Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/397 E. 2020/9 K. 13.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/397 Esas
KARAR NO : 2020/9
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, davalı şirkete sigortalı …’nın malik ve işleteni olduğu … Plakalı aracın 11/02/2018 tarihinde … İnş. Ve Tic. A.Ş.’ye ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün dosya kapsamındaki maddi hasarlı tarafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere, kazanın oluşumunda % 100 kusuru olduğunu, … plakalı aracın 16/10/2017/2018 vade tarihli … nolu Zorunlu Mali Mesluliyet Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalının değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olacağını, meydana gelen hasar neticesinde … plakalı araçta değer kaybı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 250,00 TL Değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketten yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı …Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın her ne kadar müvekkili şirket tarafından sigortalı aarç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğunu iddia edilmiş ise de kaza tespit tutanağı incelendiğinde, 11/02/2018 tarihinde İstanbul K.Çekmece mevkiinde … sevk ve idaresindeki davacı tarafa ait … plakalı araç sürücüsü asli kusurlardan 57 a kusurunu ihlal ederek, tali kusurlu sigortalı …’nın sevk ve idaresindeki … pllakalı araca çarparak hasarlandığı kaza zabtından tespit edildiğini müvekkili sigorta şirketin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti olan 33.000,00 TL. ile sınırlı olduğundan ilk önce kazaya karışan araçların kusur oranlarının tespiti gerektiğini belirterek, davanın reddine tarafların kusur oranlarının belirlenmesine, değer kaybının tespitine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Hasar dosyası
2- Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Tramer kayıtları,
3-Bilirkişi incelemesi
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan aracın değer kaybı bedeli ve değer kaybı bedelinin belirlenmesi amacıyla yaptırılan ekspertiz ücretinin temlik alan davacının davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Araç değer kaybından, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, değer kaybı alacağın sorumluların tamamından talep edebilecektir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır.
Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Y. 3. H.D. 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. Sayılı emsal ilamı).
Somut uyuşmazlıkta; dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği hasar bedeli alacağını davacıya temlik edilmiştir. Bu durumda dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacı, taraf sıfatını kazanmıştır. (İstanbul BAM 9.H.D. 2019/392E-2019/173K sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Temlik Sözleşmesinin incelenmesinde; dava dışı … İnş. Ve Tic. A.Ş. tarafından dava konusu … plakalı aracın 11/02/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı tüm alacaklarını davacıya 01/03/2018 tarihinde temlik ettiği görülmüştür.
… Merkezi kayıtlarının incelenmesinde; kaza tarihi olan 11/02/2018 tarihinde … plakalı aracın sigortacısının davalı … olduğu ve dava dışı temlik eden ile kazaya karıştığı görülmüştür.
Bilirkişinin 13/12/2019 tarihli, 4 sayfadan ibaret raporundan özetle; ” Dosya kapsamına göre; 11.02.2018 günü saat 21:55 sıralarında … plaka sayılı hususi oto sürücüsü … … Sitesi Önü Kanuni Hastane istikametinde … ününe geldiğinde sol şeride geçmek istediği sırada, sol şeritten aynı istikamete seyreden … plaka sayılı motosiklet sürücüsü … motosikletin ön kısmı ile … plakalı hususi otonun sol yan kısmına çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralannıalı trafik kazası meydana geldiği, Meydana gelen trafik kazasında; … plakalı araç sürücüsü …’in % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusuru olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’nın % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusuru olduğu, Trafik kazası sebebiyle … plakalı araçta 2.543,37 TL değer kaybı olduğu ” kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Yargılama devam ederken davacı tarafından hasar bedelinin dava tarihi olan 04/05/2018 tarihinden sonra 28/06/2018 tarihinde davacıya ödeme yapıldığını bildirmiş ve ödeme dekontunu dosyaya sunmuştur.
HMK madde 331/1 hükmü uyarınca; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Keza karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin madde 6/1 hükmüne göre, anlaşmazlık davanın konusuz kalması nedeniyle, delillerin toplanılmasına ilişkin ara kararın gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin tamamına hükmolunur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Davanın 04/05/2018 tarihinde açıldığı, dava konu değer kaybı bedelinin de dava açılmasından sonra haricen ödendiği ödeme dekontu ve davacı beyanı ile sabittir. Davalı borçlu değer kaybı bedelini dava sonrası haricen ödemiş ise de, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Mahkememizce yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda davacının haklılığını göstermektedir. Buna göre mahkemece davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-54,40-TL karar harcının, peşin alınan 35,90-TL den düşümü ile kalan 18,50-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından karşılanan 705,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 250,00-TL (dava değeri dikkate alınarak) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza