Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/413 E. 2020/24 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/413 Esas
KARAR NO : 2020/24
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari münasebet sebebiyle davalıya, fatura tanzim ettiklerini ancak alacaklarını tahsil edemediklerini, davalı aleyhine, …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, ancak davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, huzurdaki davanın açıldığını, davalı tarafından icra dosyasma yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, dava konusu edilen faturalardan ödeme emriyle haberdar olduklarını, bu nedenle davanın reddedilmesini, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası.
2-Bilirkişi raporu
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz (Yargıtay 19 H.D. 2009/8074 E- 2010/5025 K sayılı içtihadı).
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
… İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 21.000,00-TL asıl alacak üzerinden, fatura bakiyesine dayalı ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 04/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 10/08/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 04/11/2019 tarihli ve 5 sayfalık raporundan özetle, ” davacı Şirket 2016 Yılı Ticari defterler ile muhasebe hesap ve kayıtları, Davalı Şirket 2016 yılı Ticari defterleri İle muhasebe hesap ve kayıtları, ve davaya konu ödeme emri ve itiraz dilekçesinin incelenmesinde, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre, davacının, ödeme emri tarihinde davalıdan 37.587,59.-TL alacağının olduğu, davalı tarafin ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının, ödeme emri tarihinde davalıdan 31.193,10.-TL alacağının olduğu, bazı faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yine davacı tarafından 21.09.2016 tarihli ödemenin de davalı ticari defterlerine kaydedilmediği, Ancak: Davacının talebinin her iki ticari defter kayıtlarında gösterilen alacaktan daha az olduğu, (davacı talebinin 21.000,00.-TL olduğu,) bu durumda davalının ticari defterlerinde gösterilen borç miktarının altında bir alacağın davacı tarafından talep edildiği ve davanın, davacının talebiyle sınırlı olduğu gözetildiğinde dava dosyası, inceleme günü tarafların sunduğu; ticari defter, belgeleri ile muhasebe hesap ve kayıtlan üzerinde yapılan inceleme, neticesinde: taraflar arasında, cari hesap çalışması şeklinde ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, her iki tarafın da ticari defterlerinin, HMK 222/2 maddesi gereği delil teşkil ettiği, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre, davacının, ödeme emri tarihinde davalıdan 37.587,59.-TL alacağının olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının; ödeme emri tarihinde davalıdan 31.193,10.-TL alacağının olduğu, davanın; davacının talebiyle sınırlı olduğu, bu durumda; davalı tarafından ödeme emrine edilen itirazın, 21.000,00-TL üzerinden iptal edilmesi ile icra inkar tazminatı hükmünün yalnızca yüce mahkemenizin takdirinde olduğu, ” kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere yinelemek gerekirse davalı tarafından düzenlenen faturanın ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen mal veya hizmeti alındığına karine teşkil eder. Mal veya hizmetin alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir, davalı ancak bu hususu yazılı delillerle ispat edebilir. (Y.19.H.D. 2017/511E-2018/6434K, 2017/2363E-2019/605K)
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki doğrultusunda dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacı ve davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalıya bu faturaya ilişkin malın teslim edildiğinin kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir yazılı delil ibraz etmediği, taraf defterleri arasındaki borç farkının olduğu, ancak davacının her iki tarafın defterinde bulunan miktardan daha düşük miktarda alacaklı olduğundan bahisle takip başlattığı, davacının talebi ile bağlı kalınarak davacının takip talebindeki miktarda alacaklı olduğu, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek;
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 4.200,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.434,51-TL harçtan peşin alınan 358,63-TL harcı ile 1075,88-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 3.400,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 730,50-TL yargılama giderinın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza