Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/383 E. 2020/239 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/693
KARAR NO : 2020/248
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 28/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın İstanbul …Şubesi ile davalı kredi lehtarı … Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, bahse konu sözleşmelere istinaden kredi lehtarı/borçlu lehine muhtelif nakdi krediler ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisi kullandırıldığını, ilgili kredilerin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle Kadıöy 18. Noterliğinin 29.05.2018 tarih ve …yevmiye nolu hesap ihtarnamesinin keşide edildiğini,ihtarname ile 1.531.468,04-TL ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli 54.400,00-TL depo edilmesinin talep edildiğini, ihtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi sonucunda, İstanbul… İcra Müd. … Esas sayılı dosyası ile takip açıldığını,davalı/borçluların, asıl borca, işlemiş faize, faiz oranına ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, hesap kat ihtarı davalılara tebliğ edildiğini, akdi ve temerrüt faizi GKS 9. ve 10 m. altında düzenlendiğini, GKS X m. göre müvekkili bankanın ticari defter ve kayıtlarının delil niteliğinde kabul edileceğini kabul ve taahhüt edildiğini, açıklanan nedenlerle 1.553.913,32 TL alacak üzerinden davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı, davaya cevap verilmediği görüldü.
Mahkememizin 28/03/2019 tarihli celsesi ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 26/06/2019 tarihli raporunda özetle;
”…Davacı banka ile davalı kredi lehtarı …Ltd.Şti. arasında yukarıda tabloda belirtildiği gibi 3 adet Kredisi Sözleşmesi imzalanmış olduğu görülmüştür.
Bahse konu işbu sözleşmeleri davalı/kefilinde (…) toplam 5.375.000,00TL kefalet limiti dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları açıkça görülmektedir.

Genel Kredi Sözleşmesinin (V) maddesinde (sayfa 8 ve 9) kefilin sorumluluğu düzenlenmiştir. Kefaletin kapsamı: “Müteselsil kefalet, anapara ve akdi faizi, bilcümle işlemiş ve işleyecek temerrüt faizleri, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de kapsayacaktır. Müteselsil kefaletin kefalet tarihinden önce doğmuş kredilerde dahil olmak üzere ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı…. “ belirtilmektedir.

Davacı banka tarafından sözleşmenin (VI) m. hükmü uyarınca hesabın kesildiği, Kadıköy … Noterliğinin 29.05.2018 tarihinde ihtarname ile hesabın kat edildiği, kat tarihi itibariyle NAKDİ KREDİ borcu 1.531.468,04 TL ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faiz ve sair fer’ileri ile birlikte (1) gün içinde ödenmesi, GAYRİNAKDİ ÇEK BEDELİ 54.400,00 TL DEPO edilmesi, herhangi bir işlem yapılmaması halinde ise yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiştir.(İLİŞİK-3)

-Davalı/kredi lehtarı-… Ltd. Şti.: Muhatap şirket yetkilisinin gösterilen adresinde tevziat sırasında bulunmaması üzerine daimi çalışan …’e 31.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği,tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kredi lehtarı- …: Muhatabın gösterilen adresinde tevziat sırasında bulunmaması üzerine daimi çalışan…’e 31.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır

Davalı kredi lehtarına ve kefile ihtarname ile verilen (1) günlük mehil müddeti bitimini izleyen 02.06.2018 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş sayılabilecekleri kanaati edinilmiştir.

Ancak, buna mukabil davalı yan sayın mahkemece kararlaştırılan 29.05.2019 tarih ve saat 14:45’de İnceleme günü herhangi bir ticari defter ve kayıt sunmamışlardır. Davalı sadece soyut beyanlarla borca itirazda bulunmuştur. Sözleşmedeki kefalet imzasına itiraz edilmiş değildir. Bu durumda yanlar arasında akdedilen delil anlaşması uyarınca davacı bankanın ticari defter ve kayıtları esas alınmak durumunda kalınmıştır.

Taraflar arasında imzalanan sözleşmede akdi ve temerrüt faizi ile ilgili hususlaı 4. ve 5. maddelerinde hüküm altına alınmış olup, bu nedenle davacı bankanın akdi ve temerrüt faizi isteme hakkı doğmuştur.
Sözleşmenin 5. maddesi:”….Temerrüt tarihinde bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranın % 50 fazlasının ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizini, gider vergisini ve KKDF-Fon kesintisi ile birlikte ödemeyi kabul ederler. denildiği
Yukarıda belirtildiği gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmede akdi ve temerrüt faizi ile ilgili hususlar 4. Ve 5. maddelerinde hüküm altına alınmış olup, bu nedenle davacı bankanın akdi ve temerrüt faizi isteme hakkının doğmuş bulunduğu düşünülebilinir.
…Dosya içeriğine göre temerrüdün doğduğu tarihte en yüksek akdi faiz oranı %32 olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre sözleşmenin 5 m. hükmü uyarınca %50 fazlası %48 (32×1,50=) oranında temerrüt faizi hesaplanmaktadır.Davacı bankaca 26.01.2017 ve 02.06.2018 tarihleri arasında TCMB bildirilen en yüksek akdi faiz oranı da zaten %32’dir.(TCMB yapılan bildirimler dosya içeriğinde mevcuttur)

Temerrüt tarihi itibariyle alacak tutarı.: 1.488.459,92
Temerrüt tarihi…………………..: 02.06.2018
Takip Tarihi…………………….: 11.06.2018
Temerrüt Faizi…………………..: %48
02.06.2018- Temerrüt tarihi itibariyle alacak tutarı (talep gibi) 1.488.459,92
Faiz Dönemi Anapara Gün F.oranı Yıl
02.06.2018-11.06.2018; 1.488.459,92 x 10 x 48 / 36000 19.846,12
19.846,12 TL işlemiş faizin % 5 Gider vergisi (BSMV) 992,31
11.06.2018-TAKİP tarihi itibariyle toplam ALACAK tutarı 1.509.298,35
TAKİP tarihi itibariyle 1.509.298,35 TL’sı tutarında alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise ödeme emrinde 1.499.913,32 TL alacak talep ettiği, bu durumda takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
IX-)DAVA TARİHİNDEN (25.07.2018) sonra YAPILAN TAHSİLATLAR
Tahsilat tarihi: Açıklama: Tahsilat tutarı:
29.08.2018 Tahsilat 10.000,00
03.09.2018 Tahsilat 100.000,00
03.10.2018 Tahsilat 29.881,53
03.10.2018 Tahsilat 20.118,47
03.08.2018 Tahsilat 35.760,00
22.10.2018 Tahsilat 145.435,37
DAVA TARİHİ 25.07.2018’den sonra yap. tahsilat : 341.196,37 TL’dır.
….
Davacı bankadan temin edilen çek statü raporlarına göre, cüzdanda tabir edilen yani piyasaya dolaşıma sürülmemiş (keşide edilmemiş) olan 34 adet çek yaprağının mevcut olduğu çek takip raporundan anlaşılmaktadır. O halde davacı banka 34 adet çek yaprağından dolayı depo talebinde bulunabilecektir.(İLİŞİK-5)

Çek Taahhütnamesinin 5.maddesi:“Müşterinin keşide ettiği çeklerin karşılığının bulunmaması halinde,mecbur olmamakla birlikte çek karşılığını müşterinin banka nezdindeki diğer hesaplarından virman yaparak ödemeye, ….çekin kısmi karşılığının bulunması ve hamilin kısmi karşılığı kabul etmemesi halinde, sözkonusu kısmi karşılığı ve/veya düzeltme hakkının kullanılması kapsamında müşteri tarafından hamil adına bankaya yatırılmış tutarları yasalarda öngörülmüş zamanaşımı süreleri boyunca talebi halinde hamile ödemek üzere nezdinde tutmaya ve bloke hesaplarına almaya denildiği,
Sözleşme koşullarına uygun olarak bankanın ödemekle mükellef olduğu her çek yaprağından doğacak/doğabilecek yasal sorumluluk miktarının davalı kredi lehtarı şirket tarafından BLOKE hesaba yatırılmamış olduğu, başka bir deyişle banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmediği için, davacı bankaca 34 adet çek yaprağından doğacak/doğabilecek sorumluluk tutarının davalı kredi lehtarı şirketten (garanti miktarı) DEPO edilmesi talebinin yerinde olduğu değerlendirilmektedir.

Genel Kredi Sözleşmesinin (V) maddesinde (sayfa 8 ve 9) kefilin sorumluluğu düzenlenmiştir. Kefaletin kapsamı: “ Müteselsil kefalet, anapara ve akdi faizi, bilcümle işlemiş ve işleyecek temerrüt faizleri, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de kapsayacaktır. Müteselsil kefaletin kefalet tarihinden önce doğmuş kredilerde dahil olmak üzere ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı…. “ belirtilmektedir.
Davalı/kefilin, Genel Kredi Sözleşmesind&T’kefilin sorumluluğunu düzenleyen yukarıda belirtilen (4.2) bendi Altında çek kredisi, ile ilgili AÇIK bir düzenlemenin bulunmaması nedeni ile birlikte bu yöndeki emsal Yargıtay içtihatları da nazara alınarak davalı kefilin sorumluluğunun bulunmadığı değerlendirilmektedir.

Bankalar çek yapraklarından dolayı hem mülga 3167 sayılı Çek Kanunu ve hem de 5941 sayılı Çek Kanunun kapsamında depo talebinde bulunma hakları bulunduğu kanısıyla her 2 yasa yönünden aşağıda irdeleme yapılmıştır. (Çek karnesinin verildiği tarihler ile çeklerin karşılıksız çıktığı tarihler nazara alınmak suretiyle buna göre bankalarca değerlendirme yapılmaktadır)

2-Takip konusu edilen 34 adet çek yaprağından doğan davacı bankanın sorumlu olduğu miktar, 5941 sayılı Çek Yasasının 2 ve 3 m. hükümlerine göre belirlenmiş olduğu ve dolayısıyla davacı bankanın yükümlülüğünün ” yasal ve sözleşmesel geri dönülemez “ bir sorumluluk olduğu, yukarıda belirtilen sebeplerle, davacı banka ile davalı kredi lehtarı şirket arasında imzalanmış olan Genel Kredi Sözleşmesinin IX-2/5 maddesi, çek taahhütnamesinin 5 m. hükmü ile mülga 5941 sayılı Çek Yasasının 2. ve 3. M. uyarınca, bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen sırasıyla; …………seri no.lu (yukarıda IX-a/3 bendi altında açıklandığı üzere) olmak üzere 34 adet çek yaprağı olduğu, O halde 34 adet çek yaprağından dolayı, davacı bankanın 54.400.00-TL’sını (1.600,00 TL x 34 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirketten depo edilmesini talep edebileceği düşünülebilinir..
Ancak, davalı kefilin gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden sözleşmesel olarak sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmektedir. Çünkü, sözleşmenin kefaleti düzenleyen maddesi altında gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
…” denilmiştir.
Mahkememizin 10/10/2019 tarihli celsesi ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/01/2020 tarihli ek raporunda özetle;
”I-)SAYIN MAHKEMENİN ARA KARARI UYARINCA EK İNCELEME

