Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/401 E. 2019/504 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/401
KARAR NO : 2019/504
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; davalının işlettiği … Otel’de konaklayan davacının … plakalı otomobilin otel çalışanı … tarafından otoparktan çıkarılırken duvara sürtülmesi nedeniyle hasar gördüğü ve değer kaybettiği, 13/03/2018 tarihli ihtarname ile değer kaybının talep edildiği ancak ödenmediğini beyanla, arz edilen nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakkı mahfuz kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL değer kaybı maddi tazminatının, kaza tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile davalı şirket çalışanı tarafından davacının … plakalı otomobilinin 18/09/2017 tarihinden otoporktan çıkarılırken sağ arka kapı ve çamurluğun duvara sürtülmesi sonucu hasar gördüğünün doğru olduğu ancak yapılan onarımın araçta değer kaybına neden olmayacağı ve talebin fahiş olduğu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELLİLLER
1-Bilirkişi raporu
2-Dava dilekçesinde ekli belgeler
3-Müzekkere cevapları
3-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava: dava konusu araçta meydana gelen hasara ilişkin tazminat davasıdır.
Dosyaya sunulan deliller ve davacıya ait araç üzerinde inceleme yapılarak Mahkememizce dosyanın resen seçilen bilirkişi Makine Mühendisi … ‘a tevdi edilmiş olup bilirkişinin 04/02/2019 tarihli raporundan özetle: Karayolları Trafik Kanununun 2. Maddesine göre kazanın meydana geldiği otoparkın karayolu olduğu ve bu nedenle, dava konusu olay da bir trafik kazası olduğu ve Karayolları Trafik Kanunu ile Yönetmeliğin uygulanabileceği; sürücü … ‘in yönetimindeki … plakalı otomobil ile otoparktan çıkarken yeterince dikkatli ve tedbirli olmadığı ve duvara sürterek hasar görmesine neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 47/d – 84/j ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95/d – 157/a/10 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu; … Tic. A.Ş’nin Borçlar Kanunu 66 maddesinde açıklanan adam çalıştırma sorumluluğu gereğince çalışanı … ‘in neden olduğu zararların tazmiminden sorumlu olduğu; dava konusu … plakalı, … marka tipi, 01.01.2017 tarihinde trafiğe çıkmış; 2016 model 18/09/2017 tarihinde, yaklaşık 9 ay kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, … adına tescilli otomobilin rayiç değerinin, kaza öncesinde 190.000 TL tamir edildikten sonra 182.000 TL kaza nedeniyle değer kaybının 8.000 TL olduğu, davalı şirket tacir olduğu için temerrüt tarihi 23.03.2018 itibariyle avans faizi talep edilebileceği, … plakalı otomobilin 8.000 TL değer kaybının temerrüt tarihi 23.03.2018 itibariyle avans faizi ile talep edilebileceğini bildirmiştir.
Davacı vekili 05/02/2019 tarihli dilekçesi ile davasını 3.000,00-TL’den 8.000,00-TL’ye arttırdığını bildirilen ıslah dilekçesi sunmuştur.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
HMK.114/c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Yine HMK.138.maddede de mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği gerekirse tarafları dinleyebileceği düzenlenmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, olayın haksız fiilden(trafik kazasından) kaynaklanan araç değer kaybı talebinden ibaret olduğu, haksız fiilin TTK’da değil TMK’da düzenlendiği, davacının tacir sıfatını taşımayıp gerçek kişi olduğu, aracın hususi olduğu, davanın sigorta ilişkisinden kaynaklanmadığı, ticari iş ve davaları düzenleyen TTK 3,4 ve 5.madde kapsamına girmediği, davanın mahiyeti itibariyle ticari bir yönü olmadığı kanaatiyle talebin görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Talebin 6100 sayılı Yasanın 390.maddesi ve 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 20/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır