Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/435 E. 2020/139 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/435 Esas
KARAR NO : 2020/139
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 06/02/2017 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Sokaktan … Caddesine çıkıp karşı … Sokağa kontrolsüz bir şekilde geçmek istediği esnada … caddesinde seyir halinde olan müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çapması neticesinde çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada müvekkilinin yaralandığını ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek geçici işgöremezlik ile sürekli iş gücü kaybı tazminatının, sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, kusurun ispata muhtaç olduğunu, ATK’dan rapor alınması gerektiğini, ZMMS poliçesi kapsamında geçici iş göremezlik istenemeyeceğini, maluliyetin özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre alınması gerektiğini, davacının kask ve koruyucu ekipman giyip giyilmediğinin araştırılması gerektiğini, buna bağlı olarak müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, neticeten limit bakımından sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle oluşan daimi maluliyet ile geçici iş göremezlik zararının trafik poliçesi kapsamında karşı araç sürücüsünün sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden 06/02/2017 günü saat 18:50 sularında dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Denizli İli … ilçesi … Sokak üzerinde seyrederken … Caddesi ile kesişen kavşağa gelindiğinde yoluna devam ederek Akçeşme caddesine çıkarak karşısındaki … sokağa geçmek istediğinde kavşak ortasında otosunun sol köşe ile bu esnada sol taraftan akçeşme caddesini takiben gelerek kavşağa girmiş olan davacının idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmı ile çarpışarak kazanın vuku bulduğu anlaşılmaktadır. Kolluk tarafından olay yerinde tutulan tutanakta sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu belirtilmiştir. Dosyadaki kaza tespit tutanağı ile sürücülerin beyanları bir arada değerlendirildiğinde mahkememizce yapılan kusur incelemesi neticesinde; … plakalı sigortalı aracın dava dışı sürücüsü …’ın KTK’nın 57. maddesinin a ve b bendi uyarınca ana caddede seyreden araçlara öncelik tanınması ve anacaddeye girmeye müsait olduktan sonra giriş yapması gerekirken kontrolsüz olarak anacaddeye girmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in ise geçiş önceliğinin kendisinde bulunduğu anlaşıldığından herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan bu rapor ile kaza tespit tutanağı ve savcılık tahkikat ifadeleri, kolluk tarafından tutulan tespit tutanağı birbiri ile örtüştüğünden davalı sigortacının sorumlu olduğu aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğu sabit görülmüştür.
Davacıya ait hastane evrakları ve ATK tarafından bildirilen eksiklikler tamamlanmakla; kurum tarafından tanzim olunan 20/03/2019 tarihli rapor uyarınca davacının 3 ay geçici iş göremezlik süresinin, %4 ise engellilik oranının bulunduğu tespit edilmiştir. Mevcut raporun incelenmesinde kaza tarihi 06/02/2017 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca düzenlendiği, denetime elverişli olarak hastane evraklarındaki bulguların tartışıldığı, ilgili yönetmelik ekindeki tabloya göre maluliyetin tespit edildiği anlaşılmakla gerek tazminatın ölçüsünde gerekse de nihai hükümde esas alınmıştır.
Davalı ZMMS sigortacısı olduğundan, somut olayda poliçe başlangıç tarihi 07/07/2016 olmakla 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik poliçesi yeni genel şartlarının uygulanması gerektiği anlaşıldığından, genel şartlarda ön görülen hesaplama yöntemi olan TRH-2010 yaşam tablosuna göre, %1,8 teknik faiz oranlı devre başı ödemeli rant sistemine göre bilirkişi tarafından tazminat miktarının tespitinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dava dilekçesi ekinde davacının asgari ücreti aşan tutarda gelirinin bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, ayrıca SGK hizmet dökümünde davacının gelirinin aylık brüt gelirinin yasal asgari ücretler seviyesinde olduğu anlaşıldığından davacının aktif dönemdeki geliri hesaplanırken asgari geçim indirimi dahil net asgari ücretten hesaplama yapılmıştır. Pasif dönem yönünden ise, asgari geçim indirimi dışlanarak net asgari ücret baz alınmıştır. Bilinen dönem, bilinmeyen aktif dönem ile 60 yaşından itibaren bakiye yaşam süresinin sonuna kadar sürecek pasif dönem ayrı ayrı tespit edilerek karar tarihine en yakın bilinen asgari ücret artışları da değerlendirilmek suretiyle hesap raporu düzenlenmiş olup, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davalı sigortacı vekili itirazında müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de, mevcut maluliyet raporu ve hastane evrakları incelendiğinde sakatlığın bariz şekilde ayak bileğindeki kırıktan ileri geldiği anlaşılmaktadır. Bir başka söyleyişle, sakatlığın meydana geldiği vücut bölgesine nazaran kask ya da sair koruyucu ekipmanların takılması sonuca etkili değildir. Kaldı ki, trafik kazası tespit tutanağında da kask veya sair koruyucu tertibat takılıp takılmadığı belli değildir. Bu noktadan sonra, TTK’nın 1409/2 maddesi gözetilerek trafik kazası tespit tutanağının aksinin ispatı sigortacı üzerindedir.
Davalı sigortacı vekili geçici iş göremezlik zararının SGK’nın mesuliyetinde olduğu ileri sürmüştür. Ne var ki, SGK’nın sorumluluk kapsamı KTK’nın 98. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup kanunla çelişen ve SGK yönünden bağlayıcı olmayan trafik poliçesi genel şartları hükümleri uygulanamaz. Dolayısıyla, yukarıda belirtilen yasa maddesine aykırı genel şartların mahkememizi bağlayıcı yönü bulunmadığından geçici iş göremezlik zararından da ZMMS sigortacısının sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Davacı vekilince harcı ikmal edilen ve HMK’nın 107. maddesi uyarınca bilirkişi rapor içeriğine göre usulüne uygun olarak düzenlenmiş talep arttırım dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiş olup, aşağıdaki şekilde davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Geçici iş göremezlik 4.212,18-TL, sürekli iş göremezlik 36.816,92-TL olmak üzere toplam 41.029,10-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 02/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 2.802,69 TL harçtan peşin alınan ve ikmalen yatırılan toplam 171,20 TL harcın mahsubu ile, bakiye 2.631,49 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 6.133,78 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 31,40 TL peşin harç gideri, 31,40 başvuru harç gideri,138,80 TL ıslah harcı, 111,25 TL posta masrafı ve 1.400,00 TL bilirkişi gideri, 562,00-TL ATK maluliyet gideri, olmak üzere cem’an 2.274,85 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 12/02/2020

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*