2)Temerrüt Faizi:Sözleşmenin 10 maddesi: “…Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının yıllık %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizini ödeyecektir. “; denilmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmede akdi ve temerrüt faizi ile ilgili hususlar 9. ve 10. maddelerinde hüküm altına alınmış olup, bu nedenle davacı bankanın akdi ve temerrüt faizi isteme hakkı doğmuş bulunmaktadır. Sözleşmenin 9. maddesi altında akdi faizin nasıl tespit edileceği açıklanmıştır. Krediye fiilen uygulanan akdi faiz tartışma konusu dışında kalmaktadır. Bu durucuda sözleşmenin 10 m. altında belirtilen temerrüt hükmü bazında temerrüt faiz oranının nasıl tespit edilebileceği konusu tartışılmaktadır.
Sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 10 m. altında TC Merkez Bankasına bildirilen faiz oranından söz edilmemektedir. Dolayısıyla davacı bankanın fiili uygulaması ile temerrüt hükmü kanımca kendi içinde çelişmektedir. Çünkü, sözleşmenin 10 m. belirtilen “Bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranından “ neyin kastedildiği esasen tam olarak açık değildir. En yüksek kredi faizi ibaresinin mutlaka fiili uygulama paralelinde müşteri bazında bir karşılığının bulunması gerekir. Kanımca TCMB bildirilen faiz oranları tabela faiz oranı niteliğinde gösterge anlamında tavan faiz oranıdır. TCMB bildirilen faiz oranları genellikle somut uygulamalarda uygulanabilir faiz oranı olmadıkları bilinmektedir.Yani üst baremi/tavanı gösteren faizi oranları olarak tanımlamak daha isabetli olabilecektir. Sözleşmenin temerrüt hükmündeki bu anlam karışıklığı karşısında, davacı banka ara karar uyarınca temerrüdün oluştuğu tarihte en yüksek akdi faizi fiiler uyguladığı müşteriye/firmalara ait hesap ekstrelerini ve/veya dokümantasyonu sunmuştur.
Davacı bankanın 22.10.2019 tarihli dilekçesi ekinde; bankanın 04.06.2018 ile 16.08.2018 tarih aralığında banka genelinde müşterilere fiilen uygulanan faiz oranları tablosu/dokümantasyonu sunulmuştur. Davalıların temerrüde düşürüldükleri tarih 02.06.2108 günüdür. Davacı bankanın bu tarihe en yakın 04.06.2018 ile 06.06.2018 tarih aralığında fiilen uygulanan akdi faiz oranları aşağıda arz edilmiştir.
Bir üstte belirtilen 4 adet kredi faiz oranı emsal olarak seçilmiştir. Bu faiz oranları ortalaması %26,83’dür. Sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 10. M göre %50 fazlası: %40,25 (26,83×1,50=) oranında temerrüt faizi belirlenmiştir. Bu yeni tespit edilen %40,25 temerrüt faiz oranına göre aşağıda 2.bir hesaplama daha yapılmıştır.
3)TAKİP TARİHİ 11.06.2018 İtibariyle toplam nakdi alacağın
Temerrüt tarihi itibariyle alacak tutarı.: 1.488.459,92
Temerrüt tarihi…………………..: 02.06.2018
Takip Tarihi…………………….: 11.06.2018
Temerrüt Faizi…………………..: %40,25
TAKİP tarihi itibariyle 1.505.933,82-TL’sı tutarında alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise ödeme emrinde 1.499.913,32-TL alacak talep ettiği, bu durumda takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
II-)SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … Ltd.Şti. arasında “Genel Kredi Sözleşmesi ” imzalandığı, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşmeye istinaden davacı banka tarafından kredi lehtarı adına kredi hesapları açıldığı ve bu hesaplar üzerinden nakit ve gayrinakdi kredilerin kullandırılmış olduğu, işbu kredi borçlarının öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle,davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Kefalet Limiti ve Davalı Kefilin Sorumluluğu:Davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 5.375.000,00TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 1.488.459,92TL’sının kefalet limitlerinden daha DÜŞÜK SEVİYEDE olması nedeniyle, davalı kefilin hesaplanan borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (lütfen bkz:TBK 589 m. mülga B.K490. mad. sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
SAYIN MAHKEMENİN ARA KARARI UYARINCA YAPILAN HESAPLAMA SONUÇLARI AŞAĞIDA (A) VE (B) BENTLERİ ALTINDA SEÇENEKLİ OLARAK ARZ EDİLMİŞTİR.
3.A-)Davacı bankanın takip tarihi itibariyle hesaplanan alacakları;

3.1-Nakdi krediler yönünden (Temerrüt faiz oranı %40,25’e göre)
Alacak kalemleri Talep edilen Hesap edilen Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 1.488.459,92 1.488.459,92 1.488.459,92
İşlemiş faiz 10.908,00 16.641,81 10.908,00
BSMV 545,40 832,09 545,40
TOPLAM 1.499.913,32 1.505.933,82 1.499.913,32
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, takip tarihinden başlamak üzere 1.488.459,92 TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %40,25 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
Yukarıda (A) ve (B) bentleri altında arz edilen hesaplama sonuçlarına göre TALEP EDİLEN ALACAK MİKTARI her 2 hesaplama bakımından daha düşük seviyede kaldığı için, taleple bağlılık ilkesi uyarınca talep edilebilecek toplam alacak miktarı değişmemiştir. Sadece temerrüt faiz oranları değişmiştir.
3.2-Gayrinakdi Çek Taahhüt Bedelinin Depo Edilmesi Yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen 34 adet çek yaprağından dolayı toplam 54.400,00TL’sini (1.600,00 TLx34 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirketin depo etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı, ancak, davalı/kefilden sözlesmesel olarak talep etme koşullarının teşekkül etmemiş olduğu kanaati edinildiği,
4-Dava tarihinden (25.07.2018) sonra olmak üzere toplam 341.196,37 TL’lık KISMİ TAHSİLAT sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
GKS’mesi, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, tarafların ticari defterleri, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ”genel kredi sözleşmesi” başlıklı olup kullandırılan kredi ticari nitelikte olup, ticari işlerde TBK’nun 88. ve 120. maddelerinin uygulanamayacağı, 6102 sayılı TTK.nun 8.maddeleri gereğince tarafların faiz oranını serbestçe belirleyebilecekleri anlaşılmıştır.
GKS’nin I-10. Maddesinde temerrüt faizinin bulanabilmesi konulan düzenlemede “bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının” kıstas alındığı, ancak bu faiz oranının TCMB’ye bildirilen en yüksek faiz olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış ve davacı Bankaya, davalının temerrüde düştüğü 02.06.2018 tarihinde aynı tür kredilerde “bankaca FİİLEN UYGULANAN en yüksek kredi faiz oranına” ilişkin belgeleri kişisel verilerden arındırarak sunması için 2 haftalık süre verilmiş ve verilen sürede ibraz edilen delillere göre teknik ayrıntısı yukarıda özetlenen ek rapordaki gibi faiz oranı ve işlemiş faiz hesaplaması yapılmıştır.
Ticaret sicil kaydından anlaşılacağı üzere müteselsil kefil Ufuk, şirketin ortağıdır. Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin şirket ortağı anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
Sözleşmedeki yasal ikametgah taahhüdü ve İİK’nun 68/b m. ve T.K’nun 20 m. hükmü uyarınca geçerli birer tebligat yapılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
Davalı/kefilin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeni ile davalı kefilin depo sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Emsal Yargıtay 11.HD. 23.05.2011 T. 2009/13161 E. ve 2011/6176 s.K. “Dava, banka müşterisine teslim edilen çek yapraklarının iadesi veya bankanın her bir çek yaprağı için karşılıksız çıkması durumunda tazminle yükümlü olduğu bedelin ihtiyaten depo edilmesi istemine ilişkindir. Çek taahhütnamesi sözleşmesi hükümleri uyarınca riskleri teminat altına alma yetkisi davacı bankaya davalı tarafından tanınmış bir hak olup, açıkça “ depo “ İbaresi yer almasa da sözleşme içeriğine göre davacı banka henüz tazminat (…) ödemese dahi bu yönde müşterisinden teminat isteme (depo/bloke) hakkına sahip olduğunun kabulü gereklidir” denilmiştir.
Emsal Yargıtay 11.HD. 24.02.2014 T. 2013/14244 E. ve 2014/3340 s K. “Somut olayda, davacı bankayla müşterek kefiller varasında düzenlenen 01.02.2011 tarihli kefalet sözleşmesini 2 m. kefiller, kredi asıl borçlusuna kullandırılan nakdi ve/veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan tüm borçlar için kefil olduklarından, asıl borçlu dışındaki davalıların kefaletin gaynakdi kredileri de kapsadığı nazara alınarak, bu davalıların da sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece yazılı gerekçeyle kefiller hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplaması yukarıda özetlenen ek rapordan anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul … İcra Dairesinin …sayılı takip dosyasında;
a-Davalıların asıl borca,işlemiş faiz miktarına, BSMV’ye itirazlarının iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazların % 40,25 üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 40,25 oranında akdi temerrüt faizi uygulanmasına, faiz oranına ilişkin fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-Davalı şirketin depo alacağına itirazın iptaline,
c-Davalı …’un depo alacağına itirazın iptali talebinin reddine,
297.691.98 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacıya verilmesine,
Kötü niyet tazminatı talebinin, kötü niyet sabit olmadığından reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 102.459,07-TL ilam harcından peşin alınan 26.536,96-TL’nin mahsubu ile bakiye 75.922,11-TL ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 26.536,96-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 26.572,86-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 85.296,97-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 7.820,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.913,40-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.846,90-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.28/02/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”