluğu sadece ambalaj yetersizliğinde mümkün olup, olayımızda konteyner taşımacılığı yapılmadığından ambalaj yetersizliğine ilişkin sorumsuzluğun uygulanamayacağı, taraflar arasındaki poliçede taşıyıcının tüzel kişi şirket olması ve yazılı taşıma sözleşmesi bulunması şartı var ise de; acenta sıfatıyla … tarafından , …’a gönderilen e-postadaki … Sigorta Bilgi Formunda, taşıyıcı olarak … …’ın isminin yazılı olduğu, ancak bu durum görülmesine rağmen sigorta şirketi tarafından tüzel kişi nakliyeci şartını taşıyan poliçenin düzenlendiği, sigorta şirketinin bu şekilde işlem yaparak baştan beri vaad edilen teminatın geçersiz kılınmasını sağladığı, … Sigorta Bilgi Formuna rağmen sigorta poliçesini düzenlenmesi, sigorta teklifnamesindeki özel kişi nakliyeciyi görmesine rağmen taşıyıcının tüzel kişi olması gerektiği aksi takdirde teminat kapsamında kalmadığının Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirme İlişkin Yönetmeliğin 5 ve 6. Maddeleri ve TTK 1423/1 maddesindeki gereğince bilgilendirme ve aydınlatma yapıldığının davalı sigorta şirketince ispatlanamadığı, aydınlatma açıklamasının verilmemesi durumunda TTK 1423/1. Maddesindeki sigorta ettirenin 14 günlük itiraz süresinin, poliçenin düzenlenmesi ile zararın oluşu aynı tarih olması nedeniyle geçirilmemiş olduğu, TTK 1425/2 maddesi de dikkate alındığında poliçedeki tüzel kişi taşıyıcı şartının geçersiz olduğu, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidin ödenmesi ile başlayacak ise de zararın gerçekleşmesinden sonra prim ödemesinin kabul edilmesi dikkate alındığında TTK 1421. Maddesi kapsamında taraflar arasında “aksine sözleşme” olarak değerlendirilmesi gerektiği ; sigorta şirketi tarafından görevlendirilen sigorta eksperinin tespit ettiği hasar tutarının bilirkişi kurulunca da kabul edilebilir olduğunun tespit edildiği, bu miktardan % 1 muafiyet miktarının da düşülmesi gerektiği, buna göre sigorta şirketinin 358.445,31 TL’den sorumlu olduğu, bu miktarın sigorta bedelinin altında kaldığı, poliçede sigorta bedelinin döviz olarak istenebileceği açıkça kararlaştırılmadığı düşünülebilse de … sigortası bilgi formunda sigorta bedelinin Euro olarak gösterildiği, sigorta poliçesinde de sigorta bedeli / artırılmış bedel yanında 110.000 Euro yazılı olduğu, aynı poliçede döviz kurunun da yazılı olması ve bunların altında primin hesaplanması kısmında sigorta bedelinin TL olarak gösterilmesinin poliçe bedelini hesabına yönelik olduğu, tüm bunlara göre sigorta bedelinin Euro olduğunda şüphe olmadığı, Euro riskin teminat altına alındığı bir poliçede TL prim alınmasının ödeme menfaat dengesine uygun olmadığı gerekçesinin sigorta şirketinin kendi iç ilişkisini ilgilendireceği, davalı sigorta şirketinin ekspertiz tarihi olan 16.02.20218 tarihi itibariyle hasara muttali olduğu anlaşıldığından bu tarih itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 75.869,46 EURO’nun 16.03.2018 tarihinden itibaren 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile davalılardan (davalılar … ve … açısından 90.904,43 TL ve 05.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 27.208,87-TL harçtan, peşin alınan 6.969,48-TL harç mahsup edilerek kalan 20.239,39-TL’nin davalılardan tahsili ile (davalılardan … ve … yönünden 4.618,62-TL’siyle sınırlı olmak üzere) hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 6.969,48-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 7.005,38-TL’nin davalılardan tahsili ile (davalılardan … ve … yönünden 1.597,22-TL’siyle sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.508,70-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 3.424,50-TL’lik kısmının davalılardan tahsiliyle (davalılardan … ve … yönünden 781,47-TL’siyle sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 16,80-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 0,40-TL’lik kısmının davacılardan tahsiliyle davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafına verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 36.332,03-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile (davalılardan … ve … yönünden 8.290,96-TL’siyle sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. tarafına verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.23/09/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …