Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/442 E. 2021/684 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/442 Esas
KARAR NO:2021/684

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/05/2018
KARAR TARİHİ:09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin miras bırakanı, …’ın 06/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatım kaybettiğini, trafik kazasına sürücü … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı araç ile … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın karıştığını, …’ın … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğunu, davalı …’nın olayda kusurlu olduğunu belirterek, davanın kabulüne, maddi ve manevi tazminat taleplerinin davalılardan yasal faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki yönünden davaya itirazları bulunduğunu, meydana gelen trafik kasında … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacılara bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki yönünden davaya itirazları bulunduğunu, meydana gelen trafik kasında müvekkilinin tali kusurlu olduğunu, diğer sürücü …’ın asli kusurlu olduğunu, müteveffanın emniyet kemeri takmaması kusuru bulunduğunu” belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. (yeni adı:… A.Ş.) vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazanın ardından müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla müteveffanın anne ve babası tarafından müvekkil şirkete başvuruda bulunulmuş, işbu başvuru üzerine müvekkil şirketçe aktüer raporu alınmış alınan rapor doğrultusunda; 15.12.2017 tarihinde davacılardan … için 19.614,00-TL ve davacılardan … için 16.674,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirket meydana gelen zararlardan sigorta poliçesi kapsamında ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olup, anılan kaza dolayısıyla üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, öte yandan; müteveffanın kardeşi …’ın abisinin desteğinden yoksun kaldığı iddiasıyla tazminat taleplerinin kabulü mümkün olmadığını, her ne kadar davacı tarafından müteveffa …’ın ileride kardeşine yardımda bulunacağını ileri sürülmekteyse de; kardeşin kardeşe desteğinin söz konusu olabilmesi için destek tazminatı isteyen kardeşin özel bakımı gerektirecek derecede sakat veya iyileşmeyen bir hastalığa yakalanmış bulunması ya da ayırt etme gücünden yoksun, akıl ve sinir hastası olması, anne ve babanın ölmüş olması ya da çok yoksulluk içinde bulunmaları gerektiğini, huzurdaki davada anne ve babası hayatta olan davacının, kardeşinin desteğine ihtiyacı olduğunun kabulü mümkün olmadığını, nitekim; çocukların, ilerde belli bir yaşa geldikten sonra, gerek yardım ve hizmet ederek gerek para vererek ana ve babalarına destek olabilecekleri yaşamın olağan akışına uygun ise de, kardeşlerine “varsayımsal” destekliğinden söz edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından talep edilen, maddi tazminatın varlığının ve miktarının belirlenmesi yönünden sigortalı aracı idare etmekte olan kişinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun varlığı ve oranının doğru olarak saptanmasını, kaza nedeniyle poliçe kapsamında oluşan tüm sorumluluğunu tamamen yerine getirilmiş olup, davacı tarafından müvekkil şirketçe yaptırılmış bulunan aktüerya hesabına hiçbir somut maddi ve gerekçeli bir itirazı olmamasına rağmen huzurdaki dava ikame edilmiş olmakla müvekkili şirketin dava açılmasına hiçbir şekilde sebebiyet vermediğini, bu nedenle faiz, masraf ve vekalet ücreti yönünden davanın reddi gerektiğini, manevi tazminat talepleri teminat dışı odluğunu, müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, müvekkil sigorta şirketince poliçe limiti olan 15.11.2017 tarihinde 60.924,00 TL ödeme başvuru sahibine yaptığından, açılan haksız, maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın tamamen reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası
2-Trafik Tescil Şube Müdürlüğü yazı cevabı
3-Poliçe,hasar dosyası
4-Ekonomik ve sosyal durum araştırması yazı cevapları
5-SGK yazı cevabı
6-Adli Tıp Kurumu kusur raporu
7-Aktüerya bilirkişi raporu
8-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise; Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
Dava konusu kaza nedeniyle davacıya dava tarihinden önce ödeme yapılması halinde ise; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/7759 Esas 2018/1350 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, 2918 sayılı KTK’nun 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu hususun ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasının da yeterli olduğu gibi Yasada belirtilen 2 yıllık sürenin, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekmektedir.
Ayrıca sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce ödeme yapılması halinde, ödeme tarihi itibariyle davacıya yapılan ödemenin davacının kaza nedeniyle oluşan gerçek zararını karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için ödeme tarihi verileri (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. gibi) dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılması, ödemenin yeterli bulunması halinde davacının bakiye zararı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez mahkemece karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme yapılarak), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/845 Esas 2019/8638 Karar sayılı ilamı, 2016/15309 Esas 2019/7039 Karar sayılı ilamı, 2016/4084 Esas 2018/12503 Karar sayılı ilamı, 2015/11243 Esas 2018/5503 Karar sayılı emsal ilamları da bu doğrultudadır.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
… 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; taksirle öldürme ve yaralama suçu kapsamında Sanık …’nın 24.300,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Ağır Ceza Mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu 10/11/2017 tarihli kusur raporunda müteveffa sürücü …’ın asli kusurlu, şüpheli sürücü …’nın tali kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabının incelenmesinde, … plakalı aracın … … adına kayıtlı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
… Sigorta hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; poliçe tarihinin 26/07/2016-26/07/2017 tarihleri arasını kapsadığı, kazanın 06/07/2017 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle davalı şirketin sorumluluğunun olduğu, … plakalı aracın 06/07/2017 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle … sayılı hasar dosyasının açıldığı, 15.11.2017 tarihinde … … adına 60.924,00-TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün cevabı yazısının incelenmesinde; davacıların ekonomik sosyal durum araştırmasının yapıldığı, davacılardan …’ın bir bacağını 1997 yılında iş kazasında kaybettiği, 1.580,00-TL iş göremezlik maaşı aldığı, 2016 model … … aracı olduğu, kendisine ait evde ikamet ettiğinin; …’ın babasına ait evde kira ödemeden ikamet ettiği, 18 yaşında bekar lise mezunu olduğu, …’ın eşine ait evde kira ödemeden ikamet ettiği, ilkokul mezunu, bulaşık olarak asgari ücretle çalıştığının bildirildiği görülmüştür.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün cevabı yazısının incelenmesinde; davalı … …’in su dağıtıcısı olarak çalıştığı, eşi adına kayıtlı evde kira ödemeden oturduğu, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve 3 çocuğu bulunduğu, adına kayıtlı taşınmaz mal bulunmadığı, adına kayıtlı 24.07.2019 itibariyle 1996 model kamyonet, 1998 model çekici, 2013 model çekici, 1993 model yarı römork bulunduğu, lise mezunu, fiziki engelinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
SGK yazı cevabının incelenmesinde; müteveffa ve davacıların sigorta dökümlerinin gönderildiği, davacılara dava konusu trafik kazası nedeniyle ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Adli Tıp kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapordan özetle; davalı sürücü …’nın %35 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ın %65 oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirmişlerdir.
Aktüer bilirkişisinin 05/02/2020 tarihli 6 sayfadan ibaret rapordan özetle; 24.01.1997 doğumlu olan müteveffa …, 06.07.2017 vefat tarihinde 20 yıl, 5ay, 12 günlük olup, 20 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrü 54 yıl ve muhtemelen 74 yaşına kadar yaşayacağı, dosyada mevcut belgelere göre müteveffanın … Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi olduğu, bu durumda müteveffanın eğitim süresinin 2018 yılı öğretim dönemi sonunda biteceği ve belli bir iş arama süresi sonucunda 01.01.2019 tarfıinden itibaren aktif olarak çalışmaya başlayacağı kabul edileceğini, buna göre; Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş İçtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının 60 yaşına kadar süreceğinin kabulü ile aktif olarak çalışmaya başlayacağı 22 yaşından itibaren bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi 38 yıl ve pasif devresi 14 yıl olduğunu, müteveffanın 22 yaşından itibaren sonra ailesine destek olacağı, muhtemelen 25 yaşına kadar evleneceği, 27 yaşına geldiğinde 1 çocuk ve 30 yaşına geldiğinde 2 ve daha fazla çocuk sahibi olacağı, evlendikten sonra anne ve babasına ayıracağı destek payında düşüş olacağı kabul edilerek, bu konudaki son Yargıtay kararlarına göre müteveffanın geliri hak sahipleri arasında paylaştırılacağı, neticeten Davalı …, … … ve … Sigorta’nın %35 kusuruna isabet eden maddi zarar hesaplamasının; dava anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 35.861,71-TL, davacı baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 29.180,15-TL, … Sigorta’nın %65 kusuruna isabet eden maddi zarar hesaplamasının; dava anne … yönünden 48.228,78-TL, davacı baba … yönünden 39.592,02-TL, Mahkemece müştereken ve müteselsilen hüküm kurulacağının kabulü halinde ise yukarıda ayrı ayrı kusur durumlarına göre belirlenen maddi zararların toplamı alınarak Anne … bakımından 84.090,49 TL, üzerinden, baba … bakımından 68.772,17 TL üzerinden hüküm kurulmasının mümkün olacağı, davacılann maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, temerrüt tarihlerinin … Sigorta bakımından 15.12.2017 ve … Sigorta bakımından 15.11.2017 tarihi olacağı, araç sürücüsü ve İşleten bakımından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 06.07.2017 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamına girmemesi, işbu davada sadece sürücüsü %35 kusurlu bulunan araç sürücüsü ve işleteninden manevi tazminat talebinde bulunulmuş olması hususlarına göre Mahkemece belirlenecek manevi tazminat tutarından sadece davalı … ile … …’in sorumlu olacağı belirtilmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü …’ın %75, … plakalı araç sürücüsü …’nın %25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyası içerisindeki ATK kusur raporları ile … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu arasındaki çelişkiyi gidermek üzere … trafik kürsüsünden bilirkişi heyetine rapor tanzimi için dosya tevdi edilmiştir.
… Makine Mühendisi bilirkişi heyetinin 11/01/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret çelişki giderici kusur raporunda özetle; trafik kazasına karışan … plakalı otomobil sürücüsü müteveffa …’ın olayda %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nın %25 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Aktüer bilirkişisinin 20/05/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Nihai takdir ve değerlendirmeler Mahkemeye ait olmak üzere;. işbu raporda hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise yargıtay kararlanna göre %10 artış ve iskonto hesabına göre belirlenerek yeniden maddi zarar hesabı yapılacağı, davacı vekilinin itirazı ve araçta bulunan diğer yolcular ile araç malikinin beyanları dikkate alındığında müteveffanın ücret karşılığı taşındığının anlaşıldığı, bu durumda bu husustaki nihai takdir sayın Mahkemeye ait olmak üzere hatır taşıması indirimi yapılmaksızın hesaplama yapılacağı, mahkemenin ara kararı doğrultusunda dosyada mevcut ve en son heyetten alınan 11.01.2021 tarihli kusur raporu dikkate alınacağını, Yargıtay kararlarına göre davacı kardeş …’in destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşulları bulunmadığından kardeş … bakımından maddi zarar hesabı yapılamayacağını, davalı … Sigorta tarafından davacılara 15.11.2017 tarihinde toplam 60.924,00-TL ve davalı … Sigorta tarafından 15.12.2017 tarihinde toplam 36.288,00-TL ödeme yapıldığını, neticeten; davalı …, … … ve … Sigorta’nın %25 kusuruna isabet eden maddi zararının dava anne … için 41.607,29-TLi davacı ve baba … için 32.317,79-TL; davalı … Sigorta bakımından en erken temerrüt tarihinin 15.12.2017 ödeme tarihi olarak belirlendiği, manevi tazminata ilişkin talebin mahkemenin takdirinde olduğu, Davalı … Sigorta’nın %75 kusur oranına isabet eden maddi zararının davacı anne … için 158.173,78-TL, davacı baba … için 125.890,46-TL olduğu, tüm hak sahiplerinin bakiye maddi zarar toplamı olan 284.064,24-TL’nın ödeme düştükten sonra davalı … Sigorta’nın sorumlu olduğu bakiye 169.076,00-TL’lik limiti aşması nedeniyle davalı …’nın 269.076,00-TL’lik bakiye limitle sınırlı olmak üzere sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının anne … için 149.827,96-TL, baba … için 119.248,04-TL olmak üzere toplam 269.076,00-TL olduğu, dava … Sigorta’nın 15.11.2017 ödeme tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediğini, dava dilekçesinde yasa faiz talebinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Bedel artırım dilekçesi; davacı vekili 27/05/2021 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu artırdığını bildirmiş, Davacı … için istenen destekten yoksun kalma tazminatını 500 TL’den 191.435,25 TL’ye, Davacı … için istenen destekten yoksun kalma tazminatını 450 TL’den 151.565,83 TL’ye arttırıldığının bildirilmiş, dilekçesi davalı tarafa/ usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava anne baba ve kardeşin destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Müteveffa dava konusu kaza da yolcu olup kusuru bulunmamaktadır. Çift taraflı ve ölümlü meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafından her iki araç maliki ve ZMMS poliçesi ile sorumlu oldukları sigortacılarına eldeki davayı yöneltmiştir. Davalı sigortalılar tarafından dava öncesinde yapılan başvurular nedeni ile ödeme yapılmıştır. Bu ödemelerin güncellenmesi gerektiği gibi, her davalı ancak kendi kusuru ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacaktır. Mahkememizce tüm deliller toplanmış alınında uzman bilirkişi tarafından kusur raporu alınmıştır. Alınan kusur raporu ile … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu arasında çelişki bulunması nedeniyle yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda çelişki giderici rapor alınmıştır. Rapora göre davalı …’nın %25 kusurlu, diğer davalı … Sigortanın sigortalısının %75 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu halde davalı sürücü …, aynı aracın maliki davalı … … ve sigortacısı … Sigorta %25 oranında tazminattan sorumlu olacak iken diğer davalı %75 oranında sorumlu olacaktır. Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, hüküm kurmaya ve denetime elverişli aktüerya raporu hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından aktüerya raporuna itiraz olmadığı gibi bu doğrultuda talep sonucu artırılmıştır. Aktüerya raporunda sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler ayrı ayrı güncellenmek suretiyle, kusurlarında oranında düşen tazminattan düşülmek suretiyle hesaplama yapılmış, yukarıda temerrüt tarihleri ayrıntılı açıklandığı üzere, davalı sürücü ve malik yönünden kaza tarihi olan 06/07/2017 tarihinden, … Sigorta yönünden başvuru tarihine ilişkin evrak bulunmadığından hasar dosyasında ki ödeme tarihi olan 15/12/2017, diğer davalı sigorta … Sigorta yönünden başvuruya ilişkin belge bulunmadığından hasar dosyasındaki ödeme tarihi olan 15/11/2017 tarihi temerrüt tarihi olarak esas alınarak talep gibi yasal faize hükmedilerek kusurları oranında sınırlı tutulmak suretiyle, davacı kardeş … yönünden ölen kardeşinden eylemli yardım ve destek gördüğünü kanıtlaması gerekmekle birlikte kanıtlayamadığından davanın reddine diğer davalılar yönünden kabulüne olmak üzere davanın kısmın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hatır taşıması indirim talebi yönünden; Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca yakın akrabalık bağı bulunması halinde taşımada hatır taşıması bulunmamaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre ise hatır taşıması indirimi yapılması halinde %20 oranında indirim yapılması gerekmektedir.
Somut olayda ceza dosyasının incelenmesinde müteveffanın ve ölen sürücü …’ın olay günün … sitesi üzerinden … ilinden … iline gitmek üzere anlaştıklarının beyan edildiği görülmekle bu taşımanın bir menfaat karşılığı olduğu görülmekle bu halde hatır taşıması indirimi yapılmayacağından takdiri indirim uygulanmamıştır.
Manevi tazminat yönünden; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata hükmedileceği, davacıların çocuklarının vefatı nedeniyle acılarının ve elemlerinin hükmedilen tazminatla giderilemeyecek olsa da kusur raporuna göre davalıların kusur oranının %25 olduğu, davalıların ekonomik durumlarının kolluk araştırması ile dikkate alınarak kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği kananaatiyle talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
Davacı … yönünden; 149.827,96-TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı …, … … ve … Sigorta yönünden 41.607,29-TL ile sınırlı kalmak kaydı ile) davalı … ve … … yönünden kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden davalı … Sigorta yönünden 15.11.2017 davalı … Sigorta yönünden 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine;
Davacı … yönünden; 119.248,04-TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı …, … … ve … Sigorta yönünden 32.317,79-TL ile sınırlı kalmak kaydı ile) davalı … ve … … yönünden kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden davalı … Sigorta yönünden 15.11.2017 davalı … Sigorta yönünden 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine;
Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine
2- Davanın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
Davacı … yönünden; 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … …’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine;
Davacı … yönünden; 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … …’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine;
Davacı … yönünden 7.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … …’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine;
3-Maddi tazminat yönünden;
a) Karar tarihi itibari ile alınması gereken 18.380,58-TL harçtan, peşin alınan 1.616,44-TL harç mahsup edilerek kalan 16.764,14-TL’nin (davalı …, … … ve … Sigorta yönünden 2.921,98-TL ile sınırlı kalmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b) Kabul-red oranına göre davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 27.285,32-TL vekalet ücretinin (davalı …, … … ve … Sigorta yönünden 4.755,83-TL ile sınırlı kalmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
c) Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.410,26-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
4-Manevi tazminat yönünden;
a) Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.844,37-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b) Kabul-red oranına göre davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
c) Kabul-red oranına göre davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL(davacının vekalet ücretini geçemeyeceğinden) vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılardan … ve … tarafına verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 447,44-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı, 1.169,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.652,34-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 3.752,50-TL yargılama giderinin (318,00-TL ATK faturası ve 3.434,50-TL yargılama gideri toplamı) kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.943,70-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı tarafa verilmesine; arda kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır