Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/369 E. 2021/55 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/369 Esas
KARAR NO : 2021/55
DAVA : Destekten yoksun kalma, Cenaze Gideri ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülen tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, 08/06/2015 tarihinde, davalı … …’ın sevk ve idaresindeki, işleteni davalılardan … San. ve Tic. A.Ş. olan … A.Ş. tarafından trafik sigortalı olan … plakalı araç ile … Caddesi üzerinde … istikametinden gelip … istikametine seyrederken … İstasyonu yanında müvekkili davacıların annesi olan … … ‘a çarparak ölümüne neden olduğunu, kazada …’nin de murise çarpan aracın hem işleteni hem de yol güvenliğinden sorumlu kurum olarak sorumlu olduğunu, ölümlü kaza nedeniyle … …’nın …. ACM’nin 2015/… E. Sayılı dosyasından mahkum olduğunu, kusur raporunda sürücü %40, muris %40, yol ve yaya güvenliğinden sorumlu kurum %20 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkillerinin yurt dışından annelerinin cenazesini almak için Türkiye’ye gelip gittiklerini, bu esnada müvekkilleri maddi bir çok zararı meydana geldiğini, maktulün ABD’den emekli olduğunu 721 USD emekli maaşı ile çocuklarına destek olduğunu, olay neticesinde davacıların tazminat hakkı doğduğunu belirterek şimdilik 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 100,00-TL cenaze giderleri olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatı ile 150.000,00-TL manevi tazminatının kaza tarihi 08/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesini talep ve dava etmiş olup, bilahare sunduğu 23/11/2020 tarihli dilekçesi ile talebini davacılardan … … yönünden arttırarak toplamda 20.173,92 TL olarak belirlemiştir.
SAVUNMA:
Davalı sigorta vekili, … plakalı aracın trafik poliçesinin olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, olay sırasında aracın sigorta ettiren … A.Ş. tarafından işletilmediğini, diğer davalı … tarafından işletildiğinden sorumluluğun belediyeye ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, idari yargının görevli olduğunu, dava konusu olayda müvekkili idarenin hiçbir eylem, işlem ve sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, kazalı aracın uzun süreli olarak belediyeye kiralandığını, sürücü … …’ın da belediye çalışanı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … süresinde davaya yanıt vermemiştir.
İhbar Olunan … Sigorta A.Ş. Vekili, kazaya karışan … plakalı araç müvekkili nezdinde Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirket nezdindeki poliçe ihtiyari mali mesuliyet teminatı sunmakta olup dava konusu hadiseden doğan maddi zararlar bakımından ZMM sigorta teminat limitini aşan bir durum olması halinde müvekkilinin sorumluluğu ortaya çıkacağını belirterek öncelikle ZMM sigortacısı olan ve iş bu davada davalı konumundan yer alan … Sigorta A.Ş. Tarafından karşılanmasını gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Kaza tarihi 08/06/2015 olup, dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından uzamış ceza zamanaşımı nedeniyle talebin süresinde olduğu açıktır. Diğer yandan belediye idaresi, idari yargının görevli olduğunu savunmuşsa da eldeki davada belediye idaresi işleten sıfatıyla da sorumlu olduğundan adli yargının görevli olduğu belirgindir. Kaldı ki, 2918 Sayılı KTK’nın 110. Maddesi ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 20/02/2017 günlü, 2017/93 E. 2017/135 K. sayılı emsal kararı gereğince de görevli yargı yeri adli yargıdır.
Öncelikle davalılardan … San.ve Tic. A.Ş.’nin uzun süreli kiralama nedeniyle husumet itirazı açısından işletenlik sıfatının tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözülmesi gerekir. Belediye ile davalı şirket arasındaki kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, gerektiğinde şartları varsa davalı malik ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları araştırılarak bu yönde rapor aldırılmıştır. Yapılan defter incelemesi neticesinde 04/03/2020 tarihli rapor gereğince, kazalı aracın 2015 yılı araç kiralama hizmet alım ihalesi kapsamında davalı … tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi İdaresi’ne uzun süreli kiralandığı, tanzim olunan faturalara binaen belediye tarafından davalı kiralayan şirkete ödemeler yaptığı ve bu ödemelerin kayıtlarda olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, davalı … firmasının işletenlik sıfatının bulunmadığı tespit edilmiştir. Pasif husumet itirazı yerindedir. Ancak, bu davalı yönünden kiralama ilişkisinin uzun süreli olduğu defter kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıktığından, davacının kayden malik görünen kişiye husumet yöneltmesinde herhangi bir kusuru olmadığından dava pasif husumet yönünden reddedilmişse de davacı aleyhine, davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmiştir. (Emsal Karar Yargıtay 4. HD 2010/6075 E. 2011/5466 K. 10/05/2011)
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı sürücünün davalı … Şehir Tiyatroları bünyesinde çalıştığı, fiilen işletenin de belediye idaresi olduğu, 08/06/2015 günü saat 15:15 sularında adı geçen mahalde sürücü … …’ın Hal yolu Bayrampaşa istikametine doğru seyrederken Ulubatlı Metro istasyonunda aracın ön kısmı ile yolun solundan sağına geçmeye çalışan davacıların desteğine çarpması suretiyle kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kaza tutanağı içeriğine göre olay yerinde trafik ışıklarının ve yaya geçidinin olduğu, orta refüj üzerinde ikaz levhasının olduğu, yaya geçişinin demir parmaklıklarla engellendiği yazmaktadır. Buna göre sürücünün sürati ve dikkatsizliği nedeniyle % 40 oranında, müteveffanın ise kontrolsüz olarak karşıdan karşıya geçerken yaya geçidini kullanmaksızın özensiz davranışlar gösterdiğinden %60 kusurulu olarak değerlendirilmiştir.
Davacılar vekili ise, söz konusu ikaz levhalarının kaza esnasında yerinde olmadığını sonradan konulduğunu, dolayısıyla …’nin yolun bakım ve onarımından ötürü ayrıca sorumlu olduğunu itirazen savunmuştur. İtiraz üzerine alınan ek kusur raporunda da kaza mahallinde trafik ışıklarının aktif olmaması, uyarı levhalarının kaza anında olmaması nedeniyle …’ye ayrıca yol güvenliğinden sorumlu olmasına binaen %20 nisbetinde kusur atfedilmiştir.
Dosyadaki mevcut delil durumuna göre … hem araç işleteni sıfatıyla hem de yol bakım eksikliği nedeniyle hizmet kusurundan sorumludur. …. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/… Esas sayılı kararında da bu yöndeki aldırılan kusur raporu hükme esas alınmıştır. Ceza dosyasında da, %20 oranında levhalardan sorumlu olan kurumun kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yani özellikle uyarı levhalarının kazadan sonra konulduğu ceza yargılamasında tespit edilmiştir.
TBK’nın 74/2 maddesi gereğince her ne kadar ceza mahkemesinin kusur oranları hukuk yargıcını bağlamazsa da maddi vakıaları daha derinlemesine araştırma yetkisine sahip ceza mahkemesinin tespit ettiği ve hükme esas aldığı maddi bulgular mahkememizi bağlayıcıdır. Ceza mahkemesi kararı da bu maddi vakıaları gerekçeli kararında da atıf yaparak tespit ettiğine göre kaza esnasında ikaz levhalarının olmadığı, belediyenin hizmet eksikliği nedeniyle ayrıca % 20 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıların desteğinin ABD’de 721 USD emekli maaşı aldığı belirtilmişse de, desteğin emekli olmasına rağmen başka bir iş yaparak gelir elde ettiğine dair herhangi bir tespitin yapılmadığı; desteğin sosyal güvenlik kurumundan aldığı emekli maaşının, onun ölümünden sonra hak sahibi mirasçılarına dul ve yetim aylığı olarak bağlanacağı hususu da gözetildiğinde, desteğin emekli maaşının destek tazminatı hesabına esas alınmasının hatalı olacağı desteğin, emekliliği sonrasında herhangi bir iş yaptığı ve gelir elde ettiği anlaşılamadığından, emekli maaşı dışında sürekli ve düzenli gelir getiren bir işinin olmadığının saptanması karşısında asgari ücretten hesaplama yapılmasında isabetsizlik yoktur. (Yargıtay 17 HD 2018/3272 E. 2020/1976 K.)
Davacıların tanıkları müteveffanın davacı … … … ile ABD’de aynı evde yaşadıklarını, market işleten …’in çocuklarına evde baktığını belirtmişlerdir. Dosyaya gelen nüfus kayıtlarına göre …’in 3 çocuğunun bulunduğu, kaza tarihi itibariyle çocuklardan birisinin 9 diğerinin 10 yaşında olduğu, bu çocukların doğrudan bakım ve desteğe ihtiyacının olmadığı, ancak diğer çocuk …’in 4 yaşında olduğu gözetilerek idrak çağı 9 yaşına dek anneannesi tarafından bakılmış olacağı anlaşılmaktadır. Müteveffanın, torunlarından … …’ya desteği sabit olmakla 5 yıllık destek hesabı yapılmıştır.
Cenaze ve def’in gideri açısından ise örf adete göre yapılması gereken makul ve mutadı geçmeyen masrafların tespiti gereklidir. Belediye cevabi yazısına göre, defin cenaze hizmetinin ücretsiz olarak verildiği, sadece 2015 yılı tarifesine göre 5.000 TL mezarlık ücret bedeli olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarifeye göre kusur indirimi de yapılarak 3.000 TL cenaze gideri talebinin mümkün olduğu kanısına varılmıştır.
Manevi tazminat açısından da, yukarıda tartışılan kusur durumu tarafların sosyal ve ekonomik vaziyetleri dikkate alınarak aşağıdaki şekilde davacılara yaşadıkları acı ve elem dikkate alınarak uygun bir miktar tazminat tayin edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Destekten yoksun kalma tazminatı 17.173,92-TL’nin davalılardan … … ve … yönünden kaza tarihi 08/06/2015, … Sigorta Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi 02/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta Şirketi, … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … …’ya ödenmesine, davalılar … A.Ş. Yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Cenaze ve def’in gideri davacı … … …’a için 1.000,00-TL, … … …’a için 1.000,00-TL, … …’a … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 3.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan davalılardan … … ve … yönünden kaza tarihi 08/06/2015, … Sigorta Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi 02/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta Şirketi, … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … …’ya ödenmesine, davalılar … A.Ş. Yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı … … …’a için 25.000,00-TL, diğer davacı … … …’a için 20.000,00-TL, davacı … …’a için 20.000,00-TL’nin davalılardan … ve … …’dan kaza tarihi 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalılar … A.Ş. Yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
4-Alınması gereken 5.818,23-TL harçtan peşin alınan 543,01-TL harcın mahsubu ile, bakiye 5.275,22-TL’nin davalılardan (… A.Ş. hariç olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından sarfedilen, 1.058,81 TL peşin harç, 500,00 TL tamamlama harcı ve 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 1.588,01 TL’den ibaret harcın davalılardan (… A.Ş. hariç olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
6-Maddi tazminat kalemleri yönünden davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince HMK’nın 57. maddesi gereğince davacıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları da gözetilerek; davacılar … … … için 4.080,00-TL, … … …’a için 1.000,00-TL, Enji … …’a … için 1.000,00-TL nisbi vekalet ücretlerinin davalılar … Sigorta Şirketi, … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
7-Davalılardan … San.ve Tic. A.Ş. açısından lehe ve aleyhe vekalet ücreti tayinine, yargılama gideri tahsiline yer olmadığına,
8-Manevi tazminat yönünden davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince, HMK’nın 57. maddesi gereğince davacıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları da gözetilerek; davacılar … … … için 4.080,00-TL, … … …’a için 4.080,00-TL, … …’a … için 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretlerinin davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davalılar … … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddolunan kısımlar gereğince HMK’nın 57. maddesi de gözetilerek; davacılardan … … …’dan 4.080,00-TL, … … …’dan için 4.080,00-TL, … … ‘den 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretlerinin müştereken ve müteselsilen tahsili ile (ret sebebi ortak olduğundan) davalılar … … ve …’ye ödenmesine,
10-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 635,85-TL posta ve tebligat masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 3.635,85-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 1.819,80-TL’sinin davalılar … Sigorta Şirketi, … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … …’ya ödenmesine, bakiye miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
11-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacılar vekilinin, Davalı … … vekilinin , Davalı … vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*