Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/495 E. 2020/784 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/495
KARAR NO : 2020/784

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil Bankanın… Şubesi ile dava dışı kredi lehtarı … A.Ş. arasında 11.05.2015 tarihinde Genel 3 adet Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, işbu bu sözleşmeleri davalı kefillerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, anılan sözleşmeler kapsamında davalıya kredi kullandırıldığını, kredi tutarı 3.069.532,71TL nakdi borcun ödenmemesi üzerine Beşiktaş … Noterliğinin 12.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile kredi hesaplarının kesilip kat edildiğini, ihtarname davalıların gösterdiği tüm adreslere gönderildiği ve borcun ödenmediğini, akabinde İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı/borçluların asıl borca ve takibin tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, talep edilen faizin sözleşmenin 4.2 m. göre %39 oranında olduğunu, sözleşmenin 5.1 m. göre müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının yegane delil olacağının taahhüt edildiğini belirtilerek, 3.151.807,11TL alacak üzerinden itirazın iptalini, takibin devamını ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacının iddiasının aksine bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, yine geçerli kefalet sözleşmesinin de bulunmadığını, kefalet sözleşmesi TBK’nun 583 ve 584 m. hükmü uyarınca geçerli bir kefalet sözleşmesi kurulmuş olsa bile TBK’nun 395 ve 396 m. kapsamındaki yasak kapsamına girdiği için geçersiz olduğunu, müvekkilinin kefaleti geçerli sayılsa bile… Fonu A.Ş. tarafından karşılanmayan miktarla sınırlı olduğunu, TBK 590/2 m. uyarınca aciz vesikası alınıncaya kadar takibin durdurulması gerektiğini belirtilerek, davanın reddini, haksız ve kötü niyetli takip ve dava sebebiyle davacının %20 oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 28/03/2019 tarihli celsesi 6 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 26/06/2019 tarihli raporunda özetle;
İNCELEME, TARTIŞMA ve DEĞERLENDİRME:
Takip ve Davanın Dayanağı Delillerin İncelenmesi;
Sayın mahkemenin HMK 218 m. ve 278/son m. hükmü uyarınca vermiş olduğu yetki çerçevesinde davacı bankadan bizzat temin edilen hesap ekstresi ve kayıtlar ile dosya içeriğinde toplanan delillere göre aşağıda hesap ve değerlendirme yapılmıştır.
A)Genel Kredi Sözleşmesi
Davacı/alacaklı banka ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı …A.Ş. arasında yukarıda tabloda belirtildiği gibi 3.000.000,00TL, 1.000.000,00 EURO ve 1.000.000,00 USD limitti 3 adet Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir. Anılan sözleşmelerin kısmi suretleri dosya içeriğinde mevcuttur.(İLİŞİK-l)
Bahse konu işbu sözleşmeleri davalı/kefilinde (…)3.000.000,00TL, 1.000.000,00 EURO ve 1.000.000,00 USD kefalet limiti dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları açıkça görülmektedir.
B)Kefilin Sorumlu Olduğu Miktar ve Yükümlülükleri:
1-Kefalet Sözleşmesi:Kefalet akdi bilindiği üzere, asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olduğu düşünülmektedir. Kefıllerin/lerin Genel Kredi sözleşmesinde” müteselsil” kefil sıfatıyla imzası bulunmaktadır. (TBK 586.m 1 mülga:B.K 487. m.) Bilindiği üzere, kefaletin şartları TBK 583 m.(Mülga:BK. 484.ve 485. M) etraflıca düzenlenmiştir.
Bir Kefaletin Geçerli Olabilmesi İçin,
1)Yazılı şekilde yapılması,
2)Kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça
3)Kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması,
4)Kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması icap
5)Kefalet tarihi, kefalet türü ve kefalet süresinin ayrıca belirlenmesi icap eder, denildiği
TBK’nun 584 m. eklenen ilave bir fıkra ile; Ek fıkra : 28.3.20136455 S.K. I m.77) ” Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.”; hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra 11.05.2016 tarihinde akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefil …’un şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine hacet olmadığı kanısına varılmıştır.
Yukarıda arz edildiği üzere, sözleşmelerde kefalet limiti açıkça gösterilmiştir. Bu durumda Genel Kredi sözleşmesinde TBK.’nun 582. Ve 583.(mülga:BK 484 ve 485.m) öngörülen “Muayyen bir limit” şartının teşekkül etmiş olmasının yanında TBK’nun 583 m. öngörülen ” diğer şekli yasal şartlarında/unsurlarında ” ifa edilmiş olması nedeniyle, her ne kadar geçerli bir kefaletin mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, nihai takdir sayın mahkemeye aittir.
2-Kefilin Sorumluluğu:TBK’nun 589 ve 590. maddesi (Mülga:BK 490. m) ; Yeni TBK göre; ” Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur / Eski BK göre; Kefil, kefil olduğu miktar ile bu miktara ilaveten kendi temerrüdünün (direniminin) kanuni sonuçlarından sorumludur.”; denildiği,
Y.19.HD.09.1.21993 T.92/9781 Es. 93/8447s.K “Kefilin temerrüdü, kredi hesabını kat eden bankanın, müteselsil kefile TBK’nun 117 m /mülga B.K. 101/2. maddesi hükmünce temerrüt ihtarında bulunması ile gerçekleşir.”; denildiği, Görülebileceği üzere kefilin temerrüdü, cari hesabın kesilmesi ve kat edilecek ihtarnamenin kefile tebliği ile doğabileceği hem yasa ve hem de emsal Yargıtay Kararları ile sabittir. Bu husus aşağıda (D) başlığı altında irdelenmiştir.(TBK 590 m./mülga:B.K 491.m) Bu durumda davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacaklarının kabulü gerekebileceği ifade edilebilir. Yargıtay 19.HD. 11.6.2001 T. 736/4536 s.K:”…Bu nedenle mahkemece, davalı bankanın defter ve belgeleri üzerinde kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle inceleme yaptırılarak, hesabın kat edildiği tarihe kadar alacağın ulaştığı miktar ve bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar ayrıca uygulanacak akdi faiz hesaplanarak temerrüt tarihi itibariyle asıl atacak saptanmalı, temerrüt tarihi ile bulunan asıl alacak kefillerin kefalet limitlerinden az ise borcun tamamından fazla ise, sorumluluğun kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı bulunduğu dikkate alınıp icra takip tarihinden sorumlu oldukları miktar bulunmalı ve uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır”; denildiği,
Emsal Yargıtay Kararı:19.HD 03.05.2002 T, 2001/9490 E ve 2002/3356 s. K. “….sözleşmedeki kefalet limitinin 2.500.000.000.-TL olduğu gözetilip yukarıda açıklanan kural dikkate alınarak, takip talihine kadar sözleşme hükümlerine göre belirlenen temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak, takipten sonra B.K’nun 104/son mad. uyarınca asıl alacağa temerrüt faizi ve BSMV uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde icradaki kabulde dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denildiği,
3-Kefilin/lerin Sözleşme İle Düzenlenen Sorumluluğu:Kefalet Sözleşmesi:Genel Kredi Sözleşmesinin 6.sayfasından kefalet hükümleri düzenlenmiştir. “Kefiller; kefaletin, müşterinin bankaya mevcut ve doğacak anapara ve akdi faizini, bilcümle işlemiş işleyecek temerrüt faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini, bu tutarları, müşterinin tabi olduğu usul ve esaslar dahilinde ödemeyi kabul ve taahhüt ederler”; denilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme yeni TBK hükümlerine göre düzenlenip imzalanmıştır.Dolayısıyla yeni TBK’nun 598/111 m. göre bilindiği üzere (10 yıllık) süre sınırlaması bulunmaktadır.Sözleşmenin 11.05.2016 tarihinde imzalanmış olduğu nazara alındığında daha bu 10 yıllık süre henüz dolmamıştır.
C-)Dava Dışı Kredi Lehtarı Şirkete Kullandırılan Krediler: Dosya içeriğine göre dava dışı kredi lehtarı…A.Ş.’ne …-Borçlu cari hesap/rotatif kredi ve spot kredi kullandırılmış olduğu görülmektedir. İşbu kredi borçları kararlaştırılan süre içinde ödenmemiş olması nedeniyle yanlar arasında ihtilaf çıkıp huzurda görülmekte olan dava ikame edilmiştir.
D-)Cari Hesabın Kat’ı ve Temerrüt Tarihinin Belirlenmesi:
1-Cari Hesabın Kat’ı: Davalılara Keşide Edilen Kat İhtarı: Davacı banka sözleşmenin 4/1. m. hükmü uyarınca; Beşiktaş …Noterliği aracılığı ile 12.03.2018 tarihinde … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiği, 08.03.2018 tarihi itibariyle 3.069.532,71TL NAKDİ kredinin (1) gün içinde %39 oranında işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği.(İLİŞİK-2)
NAKDİ Kredi Alacağının İrdelenmesi:
… no.lu rotatif kredi: Davacı bankadan temin edilen kredi hesabı ekstresine göre 19.10.2017 tarihinde dava dışı kredi lehtarı şirkete %15,70 akdi faiz ile 1.000.000,00TL rotatif kredi kullandırılmıştır.Anılan kredinin kullandırım tarihi 19.10.2017 ile hesap kesim tarihi 08.03.2018 aralığında işlemiş 31.080,55TL (devre kom. dahil) faizi ile bunun %5 BSMV 1.554,02TL dahil toplam alacak 1.032.634,57TL Baliğ olmuştur.
…-… no.lu spot kredi: Davacı bankadan temin edilen kredi hesabı ekstresine göre 16.05.2017 tarihinde dava dışı kredi lehtarı şirkete %6,25 akdi faiz ile 500.000,00 USD spot kredi kullandırılmıştır. Anılan kredinin kullandırım kuru 1.USD 3,5429TL’dır. Buna göre kredinin anaparasının 1.771.450,00TL (500.000 USD x 3,5429TL=) olduğu, anılan kredinin kullandırım tarihi 16.05.2017 ile hesap kesim tarihi 08.03.2018 aralığında işlemiş 252.807,76TL faizi ile bunun %5 BSMV 12.640,38TL dahil toplam alacak 2.036.898,14TL baliğ olmuştur. Yukarıda belirtilen kat ihtarnamesi ile talep edilen alacak ile kat ihtarnamesi ekinde sunulan hesap özeti ve ayrıca davacı bankadan temin edilen hesap ekstreleriyle uyumlu ve tutarlı oldukları görülmüştür. (İLİŞİK-3)
2-İhtarnamenin tebliği;
-Dava dışı kredi lehtarı … A.Ş. Muhatabın gösterilen adresinde çalışanı/yetkilisine…’a 14.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil-…:Muhatabın gösterilen adresinde çalışanı/yetkilisine…’a 14.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, sözleşmenin 5.3 m. (Yasal ikametgah taahhüdü), İİK’nun 68/b ve T.K’nun 20 m. hükmü uyarınca geçerli birer tebligatın yapılmış sayılabileceği düşünülmektedir.
3-Temerrüt:Takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere kat ihtarnamesi ile ödeme için verilen (1) günlük mehil müddeti bitimine müteakip 16.03.2018 tarihi itibariyle dava dışı kredi lehtarı şirket ve davalı/kefilin temerrüde düşürülmüş sayılabilecekleri kanaati edinilmiştir.
E-)İhtarname İle Talep Edilen Alacağın Kesinleşmesi:
İİK.’nun 68/b-2 maddesi:”Borçlu cari hesap şeklinde işleyen kısa, orta ve uzun vadeli kredilerde, krediyi kullandıran tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, faiz tahakkuk dönemlerini takip eden 15 gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ite göndermek zorundadır. Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığının borcu ödedikten sonra dava edebilir”; denildiği, dava dışı kredi lehtarı şirketin, 3’er aylık dönem sonlarında gönderilen hesap özetlerine itirazlarını gösteren herhangi bir belge sunulmamış olduğu için hesap özetleriyle bildirilen borcun dava dışı kredi lehtarı şirket bakımından kesinleşmiş sayılabileceği düşünülebilinir.
Davacı bankanın keşide ettiği 12.03.2018 tarih ve …yevmiye no.lu Hesabın Kesilmesi ve Kat’ı İhtarnamesi davalı/kefile tebliğ edilmiş sayılması ve bu meyanda dosya içeriğine göre herhangi bir itirazda bulunulmamış olması nedeniyle, en son gönderilen hesap kat ihtarnamesi ile talep edilen alacağın/borcun kesinleşip kesinleşmediğinin nihai takdiri sayın Mahkemeye aittir.
F-)İhtilafa İlişkin Sözleşme Hükümlerinin İrdelenmesi:
1-Banka Kayıtlarının Kat’i Delil Olacağı Hükmü:
Sözleşmenin 5.1. mad:”Banka defter ve belgelerindeki kayıtların delil olacağını, bunlara itiraz etmeyeceklerini kabul ve taahhüt eder. Ayrıca CD Rom ve diğer optik medya, kamera telefon ses kayıtları, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtlarının müstenidi olsun ya da olmasın HMK 193 m. uyarınca geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağı kabul ve taahhüt edilmiştir. “Bu yüzden Yargıtay uygulaması da göz önüne alınarak incelemede davalı banka ticari defter ve kayıtları esas alınması gündeme taşınabilir. Y: 19. HD.23.02.2000 T, 1999/7576 E ve 2000/1284 s.K/11. HD 09.12.2004 T, 2004/903 E ve 2004/12097 s. K) [Öte yandan, 12.01.2011 tarihinde kabul edilip, 04.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 6100 Sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu”nun, 193.ncü maddesi, 222.nci maddesi, 448.nci maddesi, Geçici l.nci ve 2.nci maddesi hükümleri, Sayın mahkemenizin takdirlerindedir.] Ancak, buna mukabil davalı yan sayın mahkemece kararlaştırılan inceleme tarihi 22.05.2019 saat 14:40’da herhangi bir ticari defter ve kayıt sunmamışlardır. Sadece soyut beyanlarla borca ve fer’ilerine itiraz etmişlerdir. Sözleşmedeki kefalet imzalarına itiraz edilmiş değildir. Bu durumda yanlar arasında akdedilen delil anlaşması uyarınca davacı bankanın ticari defter ve kayıtları esas alınmak durumunda kalınmıştır.
2-Cari Hesabı Kesme ve Sözleşmeyi Feshetme Yetkisi:Sözleşmenin 4.1. maddesinde özetle; “Banka dilediği zaman, ihbar etmek suretiyle sözleşmeyi feshetmek yetkisine sahiptir.”; denildiği,
Sözleşmenin bu maddesinden anlaşıldığı üzere, davacı bankanın dilediği an ve zamanda tek taraflı olarak cari hesabı kesip kat etme ve sözleşmeyi feshetme yetkisine sahip olduğu,
3-Bankalarda Kredi Faiz Oranlarının Tespiti:Bilindiği üzere, 01.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 30.6.1987 tarih ve 87/11921 sayılı Kararname ve bu Kararname’ye ilişkin 19.02.1991 tarih ve 20791 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 91/1 no.lu TCMB. Tebliğinin 2. ve 4. maddelerinde bankaların mevduat ve kredilere uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, bu şekilde tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerinde ilan etmeleri, ayrıca bu faiz oranlarını TCMB.na bildirmeleri esası getirilmiştir.
Bu yeni düzenlemeye göre, belirli istisnalar haricinde (Kredi kartı faizleri, reeskont kredisi faizleri gibi), kredi işlemlerinde alınacak faiz oranları vade ve türlerine göre bankalarca serbestçe tespit edilmektedir.(yeni TTK 8/1 m.)
4-Temerrüt Faizi: Sözleşmenin 4.2.mad. “Alacağın muaccel hale geldiği tarihten müşteriye yapılacak ihtarda belirtilen sürenin hitamına kadar geçecek süreye TC Merkez Bankasına bildirilen en yüksek cari akdi oranı uygulanacağını kabul ve taahhüt eder. Müşteri temerrüdün doğduğu tarihten itibaren aynı tür krediler ve hesaplar için banka tarafından TC Merkez Bankasına bildirilen TUYP en yüksek cari akdi faiz oranının %100 fazlası olarak belirlenen oranda ve bu oranların değişmesi halinde değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmasını ve bu tutarları ödeyeceğini kabul eder.”: denilmiştir. Sözleşmenin 2.7 maddesine göre, faiz, komisyon, fon kesintisi (KKDF) ve gider vergisini (BSMV) davalılardan talep etme hak ve yetkisi bulunmaktadır.
4.1-Cari Faizin Belirlenmesi:Yukarıda belirtilen sözleşmenin 4.2 m. hükmü uyarınca “Alacağın muaccel hale geldiği tarihten müşteriye yapılacak ihtarda belirtilen sürenin hitamına kadar geçecek süreye TC Merkez Bankasına bildirilen en yüksek cari akdi oranı uygulanacağını kabul ve taahhüt eder”;hükmü uyarınca davacı bankanın 26.05.2017 tarih ve 2622 sayılı faiz genelgelerinin 17 m. göre TCMB bildirilen en yüksek cari faizin %26 oranında olduğu anlaşılmaktadır. O halde krediye %26 oranında cari faiz uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir. Sözleşmenin bu amir hükmü karşısında kredi kullandırımı sırasında fiilen uygulanan akdi faizi uygulama olanağı bulunmadığı kanısına varılmıştır.
4.2 -Sözleşme koşullarına göre temerrüt faiz oranının tespiti: Sözleşmenin bu amir hükmüne göre, davacı bankanın temerrüt, takip ya da dava tarihinde geçerli olan temerrüt faiz oranını uygulama hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı bankanın 26.05.2017 tarih ve 2622 sayılı genelgesi ile TCMB bildirilen %26 oranındaki en yüksek cari faiz oranı, yukarıda belirtilen sözleşmenin 4.2 m. nazara alınarak, %26 en yüksek faizin %100 fazlası mertebesinde %52 (26×2=) oranında temerrüt faizi tespit edilmiştir.
Davacı banka ise kat ihtarında ve takip talebinde %39 oranında temerrüt faizi talep etmiş olduğu görülmektedir.
Faiz oranlarının fahiş olup olmadığı, sayın mahkemenin takdir yetkisinde olmakla birlikte, biz belirlenen oranın geçerli olduğu varsayımından hareketle hesaplama yapmış bulunuyoruz. Zira fahişlik iddiası o dönem itibariyle en az 3 ayrı bankadan emsal kredilere uygulanan faiz oranları celp edilerek, bunlara göre bulunacak ortalama faiz oranına göre saptanabilecektir. Bu durumda %39 oranındaki temerrüt faizi sözleşme serbestliği nazara alınarak sözleşmeye uygun olduğu düşünülebilinir. Ancak Sözleşme serbestisi bakımından TBK’nun 26. ve 27. m. (mülga: B.K. 19. ve 20.m) ile TMK. 2. m. göre de aykırılık teşkil edip etmediği hususları sayın Mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır. (Y. 19.HD. 17.04.2000 T. 1999/7929 E. ve 1999/2904 s.K/Y.19. HD. 10.11.2003 T. 2002/9329 E. ve 2003/11272 s.K / 22.09.2005 T. 2004/125S7 E. ve 2005/9001 s.K).
IV-Temerrüt Tarihi İtibariyle Asıl Alacağın Tespiti:
Kat tarihi itibariyle asıl alacak tutarı : 3.069.532,71
KAT ve hesap kesirn tarihi : 08.03.2018
Temerrüt tarihi : 16.03.2018
Akdi faizi (Sözleşmenin 4.2 m.uyarınca) : %26
TEMERRÜT TARİHİ itibariyle 3.085.826,81TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 3.088.568,67TL asıl alacak talep etmiştir. Bu durumda takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere 2.741,86TL fazla talebin yerinde olmadığı mütalaa edilmektedir.
Yüksek Yargıtay 19.ncu Hukuk Dairesi Başkanlığının 97/5055 Esas. 97/10599 Karar sayılı emsal kararında:” Bankanın kullandırmış olduğu krediye temerrüt tarihine kadar uygulamış olduğu akti faiz kapital faizi olup, asıl alacak olarak kabulü gerekir. Bir başka deyişle temerrüt tarihine kadar kullandırılan kredinin aslı ile bunun akti faizi asıl borcu oluşturur. Bunun sonucu olarak da temerrüt tarihinden itibaren bu toplam borç üzerinden temerrüt faizi uygulaması BK’nun 104/son maddesine aykırılık teşkil etmez “Görüşü de nazara alınarak yukarıda hesaplaması yapılmıştır.
V-)İCRA TAKİBİ:İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün 03.04.2018 tarih ve… E. sayılı dosyası ile Genel Haciz Yoluyla İlamsız İcra takibi açılıp davalılara ödeme emri gönderilmiştir.
Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %39 oranında temerrüt faizi, %5 gider vergisi (BSMV) icra gideri, vekâlet ücreti ile birlikte B.K. 100.mad. hükümleri dâhilinde tahsili talebidir.
VI-)TAKİP Tarihi (03.04.2018) İtibariyle Toplam Alacak Hesabı:
TAKİP TARİHİ itibariyle 3.152.519,24TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 3.151.807,11TL asıl alacak talep etmiştir. Bu durumda takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
VII-)SONUÇ ve KANAAT:Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı/alacaklı banka ile dava dışı kredi lehtarı …A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu sözleşmeleri davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredlerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler de dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı/kefil aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefilin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitlerinin 3.000.000,00TL; 1.000.000,00 EURO ve 1.000.000,00 USD olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 3.085.826,81TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı borçlu KEFİLİN borcun tamamından tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m.nin sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI:
talep edilen hesap edilen talep edilmesi gereken

Toplam 3.151.807,11 3.152.519,24 3.149.065,25
4-Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde;fazlaya ilişkin 2.741,86TL (3.151.807,11-3.149.065.25 =) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 3.085.826,81TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
5-Davalı vekili özellikle …-Kredi … A.Ş.’nin kefaletiyle kredi kullanıldığını savlamış ise de, bu yönde ne davalı ve nede davacı banka kefalet protokolünü sunmamışlardır. Öte yandan …Fonu A.Ş’nin kefaletinden dolayı yapılan herhangi bir ödeme/tahsilat tutarına da davacı banka kayıtlarında rastlanılamamıştır. Dolayısıyla … A.Ş. üzerinde kurgulanan sava yönelik herhangi bir irdeleme yapılamamıştır.
6-Hesap kat ihtarnamesi davalı/kefile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması nedeniyle, gecikip ödenmeyen banka alacağından davalı/kefil bu kanadan haberdar edilmiştir. Dolayısıyla davalı/kefil açısından likit ve muayyen durumda olan 3.149.065,25TL alacak üzerinden icra inkar tazminatı talep edilebileceği düşünebilinir.
Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesine saygıyla arz ederim” denilmiştir.
Mahkememizin 03/10/2019 tarihli celsesi 3 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/01/2020 tarihli ek raporunda özetle;
EK İNCELEME
1-Davacı bankanın ticari defter ve tasdikleri
6102 Sayılı TTK.m.64 ve VUK.182 gereğince mecburi olan yukarıda tabloda belirtilen 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin tutulduğu, işbu defterlerden 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıb Yevmiye ve Kebir defterinin Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 1 Sıra no.lu elektronik defter tebliği gereğince elektronik ortamda e-defter olarak tutulduğu,1 sıra no.lu e-defter tebliği gereğince Ocak ayı beratlarının açılış tasdiki, Aralık ayı beratlarının kapanış tasdiki yerine geçtiği, Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde alındığı, Yevmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere ticarî defterler ve kayıtların davacı banka lehine delil niteliğine haiz olduğu kanaati edinildigi, (HMK 222 m. TTK 64 m/müloa TTK 85 m.)
2-NAKDİ Kredi Alacağının İrdelenmesi:
Davacı bankada inceleme sırasında temin edilen hesap ekstrelerine göre anapara bağlamında toplam alacağın 2.771.450,00TL (1.769.362,50+1.002087.50=) olduğu, hesap kat ihtarıyla talep edilen anapara miktarı da 2.771.450,00TL’dır. Dolayısıyla anapara bazında talep edilen alacak miktarı banka kayıtlarıyla uyumludur. Hesap kat tarihi öncesi işlemiş faiz ve fer’ileri kök raporda zaten ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Bir başka deyişle alacağın miktarına yönelik bir revizyon yapılma zorunluluğu doğmamıştır.
3-Banka kredi komitesinin onay formu:Davacı bankanın 20.03.2017 tarih ve 12/14 sayılı kredi komitesi kararına göre onaylanan kredi limitleri aşağıda arz edilmiştir.
3.1-Kredinin Teminatı:”Tüm kredilerin teminatını kapsamak üzere firma ortaklarından …’un müteselsil kefil sıfatıyla kefalet imzası alınacaktır. Firmaya kullandırılacak tüm kredilerin 1.000.000,00TL’yi aşan kısmına karşılık kefaletin yanı sıra bankamız krediler uygulama talimatında belirtilen şekilde en ez risk tutarında gerçek müşteri çeki ya da senedi alınacaktır ” ; denilmiştir.
Kredinin öngörülen teminatı yukarıda belirtildiği gibidir.
3.2-Kredinin, banka kredi komitesi kararına uygun olarak kullandırılıp kullandırılmadığı;
Yukarıda belirtildiği gibi kredinin teminatı dava dışı kredi şirketin Yönetim Kurulu Başkanı …’un şahsi kefaletiyle kullandırılmtştır. Anılan şahıs dışında kredi onay komitesince başkaca bir kefilin kefaleti önerilmemiştir.Davacı bankada kredi komitesi onay mektubuna/kararına uygun olarak …’un şahsi kefaletini tesis etmiştir. Bunun dışında 1.000.000,00TL aşan krediler için çek ya da senet gibi kambiyo evrakı alınıp alınmadığı yönünde bir kayda rastlanılamamıştır.
Yukarıda tabloda belirtildiği gibi dava dışı kredi lehtarı şirkete rotatif ve spot kredi olmak üzere 2 adet kredi kullandırılmıştır. Rotatif kredi tutarı 1,000.000,00TL kredi komitesi kararında belirtildiği gibi …’ın şahsi kefaletiyle kullandırılmıştır.Diğer 2.000.000,00TL limitli spot kredi ise Genel Müdürlük Kurumsal Krediler Daire Başkanlığının 19.04.2017 tarih ve 1010 sayılı TALİMATI doğrultusunda başta …’un şahsi kefaleti ve bunun yanı sıra Hazine Destekli … A.Ş.nin kefaleti tesis edilmek kayıt ve şartıyla kullandırılması önerilmiştir. Davacı banka başta …’un şahsi kefaleti ile …Fonu A.Ş. ile 09.11.2012 ve 07.08.2015 tarihli kefalet protokolü tesis edilmek suretiyle … krediyi kullandırmıştır. O halde davacı bankanın kullandırmış olduğu rotatif ve spot kredi, kredi komitesinin onay mektubuna uygun olarak kullandırmıştır. Dolayısıyla mevcut kredilerin/risklerin teminatına müşteri çeki ya da senedi alınma zorunluluğu bulunmamaktadır. Yani davacı banka kredi komitesi karartnda öngörülen teminatları aynen tesis etmiştir. Tesis edilen teminatlar dışında kredi komitesince önerilen başkaca bir teminat bulunmamaktadır. Davacı bankanın teminat tesisinde eksik bir husus tespit edilememiştir
4-Davacı banka vekilinin itirazına gelince; Temerrüt Tarihi İtibariyle Asıl Alacağın Tespiti:
TEMERRÜT TARİHİ itibariyle 3.085.826,81TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 3.088.568,67TL asıl alacak talep etmiştir. Bu durumda takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere 2.741,86TL fazla talebin yerinde olmadığı mütalaa edilmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi kök raporda temerrüt tarihi itibariyle yapılan hesaplamada, hesap kat ihtarıyla talep edilip doğruluğu irdelenen 3.069.532,71TL alacak tutarına, hesap kat tarihi 08.03.2018 ile temerrüt tarihi 16.03.2018 tarih aralığında işlemiş olan akdi faiz (anapara faizi) tutarı 15.518,19TL ile bunun %5 gider vergisi (BSMV) 775,91TL dahil edilmek üzere temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarı 3.085.826,81TL baliğ olmuştur. Bir başka deyişle hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında işlemiş olan anapara faizi ve fer’ileri alacağa dahil edilmiştir.
Yargıtay 19.cu Hukuk Dairesi Başkanlığının 97/5055 Esas 97/10599 Karar sayılı emsal kararında;” Bankanın kullandırmış olduğu krediye temerrüt tarihine kadar uygulamış olduğu akti faiz kapital faizi olup, asıl alacak olarak kabulü gerekir. Bir başka deyişle temerrüt tarihine kadar kullandırılan kredinin aslı ile bunun akti faizi asıl borcu oluşturur.Bunun sonucu olarak da temerrüt tarihinden itibaren bu toplam borç üzerinden temerrüt faizi uygulaması BK’nun 104/son maddesine aykırılık teşkil etmez.. ” görüşü de nazara alınarak yukarıda hesaplaması yapılmıştır.
5-… Fonu A.Ş’nın kefal eten ödediği Tazminat
a)… A.Ş’nin Ödediği Tazminat:…fonu A.Ş. DAVA TARİHİ 31.05.2018 den sonra olmak üzere 14.11.2019 tarihinde 1.505.732,50TL’nı tazminat olarak davacı bankaya ödemiştir.
b)Kefalet Protokolü:Davacı banka ile davalı şirket ve … AŞ. arasında tarihli Kefalet Protokolü imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı banka işbu kefalet protokolü kapsamında …nun kefaletine atfen dava dışı şirkete 16.05.2017 tarihinde 500.000,00USD tutarında SPOT kredi kullandırmış olduğu anlaşılmaktadır.
Kefalet protokolünün A/5-13 maddesi:”Kurum (…), müteselsil kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü ile birlikte, kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde, kredi verenin haktanna halef olur….; denilmiştir.
Kefalet protokolünün D/4.3.1 maddesi:”Kurumun (…) kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde,kurumdan alacağı dahil kanuni takip işlemleri kredi veren tarafından yürütülür…” denilmiştir.
Kefalet protokolünün D/4.3.3 maddesi:”Kurumun (…) kredi verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanın ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek kredi verenin yükümlülüğündedir.,,””; denilmiştir.
c)…-Kredi …Fonunun Kefaleten Davacı Bankaya Ödediği Tazminatın İrdelenmesi
-Kefalet Protokolü Yönünden:Davacı banka yukarıda belirtilen kefalet protokolünün A/5-13.;D/4.3.1 ve D/43.3 m. göre kredi garanti fonunun kefaletinden dolayı kendisine ödediği/tazmin ettiği bedelin icra takibi ve süreçlerinden sözleşmesel olarak sorumludur. Başka bir deyişle davacı banka yönünden … A.Ş. tarafından yapılan tazminle kredi borcu tamamen ödenmiş olsa bile, … A.Ş. adına davacı bankanın bu bedeli davalıdan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu anlaşılmaktadır.
-Yasa ve Bakanlar Kurulu Kararı Yönünden:Davacı Bankanın davalı asıl borçlu firmaya kullandırmış olduğu kredilerden nolu kredi …F A.Ş. -…Fonu garantisi ile kullandırılmış bir kredi olup, Kredinin kullanan firma tarafından ödenmemesi ve 03.04.2018 de kanuni takibe intikal etmesi üzerine (icra takibi), … A.Ş. tarafından bankaya 14.11.2019 tarihinde 1.505.732,50TL’lik tazminat ödemesi yapılmış olup; görüldüğü üzere bu tahsilatlar davalı tarafından yapılmamıştır. Banka alacağının tespiti için yaptığımız hesaplamalarda bu miktar, davalının borcundan mahsup edilmemiştir. … tarafından ödenen bu miktarın tahsili için krediyi veren Banka, krediye hiçbir tahsilat yapılmamış gibi takibe devam etmek ve tahsilat yapar ise bu tahsilatı … A.Ş.ne ödemekle yükümlüdür.
Çünkü; 4749 s.lı Kamu Finansmanı Kanununun geçici 20 maddesinde “… alacakları Kamu alacağı olarak tanımlanmış ve uygulanacak esasların düzenlenmesi yönünde Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir, … ile yapılan sözleşme ve “Kredi …Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki “2009/15197;2015/73317; 2016/9538 ve 2017/9969 s.lı Bakanlar Kurulu Kararlarında; özellikle, 31.10.2016 tarih ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/4. maddesine göre” Kanuni Takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür. Ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde e/de edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni Takip masrafian Kredi veren iie Kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükmü bulunmaktadır.
6-Davalı/kefilin kefalette bulunması için ayrıca genel kurul kararına ihtiyaç duyulup duyulmadığı
Dava dışı kredi şirketin (… A.Ş) Beşiktaş …Noterliğinin 30.12.2014 tarih ve … yevmiye no.lu imza sirküleri tetkik edildiğinde, şirketin 27.11.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, yönetim kurulu üyeliğine (3) yıl süreyle seçilen …’un yönetim kurul başkanı olarak atanmasına,” şirketi borç ve taahhüt altına sokacak her türlü işlem ve muamelelerin geçerli olabilmesi için Yönetim Kurulu Başkanı …’un şirket unvanı veya kaşesi altına atacağı imza ile şirketi ahzu kabza yetkisi ile en geniş şekilde temsil ve imzam etmesine oybirliği ile karar verildi.” denilmiştir.
Olağan genel kurul toplantısı 27.11.2014 tarihinde yapıldığına göre …’un görev süresi 3 yıl sonra 27.11.2017 tarihinde dolmaktadır. Kefalet sözleşmeleri ise 2016 yılında akdedilmiştir. Dolayısıyla kefalet sözleşmeleri …’un görev süresi içinde/kapsamında imzalanmıştır. Bu yöndeki hukuki değerlendirme sayın mahkemeye aittir.
II-)SONUÇ ve KANAAT:Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere;
Davacı bankanın … Şubesinde bizzat yerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı banka Genel Müdürlük Kredi Komitesi Onay Formuna uygun olarak teminatları tesis etmiştir. Yani kredi komitesince önerilip de tesis edilmeyen herhangi bir eksik teminat bulunmamaktadır. Dolayısıyla kredi komitesi kararına uygun olarak teminatlar tesis edilip buna göre kredi kullandırılmıştır. Yine davacı bankanın hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi aralığında işlemiş faizin alacağa katılmadığı yönündeki iddiaları yerinde değildir. Belirtilen sebeplerle kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır. Kök rapordaki görüş ve kanaatimle aynen bağlı bulunmaktayım.
Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesine saygıyla arz ederim.” denilmiştir.
GKS’mesi, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptalidir.
Davacı/alacaklı banka ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı …A.Ş. arasında hepsi 11.05.2016 tarihli 3.000.000,00TL, 1.000.000,00 EURO ve 1.000.000,00 USD limitti 3 adet Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiş olup, işbu sözleşmeleri davalı/kefili …’un da 3.000.000,00TL, 1.000.000,00 EURO ve 1.000.000,00 USD limitiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu anlaşılmıştır.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
… gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 14.03.2018 tarihi itibariyle davalıya ve kredi lehdarı şirkete tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük k sürenin sonu olan 16.03.2018 tarihi itibariyle davalı temerrüde düşmüştür.
…’de temerrüt faizi ” TC Merkez Bankasına bildirilen en yüksek cari akdi oranı” baz alındığı, ancak Merkez Bankasına cari akdi faiz oranları değil uygulanabilecek en yüksek faiz oranlarının bildirildiği, sözleşmedeki bu düzenlemede anlatım hatası olup kastedilenin bilirkişinin de bu oran üzerinden hesapladığı üzere “TC Merkez Bankasına cari bildirilen en yüksek akdi oranı” şekilde anlaşılması gerektiği anlaşılmıştır.
Davalının, yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin …’ne kefil olması, TTK 395 ve 396. Maddelerindeki düzenleme ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Davalının kefaletinin …’ce karşılanmayan tutar ile sınırlı olduğu iddia edilse de, davalının kefaleti müteselsil olup, … ile yapılan sözleşme ve “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki” 2009/15197; 2015/73317; 2016/9538 ve 2017/9969 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarında;özellikle, 31.10.2016 tarih ve …sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/4. Maddesine göre “ Kanuni Takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür. Ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükmü bulunmakta olup bu savunma da yerinde görülmemiştir.
Kredi onay komitesince davalı dışında başkaca bir kefilin kefaleti önerilmemiş ve 1.000.000 TL’yi aşan krediler için çek ya da senet gibi kambiyo evrakı alınması yönünde bir kayda rastlanılmamış olup TBK’nun 587. Maddesinin tartışılmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-3.085.826,81TL asıl alacak, 60.227,09TL işlemiş faiz, 3.011,35TL BSMV olmak üzere toplamda 3.149.065,25TL üzerinden davalının İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazının ve % 39 yıllık sözleşmesel işleyecek temerrüt faize itirazının iptaline,
2-Fazlaya ilişkin 2.741,86TL’lik istemin reddine,
3-3.149.065,25TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 215.112,64-TL ilam harcından peşin alınan 38.065,95-TL’nin mahsubu ile bakiye 177.046,69-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı ve 38.065,95-TL peşin harç olmak üzere toplam 38.101,85‬-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 120.115,65-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.995,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.993,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.26/11/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”