Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/366 E. 2019/540 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/366 Esas
KARAR NO : 2019/540 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 25/04/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında, sitenin güvenlik hizmetlerinin teminine dayalı hizmet sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen söz konusu hizmet sözleşmesiyle davalı yanın sözleşme konusu güvenlik hizmetine ilişkin olarak ifa etmekle yükümlü olduğu bir ücret bedeli kararlaştırıldığını, müvekkili şirket, ilgili sözleşme ile ifa yükümlülüğü altına girdiği sitenin güvenlik hizmetlerini kusursuz ve eksiksiz bir biçimde yerine getirdiğini, ancak davalı taraf, davacı şirket ile aralarında akdedilmiş hizmet sözleşmesine rağmen, kararlaştırılan bedelini mazeret göstermeksizin ifa etmekten kaçındığını, borçlu site yönetiminin, yukarıda bahsi geçen hizmet sözleşmesi uyarınca ifa ile yükümlüğü bulunduğu bedeli ödememesi üzerine, müvekkil şirket tarafından borçlu hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki güvenlik hizmeti ilişkisini kanıtlar nitelikte belge olarak ilgili icra dosyasına muavin defter kayıtlan da sunulduğunu, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan etmiş, sonuç olarak, haksız itirazın iptaline takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 21/05/2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; …, bağımsız bölümlü bir apartman olup, inşa eden müteahhit şirket, … Sanayi Ticaret A.Ş. ünvanlı şirket olduğunu, 2017 Mayıs ayından sonra …’da yaşam başlamış ve müteahhit şirket aynı zamanda apartman yöneticiliğini de yapmaya başladığını, apartman yöneticiliğini de yapan müteahhit firma yine yan kuruluşu olan … Güvenlik ünvanlı şirkete güvenlik işini verdiğini, yani sözleşme, serbest rekabet şartlarında farklı şirketlerden teklif alınarak yapılmadığını, usulsüz ve sağlıksız bir sözleşme olduğunu, apartmanda … bağımsız bölümü olan … isimli kat maliki ile … isimli müteahhit arasında olan anlaşmazlıklar sonucunda, … ‘ın aidat ödememesi nedeniyle, bir de üstüne finansal sorunlar geldiğini, gerek müteahhidin imalatından kaynaklı, gerekse apartmanda yaşanan pek çok sorun nedeniyle müteahhit firma olan …, apartman yönetimini 2018 Şubat başında bırakarak apartmandan ayrılmış ve 2018 Şubatından sonra yeni yönetim oluşturulduğunu, apartmanda … bağımsız bölümü olan … isimli kat maliki ile … isimli müteahhit arasında olan anlaşmazlıklar sonucunda, … ‘ın aidat ödememesi nedeniyle biriken alacaklar sonucunda … isimli şirkete ödeme yapılamadığını düşündüklerini, işbu davaya sebebiyet verenlerin gerçekte … ile … Sanayi Ticaret A.Ş. olduğunu beyan etmiş, bu şahıs ve şirketin davaya dahil edilmesini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememizin 28/05/2019 tarihli duruşmasındaki beyanında görev itirazlarnın olduğunu, dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce görev hususunun dava şartı olduğu, H.M.K.’nun 138. maddesi uyarınca dava şartları konusunda dosya üzerinden karar verilmesinin mümkün olduğu, Anayasanın 141/son ve H.M.K.’nun 30. maddelerinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereği dosya üzerinden karar verilmiştir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde “Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dosyamızdaki olayda sitenin güvenlik hizmetlerinin teminine dayalı hizmet sözleşmesi akdedildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen söz konusu hizmet sözleşmesiyle davalı yanın sözleşme konusu güvenlik hizmetine ilişkin olarak ifa etmekle yükümlü olduğu bir ücret bedeli kararlaştırılmıştır. Davacı şirket, ilgili sözleşme ile ifa yükümlülüğü altına girdiği sitenin güvenlik hizmetlerini kusursuz ve eksiksiz bir biçimde yerine getirmek sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın kaynağının Tüketicinin Korunması Kanununa tâbi olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın Görev yönünden Reddi ile dosyanın Görevli Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2- HMK 20. Maddesi gereğince dosya kesinleştikten sonra 2 hafta içinde Görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunulmaz ise Davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtaratına, (ihtarat yayıpldı.)
3- Yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda Görevli Mahkemece karar verilmesine,
İlişkin karar yan vekillerinin yüzene karşı tebliğden itibaren iki hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça karar verildi. 28/05/2019

Katip …

Hakim …