Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/373 E. 2022/6 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/373 ESAS
KARAR NO :2022/6

DAVA:Örtülü Kazanç Aktarımı Söz Konusu Olup Olmadığı Hk.
DAVA TARİHİ:26/04/2018
KARAR TARİHİ:06/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Örtülü Kazanç Aktarımı Söz Konusu Olup Olmadığına İlişkin davada yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Isı ile 2014 yılı ve sonrasında gerçekleştirilen işlemlerin … Dokuma nezdindeki … no’lu ve … Holding nezdindeki… no’lu hesaplarda muhasebeleştirildiğini, … Holding nezdindeki …-396 no’lu hesabın 20l4 ve 2015 yıl sonlarında bakiye vermediği, … Dokuma nezdindeki … no’lu hesabın 2014 yılında 2.000.000TL, 2015 yılında ise 6.069.120 TL borç bakiye verdiğini, şirket yetkililerinin … ve … otellerinin renovasyon, bahçe düzenlemesi, otel teşrifi ve gerekli bütün tadilat ve inşaat işlerinin yapılması için … Isı ile Şirket arasında 10.10.20l4 tarihli protokol imzalandığını, cari hesaplarda görünen alacaklanın söz konusu protokol kapsamında nakit sıkışıklığı nedeniyle otellerin renovasyonunun ertelendiğini, iki şirket arasındaki para ve çek trafiğinin renovasyon sözleşmesiyle açıklanamayacak derecede karışık olduğunu, … Isı’ya verilen sipariş avansları karşılığında … Isı’dan herhangi bir mal veya hizmet alınmadığını, finansal kriz içerisinde olunmasına, kredi anapara ve faiz borçlarının ödenmemesine, net işletme sermayesi açığı verilmesine, gayrimenkul satışları ile finansman yaratılmaya çalışılmasına rağmen karşılığında hiçbir hizmet almadan … Isı’ya avans verilmesinin ve bu şekilde alacak tutarının arttırılmasının … Isı’ya verilen avansların nerelerde kullanıldığına ilişkin herhangi bir sorgulamanın ve takibin yapılmamış olmasının hayatın olağan akışına, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olduğunu, … Holding’in ticari hayatına devam edebilmek için acil nakit girişine ihtiyaç duymasına ve … Isı ile yapılan protokolün iptal edilmiş olmasına rağmen, … Isı’dan olan alacağın tahsil edilmesine yönelik hiçbir hukuki takip işleminin yapılmamış olmasının ticari hayatın olağan akışına ve teamüllerine uygun olmadığını, bu işlemlerde imzası bulunan yetkili kişilerin davalı kişiler olduklarını, açıklanan nedenlerle davalılar tarafından örtülü kazanç aktarımı yoluyla mal varlığı azaltıldığı tespit edilen halka açık … Holding ile … Holding’in bağlı ortaklık ve iştiraklerine, faiz harç toplam 4.194.292,87-TL tutarında iadenin davalılarca verilen süre içinde yapılmaması nedeniyle; …’nın 94. maddesi uyarınca, örtülü olarak aktarılan 4.794.292,87-TL ile kanuni faizinin, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 47.950-TL’sinin malvarlığı azaltılan … Holding ile … Holding’in bağlı ortaklık ve iştiraklerine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; l9.04.2017 tarihli protokol ile … … A.Ş.’nin … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’den olan dava konusu 4.794.292,87-TL alacağından ve yine protokol kapsamında farklı şirketlerden olan alacaklarından feragat ettiğini, buna karşılık kendisinin de yaklaşık 35.000.000-TL borcunun silindiğini, söz konusu plotokolün halka açık … … A.Ş’nin menfaatine olduğunu, mevcut olayda … Holding ile … Isı arasında yapılan l0.10.2014 tarihli protokol ile … ve … otellerinin bahçe düzenlemesi, otel tefrişi, renovasyon, bütiin tadilat ve inşaat işlerinin yapılmasını ve bu kapsamdaki işlerin tamamını …’ın üstlendiğini, bu protokole göre bu işin bedelinin l5.000.000-TL olarak belirlendiğini, protokole istinaden işlere başlanması ve başlangıç ödemesi yapılması adına 3.000.000-TL değerinde çek ve 3.169.246-TL nakit verildiği, ancak gerek yapılması gereken işin kapsamınm, gerek …’ın protokole göre yapması gereken toplam ödemelerin ödeme gücünü aşacağının ve ödemeleri gerçekleştirmekte sıkıntı yaşanacağının tespiti üzerine söz konusu projenin taraflar arasında ertelendiğini ve …’a ait 3.000.000 TL değerinde çekin iade edildiğini, işin başında bir avans ödemesi yapılmasının hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere uygun olduğunu, 10.10.2014 tarihli ve 19.07.2017 tarihli protokolleri birbirinden bağımsız değerlendirmek gerektiğini, 19.04.2017 tarihli protokolün çok taraflı bir protokol olduğunu, bu protokol ile …’ın …’tan olan 4.794.292.87TL alacağından ve yine protokol kapsamında farklı şirketlerden olan alacaklarından feragat etmesi ile …’ın yaklaşık 35.000.000-TL borcunun silindiğini, bu protokol ile …’ın karı ve/veya malvarlığının azaltılmadığını, tam tersine pasiflerinin büyük bir bölümünün azaltılması nedeniyle esasen bu protokolde yüksek menfaat elde eden tarafın … olduğunu, ticari hayatın basiret ve dürüstlük kuralları gereği bir şirketin borçlarını azaltmak adına belirli alacaklardan feragat etmesinin, bu işlem koşulları birbiriyle dengeli olduğu sürece hayatın olağan akışına uygun olduğunu, örtülü kazanç aktarımı yapıldığını iddia edilen …’ın halka açık … ile yönetim, denetim veya sermaye bakımından doğrudan veya dolaylı olarak ilişkisinin bulunmadığını, davacının davasını dayandırdığı “örtülü kazanç aktarımr yapıldığı” iddiasının gerçeği yansıtmaması bir yana davalı … …’ın söz konusu davanın taraf sıfatına haiz olmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; tekstil sektöründe ekonomik daralma üzerine …’ın ticari faaliyetlerini ağırlıklı olarak turizm alanına kaydırdığı ve bu amaçla da dava dilekçesinde zikredilen renovasyon sözleşmesini akdettiğini, …’nın sadece iki şirket arasındaki cari hesap ilişkilerini baz alarak örtülü kazanç aktarımı iddiasında bulunduğunu, dava konusu iki şirketin de doğrudan ve dolaylı olarak bağlı ortaklık yapılarını içinde barındıran grup şirketlerin olduğunu, işbu durumun dilekçe ekinde sundukları ibranameden de anlaşıldığını, …’ın, yaşadığı ekonomik sorunlar ve haksız idari para cezaları ve bedeli yüz milyonlarla ifade edilen yaptırımlar nedeniyle ekonomik sıkıntılar yaşadığını ve ekonomik anlamda sıkıştığını, bu süreçte …’ın … Varlık’ın icra takiplerini bertaraf etmek, biraz olsun rahat nefes almak için … Varlık A.Ş. ile …’ın da içinde bulunduğu grup şirketleriyle ibraname imzaladığını, …’ın bu şirketlere karşı borç bakiyesini tasfiye etmek, ilgili şirketlerin icra takiplerini bertaraf etmek ve kaybettiği otelin üst hakkını geri almak için 19.04.2017 tarihinde ilgili şirketlerle borç tasfiye protokolleri akdettiğini, davalının örtülü kazanç aktarımı gibi bir saiki bulunmadığını, gelişen ticari siirece uygun ticari kararlar aldığı, yapılan renovasyon sözleşmesinin ve sonradan yapılan ibranamenin …’nın iddialarının aksine ticari hayatın olağan akışına uygun olduğunu, ek olarak davalının mal varlığına bakıldığında bu dönemden herhangi bir artış olmadığını da görüleceğini, 19.04.2017 tarihli sulh ve ibra protokollerinin, …’nın 08.09.2017 tarihli kurul kararında önce yapılmasından anlaşıldığı üzere …’ın ve davalı …’ın … tarafından …’tan olan alacak için … tarafından uyarılmadan önce ibranameyi akdettiklerini, bunlara ek olarak şirketin gelişmesi amacıyla mücadele eden davalı …’ın 19.04.2017 tarihli borç tasfiye protokolünde imzasınrn bulunmadığını, kendi yaptığı sözleşmeden kendisinin feragat etmediğini, davalının hiçbir şekilde örtülü kazanç aktarımı gibi bir gayesinin bulunmadığını, davalının kişisel mal varlığı incelendiğinde bu dönem içerisinde herhangi bir malvarlığı artışı göstermediğini, bilakis şirketin içinde bulunduğu ekonomik darboğazı aşması için malvarlıklarından şirket lehine tasarrufta bulunmaları sonucunda azalma meydana geldiğini, anılan suçlamanın her şeyden önce davalıya yapılan büyük bir haksızlık olduğunu, zarar oluşmadığından örtülü kazanç aktanmından da söz edilemeyeceğini, …’nın 08.09.2017 tarihli kurul kararında …’ın …’tan olan alacak için hukuki takibat başlatılması için uyardığında davalı …’ın münferiden imza yetkisinin bulunmadığını, münferit imza yetkisinin 19.12.2016’da kaldırıldığını, davalı …’ın …’da yetkili olmadığını, Şirket ile …’ın ilişkili kişiler oldukları iddiasının kanuni dayanağının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiğini, miktarı tespit ettiği ancak kısmi dava açtığını, davaya esas alacak miktarı belirli iken kısmi dava açılmasının davanın reddi sebebi olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, … ile … arasında borç tasfiyesi protokolü mucibince …’ın alacak hakkı kalmaması sebebiyle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememizin 24/12/2020 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 31/05/2021 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.12.2020 tarihli Duruşma Tutanağı ile verilen görev çerçevesinde, dosya münderecatının incelenmesi sonucunda;
1)Davalıların imzaladıkları protokole ve bu protokoldeki iş ifa edilmemesine rağmen avans olarak verilen bedelin 4.794.292,87-TL’sinin iade edilmemesi sebebiyle …’ın … lehine bu tutar kadar zarara uğratıldığı,
2)Davalıların iddiaları arasında yer alan davacının ilişkide bulunmaya dayanan iddiasının yerinde olmadığına dair beyanın geçerliliğinin rapor içeriğinde arz ettiğimiz düzenlemeler ekseninde Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu,
3)Davalıların iddiaları arasında yer alan davada taraf gösterilmelerinin hatalı olduğuna dair beyanın geçerliliğinin SerPK m. 94 hükmü kapsamında takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,
4)Sayın Mahkeme’nin nihai takdirinin bahsi geçen işlemin, ilişkili taraf işlemi kapsamında değerlendirilemeyeceği doğrultusunda olması halinde genel hükümler çerçevesinde sorumluluğun gündeme gelebileceği, ancak davacı …’nın SerPK md. 21 ve 94 dışında genel hükümlere (Türk Ticaret Kanunu md. 553 vd.) göre yöneticilere sorumluk davası açma yetkisi olmadığı yönündeki tespit ve değerlendirmelerimizi, takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, saygı ile arz ederiz.” denilmiştir.
Dava; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenmiş olan örtülü kazanç aktarımı iddiasına dayalı örtülü kazancı iadesi talebine ilişkindir.
…’nun 21/1. maddesi “Halka açık ortaklıklar ve kolektif yatırım kuruluşları ile bunların iştirak ve bağlı ortaklıklarının; yönetim, denetim veya sermaye bakımından doğrudan veya dolaylı olarak ilişkide bulundukları gerçek veya tüzel kişiler ile emsallerine uygunluk, piyasa teamülleri, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak farklı fiyat, ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar veya ticari uygulamalar yapmak veya işlem hacmi üretmek gibi işlemlerde bulunmak suretiyle kârlarını veya malvarlıklarını azaltarak veya kârlarının veya malvarlıklarının artmasını engelleyerek kazanç aktarımında bulunmaları yasaktır.” şeklinde olup “anılan bu hükme aykırılığın özel hukuk alanındaki ilk sonucu, halka açık şirket ile onun iştirak veya bağlı ortaklığının yöneticilerinin ve kaynak aktarılan kişilerin “tazminat sorumluluğu”nun gündeme gelmesidir.” (Tekinalp, Sermaye Piyasası, s. 77 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/97833)
Dolaylı olarak ilişkide bulundukları gerçek veya tüzel kişiler kavramının anlamı, örtü kazanç aktarımı kapsamınada değerlendirilmesi gerekir. …’nun 17. Maddesi gereğince çıkarılan Kurumsal Yönetim Tebliğinin amacı “ilişkili taraf” kapsamını, sınırlarını daha da sıkı bir şekilde belirleyerek muhasebesel işlemlerin belirlilik için de yürütülmesini sağlamaktır. … 17. Madde ile … 22. Maddenin amaçları birbirinden farklı olup kanundaki “ilişkide bulundukları gerçek veya tüzel kişiler” tanımının kapsamını tebliğdeki “ilişkili taraf” kavramı ile yorumlama imkanı olmadığı gibi, Kanunun 21. maddesi ” ilişkide bulundukları” kavramı tanımlamak için …’na bir yetki vermemiş olup, tebliğ ise açıkça “Bu Tebliğ, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 17 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” şeklinde dayanağını, yani amacının belirmiş olup, tüm bu hususlara göre her iki kavramın aynı kavramın aynı olmadığı anlaşılmıştır.
…’nun 94/1. maddesi “Kurul, 21 inci maddede belirtilen işlemlerde bulundukları tespit edilen halka açık ortaklıklar, kolektif yatırım kuruluşları ve bunların bağlı ortaklıkları ile iştiraklerinden denetleme sonuçlarının Kurul tarafından belirlenecek usul ve esaslar dâhilinde ortaklara duyurulmasını istemeye, Kurulca belirlenen tutarın tayin edilen süre içinde iadesi için dava açmaya yetkilidir.” şeklinde olup iade istenecek kişiye ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta, örtülü kazanç müessesi dikkate alındığında iadeden kimler sorumlu ise onlardan gerek şirket yöneticisinin sorumluluğu gerek ise sebepsiz zenginleşme / haksız fiil … Hükümleri gereğince istenmesi yetkisi bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Dosyada Davalı …’ın münferit imzası ile dava dışı … … A.Ş. ile … Sanayi ve Ticaret Ltd Şti.’yi temsilen münferit imza ile yüklenicisi … ve iş sahibi … olan bir hizmet sözleşmesi akdedilmiş olduğu, sözleşmedeki işi bedelinin l5.000.000 TL olduğu, söz konusu iş için toplam bedeline mahsuben … tarafindan …’a banka havalesi veya çek verilmek suretiyle 6.069.120 TL avans ödemesi yapıldığı, bu ödemelerden 3.000.000 TL’lik çekin iade olarak alındığı ve sonuç olarak …’ın …’dan aldığı işi avans ödemelerinden kalan 4.194.292,87 TL’nin 19.04.2017 tarihli protokol üzerine ödenmediği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, …’ın işbu alacağını tahsil etmemesinin gerekçelerinin haklı olup olmadığına ve somut olayda 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenmiş olan örtülü kazanç aktarımı söz konusu olup olmadığına ilişkindir.
…’ın …’tan olan alacağının tahsil edilmemesine gerekçe gösterilen 19.04.2011 tarihli protokolde buna ilişkin bir gerekçeye rastlanmamış olup işbu protokol incelendiğinde bir çok alacaklı bir çok borçlunun taraf olarak bulunduğu, buna rağmen çok kısa olan sözleşmede hangi alacaklının hangi borçludan hangi alacağının bu sözleşmeye konu olduğunun açıkça yazılmadığı, buna göre bu alacakların takas, mahsup, üstlenme.. ile nasıl tasfiye edildiği hususlarının tespitinin imkanın kesinlikle olmadığı, zaten bu amaç ile kaleme alındığı intibanın mahkememizce kanaat getirildiği, buna göre davalı tarafın, …’ın işbu protokol ile 35.000.000TL kar elde ettiği ve buna göre işlemlerden kar elde ettiği iddiasının ispatı ve dolayısıyla doğrulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Ticari teamüllere aykrı olarak avans verilen sözleşmede imzasının bulunması ve sonuçta yapılan işlem örtülü kazanç olduğu da sabit olmakla her ne kadar protokolde imzası olmasa da -ki protokol tarihinde yönetim kurulu başkanı da olmakla- davalı … ; menfaatin aktarıldığı kişi, 3. kişi bir şirket olsa da bu 3. kişi şirketin tek ortağı ve yönetici olan davalı …’in …’daki yönetim kurulundak bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak bulunması şeklindeki “dolaylı ilişkide bulundukları” terimi kapsamında dolaylı ilişkinin merkezi konumunda olmakla davalı …”in de şirket yöneticisi sorumlu kapsamında örtülü kazanç aktarımından sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-47.950-TL’nin davalılardan müştereken alınarak Kenvansaray Holding ile … Holding’in bağlı ortaklıklar ve iştiraklerine iadesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.275,46-TL karar ve ilam harcından davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 7.033,50-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 10.221,20-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.06/01/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …