Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/490 E. 2020/158 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/490 Esas
KARAR NO : 2020/158
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti., … ve davalı arasında 15.04.2004 tanzim tarihli protokol ile 6 adet reklam yeri ile ilgili olarak Reklam Yeri Kullanma ve kiralama sözleşmesi’nin tanzim edildiğini, müvekkilinin payı için … A.Ş aleyhine açılan davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayı ile devam ettiğini, sözleşme konusu yer için bu kez yine tüm ortakları aynı olan davalı …’nin devreye sokulduğunu, sözleşmeye konu yerin bu kez bu şirket üzerinden kiraya verilmeye devam ettiğini, … A.Ş hakkındaki davanın ise müvekkil lehine sonuçlandığını, müvekkilinin bu şirketten 255.690,28 TL. alacağı olduğunun hükme bağlandığını, Sözleşme konusu “… sk. … Apt. N: … /İst.” Adresindeki reklam yeri geriye dönük olarak uzun süredir … … firmasına kiralandığını, müvekkili açısından sözleşmedeki el yazılı ek koşulun gerçekleştiğini, Tasfiye edilen … A.Ş ile davalı … arasındaki açık organik bağ sebebiyle davalının her şeyi bildiğini ve müvekkilinin % 20 lik reklam payı alacağından sorumlu olduğunu, sözleşme hükümlerinin açık olmasına rağmen davalının bugüne kadar müvekkilin payına düşen bedeli ödemediğini, dava konusu olayda 6100 sayılı Yeni HMK’nın 107. maddesinde yer alan belirsiz alacak davasının söz konusu olduğunu, zira müvekkilinin alacak ve zararlarını davanın açıldığı tarihte tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple ilerde davanın başında belirtilen miktarı artırmak kaydıyla şimdilik asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, yukarıda açıklanan sebeplerle HMK.107 gereği ilerde ıslah yoluyla miktarı artırmak kaydıyla müvekkilinin dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık alacaklarının şimdilik 10.000 TL. sinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gider ve ücreti vekaletin davalı üstünde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin her türlü açık hava ve kapalı alanlarda duvar reklamları ışıklı ışıksız pano reklamları dijital ve elektronik reklamlar yapmak üzere kurulmuş bir şirket olduğunu, şirketin faaliyet konusu gereği bir çok yerde reklam teşhiri yaptığını, ancak davacı ile müvekkil arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme ve ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafından sunulan sözleşme ve protokol adı altında bir takım belgelerin dava dosyasına sunulmuşsa da sunulan bu belgelerin davalı müvekkili şirketin hiçbir protokol ve sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle sunulan belgelerin davalı müvekkilin sorumlu olduğu belgeler olmadığını ayrıca davacı tarafın dava dilekçesi dışında iş bu dosyaya sunmuş olduğu delilleri de kabul etmediğini, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen sözleşme örneğinden açıkça görüldüğü üzere protokol hükümlerinin sadece … ile bahse konu adreste bulunan bina yönetimi ile yapılan sözleşmeye şamil olduğunu ve bu sözleşme içerisinde uygulanacağını, davanın davacının mesnetsiz dava dilekçelerinden anlaşılabildiği kadarıyla konusu gereği davalı şirket bakımından pasif husumet yokluğundan, zamanaşımı süresinin geçmesinden ve hukuki yarar yokluğundan dolayı davanın usulden reddine, davacıların haksız ve kötü niyetli ikame ettikleri iş bu davanın hukuki temeli bulunmadığından ve talep edilen hususlarda hukuki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası.
2-…’ünün cevabi yazısı.
3-… Apartman Yöneticiliği cevabı yazısı
4-… Müdürlüğü cevabı yazısı
5- … İçecek A.Ş cevabı yazısı
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davacının organik bağ nedeniyle davalının sorumlu olduğu alacağın tahsili talebidir.
Dava konusu reklam yeri “… Sok. … Apt. No: … /İstanbul adresi olup mahkememizce işbu reklam yerinin kiralanmasına ilişkin ilgili yerlere tarafların talepleri doğrultusunda müzekkereler yazılmıştır.
…-… A.Ş. Cevabı yazısının incelenmesinde; davalının herhangi bir kaydı bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
… Belediyesi yazı cevabının incelenmesinde; ilgili yerin 01/01/2014-31/12/2018 tarihleri arasında … A.Ş. Tarafından kiralandığı görülmüştür. Bunun üzerine davacı tarafından 01/07/2019 tarihli dilekçesi ile taraf değişikliği talebinde bulunmuş, mahkememizce 18/07/2019 tarihli ara kararı ile hukukumuzda ıslah yoluyla dahi taraf değişikliği yapılamayacağından davacının taraf değişikliği talebi reddine karar verilerek taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili yazılı beyanı ile HMK 124.madde uyarınca taraf değişikliği yapılmasını talep etmiş ise de 6100 sayılı Yasanın 124.maddesi “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmüne amirdir.
6100 sayılı Yasanın 124.maddesi davanın her yanlış kişiye açıldığına uygulanacak bir madde olmayıp maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmaya taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir yahut tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyor ise taraf değişikliği talebi kabul edilebilir. Taraflar gösterilir iken bazen maddi hata nedeni ile bir yanılgı ortaya çıkabilir aslında muhatabı belli olan uyuşmazlık bu hata nedeni ile mevcut olmayan ya da farklı kişiye karşı yürütülebilir. Maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi halinde diğer tarafın rızası aranmadan taraf değişikliği kabul edilmiş olup bazen davacı tüm özeni göstermiş tüm araştırmayı yapmış olmasına rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememiş olabilir.
Somut durumdaki hatanın maddi olduğundan bahsedilemeyeceği gibi davacının organik bağ iddiasıyla dava açmış olması karşısında kabul edilebilir bir yanılgı olarak da değerlendirilemez. Maddenin bu denli geniş yorumlanması düşünülemez. Aksinin kabulü davanın yanlış kişiye yöneltildiği her durumda taraf değişikliğini mümkün kılar ki bu, Yasanın ulaşmak istediği amacı aşar mahiyette bir sonuç olur.
Bu nedenlere davacının, taraf değişikliği talebi yerinde görülmemiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının dava dışı … A.Ş. Arasında protokol düzenlendiği, bu protokol kapsamında dava dışı … A.Ş’nin sözleşmenin yükümlülüklerinden kurtulmak amacıyla tasfiyeye girdiği ve davalı şirketti kurarak faaliyetlerini devam ettiği, davalı şirketle dava dışı … arasında organik bağ bulunduğu ve dava konusu yerin davalı tarafından kiralandığı ve davacının sözleşme kapsamında davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Mahkememizce davacının talep ettiği tüm deliller toplanmış, dava konusu yerin davalı tarafından kiralanmadığı görülmüştür. Davacının taraf değişikliği talebi de yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere reddedilmiştir. Bu kapsamda davacının dava konusu talep ettiği hak varsa bile davalıdan talep edebileceği bir hak değildir. Zira davalı dava konusu sözleşmenin tarafı olmadığı gibi, dava konusu kiralanan yer ile de herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,38-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL (dava değeri dikkate alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır