Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/449 E. 2020/465 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/449 Esas
KARAR NO : 2020/465
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, taraflar arasında mal alım satımına ilişkin cari hesap ve dayanak faturaların alacağından dolayı …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5006 Esas numaralı dosyadan icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Ancak takibe itirazında tüm borca, faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faizlere, yetkiye itiraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ticari emtia satış sözleşmesine dayalı bakiye fatura bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2018/5006 Esas yılı takip dosyasının celbi ile yapılan incelemede; davalı borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan itiraz dilekçesinde borcun tamamına itiraz etmesinin yanı sıra yetki itirazında da bulunarak müvekkilinin bulunduğu yer Sivas İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı yan defter sunmaktan imtina etmişse de, davacı defterleri incelenmiş olup, takibe konu üc adet fatura bedelleri toplamı 36.205,92 TL tutarındaki alacağa binaen davalının 29.000,00 TL’sinin çek ile, 1.000,00 TL’sinin ise banka havalesi ile ödediği sabittir. Zaten eldeki dava da ödenmeyen bakiye 6.205,92 TL’nin tahsili istemi ile ilgilidir.
TBK’nın 102/1. maddesi gereğince söz konusu kısmi ödeme belgelerinde açıklık olmadığı takdirde en eski tarihli faturadan başlayarak en yeni tarihli fatura bedellerine değin ödemelerin yapılarak borcun tasfiye edilmesinin amaçlandığı var sayılır. Somut olayda, üç adet faturalardan 08/07/2017 tarihli fatura 2.910,77 TL, 10/07/2017 tarihli fatura 32.550,09 TL, 29/11/2017 tarihli fatura ise 737,06 TL bedelli olup, çekişmesiz olan 30.000 TL ödeme düşüldüğünde son iki fatura açısından takip miktarı kadar bakiye borcun varlığı sabittir. Zira, kısmi ödeme malın ya da hizmetin alındığına karine teşkil eder. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2007/2400 Esas, 2007/7281 Karar sayılı 09/07/2007 tarihli emsal içtihadı) Hal böyle iken, yukarıda izah edildiği üzere yapılan kısmi ödemelere nazaran son iki fatura bedelinin kısmen ödenmiş sayıldığı, taraflar arasında veresiye satış ilişkisinin varlığı anlaşılamadığı, asıl olanın TBK’nın 207/2. maddesi uyarınca asıl olanın peşin alım satım olduğu da değerlendirilerek bakiye bedel yönünden alacağın sabit hale geldiği anlaşılmıştır. Kaldı ki, malların teslim tesellüm fişlerinde de davalı adına malı teslim alan olarak imzası bulunan … ‘ın dosyaya celp olunan SGK kayıtlarına göre de davalının o tarihte sigortalı çalılan işçisi olduğu da tespit edilmiştir.
Bu bağlamda özel dava şartı olan yetki itirazının da değerlendirilmesi gerekir. Yapılan tahkikat neticesinde mal alımı ve kısmi ödemeler sübuta erdiğinden yanlara arasında ticari ilişkinin varlığı çekişmesizdir. TBK’nın 89/1 maddesi uyarınca para alacakları götürülecek borçlardan olup alacaklı kendi bulunduğu yerde de icra takibi başlatabileceği gibi, sipariş formundaki yetki anlaşmasında da İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili seçildiğinden icra dairesinin yetkisine dair itiraz yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-… İcra Müdürlüğü’nün 2018/5006 esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali ile, 6.205,92-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre işleyecek ve hesaplanacak faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 1.241,18-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 423,92 TL harçtan peşin alınan 105,99 TL harcın mahsubu ile, bakiye 317,93 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 105,99 TL peşin harç gideri, 35,90 başvuru harç gideri, posta masrafı 175,00 TL ve 1.500,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere cem’an 1.816,89 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*