Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/390 E. 2019/1313 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/390 Esas
KARAR NO : 2019/1313
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, 03/05/2018 tarihli dilekçesinde; müvekkil …ye ait … no.lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan davalının malik/işleten olduğu … plakalı aracın, 10/03/2017 tarihinde, motorlu araç kullanımı için KTK 36. Maddesi gereği yeterli ehliyetnameye sahip olmayan, sürücü … sevk ve idaresindeyken, park halinde bulunan … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davaya konu trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruyla zarar sebebiyet verdiğini, … plakalı mağdur araç için müvekkil … tarafından 27/12/2017 tarihinde 1.531,00 TL. Sigorta tazminatı ödendiğini, gerek KTK’nın 36. ile 39. ve devam eden maddeleri gerekse zorunlu mali sorumluluk poliçesi genel şartları B.4/B hükmüne göre riziko, aracın Karayolları Trafik Kanunlarına göre gereken yeterli ehliyetnameye sahip olmayan kişiler tarafından sevk edilmesi sebebi ile meydana gelmiş ise olaydan zarar görenlerin zararları limit çerçevesinde sigortacı tarafından karşılandıktan sonra kendi akidi olan sigorta ettirene rücu edebilme hakkı tanımış bulunduğunu, belirtilen hükümlere binaen müvekkil …nin KTK hükümleri uyarnıca kaza tarihi itibariyle geçerli ve yeterli ehliyetnamesi bulunmayan sürücünün kusuru nedeniyle 3. Kişilere poliçe limiti dahilinde ödediği 1.531,00 TL. Ve ferileri için davalı sigortalıya rücu hakkı doğduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davalı … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına karşı yaptığı tüm haksız itirazlarının iptaline, katibin asıl alacak ve ferileri üzerinden davamına, %20 ‘den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, 06/06/2018 tarihli cevap dilekçesinde; tutanak mümzileri tarafından belirlenen kusur oranlarının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, olay günü kazanın taraflarınca tanzim edilmiş olan Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda belirtilen kusur oranlarının ya da kusura yönelik olarak atıf yapılan kanun maddelerinin hukuken geçerli bir yönü bulunmadığını, zira bu şekilde tutulmuş olan Trafik Kazası Tespit Tutanağının, olayın nerede, ne zaman ve nasıl gerçekleştiğine ilişkin nihai bir belge olmadığını, yalnızca kanaat oluşmasına yardımcı niteliği haiz bir belge olduğunu, bu nedenle olayın meydana gelmesinde tarafların her birine düşen kusur oranlarının ve olay yerinden ve hatta hava koşullarından kaynaklanan nedenlerin ayrı ayrı konusunda uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelişinde davacıya düşen kusur oranının da dikkate alınması ve ileride tazmin sorumluluğunda bu orana göre tazminattan indirim yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle, davacının haksız ve dayanaksız davasının mahkememiz tarafından reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğü dosya sureti,
2-Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yazı cevabı
3-Sigorta poliçesi ile hasar dosyası,
4-Trafik tescil şube müzüdürlüğü müzekkere cevabı,
5- Bilirkişi raporu
6-Taraf vekillerinin dilekçe ve beyanları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortası gereği sigortacının karşı araç malikine ödediği hasar bedelinin zarara sebep olan kendi sigortalısına karşı rücuen tazminatın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 95. maddesine göre “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının “tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller” başlıklı 4/c maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu’na göre; gereken ehliyetnameye haiz olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda vukua gelmiş ise, sigortacının, bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Poliçede yer alan bu şart esasen KTK.’nin 95. maddesi düzenlemesinin poliçeye aksettirilmiş bir hükmüdür.
Zorunlu trafik sigorta şirketi; ehliyetsiz araç kullanılması sebebine dayanarak; kendi sigortalısına, onun veya sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında rücu edebilir. Zira; araç sahibinin sorumluluğu diğer bir deyişle; karşı araç malikine tazminat ödeme yükümlülüğü aracı kullanan sürücü ehliyetsiz olsa dahi kusur esasına dayalıdır.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman kusur ve hasar bilirkişisi makine mühendisinden rapor alınmıştır.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 1.531,00-TL asıl alacak, 42,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.573,53-TL üzerinden, ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 16/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 20/04/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış gelen yazı cevabının incelenmesinde, kazaya karışan davalının maliki olduğu aracın sürücüsünün B sınıfı sürücü belgesine sahip olduğu bildirilmiştir. Dava konusu araç ise kamyon olup, C sınıfı sürücü belgesine haiz sürücüler tarafından kullanılması gerekmektedir.
Bilirkişi, 09/10/2019 tarihli raporunda; “kazaya karışanların birlikte düzenledikleri kaza tespit tutanığında, 10/03/2017 tarihinde, İstanbul, GOP, … Sokağında, manevra yaparken park halindeki … plakalı otomobile çarptığını, sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı kamyonu ile sokak içinde manevra yaparken manevraları düzenleyen genel şartlara uymadığı ve park halindeki … plakalı otomobile çarparak kazaya neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 84/j ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 157/a/10 maddelerinde açıklanan kusurları işlediğini, kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, tazminata konu … plakalı Şengül çavuşoğlu adına tescilli hususi otomobilin hasar tutarının 1.531 TL. olduğunu ve davacı sigortacı tarafnıdan 27/12/2017 tarihinde ödendiğini, … İcra Dairesinin … dosyası ile mağdur … plakalı aracın hasar tutarının ödenme tarihi 27/12/2017 itibariyle işlenmiş avans faizi ile tahsili için 10/04/2018 tarihinde icra takibi yapıldığını, işlenmiş avans faizinin 42,53 TL. olduğunu, sürücü … B sınıfı ehliyete sahip olduğu ancak sigortalı … plakalı kamyonu kullanmak için gerekli C sınıfı ehliyete sahip olmadığı için davacı …Ş. Tarafından mağdur … plakalı otomobilin hasar tutarı karşılığı ödenen 1.531,00 TL. Tazminatın işlenmiş avan faizi ile ZMMS (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.4.b maddesi gereğince sigortalısı … İnşaat ve Tic. A.Ş.’ye rücu edilebileceği ” şeklinde görüşünü bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı ZMMS sigorta şirketi, çift taraflı kazada hasar gören karşı araç için ödediği meblağı, dava dışı araç sürücüsünün yeterli ehliyete sahip olmadığı iddiasıyla, sigortalı araç malikinden rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ZMMS sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasında sigorta akti mevcut olup, sözleşmesinin tarafı davalı maliktir. KTK 95/2 maddesine göre davacı … şirketi zarar gören 3. kişiye ödediği bedeli akidine rücu edebilir. Ancak sigortalı aracın sürücüsü yeterli ehliyetnameye sahip olmasa dahi davacı ZMMS sigortacısının karşı araç malikine yapmış olduğu ödeme kusur esasına dayalı olmalıdır. Bu hali ile mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya kusur ve hasar tespiti yönünden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporu denetime ve hüküm vermeye elverişli olup, hükme esas alınmıştır. Davalının maliki davacının sigortacısı olduğu araç sürücünün yeterli ehliyetnameye sahip olmadığı, gelen müzekkere cevabı ile de sabit olup, kusur raporu doğrultusunda dava dışı sürücünün %100 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı 27/12/2017 tarihinde dava dışı karşı araç sürücüsüne ödeme yapmış olup, 10/04/2018 tarihinde icra takibi ile alacağı rücuen tahsili talebi ile davalı aleyhine başlatmış olduğu, bu açıklamalar ışığında icra takibinde haklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu, davacının davasını ispatladığı kanaatiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Faiz yönünden rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren, talebe konu sigortalı aracın hususi olmadığı, kamyonet olduğu da nazara alınarak davacı avans faizi talep edebileceği kanaatine varılmıştır. İcra takibinde de talep avans faizidir.
Davacı tarafından talep edilen tazminat ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/3861 Esas 2019/2407 Karar,2016/15193Esas 2017/9112 Karar, 2016/1773 Esas 2016/5634 Karar sayılı emsal ilamlarında da belirtildiği üzere, alacak likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatının reddine
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 1.573,53-TL (dava değeri dikkate alınarak) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 759,35-TL yargılama gideri, 35,90-TL başvurma harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 107,48-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 71,58-TL ilam harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır