Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/4 E. 2019/340 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/4 Esas
KARAR NO : 2019/340 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 02.01.2018 tarihli dilekçesinde özetle; “müvekkili ile davalı şirketin ticari alış-veriş ilişkisinde bulunduğunu, davalı şirketin, aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağa dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin icra takibi başlatıldıktan sonra davalı şirket ve şirket Avukatı … ile iletişime geçerek haricen ödeme yapmış, karşılığında 22.02.2017 tarihli davalının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığına dair ibraname düzenlendiğini, ibranameden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin herhangi bir borcunun kalmadığını, müvekkilinin davalıya borcu olmamasına rağmen hakkında icra takibine devam edilerek müvekkilinin adresine menkullerin haczi ve muhafazası amacıyla gidilerek haciz işlemi yapıldığını beyan etmiş, sonuç olarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, müvekkilinin icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 13.02.2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; 22.02.2017 tarihli ibraname başlıklı evrakın sahte olduğunu, farklı isimler altındaki imzaların yazı karakterleri ibra başlıklı yazının sahteliğini gösterdiğini, İbra hukuki işlemi en ufak bir harf hatasını dahi kabul etmeyecek öneme sahipken unvanın sehven “… Kozmetik A.Ş.” yazılmış olmasının kabul edilemeyeceğini, dosya borcunun hangi tarihte ve ne kadar ödenerek itfa edildiğinin belirtilmediğini, tacir olan davacının 22/02/2017 tarihli belgeye dayanarak müvekkili şirkete olan borcunu itfa ettiğine ilişkin iddiasının dayanıksız olduğunu, 22.02.2017 tarihli ibranamede “Alacaklı Vekili – Av. …” başlığı altında yer alan imzaya itiraz ettiklerini, davacı tarafın iddiasına dayanak yaptığı 22.02.2017 tarihli belge incelendiğinde de görüleceği üzere ibranamenin açıklık, aydınlatıcılık ve anlaşıla bilirlik özelliklerini taşımadığını beyan etmiş, sonuç olarak; davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyasına gönderildiği ancak dosyanın icra müdürlüğünce işlem yapılacağından geri gönderilmek üzere istenildiği. Ancak dosyanın duruşma gününe kadar iade edilmediği anlaşılmaktadır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen ve iade edilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter, belgeleri ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı ile davalı şirketin ticari alış-veriş ilişkisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin, aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağa dayanarak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Davacı şirket icra takibi başlatıldıktan sonra davalı şirket ve şirket Avukatı … ile iletişime geçerek haricen ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Alacaklı avukatı ödenen bedel için 22.02.2017 tarihli davalının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığına dair ibraname düzenleyerek davacıya verdiği, ibranameden de anlaşılacağı üzere davacının herhangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından davacı aleyhine davalıya hiç bir borcu kalmamasına rağmen hakkında icra takibine devam edilerek avukata ödenen bedelin yeniden tahsili için davacının adresine menkullerin haczi ve muhafazası amacıyla gidilerek haciz işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekili her ne kadar 22.02.2017 tarihli ibraname başlıklı evrakın sahte olduğunu, farklı isimler altındaki imzaların yazı karakterleri ibra başlıklı yazının sahteliğini gösterdiğini, İbra hukuki işlemi en ufak bir harf hatasını dahi kabul etmeyecek öneme sahipken unvanın sehven “… Kozmetik A.Ş.” yazılmış olmasının kabul edilemeyeceğini, dosya borcunun hangi tarihte ve ne kadar ödenerek itfa edildiğinin belirtilmediğini, tacir olan davacının 22/02/2017 tarihli belgeye dayanarak müvekkili şirkete olan borcunu itfa ettiğine ilişkin iddiasının dayanıksız olduğunu, 22.02.2017 tarihli ibranamede “Alacaklı Vekili – Av. …” başlığı altında yer alan imzaya itiraz ettiklerini bildirmiş isede bu eski vekil hakkında …C.Başsavcılığına…ve … E sayılı dosyaları ile Av. …’ı şikayet ettikleri bildirmiştir.
Bu durumda davalı şirketin ilk vekilinin davacıdan icra dosyasındaki borcunu tahsil ederek davacıya 22.02.2017 tarihli ibranameyi verdiği, ancak davalının avukatı ile davalı arasında paranın şirkete ödenip ödenmediği konusunda anlaşmazlık çıkınca yeni vekil eski Avukatı …C.Başsavcılığına … ve … Esas sayılı dosyaları ile şikayet ederek icra dosyasına ödeme yapılmadığından … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasını harekete geçirdiği, Bu dosyadaki alacağın davalının ilk avukatınca tahsil edildiğinden mükerrer tahsilatın hakkaniyete ve hukuka uygun olamayacağı, Davalının adam çalıştıranın sorumluluğu gereği davacıdan tahsil edilmiş dosya bedelini artık avukatından isteye bileceği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası vekiline haricen ödeme yapıldığının bildirildiğinden davacı tarafından borcun varlığı kabul edilmiş ve diğer vekile ödeme yapılmış olduğu kabul edilmekle borçlu olmadığı yönündeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın, … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası vekiline haricen ödeme yapıldığının bildirildiğinden, davacı tarafından borcun varlığı kabul edilmiş ve diğer vekile ödeme yapılmış olduğu kabul edilmekle borçlu olmadığı yönündeki talebin Reddine,
2- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 1.063,93-TL den düşümü ile kalan 1.019,53-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Ücreti vekalet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/04/2019

Katip …

Hakim …